• 77
    galatasaray kariyeri yapacaklara bir kaç tavsiye verebileceğim oyun.

    *oyunun açılış ekranı gelir gelmez honda'ya sözleşme önerin.
    *riera, amrabat, dany, engin baytar, yekta kurtuluş'u satın.
    *geçen seneye göre sneijder'in fiziksel özellikleri çok düşmüş, tercihen satın.
    *oyunun açılış ekranı gelir gelmez honda'ya sözleşme önerin.
    *sneijder'i satmadıysanız; 4-2-3-1, sattıysanız;4-1-2-2-1 düzenini seçin. counter, rigid oynayın.
    *sol kanat için gaitan'ı kiralayın.
    *sol bek için fathi'yi alın.
    *jem karacan'ı mutlaka alın.
    *yurt dışındaki yerli oyuncularla kiralık sözleşme imzalayın.
    *elde ettiğiniz şahane geniş maaş bütçesi sayesinde devre arası sisteme uygun oyuncuları ve yüksek potansiyelli gençlere sözleşme önerin.
    *samed yeşil, koray günter gibi isimlerin kontratının iki senesi kaldıysa, kiralık sözleşmeyi iki yıllık önerin. muhtemelen kulübü sözleşme yenilemeyecek ve ikinci sezonun devre arasında kadronuza katabileceksiniz.
    *oyunun açılış ekranı gelir gelmez honda'ya sözleşme önerin demiş miydim?
  • 417
    işsiz başlayıp ocak ayında falan qpr'yi yönetmeye başladığım oyun. qpr'yi premier lige çıkardık ve yeni sezona hazırlanmaya başladık. alex sandro, peruzzi ve balanta'yı alıp defansı taş yaptığımızı düşündük. ama premier ligde işler yolunda gitmedi. düşme potasına girip çıkıyorduk süreli. ve yine ocak aylarında mancini'nin kovulmasıyla kendimizi galatasaray'da bulduk.

    ligde 13.ydü aldığımda galatasaray'ı. takımı baştan kurduk. çok rahat şampiyon olduk. sattığım ve aldığım oyunculardan bahsedecek olursam

    burak yılmaz -> schalke (€20m)
    hayrovic -> southampton (€17.25m)
    guillermo burdiso -> villareal (€6.25m)
    semih kaya -> milan (€16m)
    sabri -> troyes (€2.6m)
    emre çolak -> catania (€7m)
    melo -> flamengo (€5.25m)
    umut -> bursa (€1m)
    wesley -> inter (€10.25m)
    chedjou -> leicester (€5.25m)
    muslera -> fiorentina (€15.25m)

    diğerleriyle toplam transfer kazancı: €114m

    aldığımız oyuncular

    batshuayi (€5m)
    pavlovski (€120b)
    stanciu (€25m)
    kovacic (€35m)
    emre can (€15m)
    ömer toprak (€6.75)

    diğer 3'e, 5'e aldığımız oyuncular ile toplam harcama €125m

    transfer politikamız işe yaradı ve uefa kupasını müzemize götürdük. yeni sezonda ise artık işi şampiyonlar ligi boyutune getirmek gerekiyordu ve mutlaka takviye lazımdı. ünal başgan sağolsun €60m bütçe verdi. ama sürekli büyük takımların hocaları kovuluyordu ve bana da iş teklifi geliyordu. real madrid ve schalke ile görüştüm. real madrid reddetti, schalke sözleşme önerdi. ünal başgan bırakma bizi dedi, ben de biraz daha bütçe ver olur dedin. €80m yeter mi dedi, yeter dedim. * daha sonra yönetimle görüşüp tekrar bütçe istedim. elindeki bütçe yeter sana dedi. rakiplerimizden geri kalırız o zaman dedim, tamam al €100m dedi. *

    yeni sezona hazırlanmamız gerekiyordu. ve illet yabancı sınırı da vardı. 18de toplam 5 yabancı olabiliyordu. 5+3 falan da değil, toplam 5. selçuk'un da yaşlanmasıyla oraya sağlam bir türk oyuncu lazımdı. aklımda 3-4 seçenek vardı. jem karacan, nuri şahin, ilkay gündoğan, levin öztunalı. nasıl olsa param var deyip ilkay'ı aldım takıma.

    yeni sezondaki transferlerden bahsedecek olursak

    gelenler

    wanyama - 13
    kaan ayhan - 13
    corchia - 25
    ilkay gündoğan - 40
    adnan januzay - 46
    salih uçan - 10

    toplam harcama: 151

    gidenler

    bruma - 26
    halilovic - 20
    selçuk - 10

    gelir: €57m

    şu anda ideal 11imiz

    ------------onur-------------------
    şener - kaan ayhan - ömer toprak - telles
    -------wanyama - ilkay--------------
    stanciu - kovacic - januzay
    -------------batshuayi------------

    bakalım şlde neler yapacağız. sezon başında hazırlık maçları yapıyoruz şuan. yaz okulunda final sınavlarım başlayacağı için 3-4 günlük bir ara veriyoruz oyuna.
    daha sonra gelip gelişmeleri aktaracağım. *

    gitmeden şu ekran görüntülerini paylaşmassam olmaz.

    1- http://i.hizliresim.com/PvAbGO.jpg

    2- http://i.hizliresim.com/6YEzD0.png *
  • 55
    oynarken türk futbolunda iz bırakmış isimlere selam gönderme onurunu yaşatan menajerlik oyunu. mesela bu oyunu oynarken bir anda yılmaz vural olabiliyorsunuz veya hakem hatasıyla gol yediğinizde kendinizi hikmet karaman gibi hissedebiliyorsunuz. http://www.youtube.com/watch?v=PcSQ7UjiuRI

    kazandığınız bir maçta ya da kupada, kendinizi haluk ulusoy gol sevinci yaparken bulabiliyorsunuz.

    son olarak bu oyundan kazandığınız en değerli şeylerden biri de küfür dağarcığınızın gelişmesidir. gerçekten 1 ay içinde enteresan küfürler üretebiliyorsunuz. bu sizin için çok büyük bir kazanç çünkü bu kazancınızla türkiye'de spor yorumculuğu yapma şansınız doğmuş olabiliyor. günümüzde ümit özat bile spor yorumculuğu yapabiliyor. siz neden yapamayasınız ki?
  • 406
    yapan arkadaşlar bana kızmasın ama editör'den oyuncu editleyerek nasıl keyif alındığını merak ettiğim oyundur kendileri.

    yani, var olan oyunculardan, paradan, imkanlardan, emek harcayarak başarı elde etmek bu oyunun amacı değil mi? zaten başarılı olmanı garanti altına alacak olan editleri oyunda uygulayıp sonra saatleri harcamanın ne gibi bir mantığı var çözemiyorum. bir de save - load arkadaşlar var ki o ayrı hikaye zaten, kazanana kadar oyunu açıp kapatıyor arkadaş. e zaten kazanacaksın, ne anlamı kaldı oynamanın? medya ne yazacak diye mi merak ediyor acaba?

    tekrar belirtmek isterim, yapana, oynayana saygım var. ama anlamakta zorlanıyorum.
  • 195
    bu oyunda savunma yapabilmeniz için

    1. orta saha ve beklerinizi work rate, acceleration, pace, tackling, stamina, strength, determinationözellikleri yüksek futbolculardan seçin. stoperler için positioning, anticipationve concentrationçok önemli. en çok başınızı ağrıtacak nokta rakip takımın kanatları olacak, o yüzden paranızı hızlı ve güçlü beklere yatırın.
    2. sezon başındaki fizik ve taktik yüklemesinden sonra bir süre defansif pozisyon alma ve defending çalıştırın.
    3. duran toplardan gol yememek için defansif duran top ayarlarını manuel olarak yapın, gol yediğiniz pozisyonları bir daha izleyip neyin yanlış yapıldığına bakıp düzeltin.
    4. özellikle defans yapmayın. maçı rölantiye alıp 4-5-1, uzun top ve kontraatak oynayacağım derseniz volkan_konak_elimize_verdiler.swf'yi alır dönersiniz. skoru korumak istiyorsanız topu kontrol etmeye çalışın.
    5. forvetleri ve kanatları savunmaya katmanın bir yolunu bulun. örneğin çift forvet oynuyorsanız rakibin beklerine markaj verin, beraber geri gelsinler.
    6. genel olarak en önemlisi, takımı mümkün olduğunca kompakt oynatın. ben hızlı defans oyuncuları ile much higher (fazla ileride) defans hattı ve beklere markajı geri gelen forvetler kullanıyorum mesela. 10 numara kullanıyorsanız bırakın takılsın, onun savunmasından zaten size hayır gelmez :)
    7. bir de yeni sezona başlarken ilk 2-3 maçı zaman ayırıp full izleyin. neyin yanlış gittiğini anlamanıza yardımcı olacaktır.
  • 466
    çok güzel bir oyun.

    şimdi bu oyunda 15 yıldır ingiltere 4. liginden aldığım york city'i yönetiyorum. burada anormal bir şey yok. ama bu 15 yılın ilk yıllarında sürekli lig çıktık çıktık çıktık çıktık ve artık son 5-6 yıldır premier ligdeyiz. ve şu şaçmalığa bakın ki 15 yılda sadece iki kupa kazanabildim. bunların biri şampiyonlar ligi :(

    http://i.imgur.com/Ytr811t.png

    bu ne saçma bir müzedir arkadaş :(
  • 328
    schalke ile 5. sezonumu oynadığım oyun.

    artık klasikleşmiş olarak ilk sezon takımı tanımak ve teknik kadroyu güçlendirmek adına hiç transfer yapmadım. zaten elimde şampiyonlar ligi'ne oynayacak bir kadro vardı. huntelaar, draxler, farfan, boateng, höwedes, matip, papadopulos (gerçi kendisi oyuna sakat başlıyor ve sezonu neredeyse sakat tamamlıyor), neustatter, fuchs... sezon boyunca çok sağlam scouting çalışması da yaptım. beklentileri şampiyonlar ligi ve politikası genç oyuncular üzerine olan bir takımda çalışmanın rahatlığı hazır transfer peşinde koşmama neredeyse hiç gerek kalmadı. 13/14 sezonunda yaptığım tek transfer; sezon sonuna doğru, bir sonraki sezon oynatabilmek için eder balanta'ydı. takımında yaşadığı huzursuzlukları fırsat bilip kadroya kattım kendisini. schalke kariyerimin ilk senesinde sonuç olarak almanya kupasındaki hedefi tutturamayıp elendim. şampiyonlar ligi'nde gruptan çık dediler, çeyrek finale yükselttim takımı. ligde ise benden şampiyonlar ligi bekliyorlardı. 3. olup bunu başardım. hatta 2. bayern münih ile 2 puan farkımız vardı. fakat dordmund'la 12 puandı yanılmıyorsam, fena ezdi bizi şampiyon olurken.

    2. sezona takıma balanta'nın katılmasının yanısıra sağ beke kaan ayhan isimli bir türk oyuncuyu adapte ettim ki o gün bu gündür kimseler kesemedi kendisini. bunun dışında yine alt yapıdan gelen adjijaj (düşük bütçeli takımlara ve hatta galatasaray'a tavsiye ederim) sorumluluk alabilecek hale geldi. ve tabi bu arada goretzka muhteşem bir orta saha haline dönüştü. yine maximilian meyer ofansın her bölgesi için çok iyi bir yedek oldu. bir de sezon başında bana verilen 50 küsür milyon dolarlık transfer bütçesini iyi değerlendirip 16-17 yaş katagorisine bol bol transfer yaptım. sezon performansına gelirsek, almanya kupası tam bir hayal kırıklığıydı. daha ilk maçta 2. lig takımına elendim. şampiyonlar ligi'nde hedef çeyrek finaldi. onu da tutturdum. bir anda acaba derken, çünkü takım çok iyi oynuyordu, manu geldi ilk maçta 6, ikinci maçta 4 atıp bir araba dolusu golle beni uğurladı. ama olsun. çeyrek final çeyrek finaldir. bundesliga ise benim için hayal kırıklığıydı. hedefim ikincilikken son haftalarda dordmund ve bayern'in müthiş bir form düşüşü yaşamasından sonra 3. sıradan gelip şampiyon oldum. fm'lerin bu yanını gerçekten sevmiyorum. bir şekilde zorla şampiyon yapıyor oyun sizi. 5., 6. sezonda hedeflediğim sonucu 2. sezonda alınca insan hayal kırıklığına uğruyor. ancak bu sonuç bana schalke ile yeni bir sözleşme imzalama fırsatı verdi.

    3. sezona radikal değişikliklerle gittim. altyapıya aldığım gençlerden firmpong a takıma yükseldi. sezon başında verratti'yi transfer ettim monaco'dan. ki ilk yüksek bütçeli oyuncu transferim oldu. 20 milyon dolar civarı bir para harcadım kendisini takıma katmak için. balanta bu ararada çok klas bir adam haline geldi. ligde genelde 18'e bile giremeyen papadapoulos ilk geldiğim günden bu yana uğraştığım pozisyon alması gelişince dehşet bir kesici oldu. tam bir terminatöre dönüştü adam. şampiyonluğum esnasında şahane maçlar çıkaran matip'e barcelona 24 milyon eu verince bir saniye düşünmedim. şişkin stoper kadromu törpülemek amacıyla sattım oyuncuyu. yine huntelaar 9,5 milyon dolar yıllık maaşı vardı, sözleşmesi sona erince, yaşı da 31 olmuştu yeni sözleşme önermedim. böylece 2 sezondur takımı taşıyan forvet kadrodan eksildi ve hücum hattında ciddi bir boşluk oluştu. ve şampiyon olduğumuz sezonun son maçlarında takım konuşmaları nedeniyle huzursuzluk yaşadığım boateng'i de 34 milyon dolar'a okuttum. ayrıca yaşlanmaya başlayan ve sözleşmesinin son sezonuna girmiş jefferson farfan'ı da sattım. benden 12 milyon dolar yıllık ücret istedi hayvan. bu kayıplar sonrasında elimde ciddi bir transfer bütçesi oluştu ve maaş bütçesi de rahatladı. sonunda kulübün ekonomisini kontrol altına almıştım. ancak tahminlerinizin aksine bu bütçeyle müthiş transferler yapmadım. sadece hücum hattına vietto'yu aldım. arjantin'li forvetin karnesindeki rakamlar oldukça iyiydi. gençlerden umut bağladığım tounkara takıma adapte olana kadar tahminen 2 sezon boyunca, adjijaj ile birlikte beni idare edebilirdi. bir de ter stegen'i aldım kaleye. daha iyi bir kaleciyi hakediyordu takım. geçen sezonun şampiyonu olarak lige umutlu girdim. fakat süper kupada bayern beni 5-1 ile ezdi geçti. almanya kupası'nda ise yine ilk turda kıçıma teneke bağladı bir 2. lig takımı. lige ise 3 seri galibiyet ile başladım. fakat wolfsburg deplasmanında yediğim fark kötü gidişin habercisi oldu. üst üste gelen beraberlik ve malubiyetler beni canımdan bezdirdi. takımın iskeletini satmam pahalıya patlamıştı. yerine gelen yabancıların uyum sorunu yaşaması ve kadrodaki köklü değişim beni şampiyon olduktan sonraki bursaspor'a çevirdi. bu arada bir önceki sezon nasıl şampiyon olduysam, aynı algoritmayla wolfsburg da 3.lükten gelerek son haftalarda dehşet puan kayıpları yaşayan bayern ve dordmund'un önüne geçip ligi zirvede bitirdi. kadrosuna baksan ilk 3'e oynamaz dersin adamlar. ama takım olmayı becerdiler herhalde. bense zirve hattından ciddi puan farkı yiyerek 4. oldum. o da leverkusen'in hediyesi. son haftaya 1 puan önlerinde girmeme rağmen evimde küme düşmüş takıma kaybettim. fakat onlar da evinde kaybedince ön elemelerle de olsa şampiyonlar ligi vizesini kaptım. şampiyonlar ligi'nde ise zar zor gruptan çıkıp barcelona ile eşleştim. şanslı 2 maç sonunda evimde 1-0 kazandım, deplasmanda da 2-1 mağlup oldum ve turu geçtim. ancak çeyrek finalde psg benden kan aldı. skorları ne ben söyliyim ne siz sorun. zaten sakatlık kabusu ile boğuşuyordum. üzerine adamlar tam formda gelince olanlar oldu...

    4. sezona girerken yönetim bende ısrar etti. zaten şampiyonlar ligi vizesini de almıştım. ancak ligdeki sonuçtan hiç memnun olmadılar. çünkü şampiyonluk mücadelesi olarak belirlediğim hedefte fena sıçmıştım. almanya kupasında da elenince işler benim için kötü gidiyordu. ayrıca artık gelişimlerinin zirvesinde olan papadapoulos ve draxler'e çok ciddi teklifler vardı ve onları kadroda tutmak mevcut bütçe ile gerçekten zordu. barcelona da ter stegen'e göz dikince sezona transfer huzursuzluklarıyla başladım. özellikle ter stegen tam bir kaypak çıktı. kendisine çok düşük bir ücret önermeleri yüzünden barcelona'yı reddedince görülmemiş çirkeflikler yaptı. ben de oyuncuyu kadro dışı bıraktım. dedim senin yerin 19 yaşındaki çocukların yanı. şımarıklık yapmamayı onlarla kumda oynarken öğrenirsin. 10 milyon dolar kadar bir parayı krul'a bayıldım. iyi ki de bayılmışım. sezon içerisinde kalesinde devleşti. draxler sezona mutsuz başladı. o da barcelona'ya gitmek istiyormuş. papadapoulos ile ise uzun pazarlıklar sonucunda yeni bir sözleşme imzaladım. transferde ise bir önceki sezon kanatsız oyuna dönerek sistemini 4-1-2-1-2 yapan bayern münih'in hediyesi mülleri kaptım. 40 milyon küsür dolar'a gerçekleşti bu transfer. sezona bu şekilde girdim. ayrıca alt takımdan a takıma her iki kanatta oynayabilen hector moreira'yı çıkardım. bir de 7 milyon eu'ya forvet arkasına halilovic'i transfer ettim. bu oyuncuyu tavsiye ederim. yaratıcılığı, pas ve tekniği dışında finishing'i de 15 olduğu için çok ciddi bir silah. ayrıca sağ kanatta da oynayabiliyor. sistemi ise 4-1-2-3'ten 4-2-3-1'e çevirdim. almanya kupasında hedef finaldi. çeyrek finalde bayern yoluma taş koydu. şampiyonlar ligi'nde hedef çeyrek finaldi. yarı finalde yine psg duvarına tosladım. ligde ise tarih ya da algoritma diyebilirsiniz tekerrür etti. 3.'lükten gelerek son haftalarda büyük puan kayıpları yaşayan dordmund ve bayern'in önüne geçerek 1 puan farkla şampiyon oldum. şampiyonlukta müller, fuchs ve bir önceki sezon yokları oynayan vietto müthiş katkı yaptılar.

    sezon 5'teyim. sol bekte gaytan fuchs'u kesmeye başladı. sağ bekte hala kaan ayhan var. stoper'de höwedes, balanta ve papadopoulos ile taş gibiyim. ayrıca sakatlıklarda neustatter de o bölge için sağlam yedek. halilovic'i başarılı performansına rağmen attığı her golden sonra yeni sözleşme isteyen menejeri yüzünden sattım. zaten yine alt yapıdan gelen alexi ve öz evladım, schalke çocuğu meyer o bölgede yeterince iyi iş çıkarıyorlar. tounkara sonunda a takıma yükseldi. ligde oynadığında formanın ağırlığını taşıyor. önümüzdeki sezon tozu dumana katacak. sezon ortasındayım an itibarıyla. almanya kupasında da, ligde de, şampiyonlar ligi'nde de hedefim zirve. sanırım bunu başarabilirim. eldeki kadro ile başarsam iyi olacak çünkü 6. sezonumda yeni bir köklü değişim yapıcam. kiradaki gençler formanın ağırlığını taşıyacak hale geldiler. ancak bu jenerasyon zirvedeyken, şampiyonlar ligini kazanıp da dağılmayı hakediyor. draxler, müller, goretzka, vietto, verratti, meyer, neustattler gibi isimleri elden çıkarmayı düşünüyorum. gerçi goretzka konusunda emin değilim. 3 milyon dolar yıllık ücret ile oynuyor. almadığı transfer teklifi kalmadı. bir defa bile huzursuzlanmadı. belki şu sıralar ona yeni bir sözleşme verip takım kaptanı da yapabilirim. fuchs konusunda da kararsızım. sözleşmesi bitiyor. yaşı geldi 32'ye. önümüzdeki sezon oynayamaz. yeni sözleşme önereyim diyorum, takımın abisi olsun diyorum, hayvan gibi maaş istiyor. sezon sonu yola gelirse takımda tutucam kendisini. zira büyük katkısı oldu kariyerime. orta saha ve hücumda yapacağım değişikliklere rağmen defans kadrosunu ise aynen koruyacam. küme falan düşmeyelim :)

    bir de merak ediyorsanız menejerine yaptığı terbiyesizliklerden sonra ter stegen hala 19 yaş altı takımımın kalesini koruyor. 5 sezonu orada tamamlatmayı planlıyorum yavşağa. ibreti alem olsun diye...
  • 470
    oyunu update'leyip oynayan arkadaşlara bir küçük hatırlatma (sinek küçük ama mide bulandırır misali)

    - update kurduğunuzda kadro aynı olabilir, ancak oyuncuların hepsi 1 yaş genç, geçen senenin şampiyonu ya hatalı, ya da güncellendiği için bir önceki senenin şampiyonu başkası, oyuna başlangıç tarihiniz gerçek tarihten farklı...

    velhasıl...
    ben oynayamıyorum...
    gerçeklik takıntım var...
  • 303
    (bkz: #1461191) bu entryde galatasaray ile geçirdiğim rüya gibi 3 sezonu anlatmıştım. sonrasında özelden mesaj atıp yorum ve beğenisini ileten arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. bu oyundan benimle aynı keyfi alan, kariyer hikayelerinden heyecanlanan insanları görmek güzel :)

    herneyse... en son kazanabileceğim tüm kupaları kazandıktan sonra başka bir macera arayışıyla galatasaray' daki görevimden istifa ettim. taraftarlar yıkıldı tabi.. aynı 2000 sonrası imparatorun takımdan ayrılışında bizim yaşadıklarımızı yaşadılar.

    kafamda hiçbir plan proje olmadan takımdan ayrıldım. önce basında milli takımın başına geçeceğim konuşuldu. öte yandan avrupadan pek çok ciddi teklif aldım. liverpool, valencia, villareal resmi teklif yapan kulüpler oldu. ayrıca italya ve isviçre milli takımlarından da teklif aldım. ama hiçbirisi beni heyecanlandırmadı açıkçası.

    biraz kafa dinleyeyim derken ligler başladı ve ben boştaydım hala.. türkiye' de galatasaray dışında çalışmayı düşünmediğimden ispanya ve ingiltere liglerini yakın takibe aldım. derken 16. haftası oynanan premier ligde 16. sırada bulunan everton, mevcut teknik direktörüyle yolları ayırarak benimle görüştü. üstüste 3 sezon boyunca manchester united' ın şampiyon olarak terör estirdiği premier ligde everton' u devlerin arasına sokma fikri beni heyecanlandırdı. ve 1,5 yıllık sözleşmeye imzayı attık.

    16 haftada sadece 3 maç kazanabilen everton, kadro olarak da bir çok eksiğe sahipti. öte yandan mali olarak da pek parlak durumda değildi kulüp. galatasaray' da beni efsane yapan 4-1-4-1 sistemini gelir gelmez takıma monte ettim. ve ilk yarının son 3 maçında 2 beraberlik ve 1 galibiyet alarak umutları yeşerttik.

    devre arası transfer sezonu açılır açılmaz takımın en değerli oyuncusu olan ama sistemime zerre uymayan ross barkley' i manu' ya 25 milyon euro bonservisle gönderdim. bu transfer mali anlamda resmen nefes aldırdı kulübe. ünal başgan' ın dediği gibi değerini bulan her oyuncumu satarım aga. yine kadroda fazlalık olan 2-3 oyuncudan daha kurtuldum.

    hemen ardından galatasaray' da iken çok almak istediğim ama 5+0+3 yüzünden alamadığım keisuke honda' yı milan' dan 1.9 milyon euro' ya aldım. ve tüm sistemi onun üzerine kurdum. ayrıca juventus' tan stoper rugani ve forvet osvaldo ile paok' tan miroslav stoch' u sezon sonuna kadar kiraladım.

    kısıtlı sürede sistemime uygun hale getirmeye çalıştığım kadro yapısı ve yoğun taktik antrenmanlar ile ligin ikinci yarısına da iyi başladık ve 5 maçta 3 galibiyet ve 2 beraberlik aldık ve 8 maçlık yenilgisiz bir seri yakaladık. takımda, taraftarda ve camiadaki tüm ölü toprağını attık, moralleri zıplattık. ama ama ama, tıpkı galatasaray ile geçirdiğim ilk sezonda olduğu gibi istikrarsız sonuçlar peşpeşe gelmeye başladı.

    ve sezon sonu geldiğinde 16. sırada aldığım takım ligi 10. sırada bitirdi. açıkçası hedeflediğimiz yerin uzağında kaldık. yönetimde hayal kırıklığı, basında ise tarafıma büyük eleştiriler vardı. bense bu sonucu takımla bir yaz kampı geçirmemiş olmama bağlıyordum. ehehehe....

    yeni sezon öncesi takımda bir çok gereksiz oyuncu ile yolları ayırarak işe başladım. bir çoğu serbest bırakıldı, bazıları kiralık gitti, çok azı da düşük bonservislerle satıldı. toplamda 12 oyuncu ile yolları ayırıken sadece 3 milyon euro bonservis geliri elde ettik. açıkçası hiç tarzım değildir ama takımda satıp para kazanacak pek kimse yok zaten.

    kadroyu yeniden yapılandırmaya başladım. kaleye benfica' dan jan oblak geldi, 5 milyon euro bonservis. stopere catania' dan giuseppe bellusci' yi 15 milyon euro vererek aldım. yanına ise sochaux' dan sunzu' yu bedavaya aldım ki süpper oldu. sağ beke west bromwich' ten 6.5 milyon euro' ya chambers' i aldım. forvete ise manchester united' da şans bulamayan angelo henruiqez' i kiralık olarak aldım. kadro derinliği içinse bryan dabo (ön libero), nicolas tagliafico (sol bek), kamil grosicki (sağ-sol kanat),
    stefan johansen ve alexander ring (orta saha) bedava olarak aldım.

    istediğim kadroyu kurduktan sonra sezona avrupa ligine katılma hedefi ile başladık. ilk 4 hafta galibiyet serisi ile başladık, 5. hafta ilk mağlubiyetimizi stoke city karşısında aldık. sonrasında tam 10 maçlık yenilgisiz seri (6 galibiyet 4 beraberlik) yakaladık.

    sezonun ilk yarısını 5. sırada tamamlarken, takımın en önemli oyuncularından ve en kritik mevkide oynayan adamım george thorne, kendisine gelen transfer teklifleri nedeni ile kafa karışıklığı yaşamakta idi. ve bu durum performansını etkiliyordu. prensiplerimden ödün vermedim ve kendisinden verim alamıyorum madem, para kazanayım dedim. milan' a 15 milyon euro bonservisle sattım. yerine ise real madrid' de forma giyen ve mutsuz olan obi mikel' i 5 milyon euro bedelle satın aldım. çok da güzel oldu ve harika uyum sağladı takıma.

    sezonun ikinci yarısında sadece 3 mağlubiyet aldık. hiç aklımızda yokken özellikle son haftalarda kendimizi şampiyonluk yarışının içinde bulduk. ve son haftaya aynı puanda olan lider manu ve 2. liverpool' un 2 puan gerisinde 3. sırada girdik ama o mucize gerçekleşmedi. sezonu 3. sırada tamamladık.

    fa cup' ta ise yarı finale kadar gelip manu' ya 1-0 kaybettik. ayrıca lig devam ederken bir yandan da önümüzdeki sezonun planlarını yapıyoruz. bu nedenle 32 milyon euro bonservis karşılığında galatasaray ile bruma konusunda anlaşmaya vardık.

    11 gol 6 asist ile sezonu tamamlayan honda, kendisine beni aşık etti. ayrıca manu' da 3 sezonda toplam 3 gol atan, benimse kiralık olarak alıp forvete koyduğum, bu nedenle de çok eleştirildiğim angelo henriquez ise gol krallığını 1 gol farkla yarmolenko' ya kaptırdı. beni utandırmadı.

    galatasaray sonrası atıldığım bu macerada 1,5 yıllık sürede süper işler yaptık. şimdi önümüzde devler ligi heyecanı var. hedefler büyük, umutlar büyük :)

    bu arada benden sonra galatasaray' ın başına andre villas boas geldi. 2 sezondur şampiyon olmaya devam ediyorlar ama avrupada benim başarılarımın çok uzağında kaldılar :):)
  • 283
    vira bismillah. öncelikle belirtmeliyim fm 14 serinin en kötü girişini yaptı. oyunun piyasaya sunulan ilk hali hakikaten çekilecek gibi değildi. oyunun yaratıcıları olacak adamlarda bunun farkına çabuk varmış olacaklar ki hemen ek paketler( yeni versiyonlar) sunulmaya başlandı. oyun fm adını aldığı günden bu güne yapılan en iyi seri 2012 olanıydı. bunun üzerine biraz giderek seri mükemmelleştirilebilirdi fakat onlar içine etmeyi tercih etti. sonuç olarak , oyunun en iyi hali sürüm 14.1.4 olanıdır. ara transfer dönemi öncesi olduğunu ve o transferleri kapsamadığını belirteyim.

    yıllardır büyük takım almadan oynuyorum bu oyunu , son 3 yıldır hiç galatasaray'ı almadım mesela. malesef çok kolay hale geliyor oyun bu takımlarla. biraz acı çekmem lazım oyunun, elde edilecek başarıların tadını çıkarmam için. 2 yıldır bucaspor ile oynuyordum. bu seride ise hem yaptıkları atılımla dikkatleri üzerine çeken hem de bu ülkede futbolu , futbolcuyu en iyi bile 2-3 yöneticiden biri olan seyit mehmet özkan faktörünün etkisiyle altınordu ile kariyere başladım. başlangıçta hiç transfer bütçeniz yok ve sadece 20-30 bin lira maaş bütçeniz var kullanabileceğiniz.

    türkiye liginde kariyer yapan, editör vb. hilelere başvurmayan arkadaşlar için iki önerim olacak; yabancı sınırı malum, bunun etkisini azaltacak iki yol var önümüzde , birincisi oyun başında ligleri seçerken türkiye ligini en alt kategoriye kadar açın, ya 2. ligden futbolcu mu çıkar demeyin , ne topçular aldım ben oralardan. ikincisi ise gurbetçi yurdu almanya. almanya ligini de bundesliga ve bir alt ligini açarak oynuyoruz. çok güzel adamlar çıkıyor oralardan da.

    altınordu iyi bir takım. ilk 3'ü zorlayacak kadrosu var. ben ankaragücü'nün arkasında 2. olup play off'larla 2.lige çıkmıştım. bütçe durumundan dolayı serbest durumda olan suat usta ve koray avcı'yı kadroya katmıştım. alt liglerde oynayan arkadaşlara ikisini de tavsiye ederim. 2. ligde yabancı oyuncu almanın da yasak olduğunu belirteyim.

    ptt 1.ligde ise yabancı olarak almanya'dan alt liginden 2 yabancı savunmacı kiraladım ek olarak nestor djengoue'yi aldım. sağ bek oynayan bu arkadaş özellikle 1. lig için çok ideal bir oyuncu. sezonun kilit oyuncusu yani beni ilk senemde süper lige çıkaran adam ise berk ismail ünsal oldu. özellikle il 2 sezonun çarpıcı istatistikleri şurada görülebilir . http://i.imgur.com/19c40ka.png oradaki cezayir kısmı malesef oyun hatası , hemen hemen her oyuncu da gözüküyor , cezayir demişken http://www.youtube.com/watch?v=nHFzyEqwK98

    sezonlar ilerleyince elim biraz daha rahatladı ve daha iyi takımlardan oyuncu kiralayabildim. tabi hemen şampiyon olmak falan yok . ilk 2 sezon kendime geldikten sonra 4 yıl üst üste şampiyon oldum. 2 defa avrupa ligini kazandım. bir defa şampiyonlar liginde sıfır çektim.
    altınordu ile oynadığım 8 sezonda ilk günden bu yana yanımda olan tek adam ozan sol kaldı. özellikle ml pozisyonunda sol kanatta ama 4-3-3 değilde 4-4-2'nin solunda. topu alıp giden bir oyuncu olduğu için geriden top alması daha verimli hale getiriyor. ozan'ın yaptığı istatistikler ise şöyle ; http://i.imgur.com/QdcuWGZ.png

    ligden biraz sıkıldığım için 8. sezonun sonunda bırakıp başka bir lige geçiş yaptım. taktik olarak ise ben 4-4-2 oynadım genelde , 2 forvet önemli niye önemli ;http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/...amp;tarih=2007-11-01

    merak edenler için bazı profillerin 2021 yılındaki durumlarını da paylaşayım ; galatasaray ; http://i.imgur.com/WMtr4h9.png , fenerbahçe ; http://i.imgur.com/vtbqKXO.png , beşiktaş; http://i.imgur.com/NKKBMee.png

    enes ünal; http://i.imgur.com/egkfvJP.png , http://i.imgur.com/G4wdqfv.png

    emre can ; http://i.imgur.com/zm3LvHT.png , http://i.imgur.com/rZ5duCc.png

    adnan januzaj : http://i.imgur.com/qGyftcE.png, http://i.imgur.com/MtMbasD.png ( kendisini türk milli takımına gelmeye ben ikna ettim * )

    koray günter; http://i.imgur.com/0W9FT2x.png , http://i.imgur.com/r7gjefx.png

    (istek profil olursa yardımcı olurum şimdilik yeter sanırım)
  • 193
    tottenham başında geçirdiğim 5 sezon boyunca neredeyse hiç transfer yapmadan biriktirdiğim 400 milyon euro'yu tek seferde isco ve neymar ikilisine harcayıp daha ocak ayını göremeden kovulduğum oyun. yazıklar olsun ey ingilizler, yazıklar olsun sizin o yönetimi alkışlayan ellerinize. biz de bilirdik genç yetenek avlamayı ama takıma itibar sahibi oyuncu alalım dedik fena mı ettik
  • 352
    galatasaray'ımıza peşkeş çektiğim oyun. palermo kariyerimde 4. sezonumu oynadığım kariyerde seria b'de başladığım takımımla 4. sezonumda 2. şampiyonlar ligi'ni oynuyorum. son 2 sezondur serie a'yı 3. bitiriyorum.

    2017 senesindeyim. şampiyonlar ligi grubu'nda rakiplerim borussia dortmund, benfica ve galatasaray. ilk maç içeride dortmund'u tokatladım. 2. maçımda ilk maçın verdiği gazla galatasaray'a karşı rotasyon oyuncularımla çıkmaya karar verdim. hem galatasaray'ı yenmeye çalışmaya gönlüm el vermiyordu hem de lig maçı için asları dinlendirecektim.

    maç ali samiyen spor kompleksi tt arena'daydı. galatasaray her avrupa maçında olduğu gibi etkili ve gümbür gümbür başladı.

    bir duran top organizasyonunda chedjou'yla öne geçti galatasaray. * bilgisayar başında alkışlıyordum sakince.

    2. yarının başında bu sezon büyük umutlarla bir scouting başarısı olarak transfer ettiğim luciano traverso soldan dries mertens'in ortasına yerden temiz bir vuruşla eşitliği sağladı.

    yerimden kımıldamadım. sevinen ve koşturan traverso'ya bilgisayar başında "sevinmeyin lan sevinme piiiiç" diye çığırdım. evet bilgisayar başında.

    79. dakikada kral sahneye çıktı. hamit'in sağ çaprazdan sert şutunu yedek kalecim burak yılmaz'ın önüne tokatladı. kral bitirdi. 3 puan geldi. galatasaray 4 puanla lider. 2. maçta ne yaparım bilmiyorum. bekleyip göreceğiz.
  • 217
    bu oyunda şöyle bir manyaklık var. takımınıza her istediğinizi tam olarak yaptıramıyorsunuz. ama daha büyük manyaklık şu ki, takıma istediğiniz şeylerin bir kısmını yaptırabilmek için oyun zamanıyla rahat 3-4 ayınızı harcamanız gerekiyor.

    ben mesela tüm fm serilerinde topu alan, paylaşan, kanatlardan bindiren, bekleri çıkaran bir oyun anlayışına sahibim. orta sahalarımın her biri sezonu en az 10 asistle kapatır. ancak 14'te bu sistemin yarısını sahaya yansıtmak için 5 ayımı harcadım. diğer yarısını uygulayabileceğimi de zannetmiyorum açıkçası, oyun böyle bir imkan vermiyor size.

    mesela önde pres yap, topu kaptığında da seri paslarla rakibi bunaltmak istiyorsunuz dimi. yapamayacaksınız. oyun sizin bunları yapmanızı istemiyor çünkü. yapabileceğiniz tek şey topu kaptırdığınız anda oyuncular özel komutlarla tuttukları adamların peşinden koşmaya başlıyor. koşuyorlar sadece, topa müdahele falan yok. bunu yapmak için de savunma yerleşimi, takım uyumu, hücum hareketliliği gibi antrenmanlarla rahat 3-4 ayınızı harcamanız gerek.

    oyunda nispeten başarılı olmak istiyorsanız rotasyon oyuncularınızı mümkün olduğunca iyi oyunculardan seçin. hamit, umut, riera falan bunların sezon içinde nefesi yetmiyor top oynamaya. o yüzden mümkün mertebe geniş bir rotasyona sahip olmaya çalışın. aksi taktirde sezon bitmez, bitmiyor da.

    mart 2014'teyim. fenerbahçe'yle aramda 13 puanlık bir fark var, sıradaki maçım kadıköy deplasmanında. kazanırsam tur atıp gelirim heralde. sezon sonu da neler yaptım, neler yapmadım bol bol anlatırım burda.

    özetle, olmamış bir oyundur. fm serilerinin arayüz bakımından en başarılı oyunu, bir teknik adam olarak her şeyi yapabiliyorsunuz ama maç motoru işte. olmuyor.

    (bkz: olamadı)

    :(
  • 187
    serinin 2014 versiyonunda yüzeysel olduğu kadar derinlemesine de bir değişiklik söz konusu artık taktiğin üzerinde daha fazla durulması gerekiyor. örneğin sezon başında oluşturduğunuz taktiğin meyvesini en erken 2.yarının ilk 5 haftasında gözlemleyebiliyorsunuz. böyle bir durumda kalmamak için oyuna takımın yatkınlığının yüksek olduğu bir taktikle başlayıp 2 ve 3 numaraları taktiği kendi oluşturmak istediğiniz taktiğe dönüştürebilirsiniz. yatkınlığın olduğu taktik sizi basit hatalardan kurtarıp malum gol yeme sebeplerinizin önüne geçer. bunun yanında artık aldığınız oyuncuyada dikkat etmek gerekiyor. örneğin kısa pas,tempolu oyunda kanat oyuncularınızın hızı yeterli değilse ve sürekli top kaptırma yapıyorlarsa takım oyuncularınız bu sefer oyunu göbekten oynamaya başlıyor yani taktiklerim sahaya yansımıyor demenizin sebebi budur. bu yönden yapay zeka geliştirilmiş bir durumda farkında olmasanızda. eğer rakip takım oyuncuları topu orta sahadan alıp kaleye kadar sürüyor ve bir de üstüne gol atıyorsa ön liberonuzu ve orta sahanızda oynayan oyunculara verdiğiniz komutlara dikkat edin genel komutlardan ziyade oyunculara bireysel komut atamak işinize yarar. bu dediklerimin hepsini deneyerek öğrendim en az 20 kere oyunu kapatıp yeniden kurmuş biriyim. şu an tottenham takımının başındayım ve chelsea, arsenal, liverpool ve manchester ekipleri bile gol atmakta zorlanıyor bana karşı.
  • 341
    yalnızlığı bayramlık elbiseleri gibi üstüne giymiş olan şahıslar için bire bir olan oyundur. bu adamların mutlaka içlerinde sakladığı derin yaralar, gönlünde uyuttuğu acılar vardır.(u: bildiğin klasik türk dizi repliklerinden esintiler sundum daha demin :( ) neyse efenim, canınızdan çok değer verdiğiniz, çeşitli sıfatlarla adını yaşattığınız kişi başkalarıyla daha mı mutlu? o yeni limanlara yelken açarken siz 4-1-2-2-1 mi yoksa 4-2-3-1 mi diye tereddüt yaşarsınız. wesley sneijder'den nasıl verim alabileceğinizi düşünürsünüz seher vaktinde. ceyhun gülselam'ı prensiniz eylersiniz ansızın. beyblade çholaq'ı adam etmeye çalışırsınız. deli gibi wonderkid araştırıp kafayı yeme raddesine gelirsiniz. şayet acınızı böyle dindirirsiniz. 7/24 oynar, rüyanızda kadro mühendisliği yapar, rotasyonda hangi oyuncuları kullanabilirim diye düşünürsünüz. uyandığınızda sanki siyanür verilmiş gibi "kahrolsun kadınlar kadınlara ölüm" nidalarını haykırırsınız. en azından ben öyle yapıyorum.

    (bkz: fm'ye dahi duygusallak katmak)
App Store'dan indirin Google Play'den alın