• 3651
    taraftarından futbolcusuna tut yönetimine kadar herkes bir yerlere sorun aramakta. her kafadan bir ses çıkmaya başladı futbolcu menajerlerine kadar. taraftar çıkıyor diyor ki selçuk burak çok kötü sorun onlarda, selçuk çıkıyor diyor ki taraftarımıza iyi oynadığımı söylememem ama sorunu bende aramayın saha içine dizilişte oyun anlayışında arayın diyor. herkes sorun hakkında konuşmaya çalışıyor herkes ortaya bir sorun atıyor ancak kimse bu sorunu üstlenmeye çalışmıyor.
    yönetim, 4. yıldız 4. yıldız diyorlar bir birilerinin kuyusunu kazıyorlar sanki. yok fani aysal yok bana istediğim yetkileri verin, yok başka şeyler.
    gemi dibe doğru gidiyor ve kimse de geminin dibe doğru gitmesinin sebebini üstlenmiyor haliyle.
    taraftar çok sabırsız. 2 günde hocaya sallamaya başladık, şu an prandelli gitse mourinho gelse hemen yarın yine vakit lazım. neyin derdindesiniz anlamıyorum az sabır. ben iyi olcak prandelli demiyorum, yapaçak bir şey yok diyorum.

    dün balıkesirspor kadrosuna olcan adın alınmadı. yok yenilirsek tek suçlusu prandelli yok hoca neler yapıyon, messi, ronaldo olsa tamam yedeği olmayan futbolcular da. hoca belki mesaj veriyordur, belki bir şey bekliyordur, olcan sorun çıkartçak biri gibi gözükmüyor, prandelli de öyle. yok prandelli olcan yok şu yok bu prandelli. öldürüyoz adamı. bende gelinen şu ortam sebebiyle 20. şampiyonluktan çok ümitli değilim. ama yapacak bir şey yok.

    sitem edicekseniz ego lu insanlarımıza edin. sorun bulcaksanız asıl sorunun başı en başta egolu olan insanlarımızda sorun bulun. bir arsenal, bir manchester utd. modeli olmadı

    büyük grande imparatore fatih terimimiz kıymetlimis öküz altında buzağı vardı türk milli takımın başında onu aramaya gitti. eğer oyunun içindeysem gündem benim dedi. şu an anca o gelse takıma şu dakkadan şampiyonluğa götürür. başka biri çok zor. prandelli ye güvenmekte mecburuz. çünkü başka galatasaray yok.

    biz taraftar olarak, futbolcuları ıslıkladıkça, futbolcular çıkıp sorun bende değil oyun anlayışında dedikçe, başkanımız durumu kritik iken 4. yıldızı takamayız. ha bazı şerefsizler allem edip kallem edip karıştırmayı başarıyorlar galatasaray'ı. onun dışında taraftarımız da galatasaray'ın karışmasına yardımda bulunuyor.

    mesela çok zor değil 1 maç bok gibi de oynasa 90 dakika selçuk inan diye tezahürat yapsak ya ? 90 dakika girdiği 2713812 tane pozisyondan 1 tanesini bile atamayan burak yılmaz diye tezahürat yapsaksak ya ? belki düzelmezler belki istediğimiz seviyeye dönmezler ama başka selçuk inan yok. başka burak yılmaz yok. yerine doğru düzgün yedeği de yok gençler. zaten yabancı sınırı var. neyse derdimiz galatasaray hepimiz bir yerlerde sorun aradıkça. sezon sonu gelir hala o ona suç atar o onda sorun bulur şampiyonluk gider.

    herkes konuşmayıp işini yapsa çok daha güzel olur.
  • 3654
    ertem'i, ersin'i, serhat'ı, ntv'si yani kaypak medya tüm gücüyle sana saldırıyor; zerre içim acıyorsa şerefsizim.

    ama aptal taraftarın senden ümidi kesiyor ya bazen, işte o zaman bizim gibilerin canı yanıyor. imkanın olsa da taraftarını kendin seçebilsen diyorum içimden.

    bazen düşünüyorum, keşke diyorum; daha dürüst insanların yaşadığı toprakların takımı olsan...
  • 3655
    yazın yaptığım yurt dışı seyahatimde bana ne kadar büyük bir renge, kulübe, armaya ve tarihe gönül verdiğimi yeniden öğrenmiş kendi gözümle görmüş bulundum.

    seyahat boyunca roma - floransa - pisa - cinque terre - nice - monaco - barselona - paris - brüksel - brugge - amsterdam - berlin - prag - bratislava - budapeşte - viyana'da zaman geçirdim.

    seyahat boyunca yanımda çok değerli iki eşyamı götürdüm biri atkım biride formam. atkı ve formamı giyebildiğim takabildiğim her yerde giydim ve taktım. hem rengimizi belli etmek için hemde gelen tepkileri görmek adına.

    gittiğim her yerde aşırı ilgi ile karşılaştım, beklediğimden çok ama çok fazla.

    ''cimbom'' diye bağırandan tutunda ''ooo galatasaray, turkey'' diye bağırana kadar. sneijder, drogba, muslera, hagi, diyenleri saymıyorum bile.

    özellikle forma giyme istediğim roma'da kabardı, olaylı maç nedeniyle giydim bütün günde dolaştım. herhangi bir kötü tepki ile de karşılaşmadım.
    http://hizliresim.com/9pER9o
    http://hizliresim.com/gLyn4Z

    floransa'da ise her gören ya fatih terim diyordu daha doğrusu ''sinyor terim sinyor terim'' ya da ''prandelli'' hatta en çok soruya burada maruz kaldım. bazıları formayı nasıl alabileceklerini bile sordu.

    barselona'da resmen armamızı kıskandılar. onlarda kulüplerine çok bağlı olduklarından. formayı görünce ''barcelona'' diye bağıranlar da oldu, tanıyıp selam verenlerde. ama en çok tepkiyi ve geri dönüşü de buradan aldım. nou camp'ta gezerken atıldık hatta sırf bu yüzden polis bile geldi, bizi zorla dışarıya çıkardılar. olsun be oradan atılacaksak da galatasaray için atılalım ne olmuş deyip devam ettim.
    http://hizliresim.com/q2R3mB
    http://hizliresim.com/MlWXPk
    http://hizliresim.com/QgWJ4v
    http://hizliresim.com/78PYVP
    http://hizliresim.com/PEBpY6

    paris zaten bizim olduğundan her gören gözlerini iyice büyütüp iyice baktı. dedim sakin olun fransa zaten bizimdir.
    http://hizliresim.com/XYJyD0

    kalan her yerde de sürekli bir tanıyan, bilen hatta hayran olan çıktı. kısacası çok büyük bir takıma sahibiz. kıymetini bilelim, sahip çıkalım.

    daha da yukarıya taşımak için elimizden geleni yapalım ki en güzel en iyi şekilde hatırlayıp bilsinler bizi. yürekten inanıyorum buna ve umarım sezon sonu burada 4.yıldız kutlamaları yapacağız hep birlikte. yine her zaman olduğu gibi galatasaray ismini bir üst seviyeye daha taşıyacağız.

    şimdi kenetlenmek için tam sırası.
  • 3661
    bu onumuzdeki ay yine cok seye gebe. prandelli senden hic isik alamadim ama ne yap et su bir ayda en azindan dort macta sekiz yada on puan topla. valla camia olarak cokmemek senin elinde:( aysal terim yalman falan artik hikaye. gun itibariyle aysalin adayliktan cekilmesiyle bir ay sonra basi degisecek bir galatasaray var. bu demek herkesin diken ustunde olmasi demek. hergun alp yalmanin prandelliyi istemeyecegi konuşulacak gazetelerde. galatasaray psikolojik olarak yipratilmaya calisilacak. prandelli de henuz tanimaya calisirken buralari, bir anda kaosu icinde hissedecek. bu durumda takimi ayakta tutmak zordur. hele ki hala takim sallantidayken bu daha da zor olacaktir. gunlerdir prandelliye ofke kusuyorum burada oynattigi oyun nedenli. ama su bi ay o kadar zor gececek ki ne olursa olsun birlik olmamiz gerekicek. clden ve ligden kopabilir ve hatta avrupa ligi bile hayal kalabilir su surecin sonunda bizim icin. bu yuzden bugunden itibaren tribunler yonetimdeki hicbirseyden etkilenmemeli. oyle bir kenetlenme olmali ki ölüyü diriltmeli su takim.

    en buyuk yuk ustunde prandelli. ne yap et su dort macta(cl ile alti) kayip verme. bizleri utandir. yonetim futbolcu taraftar icin en zorlu bir ay bugun basladi.

    gazamiz mubarek olsun.
  • 3663
    bizim akran ünlü biri var -belki birgün ismini de yazarım buraya- floryada kulağıma eğilip
    - sana bir sır vereceğim
    - hayırdır
    - galatasaraylı olduğum gün anam s....... benim
    dedi.

    böylede bir kulüptür. içiyle dışıyla tribünü ve taraftarı ile deli eder insanı. gönül verdiğin kulübün yönetimine gelen koca koca başarılı iş adamlarının eline geçen tarihi fırsatları nasıl heba ettiğini, kulübü nasıl sürekli borç batağına sapladıklarını görüp delirirsin. elinden bir şey gelmez. adını huysuza çıkarırlar falan filan.
  • 3666
    bizi sevenleri uzmeyenlerdeniz biz. es dost para guc sohret...hic bir seyi galatasaray'in onune koymayanlardaniz.

    menfaatsiz sevenlerden, 2000 baharinda kal bizimle diye inleyen tribunlere sirtini donmeyenlerdeniz.

    birakip gidemeyiz, gitmeyi hic dusunemeyiz. en kotu gunde bile armadan vazgecemeyiz.

    hep bural'arda' olmayi secenlerdeniz biz, ve cocukluk hayalini terketmeyenlerden...

    ve biz...

    futbolcusuna vucudundaki son damla kani da akit gel diyenlerdeniz . kendini begenmislere, "nasil yukleniyoruz nasil bir tempo " nidalariyla dort bir yani inlete inlete siktir git diyenleriz.

    ali sami yen'iz, metin'iz hagi'yiz.

    herkes gider biz kaliriz diye bagiriyoruz ya hani...

    onca gidene ragmen biz hala buradayiz iste. sirtimizda parcali, elimiz kalbimizde. haydi bastir be gaassaray.
  • 3668
    http://www.youtube.com/watch?v=Jcy37C5SN0M

    game of thrones'un 1. sezon 5. bölümünden bir sahne.
    izlememiş olan varsa merak etmesin, spoiler içerdiği söylenebilir bir sahne değil.
    şöyle bir özet geçeyim hiç izlememiş olanlar için.
    görüntülerde gördüğünüz sakallı tombul arkadaş robert baratheon. kendisi bir önceki kralı devirmiş mevcut kral.
    abla da eşi cersei.
    robert'in indirdiği kralın oğlu viserys'in, deniz ötesinde yaşayan göçebe dothrakileri örgütlediği ve denizi geçerek saldıracağı konuşuluyor o sıralar krallıkta.
    bu tehlike üzerine aralarında şu konuşma geçiyor:

    robert baratheon: let's say viserys targaryen lands with 40,000 dothraki screamers at his back. we hole up in our castles. a wise move. only a fool would meet the dothraki in an open field. they leave us in our castles. they go from town to town, looting and burning, killing every man who can't hide behind a stone wall, stealing all our crops and livestock, enslaving all our women and children. how long do the people of the seven kingdoms stand behind their absentee king, their cowardly king hiding behind high walls? when do the people decide that viserys targaryen is the rightful monarch after all?
    cersei: we still outnumber them
    robert baratheon: which is the bigger number? five or one?
    cersei: five.
    robert baratheon: five... one...
    one army, a real army, united behind one leader with one purpose.

    robert baratheon: diyelim ki viserys targaryen (tahtın sahibi olduğunu iddia eden deniz ötesinde örgütlenmeye çalışan bir önceki kralın varisi) 40.000 dothrakiyle beraber karaya indi. kalelerimize çekildik. akıllıca bir hamle. sadece bir aptal dothrakilerle meydan savaşına girer. bizi kalelerimizde bıraktılar. şehirden şehire giriyorlar, yağmalayıp yakıyorlar, taş duvarların ardına saklanamayan her adamı öldürüp, ekinlerimizi ve hayvanlarımızı çalıyorlar, bütün kadın ve çocuklarımızı esir alıyorlar. sence yedi krallık'ın insanları ortalıkta gözükmeyen kralları için ne kadar direnirler? yüksek duvarların ardına saklanmış korkak kralları için? viserys targaryen'in esas hükümdar olduğuna ne zaman karar verirler?
    cersei: hâlâ onlardan kalabalığız.
    robert baratheon: hangisi büyüktür? beş mi bir mi?
    cersei: beş.
    robert baratheon: beş... bir. bir ordu, bir liderin arkasında bütünleşmiş bir amaca sahip gerçek bir ordu.

    şimdi diyeceksiniz ki cladi, bunun galatasaray'ımızla ne ilgisi var?
    çok ilgisi var...
    ilk izlediğimde de aklıma önce galatasaray sonra türkiye gelmişti.
    bizde o kadar çok kral ve o kadar çok ordu var ki!
    hepsi bambaşka amaçların peşinde, bambaşka örgütlenmeler içinde, bambaşka yerlerden binmiş galatasaray'ın sırtına, bazısı onbeş bazısı seksenbeşinde, sömürüp duruyorlar galatasaray'ı.
    hiç kimsenin umrunda değil aslında galatasaray.
    galatasaray, hepsi için bir araç olmuş.
    hepsi kendi egolarının tatminini amaçlamış.

    kimisinin ağzı "aslolan galatasaray" derken, eli galatasaray düşmanlarıyla sıkışmış, galatasaray düşmanlarının hazırladıkları tatlı emeklilik sözleşmelerine imza atmış.
    kimisinin ağzı "hiçbir yere gitmiyorum" derken, eli daha iki ay geçmeden başka sözleşmelere imza atmış yine.
    kimisi hep "galatasaray'a canımı feda" derken ihtiyaç olduğunda hiçbirisi çıkıp ne galatasaray'ın ne de galatasaray'ın aslanlarının haklarını savunmak için iki kelâm etmemişler.
    kimisi sırf kendileri ve sahipleri prim yapsınlar diye galatasaray'a ve aslanlarına iftiralar atmışlar, "ligde böyle koşmuyor" demişler.
    kimisini hep adamlığıyla tanırken biz, gitmiş çorap peşine düşmüş, gitmiş mazluma karşı zalimin yanında durmuş, gitmiş yaptığı iyiliklerin reklamını yapıp ne menem olduğunu kanıtlamış.
    kimisi tam o bir lider olabilecekken, arkasında hepimizi bütünleştirebilecekken "malesef para ve teminat verdim" demiş, tam elinde bütünleşmek için çok büyük bir fırsat varken bırakıp gitmiş galatasaray'ı.

    ama kimisi de var ki, geçtim teknik direktörlük kariyerini; o tanımlamaya sözcük haznelerimizin yetmeyeceği, belki birkaç dil bir arada kullansak ancak yaklaşabileceğimiz bir oyunculuk kariyerini dahi tehlikeye atarak, galatasaray ne zaman çağırdıysa gelmiş, galatasaray için savaşmaktan asla kaçmamış, galatasaray için kariyer anlamında savaşmış ve ölmüş.
    kimisi var ki sessiz sedasız ayrılmış; ayrılmak zorunda kalmış, gittiği yerde hep sessiz sedasız işini yapmış, sonra çağrılmış gelmiş, elinde başka olanaklar varken onların peşinden gitmemiş, bunların sözünü hiç etmemiş, yine gönderilmiş yine ses etmemiş, hep sadece galatasaray'ı sevmiş, sessiz sedasız.
    kimisi onca ayartmalara, onca kanına girmelere rağmen, "galatasaray. o daha vefalı" demiş, "bizi sevmeyenleri üzmeyelim" demiş.
    kimisi sol açıkta yalnız kaldığı gibi sırf düşünceleri yüzünden yalnız bırakılmış, formadan da uzaklaştırılmış ama bir kez olsun gönül koymamış galatasaray'a. bir kez olsun kimliğinden "galatasaraylı" sıfatını çıkarmamış.

    bizim bir galatasaray'ımız var.
    bir galatasaray olmalı zaten.
    bir amaca sahip. galatasaraylı sıfatını oluşturan değerleri kendinde toplamış, arkasında birleşilecek, gerçek bir lidere sahip olmalı galatasaray.
    galatasaray'ı araç olarak gören 15'inden 85'ine herkesi ayıklamalı, ayıklayabilmek için de ayık olmalıyız.
    tek bir vücut olmalı, beraber nefes almalı, beraber yürümeliyiz düşman üzerine.

    bu birliği organize edecek olan taraftardır.
    sensin.
    benim.
    o.

    aldanmayın artık "geçmişte şunu yaptı", "şunu dedi", "bunu reddetti" falan filana.
    açın gözlerinizi.
    sadece bir galatasaray var.
    diğer her şey galatasaray'ın ışığıyla hayat bulan varlıklar.
    galatasaray olmasaydı hepsi karanlıkta kalacaktı.
    galatasaray hepsinin ve hepimizin güneşidir.
    bu güneşin gücü, sizin, benim, onun karşılıksız sevgisidir.
    bu sevginin, bu gücün bu ışığın değerini bilmeyen, galatasaray'dan gelen ışıkla yansıyan, bu yansımayla yanılsayan, kendini güneş zannedip kendisine o parlaklığı veren esas gücü unutanlara, o gücü, o ışığı ve sevgiyi ortada bırakanlara, sırtını çevirenlere, ihanet edenlere itibar etmeyin.

    bir olun, birlik olun.
    yoksa amacı ve yöntemleri haksız da olsa, bir olabilenler bizi yerle bir edecekler.
    ama biz bir olursak...
    işte o zaman asla yıkılmayacağız kardeşlerim.
    belki yenileceğiz. belki bazen şampiyonluklar kaybedeceğiz. belki kupalara uzanamayacağız bazen.
    ama asla yıkılmayacağız.

    *
  • 3675
    galatasaray;

    geçmişimizdir...
    anılarımızdır...
    gururumuzdur...
    sadakattir...
    ilk heyecandır...
    adrenalindir...
    tribünden karşı yakaya edilen küfürdür...
    kızla kavga sebebidir...
    yıllardır hergün bıkmadan usanmadan takip ettiğindir...

    kızarsın, söversin, küsersin ama hep seversin...
    ve onu sevmenin bir sebebi yoktur artık...ailen gibidir, seversin sadece... ne skor, ne kupa, ne yönetici, ne futbolcu, ne hoca, ne stadyum, ne de forma... hiçbiri değil.

    sarıyla kırmızı, bir de arma sadece...
App Store'dan indirin Google Play'den alın