• 227
    şu an sadece maaş bütçemizin incelendiği ve kontrol altına alındığı sistem.

    maaş bütçesindeki dengesizlikten dolayı bir yıllık men cezamızı unutmadım daha.
    65 milyon euro sınırlaması bu sene de devam ediyor diye bilmekteyim.
    ancak bonservis ödeme sorunu fenerbahçe ve beşiktaşın sorunu şu aralar. galatasarayımıza böyle bir ambargo koymamışlardır.
  • 229
    neymar transferiyle güvenilirliğini kaybetmiştir. psg'nin futboldan bu kadar para kazanmasının imkansız olduğunu neymar dahil herkes biliyor. çakal araplar ffp'nin arka bahçesinden dolanmanın yolunu city ile bulmuşlardı zaten. bu da üzerine tüy dikti. ffp'nin bir an önce ya tamamen kaldırılması ya da adam gibi uygulanabilmesi lazım. psg'nin sahibi nereden kazandığı belli olmayan milyon dolarları kulübe sokabiliyor ama biz türk takımları 1m euro maaş açığını nasıl kapatacağız diye kara kara düşünüyoruz. böyle bir adaletsizlik olamaz.
  • 233
    eğer psg'ye en az üç yıl avrupadan men cezasını giydirmezlerse, ffp kurallarına dünya'da hiç kimsenin inancı kalmaz. zaten hileli transferler yüzünden (bkz: show, dembe ba, ersan gülüm, atınç nukan, emenike vs) delik deşik olmuştu bu kural bundan sonra kevgir misali hiç su tutmaz.

    tıpkı ülkemizde artık hiçbir şikeye ceza verilemeyeceği gibi. aziz şeysinin ve aykut kocaman'ın itiraflarına, bu kadar açık ve kesin delile rağmen ceza verilmediğinden, tff ve kurulları, urfaspor-gazişehir gaziantep bağlamındaki şike olaylarını inceleme cesaretini bile gösterememiştir.

    psg'nin, yıllık zarar kriterine göre bu transferi karşılamasının imkansız olduğunu bırakın insanları dünya'nın bütün kargaları dahi biliyor. o zaman "ya devlet başa, ya kuzgun leşe" ya uefa olup ffp'yi uygularsın ya da tamamen serbest bırakıp gülünç duruma düşmekten kurtulursun.

    parası olan tiranlar bu piyasada top koşturacaksa, messi'ye ronaldo'ya reklamlarda oynamak düşer.
  • 236
    arka bahçesinden dolanilmasinin neredeyse serbest olduğu yasa/sistem/kural. psg, neymar için 222 milyon euro'yu dolaylı yoldan verdi ama uefa'daki beyefendilerden ses yok. nedeni de neymar'ın kendi bonservisini alıp psg'ye kağıt üstünde bedavaya imza atmış olması. şimdi uefa çıkıp dese ki artık futbolcular kendi bonservislerini serbest kalma maddesindeki tutarı ödeyerek alamaz derse bu sefer başka bir yol bulunur. sadece şaibeli olan neymar transferi değil ülkemizde de çakallıklar yapıldı. 6 ay sonra sözleşmesi sona erecek olan musa sow, 16 milyon euro bedelle katar mıydı suudi arabistan mıydı satıldı. 1 sene sonra da fenerbahçe onu kiraladı. buna da ses çıkarmadı kimse. yine bu sene bilmem kaçıncı lig takımı olan boluspor yedek oturtacağı kaleciye 1 milyon euro verdi ve bu sayede fenerbahçe uefa'ya yeni transferlerini bildirme şansı yakaladı.

    tüm bu olanları ve daha bilmediğimiz binlerce çakallığı uefa bilmiyor mu sanıyorsunuz? benden senden daha iyi biliyorlar ama güçleri yettiğine ceza veriyorlar. uefa dediğimiz kurum avrupa insan hakları mahkemesi veya galaktik bir mahkeme değil. rüşvetle, yolsuzlukla, haksızlıklarla, hileli eşleşmelerle, adam kayırmalarla yönetilen bir oluşum. yakın zamanda büyük bir skandal ile bir önceki başkanı ceza aldı. gözümüzde uefa'yı çok büyüttük biz. kusura bakmayın ama uefa böyleyken tff her şeyi yapabilir. iyi giden takımın teknik direktörünü de ayartabilir, ülkesindeki en büyük takımın anlaşmaya çalıştığı hocayı da getirebilir hatta feghouli'nin transferinin gecikmesinin nedeni de olabilirler. tff ister misiniz bugün yarın feghouli'yi kap'a bildirsin. sonuçta en büyük rakipleri biziz.
  • 237
    futbol endüstrisi'nin ağır toplarını değil seni beni etkileyecek göstermelik finansal masal. amaç şudur. bu endüstriye para getiren tv yayınları, bilgisayar, konsol oyunları, bahis uygulamaları vs pek çok etmenin endüstri çarkını çevirmesi için para edecek isimleri endüstrinin büyük başları arasında çevirmek ve sahnelemek. yani birkaç istisna dışında marka düzeyi ve popülaritesi top seviyede olan futbolcuların, isimleri belli sıralamanın en üstünde olan 10,15 takım arasında gidip gelmesini sağlamak. yaşı geçmişler için problem yok onlar alt sıra takımlarda ekonomi canlandırmaya devam ediyor.

    hatırlayın futbol bu denli endüstriyelleşmeden önce büyük isimler genç yaşta orta sınıf takımlara gelebiliyordu. buna en güzel örnek 27 yaşında porto'dan o dönem yeni yükselişe geçmiş türkiye gibi bir yerde galatasaray takımına transfer olan jardel'dir.

    bugün bunlara izin vermek para'nın (onlara göre) saçma sapan yerlere gideceğinden cebi dolduramayacak olmak demektir. haliyle küçük ve orta sınıf takımlara "bak 70 m euro'yu geçersen 2 sene men ederim haa" deyip. 222 m euro'ya göz yummaktır. çünkü neden, 222 m euroluk adamın oynadığı takım ve bu takımın mücadele ettiği lig izlendikçe o yumulan gözleri açacaktır.

    saygılar
  • 239
    manchester city'nin sahibinin akrabasının yönetim kurulu başkanı olduğu * * etihad havayolları, her hafta 20 bin boş koltuğuyla ingiltere'de makara konusu olan city of manchester stadına yıllık 80 milyon pound karşılığında isim sponsoru olduğunda bitmişti zaten. rüşvet muhabbetlerine girmeye, mafyatik imalara gerek kalmıyor, yasal olarak da uygulanabilirliği olmayan bir fantezi çünkü.
  • 246
    sonuçlarından bağımsız olarak çok önemli ve gerekli bir olaydır. futbol kulüpleri de birer şirket, bunun sonucunda da uymaları gereken mali sorumluluklar olmalı. bir futbol takımı gelişirken sürekli borçlanıyorsa zaten sonu iyi bitmeyecektir, sonra soluğu parma* gibi amatörde alıyorlar. eğer bir başarı gelecekse bu başarının belli bir temeli olmalı, sürdürülebilir olmalı. bu kriterlere uyamayan takımlar hiç kusura bakmayıp sorunu kendilerinde aramalılar. aslında biz de bu kriterlere uyamayan takımların muazzam bir örneğiyiz.

    2011/2012 sezonu;

    2010/2011 sezonundaki ağır başarısızlığı yeni yönetim ve efsane teknik direktörümüzün gelişiyle unutmak istiyoruz. ortada yeni yapılmış bir stadyum ve bunun getirdiği yeni sponsorluklar, yeni gelir kapıları var. takım olması gerektiği gibi büyük bir mali yükün* altına giriyor, bazı yanlış transferler yapılsa da genel olarak başarılı bir transfer sezonu geçiyor. sezon sonunda da bunun meyvelerini alıp şampiyon oluyor.

    2012/2013 sezonu

    şampiyonlar ligi gelirlerinin de yardımıyla yatırımlar devam ediyor* yine iyi paralar harcanıyor kadro daha da güçlendiriliyor. yine yapılan bazı yanlış transferler olsa da sezon sonunda gelen şampiyonluk ve şampiyonlar ligindeki başarıyla bu durum rahatça telafi ediliyor.

    2013/2014 sezonu

    geçen 2 yıldaki başarılarla doğal olarak iddaalı giriliyor fakat bu sefer önceki sezonlara göre daha başarısız bir yaz transfer sezonu geride kalıyor. önceki transfer sezonlarında yapılmış başarılı transferler bile yabancı sınırı sebebiyle sıkıntı olmaya başlıyor. ayrıca ünal aysal ve fatih terim arasında sıkıntılar baş gösteriyor. buna bağlı olarak sezon içerisinde hoca değiştiriliyor. takımın başına roberto mancini getiriliyor. yeni gelen hocayla ve daralan yabancı sınırının etkisiyle devre arasında can havliyle transferler yapılıyor, plansızlık devam ediyor ve altına girilen maddi yük daha da büyüyor. aynı can havliyle eldeki yerli oyuncuların devam eden sözleşmeleri maaş yükü artırılarak aptalca uzatılıyor. şampiyonlar liginde yine başarılı olunsa da bu kez ligde şampiyonluk gelmiyor, ligdeki egemenliğe darbe vurulmuş oluyor.

    2014/2015 sezonu

    yaz transfer döneminde yine hoca değişiyor, takımın başına cesare prandelli getiriliyor. fenerbahçe şampiyon olmasına rağmen şike mevzusu yüzünden şampiyonlar ligi'ne katılamıyor, galatasaray direkt gitme hakkı kazanıyor. bu durum bizim geçen sezondan kalan yaralarımızı sarmamız için büyük bir fırsat oluyor. buna rağmen fazlasıyla başarısız bir transfer sezonu geride kalıyor. sezon yine hoca değiştiriliyor, takımın başına hamza hamzaoğlu getiriliyor. ligde güç bela şampiyon olunuyor fakat bu kez şampiyonlar liginde başarı gelmiyor. artık saçma maaş yükünün yarattığı mali sorunlar ciddi problem oluşturmaya başlıyor.

    2015/2016 sezonu

    yabancı kontenjanı fazlasıyla genişliyor. fakat bu sefer iyice ayyuka çıkan mali problemler nedeniyle doğru dürüst transfer yapılamıyor, yapılanlar da başarısız oluyor. önceki sezonlarda nispeten daha tutumlu davranan rakipler sınırın kalkmasıyla kadro kalitesi olarak bizi geride bırakıyor. başarısız sonuçların ardından sezon içerisinde yine hoca değiştiriliyor, mustafa denizli'yle anlaşılıyor. fakat tenik direktör değişikliği bu sefer işe yaramıyor. ne ligde ne şampiyonlar liginde başarı gelmiyor, bu da halihazırda sıkıntı olan mali problemleri daha da körüklüyor. sezon sonuna doğru mustafa denizli istifa ediyor, takımın başına geçici olarak altyapı sorumlusu jan olde riekerink getiriliyor. ayrıca çözüm bulunamayan mali problemler sebebiyle avrupa kupalarından men geliyor.

    2016/2017 sezonu

    geçici olarak başa getirilen jan olde riekerink ile devam kararı alınıyor. avrupa kupalarından men edilmesi sebebiyle takım sadece lige odaklanıyor. fakat yine yeni yeniden olağanüstü başarısız bir yaz transfer sezonu geride kalıyor, sezon başında takım biraz kıpırdansa da balonumuzun patlaması çok sürmüyor. şampiyonluk yarışından kopmadan önce son bir umut yeniden sezon içerisinde hoca değiştiriyoruz, takımın başına igor tudor geliyor. yine işe yaramıyor, sezonu hezimetle tamamlıyoruz.

    2017/2018 sezonu

    avrupa kupalarından gelen men cezası bu sezon kalkıyor. igor tudor'la devam kararı alıyoruz. riva'nın satışından gelen maddi destekle ffp konusunda elimiz bir nebze rahatlıyor. taraftar tepkisi sebebiyle yönetim yine büyük bir mali yükün altına giriyor. önceki sezonlardan çok çok daha fazla para harcanıyor, takım baştan aşağı yenileniyor. takım bu yenilenme sırasında avrupa ligi 3. ön eleme turunda adı sanı duyulmamış bir takıma eleniyor, bu da hafiften bastırılmış taraftar tepkisini yeniden ateşliyor. bir şekilde bu baskıya rağmen aynı hocayla sezona başlanıyor, iyi de başlanıyor. yapılan transfer farkını gösteriyor, takım daha ilk haftalarda ciddi bir puan farkı yakalıyor. sonrasında başlayan zorlu periyotta arka arkaya 4 deplasman kaybediliyor, puan farkı eriyor ve liderlik kaybediliyor. bunun sonunda 16. haftada igor tudor'la yollar ayrılıyor, takımın başına yeniden fatih terim getiriliyor.

    şöyle ne olmuş ne bitmiş genel olarak baktığımızda aslında yine en başa dönmüşüz. 2011/2012 sezonuyla beraber başlayan başarılı dönemi sürekli hale getirememişiz, üstüne başımıza bir sürü dert açmışız. bu sezon şampiyon olamazsak daha da kötü duruma düşeceğiz. şimdi ben burada uefa'yı ya da ffp kurallarını suçlayamam, şu hikayenin tek suçlusu dönemin galatasaray yönetimleridir. aslında bu durum genel olarak diğer ffp sıkıntısı çeken takımlarda da böyle. ortada uzun süreli bir başarısızlık ve mali problemler varsa suçlusu yönetimdir, bu kadar basit.

    şuanda ffp kurallarının adil bir şekilde uygulanmadığı, para babalarına iltimas geçildiği çok açık. olur da yakın gelecekte bu kurallar adil olarak uygulanmaya başlanırsa izlediğimiz futbolun kalitesinin her geçen yıl artacağını, transfer piyasasının da bir nebze normale döneceğini düşünüyorum. ben galatasaray'ın 3 yıl esip gürleyip, 3 yıl puan tablosunun üst yarısının en altında takılmasını hazmedemiyorum. bu istikrarsızlıktan kurtulmak için ffp kuralları ne gerektiriyorsa fazlasıyla yapılması gerektiğini düşünüyorum. hatta adil bir düzende bu kuralların daha da ağırlaştırılmasına da sıcak bakıyorum.
  • 248
    --- alıntı ---

    galatasaray sportif a.ş, ocak 2011 - kasım 2017 arası 298 m € zarar etti:

    - ünal aysal: 122 m €
    - duygun yarsuvat: 58 m €
    - dursun özbek: 118 m €

    bu tabloya uefa'nın üç cezadan birini vermesi bekleniyor:

    - men
    - transfer yasağı
    - sattığın kadar al + maaş sınırı

    (sabah)
    --- alıntı ---

    https://twitter.com/...s/964037809098063872

    ben bize avrupa'dan men geleceğini düşünmüyorum, muhtemelen "sattığın kadar al + maaş sınırı" yaptırım gelecektir.

    1-2 hafta evvel şöyle bir enry (bkz: #2347287) girmiştim. açıkcası 2018-2019 transfer döneminde yazdığım gibi olacağını düşünüyorum. biraz üzüntü verici ama acı reçeteyi uygulamak zorundayız:(
App Store'dan indirin Google Play'den alın