1
bir süredir farklı tartışmalara girerken aklımın bir köşesinde tuttuğum düşünce.
taraftarlık bir bağımlılık esasen. herhangi bir mantık temeline dayanmadan körü körüne çoğu zaman anlamsızca duygu yoğunluğu yaşama durumu. bu bağlamda mesela bir renge, kulübe veya ekole aşık olmak bireyin belli bir takım coşku ve aidiyet ihtiyacını karşılıyor mutlaka. ancak kişiler bazında durum böyle değil.
bakıyorum mesela çıkıp her mecrada savunduğumuz oyuncularımıza. hiçbirini gerçek hayatta arkadaş veya dost olarak görebileceğimi düşünmüyorum. bizim oyuncularımız da dahil olmak üzere birçok futbolcunun aslında kısır bir hayat bakışı olduğunu, iki lafı bir araya getiremediğini ve temas ettikleri hayatlara katabilecekleri pek bir değerlerinin olmadığını görebiliyoruz. hal böyle iken doğal olarak sistemin çarpıklığı biraz daha ön plana çıkıyor bence.
makro perspektiften bakıldığında toplum için pek bir niteliğe sahip olmayan bireyleri çok yücelttiğimiz için mi bu sorunlarla uğraşıyoruz acaba?
taraftarlık bir bağımlılık esasen. herhangi bir mantık temeline dayanmadan körü körüne çoğu zaman anlamsızca duygu yoğunluğu yaşama durumu. bu bağlamda mesela bir renge, kulübe veya ekole aşık olmak bireyin belli bir takım coşku ve aidiyet ihtiyacını karşılıyor mutlaka. ancak kişiler bazında durum böyle değil.
bakıyorum mesela çıkıp her mecrada savunduğumuz oyuncularımıza. hiçbirini gerçek hayatta arkadaş veya dost olarak görebileceğimi düşünmüyorum. bizim oyuncularımız da dahil olmak üzere birçok futbolcunun aslında kısır bir hayat bakışı olduğunu, iki lafı bir araya getiremediğini ve temas ettikleri hayatlara katabilecekleri pek bir değerlerinin olmadığını görebiliyoruz. hal böyle iken doğal olarak sistemin çarpıklığı biraz daha ön plana çıkıyor bence.
makro perspektiften bakıldığında toplum için pek bir niteliğe sahip olmayan bireyleri çok yücelttiğimiz için mi bu sorunlarla uğraşıyoruz acaba?