roberto mancini'nin maaşı ile bir tutulmaması gereken paradır çünkü mancini'ye ödenen para kulübün kasasından çıkmaktadır. bu bağlamda galatasaray spor kulübü bir şirkettir ve para politikası kendisini bağlar. tamam
galatasaray sözlükteyiz, elbette galatasaray her şeyin başı ama en nihayetinde gönül bağıyla bağlıyız. kombine, forma ve lisanslı kulüp ürünlerinden elde edilen paranın çarçur edilmesine yönelik eğer istersek bir şekilde tepki gösterebilir, kişisel olarak kulübe tavır alabiliriz.
oysa fatih terim'e verilen para ülkenin parasıdır ve senin, benim vergilerimle devlete kazandırılmıştır. bir spor kulübünün bütçesi ile devletin ödeneği aynı şey değildir. o paralar fatih terim'e gidiyor diye sıkıysa vergi verme. bir spor kulübüne gönül vermekle türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak aynı şey değil, bu ikisi arasındaki farkı da biliyoruzdur inşallah. bu bağlamda elmalar ile armutları karıştırmamak lazım. galatasaray'ın kötü yönetilen bir şirket olması ile devletin parasını adaletsiz bir biçimde sağa sola saçması bir değildir.
hiddink'e verilen para da gereksiz derecede fazlaydı ama adam hiddink yani bize ne hiddink'ten? çok istedik ki bastırdık parayı getirdik, kendi talip olmadı ya? hiddink gibi bir adama yönelik ne hatırımız veya gönül bağımız var? öte yandan insan fatih terim gibi bir figürden doğal olarak biraz daha gözü tok olmasını bekliyor. karın tokluğuna hocalık yapsın demiyorum ama dünyanın en çok kazanan birkaç milli takım hocasından biri olacak kadar da bir şey yaptığını ciddi ciddi düşünen varsa vallahi saygım sonsuz. mesela prandelli çıksa "yıllık 5 milyon euro istiyorum" dese "hastir" deriz ama aynısını hamza hoca dese üzülürüz yani "yakıştı mı hoca?" deriz. daha duygusal yaklaşırız. bunu da bana böyle bilal'e anlatır gibi anlattırmayın yani...
fatih terim'e verilen para
çoktur. fatih terim hükumetin adamı gibi gözükerek ve ünal aysal'ı bahane ederek bize inceden posta koymuş ve sonrasında tabir-i caizse de
köşeyi dönmüştür. öte yandan bu işte ciddi ciddi bir şeyler döndüğünü düşünüyorum.