futbolcuya özel gol müziği çalmak

• 1

  2022-2023 sezonunda takımımızın tekrar hortlattığı olay. bunu en çok beşiktaş yapıyor ve çok saçma buluyordum. başımıza gelmesinden maalesef ki memnun değilim.
  
  bu durum ucu bucağı olmayan bir şey. her futbolcuya özel gol müziği çalmanın stadyumu koca bir tiktok dünyasına çevireceği gibi, böyle muamele görmeyen futbolcuları da yetersiz psikolojisine sokacağını düşünüyorum. harry kewell ve daddy cool arasındaki ikonikleşmiş uyum gibi bir şey de değil çalınan şarkılar.
  
  2022-2023 sezonunda
  gomis - sen olsan bari ve icardi - aşkın olayım ile başlayıp
  zaniolo - roma'yı da yakarım şeklinde devam edeceği söylenen olay.
  
  mertens falan çıkıp "ben gariban mıyım aga" dese yeridir.
  
  son olarak, i will survive candır. anısı vardır. o anılara yenilerinin eklenebilmesi için daha da yaşatılmalıdır.
• 2

  bokunu çıkarmamamız gereken olay. gomis, icardi tamam. bunlar zaten direkt golcüler. her topçuya ayrı şarkı demek bir yerden sonra stadın saçma sapan bir hale gelmesi demek. kaldı ki bizim zaten muhteşem bir gol müziğimiz var.
• 4

  kendiliğinden olduğu ve doğaçlama bir şaka/bir nüans barındırdığı için güzeldi; mesela gomis'in aleyna tilki şarkısında dans etmesi şaşırtıcı ve sempatikti, iş büyüdü ve gomis kamyonla gol attığı için şarkı ağzımıza dolandı. icardi, harika performans verip bir de özletince, o aşk bir şarkıya saplandı, tiktok oldu, bir şey oldu... bunlar olmadan, 'uygulama' gibi otomatik yapmayı şık bulmuyorum şahsen.
  
  zaniolo'ya şimdiden şarkı beğenmek ne alaka mesela? "yakarım, roma'yı da yakarım" şarkısı öneriliyor üstelik. arda'ya, ath. madrid'e gider gitmez, "istanbul'a kafam girsin"li falan şarkı çalmaları hoşunuza gider miydi? şakanın, eğlencenin de bir üslubu var. bize yakışan şeyler, bize yakıştığı kadar güzel... bozmaya çalışmayalım derim.
• 5

  https://www.youtube.com/watch?v=cSnBX9w2lvc
  
  bundan sonra bu işi yukarıdaki gruba bırakmamız gerekiyor.
  adamlarda uyarlama, güfte, canlı müzik bütün olaylar var.
  hatta taraftarın anlık gol sevincine bağlı potpori ışığı bile gördüm.
  eserler birbirine uyumlu olduğu için taraftar da zorlanmaz.
• 3

  kesinlikle ve kesinlikle karşı çıktığım durumdur.
  
  yeniliğe ve popüler kültüre ayak uydurmak güzel şeylerdir ama işi abartı boyutuna getirmemek gerekiyor. oldu olacak muslera her kurtarış yaptığında panter müziği çalsın, nelsson kafa topu aldığında iskandinavların doğayla iç içe eşsiz müziği çalsın, torreira'nın her defansif katkısında tazmanya canavarı müziği çalsın, zaniolo'da roma'yı yakarım(oliveira'da da bunu çalmak lazım, o da oradan geldi ayıp olmasın), icardi'de halı hazırda aşkın olayım çalıyor, kerem için harry potter müziği, bide mertens, sacha, rashica, yunus, apo için buluruz!
  
  bakın şöyle düşünün,
  
  bu sezon* ligde şampiyon olduk ve ön elemeleri geçerek şampiyonlar ligine katıldık diyelim,
  şampiyonlar ligi müziğinin vermiş olduğu eşsiz bir gazla üçlü çektirip, x bir takımla mücadeleye başlıyoruz. dakikalar 70'i gösterdiğinde zaniolo gol atıyor...
  hah işte tam bu sırada ebru gündeş'in "yakarıımmm roma'yı da yakarım" müziği mi çalsın, yoksa bizimle özdeşleşen i will survive müziği mi?
  
  bu soruya ebru gündeş veya herhangi bir şarkıcı diyen çıkarsa, hiç kusura bakmasın ama maça gelmek yerine gitsin tiktok uygulamasında çılgınlar gibi dans etsin.
  
  lafa gelince geçmişten gelen genlerimizle gurur duymasını biliyoruz ama iş yaşatmaya gelince popüler kültür adı altında yok ediyoruz.
  
  not: muhammed emin özkan'ın zaniolo için yaptığı edit müziği bu işin istisnasıdır. böyle anlamlı şeyleri yaşatmaktır işte bizim geleneğimiz!