• 327
    12.2.2 paketinden sonra galatasaray ile beraber lig o kadar kolaylaşıyor ki inanılmaz sıkıyor. ilk sezonda play-off'lara bir puan geride girip fenerbahçe'nin 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 4 mağlubiyetlik performansından sonra şampiyon oldum. ikinci sezonda ise sadece 2 mağlubiyet ve bir beraberlik alarak 94 puanla şampiyon oldum. şampiyonlar liginde ikili averaj ile gruptan çıkıp, manchester united ile ilk maçta 4-4 berabere kaldım. ikinci maçta ise 3-1 yenilerek elendim. 3. sezon başında kadrom yedeklerle birlikte şöyle oluştu:

    kaleciler

    muslera
    ufuk

    savunma

    eboue
    sabri
    semih
    kara
    ceyhun
    xulu
    hasan ali
    hakan balta

    orta saha

    felipe melo
    selçuk inan
    mehmet topal
    engin baytar
    emre çolak
    gökhan töre
    ivelin popov
    nene
    kazım

    forvet

    demba ba
    emenike
    elmander
    leandro
    fierro
    yağmur boyraz*

    kariyer oldukça sıkmaya başladı. birinci sebebi takımın ligin çok üstünde olması. ikinci sebebi ise transfer yapmak için küme düşen takımları beklemem. gökhan töre'yi hamburg küme düşünce, demba ba'yı da newcastle küme düşünce alabildim. kariyer boyunca en çok yaptığım şey iyi oyunculara sahip olan takımların küme düşmesini beklemek. köln ile yeni bir kariyer açmayı düşünüyorum. bakalım parasız neler olacak?

    edit: inşallah hoffenheim küme düşer de sigurdsson'a kavuşurum.

    edit 2: oyun orjinal crack falan yok zaten 12.2'ye. boşuna aramayın araya araya günlerim geçti dayanamadım oyunu aldım.
  • 329
    brezilya ligi'ni ilk defa oynamama rağmen çok zevkli buldum. özellikle altyapı meraklısı olanlar için tarif edilemeyecek derecede zevkli bir lig.

    yalnız şu ''serbest kalma ücretini'' dikkat edin, geleceğin bir numaralı oyuncusunu 325 bin euro karşılığında benfica'ya kaptırdım. 17 yaşında ilk onbir oynuyor velet, seneye gidecek allahın izniyle davul zurnayla uğurlamayan şerefsizdir. *
  • 332
    oyunun bütün inceliklerini öğrendim ve yıllarca oynayacağım kariyerime sonunda başladım. takım seçimi tabi ki önemli ve napoli'yi seçtim. ligde ilk 4, kupa mühim değil ve şampiyonlar liginde en kötü 3.olup uefa'ya kalmak hedefiyle sezona başladım. öncelikle mükemmel bir kadrosu var napoli'nin, kadroyu gördükten sonra ligde 3 yapar mıyız dedim kendi kendime. neyse 4-2-3-1 sistemiyle başlayacaktım ama amc sorunu olduğundan 4-3-3 düşündüm sistemi. hücumda ve orta sahada kesinlikle sıkıntı yok. tek sorun tabi sorunsa defansta. hamsik ligin ilk 1-2 maçı aksayınca sistem olarak 4-2-1-2-1'i belirledim. rezerv takımdan zuniga ve aronica'yı makul ücretlere yolladım. defans problemini tothenham'dan ayrılmak isteyen kaboul ve gelecek vaat eden xulu ile takviye ettim. ek olarak italyan bir genç aldım. toplam 6 milyon euro gibi az bir ücret ödedim bonservislere. maaş sıkıntısı zaten yok takımda.

    gk- de sanctis dl-dossena dc-cannavaro dc-kaboul dr-maggio dmc-gökhan inler dmc-gargano mc-hamsik aml-mascara amr-lavezzi fc-cavani şeklinde kadroyu oluşturdum. britos, campagnaro, xulu, dzemaili, donadel, pandev gibi bol alternatifli bir kadro kurdum.

    her neyse sezon başladı ve 10 lig maçı sonunda 10 maçta 9-1-0 gibi dehşet bir istatistikle başlayınca dedim ilk 2 banko heralde. şampiyonlar liginde 4 maç sonunda gruptan çıkmayı garantiledim. manu'ya 2 maçtada kaybettik ve old trafford'ta 88'de yediğimiz golle liderliği verdik. ligde ilk mağlubiyeti evimizde udinese'den aldık. puan farkı pek yoktu. ama 1-2 takım kafadan saf dışı kalmıştı. 20li haftalara geldiğimizde tek korkutan sakatlıklardı ve cavani'nin 1-2 sakatlığı dışında takımı etkileyen sorun olmadı. kupayı hiç önemsemedik ama bir alt lig takımı ve bir seria a takımını eleyince direk kendimizi yarı finalde bulduk. yarı finalde ilk maç juve'ye karşı 4 atsakta deplasmanda 3 yedik ve zar zor finale çıktık. ligde de juve ve inter dışında pek sorun yoktu. kardan ertelenen 1-2 maç dışında 5-6 puanın altına hiç inmedi fark ve 36.haftada milano'da milan'ı 3-0la geçince ligde şampiyonluğu resmen ilan ettik. büyük maçlarda sürprize çok müsait bir takım napoli. juve'yi içerde ezdik, inter ve milan'ı yendik ancak deplasmanda bir tek milan'ı yendik o da yetti. diğer maçlarda pek sorun çıkmadı ve ligi beklemediğim bir şekilde rahat kazandık. şampiyonlar liginde ise içerde madrid'e oyunda üstünlük kurmamıza rağmen 90+3te yediğimiz golle elendik. deplasmanda ise 2-2 ile döndük. çok zorladık ama ofsayttan verilmeyen golle elendik. belki orda da birşeyler olabilirdi. ilerde lavezzi çılgın atıyor. cavani gol kralı oldu. hamsik ortasahada banko. diğerleri görev adamı. he bi de sakatlık dolayısıyla devre arası cassano'yu alıp kanatta kullandım ama pek yararı olmadı.

    2.sezonumuzada inter'i geriden gelip 3-1 yenerek süper kupayı alarak başladık. transferlere gelince kaboul'u maalesef elimde tutamadım. tam 10 milyon euro'ya sattım. 16 klup arasından arsenal'i seçti ve bende yerini n'kolou ile doldurdum. pek sorun olmadı. pandev ilgilenmedi. daha sonra kapıma dayansada bonservisi elinde arango'yu kadroma kattım. ardından yedek kalecimin gideceği belliydi ve almunia ile anlaşmıştım. bonservisi bitecek oyunculardan defansa bovo'yu da kadroya katmıştık.

    beklere takviye için barca'dan adriano'yu kiraladım. ilk 11 başlatıcam. maggio'ya yedek olarak 600.000e sapunaru'yu aldım. orta sahada seçenek bol olsada essien önerilince dayanamadım essien'i de kadroma kattım. kadromda 23 kişiden fazla adam bulundurmam ama ilk defa 22-23 sayısı 24 oldu. lig için ilk 2 bu sezon hedefim. kupa mühim değil. avrupa'da zor kura çektim inşaallah 3.olurumda uefa'da bir kupa görürüm belki.

    neden bu kadar şey yazdım bende bilmiyorum. galatasaray ile yarı final ve ertesi sezon avrupa kupası aldığımdan beri ilk defa keyif alıyorum oyundan.
    velhasılıkelam napoli'yi alın. avrupa klupleri sezon sonuna kadar bıktıracak sizi ama hamsik, cavani ve lavezzi'yi kadroda tutun ve keyif alın oyundan.(u: (:)
  • 333
    (bkz: #864497)

    west ham ve middlesbrough ile uzun süre oynamış, ingiltere liglerinin hastası bir teknik direktör olarak norwich city ile döndüğüm oyun. uzun süren championship macerasından sonra ''bir de premiere ligden başlayalım'' dedim. başlamamla fakirliğin peşimi bırakmadığını farkettim. lan 3 milyon euro transfer bütçesi mi olur?

    ''ne yapalım artık katlanacağız'' dedim, eldeki kadroyu iyi bir analiz ettim. * *

    şartlar ne olursa olsun altın kuralım şudur; oyun kurucunu kendin seçeceksin.* gözümü kararttım menejer tavsiyesiyle önerilen, daha önceki kariyerimde de gördüğüm ruben yttergård jenssen'i almaya karar verdim. nasıl oldu bilmiyorum ama milan, real madrid, manchester united gibi devlerin arasından kapıverdim jenssen'i. sanırım biraz hızlı davrandım ve en iyi maaşı ben önerdim.

    groningen'den jonas ivens ve swansea'den ashley williams ile de defansı sağlama aldım.

    paranın bitmesiyle kalan oyuncuların yeteceğini düşünerek sezona başladım. ama ne başlangıç! peşpeşe kaybedilen maçlar ve kabus gibi bir 10 hafta. manchester united arsenal liverpool manchester city takımlarının fikstürde peşpeşe gelmesi de bu başarısızlığı körükledi elbet. 10. hafta sonunda artık kariyeri kapatmayı düşünürken peşpeşe alınan 1-2 beraberlik ve bununla gelen iyi oyun bir nebze umutlanmamı sağladı. carling cup'ta 2 tur atlamış olmam da pozitif yönlerden biriydi.

    bu beraberliklerden sonra takım adeta coştu. büyük takımlara karşı bile ciddi derecede galibiyeti zorladığım maçlar çıkarmaya başladı. devre arasına biraz daha rahat girdim. diego biseswar'ı kiralayıp vanderbergh diye belçikalı bir forvet ile anlaştım. carling cup'da tottenham ile final oynadım. ligde ise düşme hattına 9 puan fark atarak ligde kalmayı az çok garantilemiş oldum. ligde kalmakla kazanacağım para ile en az uefa kupasına oynayan iyi bir ekip kurmayı amaçlıyorum. diğer seneler için ise hedefimiz şampiyonluk!
  • 334
    oyuna her zaman olduğu gibi yine galatasaray'ı alarak başladım. şampiyonluklar zaferler yaşayarak 2018-19 sezonuna kadar geldim.
    oyunda dikkatimi çeken şey messi'nin futbolu çok erken bırakması oldu. yine aynı şekilde arda'nın da. ikisi de 31 yaşında futbolu bıraktı ve athletic bilbao'da coach'luğa başladılar. baktım messi'nin teknik ve hücum antrenörlüğü üst düzey aldım hemen teknik ekibime. ama arda'nın antrenörlüğünde iş yok söyleyim.
  • 336
    football manager'in son yamalarla birlikte hafiften içine sıçtığı bir başka oyun. ilk çıktığında klasik olarak bug dolu olduğu için sonraki yamalarla oyunun elinin ayağının düzelmesini beklemek şart zaten. daha sonra oyun optimal seviyeye yaklaşmışken devre arası transferleri için çıkartılan update'de "dur şu bikaç ufak hatayı da düzeltelim" derken adamlar oyunu geri götürmeyi başarıyor bir şekilde.

    son update'leriyle birlikte yeni oynama fırsatı buldum oyunu. farkettiğim ciddi değişimler;

    -takımların mental yapısı sinir bozucu olmuş. işler iyi giderken en ufak bir ters sonuçta takımın morali genel olarak düşüyor. hele problemli, adaptasyon sorunu yaşayan oyuncular falan varsa onların morali hepten yerlerde. bu durumda da takımın determinationı ciddi düştüğünden giden maçları çevirmek epey zorlaşmış.
    -kaleciler hayvani yapılmış. örneğin az önce oynadığım galatasaray-fenerbahçe süper kupa maçı penaltılara gitti ve ilk 5'er penaltının 3'er tanesini muslera ve volkan kurtardı. kalecinin tek başına beni yendiği maçlar oluyor.
    -ne hikmetse maç içinde ortaya düşen toplara bariz bir şekilde yakın olan oyuncular hareketlenmiyor, ebesinin nikahındaki rakip gelip topu alabiliyor. bir de set savunması yaparken basketbolda switch yapar gibi oyuncular garip bi şekilde etrafa koşuşturabiliyor.
    -taç kullanılırken herkes ceza sahasına giriyor, kanatta bi oyuncu kabak gibi boşken topu alıp tehlike yaratıyor bu sayede.
  • 347
    sırf gylfi sigurðsson ' u almak için uğraşmamak adına hoffenheim ile başladım kariyerime sonra baktım ki hoffenheim kadrosu hiçte fena değil. stoper bölgesinden sıkıntım vardı eski bjkli ferrariyi free transfer ile alarak açtım transfer sezonumu. ardından orta sahanın defansif yükünü çekmesi için karayı da transfer ettikten sonra, wilfried ile bitirdim transferimi zira param da bitmiş oldu zaten. ilk sezonumu 5. olarak tamamlamış bulunuyorum sevgili sözlük. bu sezon ki hedefim ilk 4 e kapak atıp cl'de oynayabilmek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın