frank rijkaard

	Franklin Edmundo Rijkaard
	Görev	:	Teknik Direktör
	Takım	:	Kariyer Sonu
	Yaş	:	62
	Uyruk	:	Hollanda

• 1951

  yemin ediyorum, hakkındaki yorumları okumayayım, sinirlerim zıplamasın diye sözlüğe girmediğim teknik direktör.
• 1952

  bugün istifa edip gitmesi gerektiğini düşündüğüm teknik direktörümüz.*
• 1953

  galatasaray ı bırakıp gitmek istediğini, kafasının karışık olduğunu düşündüğüm hocamız.
• 1954

  futbolu hepimizden iyi bildiğini düşünürsek - ki ben kendi adıma öyle düşünüyorum- yanında neskeens, alt yapının başında jan derks - tugay kerimoğlu gibi isimler varken, giden oyuncuların akibetini de yine en iyi bu adamlar biliyordur diye düşünüyorum.
  
  serdar eylik dışında benim için ümit vaad eden isimler değillerdi bu çocuklar. serdar'ı da hocalarımız eminim hepimizden daha iyi analiz etmişlerdir.
  
  sonuna kadar güveniyorum hocamıza ben, yıllardır ayılıp bayılarak anlattığımız alt yapımızdan bir arda var şuan, diğerleri de arda olsaydı çıkıp bir şeyler yapsalardı. yapamadıkları için ayrıldılar takımdan.
• 1955

  çok yerinde bir analiz için;
  
  http://www.ntvmsnbc.com/id/25097709/
• 1956

  galatasaray'ı bırakmayacaktır. o ekolden değildir. sıkıldım, gidiyorum diyecek bir yapısı yok. aksine ondan sıkılanlardan ben çok sıkıldım.
• 1957

  (bkz: hepimiz kadife ayaklıyız)
• 1958

  dünyanın en iyi 5 teknik direktöründen biridir. **
• 1959

  bende ayna etkisi yaratan teknik direktörümüz. akşamları şu sözlüğe girip iki stres atalım diyoruz, fırt sol farmeden fırlıyor ismi. ayna alkollü adamı çarpar, o yüzden hiç bir meyhaneye ayna konmaz. ulan adam gitti memleketine, karısı ve çocuğu ile kafasını dinliyor, ben de bu başlığı gördükçe adamcağızın kulağını çınlatmak zorunda kalıyorum. yazıktır günahtır ya.
• 1960

  inanılmaz bir taraftar kitlesi var. ne söylesek boş. okudukları okulların duvarlarına kafa atmak isteği ile dolup taşmaktayım. erkek öğretmenlerini tek tek bulup ağız burun dalmak istiyorum.
• 1961

  taraftar kitlesi edinmek için içi boş yazılar yazmayı değil , güzel futbol ve kupaları kullanan adam. bu bile taraftarı olmak için yeterli.
• 1962

  http://vliegendenederlander.blogspot.com/...n-defans-secimi.html
• 1963

  evliliğe üçüncü kez adım atacak olan teknik direktörümüz.
  
  http://www.sporx.com/...ig/195864/?takim=108
  
  edit:seningulenyuzunekurbana teşekkürler.
• 1964

  amsterdam'da evlenecektir.
• 1965

  evliliğin futbolculara her zaman iyi geldiği bilinen bir şey,umarım teknik direktörlere de iyi geliyordur.
• 1966

  bugun amsterdam'da evlenmis olan teknik direktorumuz. insallah ucuncu* evliligi omur boyu surer. hollandalilar dedigi gibi: " 3 keer is scheepsrecht " olsun.*
  
  stephanie, rijkaard ve santiye omur boyu mutluluklar dilerim.
  
  edit: goruntuler aksam bir hollanda kanalinin sitesinde verilecekmis. bulursam veririm linki.
  
  edit 2: fotograflar icin http://www.telegraaf.nl/prive/article6854242.ece ve http://glamour.blog.nl/...tefanie-zie-de-fotos
  
  edit 3: goruntuler icin: http://www.rtl.nl/...t_zijn_stephanie.xml
• 1967

  düğününde hiç bir galatasaraylı yöneticinin olmaması, resmi siteden hiç bir tebrik mesajı yayınlanmaması ilginçtir.
• 1968

  --- alıntı ---
  
  --------mutluluğun resmidir--------
  
  milyonlarca galatasaraylı'yı mutlu edemedi ama dün ayakları resmen yerden kesilmişti. cim bom'da hayal kırıklıklarıyla geçen bir sezonu geride bırakan frank rijkaard, stephanie rucker'le dünyaevine girdi. hollandalı teknik adamın bu özel gününe türk spor basınında sadece fanatik tanıklık etti.
  
  galatasaray teknik direktörü frank rijkaard, bir süredir beraber yaşadığı stephanie rucker’le hayatını birleştirdi. amsterdam arena otel’de seçkin davetlilerin katılımıyla gerçekleşen düğünde türk medyasından sadece fanatik vardı. özel davetli listesinin dışında düğüne katılmak isteyen hiç kimse içeriye alınmazken, yabancı medya kuruluşlarından çoğunlukla magazin muhabirlerinin görevlendirilmesi dikkat çekti. rijkaard’ı yakın akrabaları ve dostlarının yanı sıra galatasaray’daki yardımcıları johan neeskens, albert roca pujol, carlos quadrat ve nezihi boloğlu ile tercümanı mert çetin yalnız bırakmadı. son derece heyecanlı görünen rijkaard çifti basına poz verirken, sadece mutlu olduklarını söyleyip hiçbir açıklama yapmadan ayrıldılar. eğlence arena otel’de gecenin geç saatlerine kadar, sadece özel davetlilerin alındığı özel bir bölümde devam etti.
  
  ---avrupa onları konuşuyordu---
  
  mutluluğu gözlerinden okunan çiftin, santi adını verdikleri bir de bebekleri var. bayan stephanie, rijkaard’ın 19 yıllık evliliği sırasında çocuklarının bakıcılığını yapıyordu. ikilinin yaşadığı aşk, avrupa’da magazin gündeminin uzun süre ilk sırasında yer almıştı.
  
  mehmet demircan/fanatik çok özel
  
  --- alıntı ---
  
  http://foto.fanatik.com.tr/...38/fft1mm1023494.jpg
  
  http://fanatik.ekolay.net/...Detail_32_179423.htm
• 1969

  an itibariyle tam 1 yil olmu$tur sari kirmizi formayi giyeli.
• 1970

  kendisine 1 yıl önceki güveni hala duymaktayım ve hala bizimle birlikte olmasından gurur duymaktayım. başarılı olacağına adım gibi eminim.
• 1971

  eğer sözleşmesi uzatılmayacaksa hemen bugün yol verilmesi gereken teknik direktördür. bu sene yapılacak transferler ve takımdan gönderilecek adamlar hep frank rijkaard'ın total futbol anlayışına göre belirlenecek. bir sene oynatılmaya çalışılacak sistem için boşu boşuna masrafa girmeye gerek yok. ne biz yorulalım ne de rijkaard yorulsun.
  ha yönetim çıkar adam gibi "rijkaardla devam etmesek bile onun oturtmaya çalıştığı sistemde futbol oynatmaya çalışan bir hocayla devam edeceğiz" derse işler değişir. ne güzel olur.
  ama göremiyorum arkadaş. ne hocada ne futbolcularda ne de yönetimde bir aşk, hırs göremiyorum. ekol takımı olma ısrarı göremiyorum. adnan yönetimi belirsizlik politikası yürütüyor. stad yapılıyor adam gibi açıklama yok, transfer yapılacak taraftarı bilgilendirecek 2 demeç yok. hayır rijkaard denen hoca boş kalacak adam olsa zerre telaşlanmam ama adamı bi salsak interi mi kapar milanı mı belli değil. rijkaard sonrası planı nedir bu takımın ? iki yıl total futbol için transfer yaptıktan sonra yine alman hoca mı gelecek takımın başına ? taraftarın derdi bitmez arkadaş* kötü hoca geldiğinde gideceği zaman merak edilir, iyi hoca geldiğinde sözleşmesi uzatılmadı aha kacacak diyerek iyi hoca sonrası takım politikası merak edilir. canını yediğimin galatasaray'ı dert sahibi oldum senin yüzünden*
• 1972

  şayet başkan ve yönetim dirayetli davranamazsa medya baskısıyla seyrantepe'de ki ilk maça çıkmadan önce gönderilme ihtimalini çok yüksek bulduğum teknik direktörümüz.
• 1973

  düğünü ile ilgili lig tv haberi:
  http://www.ligtv.com.tr/...=1&hid=73375
• 1974

  2, 3 ay öncesine kadar dahi sıfatı yakıştırılan daum'un ve göklere çıkartılan mustafa denizli'nin kovulduğu bir ülkede bütün sezon yerden yere vurulmasına rağmen hala görevinin başında olan teknik direktörümüz.
• 1975

  1 yıl önce göreve geldiğinde söylediğim şeyi bugün de söylüyorum; galatasaray'da görev almış ve görev alacak hocaların en değerlilerinin başında geliyor kendisi. galayasaray'ın şu anki en büyük teminatıdır, lakin futbolu dehşetengiz şekilde bilen türk medyası, taraftarı yahut sokaktan büyük havayla geçen, yumurta topuk ayakkabılarının çıkardığı sesle mahallelerimizi şenlendiren eski zaman kabadayıları tarafından eleştirilebilmektedir. ağzımda eriyen bitter çikolatanın halet-i ruhiyem üzerinde bıraktığı etkiyle, acı tatlı birkaç şey söyleyebilme cesaretini kendimde bulmaktayım.
  
  bugün naifim; ol sebeple, çikolata renkli sevgilisine seslenen sezen cumhur önal şefkatiyle ve inceliğiyle anlatacağım bütün düşüncelerimi. içten gelen soft duygularla ifade etmeye çalışacağım kendimi.
  
  efendim bundan tam olarak 1 yıl 1 gün önce, bas bariton başkanımız sevgili adnan polat rijkaard transferi sonrası neler söylemişti bir hatırlayalım. hafızamızın tozlu raflarında kalmış bilgi kırıntılarının üzerindeki toz zerreciklerini kuvvetli bir nefesle üfleyelim ve bilgilerimizi tazeleyelim. bahsi geçen dönemde; kır saçlı, karizmatik duruşlu sevgili adnan polat; "hocamızın her zaman arkasındayız, kendisine güveniyoruz. taraftardan ricamız, sabırlı olmaları ve hocamızın arkasında olmalarıdır" burdan anlıyoruz ki, sevgili başkanımız frank rijkaard'dan beklenen başarıların birden bire elde edilemeyeceğinin farkındaydı. ilkbahar güneşi parlaklığında ve kır havası ferahlığında günlerin gelmesi için biraz beklemek gerektiğinin bilincindeydi kendisi. yeri geldiğinde medyanın kendini bilmez tavırları sebebiyle kışın acımasız soğukluğunu hissedeceklerini, yeri geldiğinde de taraftarın sonbahar hüznü tadındaki hayıflanmalarını dinleyeceklerini biliyordu sevgili başkan. lakin, kışa ve sonbahara inat, ilkbaharı inatla bekleyeceklerinin teminatını vermişti o gün söyledikleriyle.
  
  şimdi, sevgili çikolata renkli okurlar, sezon içinde yaşananları küçük anılar şeklinde hatırlamaya devat ediyorum hepinizi. sezon başında, her şey yazdan kalma bir havada seyrederken, biz mutlu mesut nevizade geceleri söylerken her şey daha kolaydı. sevgili hocamız frank rijkaard'a, saçlarındaki lüleler kadar hayrandık hepimiz; ama yaz etkisini yitirip, bazı şeyler ters gitmeye başlayınca bazı muhalif sözler duymaya başladık. muhalefet hepimizin içine işleyen bir olgu; zira yıllardır deniz baykal'ı siyasetin içinde gören insanlarız. bu durum doğrultusunda, av arayışına çıkan sırtlanlar misali bekleyen medya da gerekli çalışmalara başladı. galatasaray'ın başına gelen en önemli hocayı karalama ve yıpratma çalışmalarına ve taraftarı galeyana getirme denemelerine başladı. madımak'ta galeyana gelip otuz yedi aydını yakanlarla aynı milliyetteniz, çabuk çıldırdık haliyle. adnan polat'ın sezon başında söylediği "taraftarımızdan sabretmelerini bekliyoruz" sözleri çabucak unutuldu sarı-kırmızıya gönül verenler tarafından.
  
  son dönemlere doğru geldiğimizde ise, frank rijkaard'a yönelen olumsuz tepkilerin arttığını görüyoruz, sonbahar güneşi altında kurumuş ağaçların arasında keyif yapan sevgili okurlar. sebebimiz de, sezon içinde onlarca talihsiz sakatlık ve malum federasyon hakemleri yüzünden kaçan şampiyonluk. hani sezon başında biliyorduk sabretmemiz gerektiğini, uzun vadede gelecek başarılara bakıyorduk? ama öyle değilmiş kalplerinden aşk akan güzel insanlar, bunu görmüş olduk. sabretmek bize göre değilmiş, biz günü kurtarmaya bakıyormuşuz. bunu tüm gerçekliğiyle anladığımdan beri, içimde bir burukluk, kalbimde bir sızı var. üzülüyorum...
  
  şimdi hepimizin yüreğinin ritmini bozan, bizi tedirgin eden bir soru var aklımızda; rijkaard gönderilir mi? içimden geçen masum duygular içerisinde cevap veriyorum; hayır gönderilmez. karizma duruşlu, delici bakışlı başkanımız adnan polat, sezon başında söylediği sözlerin arkasında duracaktır. geleceğe yönelik yapılanma, rijkaard'ın gitmesine izin vermez. olur da gönderilirse, bu taraftarın büyük tepkisi sebebiyle olur. gönderildikten sonra da, günlük başarılarla sevinmeye, hiçbir zaman sonuca gidememeye devam ederiz demektir. şu an elimizde bir şans var, rijkaard uzun vadede galatasaray'a çok şey katabilecek bir isim. değerini bilip elden kaçırmamak gerekiyor. olur da rijkaard'ı göndermek gibi bir hata yapılırsa; terkettiğimiz sevgilinin ardından, ondan daha iyisini bulamayacağımızı bildiğimiz için ağlamaya benzer duygular yaşamamız kaçınılmaz. rijkaard; milan, inter gibi devlerle başarıdan başarıya koşarken, bize hiçbir şey kazandıramayacak bir hocaya talim etmek zorunda olacağız kuvvetle muhtemel.
  
  lütfen özet geç babası belli olmayan arkadaşım diyenleri kırmamak için söylüyorum; saçlarındaki lülelere kurban olmamız gereken muhteşem kişilik rijkaard'ı eleştirmeyi bırakalım lütfen nazik okurlar. çikolata renkli hocamızı balla sütle besleyelim; o bitter olsun biz sütlü çikolata. ortada buluşup muhteşem tatlar oluşturalım. programımızı burda bitirirken, hepinizi sonbahar esintisiyle kucaklıyorum. öpüldünüz.