• 3675
    http://www.youtube.com/watch?v=Jcy37C5SN0M

    game of thrones'un 1. sezon 5. bölümünden bir sahne.
    izlememiş olan varsa merak etmesin, spoiler içerdiği söylenebilir bir sahne değil.
    şöyle bir özet geçeyim hiç izlememiş olanlar için.
    görüntülerde gördüğünüz sakallı tombul arkadaş robert baratheon. kendisi bir önceki kralı devirmiş mevcut kral.
    abla da eşi cersei.
    robert'in indirdiği kralın oğlu viserys'in, deniz ötesinde yaşayan göçebe dothrakileri örgütlediği ve denizi geçerek saldıracağı konuşuluyor o sıralar krallıkta.
    bu tehlike üzerine aralarında şu konuşma geçiyor:

    robert baratheon: let's say viserys targaryen lands with 40,000 dothraki screamers at his back. we hole up in our castles. a wise move. only a fool would meet the dothraki in an open field. they leave us in our castles. they go from town to town, looting and burning, killing every man who can't hide behind a stone wall, stealing all our crops and livestock, enslaving all our women and children. how long do the people of the seven kingdoms stand behind their absentee king, their cowardly king hiding behind high walls? when do the people decide that viserys targaryen is the rightful monarch after all?
    cersei: we still outnumber them
    robert baratheon: which is the bigger number? five or one?
    cersei: five.
    robert baratheon: five... one...
    one army, a real army, united behind one leader with one purpose.

    robert baratheon: diyelim ki viserys targaryen (tahtın sahibi olduğunu iddia eden deniz ötesinde örgütlenmeye çalışan bir önceki kralın varisi) 40.000 dothrakiyle beraber karaya indi. kalelerimize çekildik. akıllıca bir hamle. sadece bir aptal dothrakilerle meydan savaşına girer. bizi kalelerimizde bıraktılar. şehirden şehire giriyorlar, yağmalayıp yakıyorlar, taş duvarların ardına saklanamayan her adamı öldürüp, ekinlerimizi ve hayvanlarımızı çalıyorlar, bütün kadın ve çocuklarımızı esir alıyorlar. sence yedi krallık'ın insanları ortalıkta gözükmeyen kralları için ne kadar direnirler? yüksek duvarların ardına saklanmış korkak kralları için? viserys targaryen'in esas hükümdar olduğuna ne zaman karar verirler?
    cersei: hâlâ onlardan kalabalığız.
    robert baratheon: hangisi büyüktür? beş mi bir mi?
    cersei: beş.
    robert baratheon: beş... bir. bir ordu, bir liderin arkasında bütünleşmiş bir amaca sahip gerçek bir ordu.

    şimdi diyeceksiniz ki cladi, bunun galatasaray'ımızla ne ilgisi var?
    çok ilgisi var...
    ilk izlediğimde de aklıma önce galatasaray sonra türkiye gelmişti.
    bizde o kadar çok kral ve o kadar çok ordu var ki!
    hepsi bambaşka amaçların peşinde, bambaşka örgütlenmeler içinde, bambaşka yerlerden binmiş galatasaray'ın sırtına, bazısı onbeş bazısı seksenbeşinde, sömürüp duruyorlar galatasaray'ı.
    hiç kimsenin umrunda değil aslında galatasaray.
    galatasaray, hepsi için bir araç olmuş.
    hepsi kendi egolarının tatminini amaçlamış.

    kimisinin ağzı "aslolan galatasaray" derken, eli galatasaray düşmanlarıyla sıkışmış, galatasaray düşmanlarının hazırladıkları tatlı emeklilik sözleşmelerine imza atmış.
    kimisinin ağzı "hiçbir yere gitmiyorum" derken, eli daha iki ay geçmeden başka sözleşmelere imza atmış yine.
    kimisi hep "galatasaray'a canımı feda" derken ihtiyaç olduğunda hiçbirisi çıkıp ne galatasaray'ın ne de galatasaray'ın aslanlarının haklarını savunmak için iki kelâm etmemişler.
    kimisi sırf kendileri ve sahipleri prim yapsınlar diye galatasaray'a ve aslanlarına iftiralar atmışlar, "ligde böyle koşmuyor" demişler.
    kimisini hep adamlığıyla tanırken biz, gitmiş çorap peşine düşmüş, gitmiş mazluma karşı zalimin yanında durmuş, gitmiş yaptığı iyiliklerin reklamını yapıp ne menem olduğunu kanıtlamış.
    kimisi tam o bir lider olabilecekken, arkasında hepimizi bütünleştirebilecekken "malesef para ve teminat verdim" demiş, tam elinde bütünleşmek için çok büyük bir fırsat varken bırakıp gitmiş galatasaray'ı.

    ama kimisi de var ki, geçtim teknik direktörlük kariyerini; o tanımlamaya sözcük haznelerimizin yetmeyeceği, belki birkaç dil bir arada kullansak ancak yaklaşabileceğimiz bir oyunculuk kariyerini dahi tehlikeye atarak, galatasaray ne zaman çağırdıysa gelmiş, galatasaray için savaşmaktan asla kaçmamış, galatasaray için kariyer anlamında savaşmış ve ölmüş.
    kimisi var ki sessiz sedasız ayrılmış; ayrılmak zorunda kalmış, gittiği yerde hep sessiz sedasız işini yapmış, sonra çağrılmış gelmiş, elinde başka olanaklar varken onların peşinden gitmemiş, bunların sözünü hiç etmemiş, yine gönderilmiş yine ses etmemiş, hep sadece galatasaray'ı sevmiş, sessiz sedasız.
    kimisi onca ayartmalara, onca kanına girmelere rağmen, "galatasaray. o daha vefalı" demiş, "bizi sevmeyenleri üzmeyelim" demiş.
    kimisi sol açıkta yalnız kaldığı gibi sırf düşünceleri yüzünden yalnız bırakılmış, formadan da uzaklaştırılmış ama bir kez olsun gönül koymamış galatasaray'a. bir kez olsun kimliğinden "galatasaraylı" sıfatını çıkarmamış.

    bizim bir galatasaray'ımız var.
    bir galatasaray olmalı zaten.
    bir amaca sahip. galatasaraylı sıfatını oluşturan değerleri kendinde toplamış, arkasında birleşilecek, gerçek bir lidere sahip olmalı galatasaray.
    galatasaray'ı araç olarak gören 15'inden 85'ine herkesi ayıklamalı, ayıklayabilmek için de ayık olmalıyız.
    tek bir vücut olmalı, beraber nefes almalı, beraber yürümeliyiz düşman üzerine.

    bu birliği organize edecek olan taraftardır.
    sensin.
    benim.
    o.

    aldanmayın artık "geçmişte şunu yaptı", "şunu dedi", "bunu reddetti" falan filana.
    açın gözlerinizi.
    sadece bir galatasaray var.
    diğer her şey galatasaray'ın ışığıyla hayat bulan varlıklar.
    galatasaray olmasaydı hepsi karanlıkta kalacaktı.
    galatasaray hepsinin ve hepimizin güneşidir.
    bu güneşin gücü, sizin, benim, onun karşılıksız sevgisidir.
    bu sevginin, bu gücün bu ışığın değerini bilmeyen, galatasaray'dan gelen ışıkla yansıyan, bu yansımayla yanılsayan, kendini güneş zannedip kendisine o parlaklığı veren esas gücü unutanlara, o gücü, o ışığı ve sevgiyi ortada bırakanlara, sırtını çevirenlere, ihanet edenlere itibar etmeyin.

    bir olun, birlik olun.
    yoksa amacı ve yöntemleri haksız da olsa, bir olabilenler bizi yerle bir edecekler.
    ama biz bir olursak...
    işte o zaman asla yıkılmayacağız kardeşlerim.
    belki yenileceğiz. belki bazen şampiyonluklar kaybedeceğiz. belki kupalara uzanamayacağız bazen.
    ama asla yıkılmayacağız.

    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın