• 3
    kesinlikle ve kesinlikle karşı çıktığım durumdur.

    yeniliğe ve popüler kültüre ayak uydurmak güzel şeylerdir ama işi abartı boyutuna getirmemek gerekiyor. oldu olacak muslera her kurtarış yaptığında panter müziği çalsın, nelsson kafa topu aldığında iskandinavların doğayla iç içe eşsiz müziği çalsın, torreira'nın her defansif katkısında tazmanya canavarı müziği çalsın, zaniolo'da roma'yı yakarım(oliveira'da da bunu çalmak lazım, o da oradan geldi ayıp olmasın), icardi'de halı hazırda aşkın olayım çalıyor, kerem için harry potter müziği, bide mertens, sacha, rashica, yunus, apo için buluruz!

    bakın şöyle düşünün,

    bu sezon* ligde şampiyon olduk ve ön elemeleri geçerek şampiyonlar ligine katıldık diyelim,
    şampiyonlar ligi müziğinin vermiş olduğu eşsiz bir gazla üçlü çektirip, x bir takımla mücadeleye başlıyoruz. dakikalar 70'i gösterdiğinde zaniolo gol atıyor...
    hah işte tam bu sırada ebru gündeş'in "yakarıımmm roma'yı da yakarım" müziği mi çalsın, yoksa bizimle özdeşleşen i will survive müziği mi?

    bu soruya ebru gündeş veya herhangi bir şarkıcı diyen çıkarsa, hiç kusura bakmasın ama maça gelmek yerine gitsin tiktok uygulamasında çılgınlar gibi dans etsin.

    lafa gelince geçmişten gelen genlerimizle gurur duymasını biliyoruz ama iş yaşatmaya gelince popüler kültür adı altında yok ediyoruz.

    not: muhammed emin özkan'ın zaniolo için yaptığı edit müziği bu işin istisnasıdır. böyle anlamlı şeyleri yaşatmaktır işte bizim geleneğimiz!
App Store'dan indirin Google Play'den alın