resim
Felipe Melo de Carvalho
Takım:Fluminense
Mevki:Stoper
Yaş:41
Boy:1.83
Uyruk:Brezilya
  • 1301
    neyi yapmadı da 4 şubat 2012 gaziantepspor galatasaray maçında en kötü performanslarından birini sergiledi, düşüncesine sevketti merak etmekteyim. ilk topların çoğuna temiz ve olumlu bastı. ayağında gereksiz top tutma huyundan da eser yoktu. kaybedilen puanlar psikolojik olarak biraz daha geride oynamaya itmiş olabilir ama bu durum hiç de sırıtmadı, olumsuz bir görüntüye sebep olmadı.
  • 1302
    kesinlikle savunmamızın bu sene aldığı övgülerin en büyük sebebi. kendisini eleştirenin futbolu sadece takım sevdası yüzünden seyrettiğini düşünürüm. sezgileri müthiş bir oyuncu bir kere. savunmanın saçmalayacağını anladığı zamanlarda diye geriye yaslanıp süpürücü pozisyonda oynuyor, kimi zaman önde basıp rakibi yıldırıyor. rakibin hücum şekillerini değerlendirip top nereye gidecekse orada pozisyon alıyor. tekniği var, topu çalıp, iki çalım atıp bizi pozisyona sokabilecek ilk hamleler ondan geliyor.

    çok büyük bir oyuncu, ligimizin oyununu da çabuk çözdü. en büyük zaafı kimi zaman çıkarken kaptırdığı toplar. fakat bu kendisinin takımımız içindeki rolünü asla değersizleştirmiyor. kötü oynadığı iddia edilen maçlarda takımımız orta sahayı zor geçiyor. melo'da savunmada gömülü oynuyor bu yüzden. stoper gibi çalışıyor. bu yüzden oyunda değilmiş gibi durabilir ama, bunun sebebi hücumumuzun çalışmaması. hücum çalıştığı takdirde melo zaten öne çıkıyor.
  • 1303
    felipe melo hem türkiye'de oynanan futbol için hem de şu anki kadromuz için çok fazla bir adam. yeteneği ve yeterliliğiyle suya götürüp susuz getireceği bir sürü sıradan futbolcuyla oynamak zorunda kalması onu öldürüyor. aslanın kediye boğdurulması herhalde budur. bu adamın şimdiye dek gösterdiği performansa laf edersek bir sabah musatafa sarp'ın bonusu kılığında uyanabiliriz hafazanallah.
    yani melo ayarında bir topçu olsaydık ve en basitinden sabri gibi, balta gibi yetenek abideleriyle aynı takımda oynamak zorunda kalsaydık neler düşünürdük acaba? delidir, agresiftir* doğru; ama unutmayalım at sahibine göre kişner. eğer galatasaray bugün beklediğimizin üzerinde ise ve halen ümitlerimizi taze tutuyorsa bu öncelikle grande ve ekibi, sonra da melo sayesindedir. melo bu takımın en önemli, en vazgeçilmez futbolcusudur, lideridir. sahadaki oyunu ve tavırlarıyla, seyirciyle olan münasebetiyle, yenilgiyi kabullenmeyen yapısıyla bu takımın takım olmasındaki en önemli unsurlardan biridir. oyun olarak zaten belli bir standardın altına düşmeyecek kadar iyi futbolcudur ama kötü oynasa bile şahsen umurumda değil, takımda olsun yeter. esasında bunları görmek için arena'ya gidip melo'yu çıplak gözle izlemek lazım. ne kadar farklı olduğu orada çabucak görülecektir.

    şayet tribünlerimiz melo'ya gereken ilgiyi gösterir ve onu mental anlamda diri tutabilirse özellikle play-off serisinde mükemmel bir melo izleriz diye tahmin ediyorum, inşallah yanılmam.
    *
  • 1306
    galatasarayımızın farkını ortaya koyduyu yer ortasahasıdır. selçuk-melo ikilisinin hem ofansif hem defansif becerileri olan ikili olması çok önemli. zira napoli takımını da bu yönden beğeniyorum (gökhan inler, gargano).
    çoğu takımda dörtlü savunmanın önünde defansif özellikli bir dm oynuyor, önünde cm veya am oynar. bu da defansa orta sahadan +1 defans +1 hücüm katkısı yapar.
    ama eğer elinizde orta sahada iki yönlü oynayabilen futbolcular varsa orta sahadan +2 defans +2 hücum katısı yapmış oluyorsunuz.

    gelelim melo'ya;

    pitbull ilk geldiği zamanlar 10 numaralı formayı sırtına geçirmiş, selçuk ile birlikte iki yönlü oynuyordu. yeri geliyor adam eksiltip ceza sahasına doğru kat ediyor, ver-kaç yapıyor veya derinlemesine paslar atıyordu. aynı zamanda top rakipte iken presli ve kademeli katkısı vardı. selçukla beraber forvetlerimiz ve kanatlarımızla rakip alana çok adamla yığılıp top bizde kalıyordu. rakibin topu uzaklaştırmaya çalışırken gelen topları da topluyorduk böylece
    ikinci yarı itibariyle niye bilmiyorum hücuma katkısı artık yok denecek kadar. klasik dm oyuncusu kimliğine büründü. defansif olarak yapması gerenleri yapıyor mu? bence yapıyor fakat kendisinden daha çok şey bekliyoruz çünkü melo'da o potansiyel var hepimiz biliyoruz.
  • 1311
    takımın aldığı sonuçlar kötü olunca ilk eleştirilenlerden olması enteresan. bu adam daha düne kadar herkesin favori futbolcusu olmadı mı? golden sonraki sevinişlerini övmedik mi? bilmem nerelerini yemedik mi? ne çabuk gözden düştü?

    beyler bayanlar; bu adamdan ne beklediğinizi gözden geçirin. sırtındaki 10 numaraya da aldanmayın. adam defansif ön libero. her maç gol atmasını bekleyemezsiniz. her birimiz haftada 1-2 tane barça, real madrid vs. maçı izliyoruz. en son ne zaman alonsonun busquetsin gol attığını gördünüz. melonun ilk işi defanstır ve onu hakkıyla yerine getiriyor. 1-2 maç sallandı diye hemen asmayalım. **
  • 1314
    hala daha sezonun ilk lig maçında belediyeye karşı baros ile verkaçlar yapıp savunmayı dikine delmesi, o çalımları, top sürmesi, driblingi aklımda... neden hiç bu yönünün kullanmaya çalışmadık, hücuma katkı vermesini sağlayamadık bilmiyorum ama çok şey kaçırıyoruz ve bu potansiyeli kullanamıyoruz gibi hissediyorum. haliyle de oyunu düşüyor ve taraftar da basın da sorgulamaya başlıyor kendisini. bu adam bir saidou ya da ne biliyim batista tarzı bir defansif orta saha değil ki..
  • 1316
    ilk başta çıtayı çok yükseğe koymanın dezavantajını yaşayan futbolcugillerden. ilk başta en yükseği gösterirsen biraz düştüğünde sallamalar başlar.

    melo düşüşte, selçuk düşüşte, ujfalusi düşüşte, hakan düşüşte, sabri berbat deniliyor fakat çok az gol yiyoruz. defansif görevini diğer düşüşte olan futbolcular gibi yerine getiriyor. kendisi ve diğerleri düşüşte değil, düşüşte olan takımın havası.

    takımın omurgasını oluşturan önemli parçalardan birisidir. sezon sonunda bonservisi mutlaka alınmalıdır.
  • 1317
    bence 13 milyon euro verilecek bir adam değil; ha 7-8 milyona belki çok ihtiyacını çekeceğimiz düşünülürse verilebilir ama 13 milyon euro gerçekten çok fazla bu adam için. birilerinin götündeki kazığı kendimize sokmak zorunda değiliz. *

    ekleme: inşallah eleştiri olarak alınmamıştır yazdıklarım. sadece ederini yazmak istedim, yoksa takımın ihtiyacı var bence felipe melo'ya.
  • 1318
    hakkında çok güzel bir noktaya değinilmiş.. evet, kendisinin performansında son bir kaç haftada düşüş var ama, neden eskişehir maçından beri yokları oynayan selçuk inan eleştirilmiyor da, melo hedef tahtası gösteriliyor.. sebebi çok basit selçuk'u eleştiremezsin, ha eleştirsen bile taraftarı bu yönde yönlendiremezsin.. ama bilinçsiz taraftarı melo konusunda yönlendirmek çok basit, son bir kaç haftadır çok sistemli bir şekilde taraftarın önüne atılmaya çalışılıyor melo.. zamanında nasıl lincoln, kewell, baros, arda için yapıldıysa şimdi de melo için aynısı yapılıyor.. lütfen gelmeyelim şu rıdvan gibi, sergen gibi heriflerin gazına, bırakalım da imparator düşünsün bu işleri..
  • 1319
    ''türkiye'de bunlardan çok var!'' gibi saçma bir yaftalanmaya maruz kalmış takımımızın dos'u.yav arkadaş siz şimdi melo ile selçuk şahin gibi bir mobilyayı aynı kefeye nasıl bi kafa yapısıyla koyuyorsunuz.bi defansif orta saha oyuncusunun asli görevi mücadeleci olması,orta sahada top kapabilmesi,defansın açıklarını kapatması ve isabetli yakın paslar atabilmesidir.e bunların hepsi melo'da zaten var zaten ilk haftadan berdi bunları fazlasıyla yapıyo ki bu adam.ancak bu adam klasik dos değildir çünki yeri geldiğinde harika çalımlar atabiliyo ve çok iyi ara pasları verebiliyo fakat son haftalarda takım geride çok zorlandığı için artı olan özelliklerini kullanamıyo amk sadece budur.ha eleştirebileceğimiz bi nokta varsa o da tehlike bölgesinde topu çok oyalıyo bu huyundan vazgeçtiği zaman benim gözümde değil türkiye liginin dünyanın en önemli dos'larından biri olur net....
  • 1320
    sen burada eleştirir sahip çıkmazsan medyaya nasıl laf anlatalım ey yazarlar. sahte transfer sihirbazlarının getirdiği sahtekarları burada korursun, "melo kötü oynuyo yeaa". tamam bir kaç haftadır eskisi gibi değil de takımda kim iyi oynuyor bir kaç haftadır. kral çıplaklık bir söz daha o zaman, elmander de kötü 3-4 haftadır. bunu da yazın, eksikleri saymaya gelirsek çok eksik var, ama herkesin o eksikleri gördüğü yerde sen de "aa doğru lan kötü" dersen nasıl koruyacaz bu takımı ha nasıl? her takımın yükseliş duruş, düşüş ve tekrar yükseliş zamanı vardır sezon içinde ki barça da sık sık görülmektedir bu. kasım gibi en tepe noktaya ulaşıp ocak-şubat gibi bir düşüş yaşarlar. daha sonra kupa ve ligin kilit durumda olduğu mart-nisan gibi tekrar yükselir ve işi bitirirler. sizce de bir benzerlik yok mu, şimdi iyi olup formda olup şu lanet play off ta mı form düşüklüğü yaşayalım. ayrıca farkeden var mı bilmiyorum ama ne zamandır 3 günde 1 maç oynanıyor, haliyle daha az idman daha çok yolculuk demek bu. el insaf be el insaf. elanolar, jolar, inamotolar müstehak size.
  • 1321
    2011-2012 sezonu ikinci devresinin başlamasıyla birlikte kendisinin performansında belirgin bir düşüş yaşadığı aşikar, lakin bu durum sadece melo'ya değil bütün takıma sirayet etmiş durumda.

    sezon başına dönüp baktığımda geçen sene zerre katkı vermeyen cana'nın takımda kalması gerektiğini düşünürdüm. şimdi bakıyorumda cana bizi fena kandırmış, hemde öyle böyle degil! umarım melo'nun sezon sonu bonservisi alınır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın