resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 20355
    hoca lig başlangıcını ciddiye almamış sanırım. ya rehavet ya da sonra toparlarız nasılsa düşüncesi bilemiyorum. her oyuncuda düşüş varsa, oyun ciddiye alınmıyorsa, bunun nedenini önce hocaya danışmak lazım (selçuk tercihi bir yana). umarım toparlarız. eldeki bu oyuncularla bu işkence çekerek izlediğimiz oyunun olmaması lazım.

    (bkz: 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı)
  • 20356
    yaptığı bir tercih hatasıyla ki denenmemiş bir şey de değil, domino etkisi yaparak 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçını sıkıntıya sokmuş teknik direktör. donk'la başlasa marcao ve luyindama bu kadar inisiyatif almak zorunda hissetmeyecekler kendilerini. kırmızı kartta marcao'nun bariz hataları olsa da donk olsa rakiple belki bu kadar başa baş kalmayacaklardı.

    kaçan penaltıyı hocaya mal etmem. penaltıdır kaçar. ama selçuk'un oyuna hicbir katkısı olmayacağı gibi sahada olmasının seri'nin verimini düşüreceğini ön görmesi gerekiyordu.
  • 20357
    16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçında eminim ki bir şekilde oyuna müdahale ediyorsun.

    canım hocam.

    şu takımın yeni transferi yıldız oyuncuyu 45. dakikada oyundan alarak mesaj verme kaygından yalvarırım vazgeç. çok baydı. burak, sneijder, drogba, feghouli, seri.

    falcao ya da yapacaksın aynı şeyi.
    gerçekten gerek yok.

    şu mesajlarının onda birini selçuk a vermiyorsun.
  • 20358
    ne kadar ofsayt verirseniz verin arkadaş gerçekleri söylemekten asla ve katta geri durmayacağım. kendisini yüceltirken galatasaray spor kulübünü ve galatasaray taraftarını yerin dibine sokuyorsunuz. sanki bütün her şeyi tek başına başarıyor, camianın, bu koca taraftarın başarılarda hiç bir payı yok. takım 2 yıl ardı ardına şampiyon oldu, bir deplasman karnesine bakın bir iç saha karnesine bakın. son iki yıldaki şampiyonluk kendisine değil taraftara yazmaktadır bu kadar açık ve nettir.

    2019 - 2020 sezonunda sadece normal dizilişi yapsa ve sahaya sürse takım yürüyerek şampiyon olacaktır, ama görüyoruz ki henüz daha ilk maçtan evlatçılık almış başını gidiyor. 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçının ilk yarısında penaltı kaçıran, sahada adeta yürüyen marcaonun kırmızı kartı görmesindeki baş sorumlu selçuk inan ikinci yarıya oyuna başlar iken ne umutlar ile transfer ettiğimiz, rüyamızda bile göremeyiz dediğimiz oyuncuyu kenara alıyor. şimdi birileri çıkıp diyecek yok hoca kenardamı bilmem ne. bana hiç kimse gazel okumasın, selçuk u oyunda tutup seriyi çıkartacak ego bir tek kendisinde vardır, ne ümit davalanın nede diğer yardımcının bir tarafı yemez bu değişikliği yapmaya.

    2 yıldır takımın deplasman durumu ortada, avrupa karnesi ortada. rakip kim olursa olsun ister küme düşme hattında, ister süper lige yeni çıkmış fark etmez bir oyun kurgusu yok, tamamen kaos futbolu. bu taraftar daha ne kadar sırtında taşısın bu takımı, bizde bir güzel futbol izlemek istiyoruz, ısıran bir takım istiyoruz. rakip takımı samiyende taraftar sayesinde baskıya alarak hücum etmek iyi güzel hoş, peki samiyenden dışarı adım atınca ne oluyor, bu ciddiyetsizlik, bu disiplinsizlik nedir ?

    kime soracağız bunun hesabını, ahmetemi mehmetemi, kime arkadaş.

    ben eze eze futbol oynayan bir takım sahada görmek istiyorum, üç dönüm bostan yan gel yat osman modunu açmış bir galatasaray görmek istemiyorum.

    ben bir galatasaray taraftarıyım, galatasaray aşığıyım, 40 yaşına merdiven dayadım, karşılıksız her şeyimi verdim bu takıma. bu takımın şampiyonluklarında en az onun kadar benimde alın terim, benimde gecem, benimde gündüzüm benimde emeğim var. bunun karşılığında sadece sahada güzel futbol istiyorum, adam kayırma olmasın istiyorum, 34 yaşına gelmiş, malum yerinin kılları kadayıfa çalmış adamın nazlı nazlı penaltı kullanışını görmek istemiyorum. yeter da ya sabır.
  • 20359
    tebrikler hocam. şu kadroyu bu kadar köyü oynatmak ciddi maharet ister. selçuk yerine oynatmadigimiz donk'u marcao kırmızı görünce kurtarıcı olarak sahaya süreceğiz muhtemelen. ayni selcuk sayesinde seri defansif orta saha oynuyor, aynı selçuk penaltı kaçırıyor, mariano 46 yaşındaki hali saha oyuncumuz murat abiden az hallice ama yine de her maca 11 çıkıyor.

    hayır olsun bakalim.

    not: tek maçlık bir şey degil, bunun böyle olacağını yazmıştım birkaç gün önce. h8c sanmasam da umarim toparlariz.

    16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı.
  • 20361
    (bkz: 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı)

    hocam mutlusundur inşallah. seri’yi tüm hazırlık maçlarında 6 numarada heba edip selçukcuğuna çok güzel yer açtın.

    nasıl? memnun musun durumdan. süper takım di mi?

    alayımızın aklıyla dalga geçip, seri gibi adamı ön liberoya koyacağım diye inat edip şu rezaleti bize yaşattığın bu günü asla unutmayacağım.
  • 20363
    bizdeki dördüncü döneminde selçuk inan'ı oynatmak zorunda olduğu maçlar haricinde -diğer oyuncuların sakatlık ve ceza durumları dolayısıyla- sahaya sürdüğü maçların sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen hocamız.

    16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı'nda hataları var. bunlardan ders çıkarıp sezon sonu yine şampiyonluğu göğüsleyişimizde baş rol oynayacak. buna birazcık bile şüphem yok. keşke fırsat olsaydı da şu takımı gençleştirip idaresi altına verseydik. böylesi herkes için daha hoş olurdu.
  • 20366
    (bkz: 16 agustos 2019 galatasaray denizli maçı)babacim kotu top oynuyoruz hem de cok. bu bir mac degil uzuuun suredir boyle. avrupa’da zaten yok hukmundeyiz. deplasmanlar kabus.

    takima kim gelirse gelsin ne oyun degisiyor ne de plan.
    bazi maclarda sut dahi cekemiyoruz.

    ben oyunculara suc bulmuyorum. eger bir takimda her sene bir suru oyuncu geliyor ve futbol degismiyorsa sorun saha kenarindadir.

    nedir bu yan pas geri pas sevdasi.
    bu bir mac icin degil uzun suredir devam eden durum elestirisidir.
  • 20368
    eleştirilebilir...eleştirilmelidir
    müritliğini yapmaya devam edip sorgulamaya dahi gerek görmeyen kafalar olduğu sürece...hocanın bir bildiği vardır dediğiniz sürece (bkz: 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı) ve benzeri çok maçı göz göre göre kaybederiz.
    eleştirilmesi suç değildir..eleştirilmesi ihanet ya da vefasızlık değildir.
    bu eller onu parken’den uefa kupasını alıp getirdiğinde patlayıncaya kadar alkışlarken kıpkırmızı gözlerle “hocam biz kazandık” diye hüngür hüngür ağlarken yanlış yapıyorsun hocam da der.
    eleştirilebilir...eleştirilmelidir.
  • 20371
    sırf afrikalı ve koşuyor diye seri’yi ön libero sanan ayrımcı teknik direktörümüz. çıkıp anlatsın selçuk prensinde ne keramet var da tüm türkiye öğrensin. ayıptır ya tamam başarın eyvallah da ekran başında kanser olan bizler ne olacağız? şampiyonluk gelince sezon boyunca olan saçmalıklar açısından benim yüreğim soğumuyor, o stres sinir geçmiyor yani başkası ne düşünür ve hisseder o ayrı. aklımızla alay ediyor resmen... şunları bülent uygun yapsa linç edilirdi.
  • 20372
    eleştirmek için hala sabır çektiğim hocamız.

    ancak 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı baştan aşağı kendisine yazar.

    selçuk ile başlayıp penaltıyı da kendisine artırması, kötü oyunu ve penaltı kaçırmasına rağmen kendisi yerine seri'yi alması.

    oynanan oyuna da girersek sabaha kadar yazarız zaten.

    her seferinde söyledik, yanindaki işe yaramaz evlatlarından kurtul, bir taktisyen bul diye ama yok.
  • 20373
    16 agustos 2019 denizli galatasaray maçı son yıllarda izlediğim en kötü galatasaray idi ama diğer bir yandan şampiyon olduğu yıllarda bile özellikle deplasmanda yokları oynadık hep.
    içerde taraftar ile daha rahat oynadık. bunu kabul edelim.
    ama bakıyorsunuz uzun süredir bir çok isim değişmesine rağmen oyunda gram ilerleme yok.
    böyle bir maçtan sonra bile hala yardımcı hocalara saydırmak veya oyunculara yüklenmek için herkes kayışı koparmış durumda ama bakıyorsunuz kendisi başlığına bu rezil maçtan sonra sadece 10 entry falan girilmiş.
    ben hocayı severim sayarım yıllarca başımızda kalmasını isterim ama bu kötü oyun ne oyuncularda ne değişikliklerde büyük oranla.
    yani denizli gibi lige yeni çıkmış bir takım karşısında takım orta sahayı geçemedi yahu. ne bir sistem ne bir taktik ne bir direnç ne de bir gücü vardı takımın.

    bu bir maçlık olsa insan soğur belki sağlık olsun der ama şampiyon olduğumuz sezonlarda bile bir şey oynamadık.

    biraz tepkilerimizi eksi alacağız diye hocadan uzak tutmayalım. bu başlığa da biraz uğrayalım.

    eğer hocayı eleştirmezsek ama yol yaptılardan farklı olmaz.

    bu takımı kuran transfer yapan sistemi oluşturan kendi.
  • 20374
    etrafındaki dalkavuklardan inşallah bir an önce kurtulur. ortada 2 yıldır şampiyon bir takım var. bu takım 2 yıldır rezalet futbol oynuyor. oyunumuzda en ufak bir ilerleme yok. ifrat ve tefrite kaçmadan, anakronizme düşmeden usul usul son 2 yılı olabildiğince objektif yazacağım. çünkü millet olarak sadece sonuçlar ile ilgileniyoruz. bu beni rahatsız ediyor.

    dediğim gibi ortada 2 yıldır şampiyonluk, rezalet bir futbol var. bunun tarafları yönetim, teknik heyet, futbolcular, taraftardır. başarılar kimin hanesine, başarısızlıklar kimin hanesine adaletli şekilde tartıp, konuşmak lazım.

    bilindiği üzere adını anmak istemediğim eski başkanımız, tudor ve yeni transferler ile lige başlandı. ilk haftalar muazzam derecede baskılı, bol gollü şekilde maçları kazanıyorduk. taraftarın ekseriyeti o zamanlar dahi d.a.ö isimli şahıstan nefret etmesine rağmen oynanan güzel oyundan dolayı istifa söylemlerini hasıraltı etti. çünkü ortada oynanan futbol gerçekten seyir zevki çok yüksek bir futboldu. bugün 2 yıl şampiyon olmuş halimizle, maç maç geriye gitsek, hangi dönem baskın futbol oynadık desek yine tudorla başladığımız döneme gideriz. 3 maç üst üste baskın şekilde oynadığımız, doğru düzgün pozisyon vermediğimiz, çokça atağa girdiğimiz zaman hatırlamıyorum. hatırlayan varsa lütfen uyarsın, editleyeyim.

    yapılan transferler fena görünmüyordu, takımın oyunu da fena değildi, özellikle rakiplerimizin rezil halde olması sebebiyle işler yolunda gidiyordu. fakat deplasman fobisi diye o zaman hayatımıza giren ve bugün hala mevcut olan kavram yüzünden tudor ile yollar ayrıldı. tudor'un gitmesi ve fatih hocanın boşta olması sebebiyle fatih hoca takıma geldi.

    şimdi burada bir konuya değinmek istiyorum. son derece rahatsız olduğum bir konu algıların, olguların önüne geçmesi olayı. sonuçlara göre tarih yazmamız. fatih hocanın geldiği süreç ile alakalı hafıza tazelemekte fayda var. d.a.ö isimli şahıs hem fatih terim hem arda turan ile görüştü. fakat kendilerinin aralarındaki sorun sebebiyle birinden biri gelecekti. gelen isim taraftarın da etkisiyle fatih terim oldu. zeitgeist denilen bir kavram vardır. zamanın ruhu manasına gelir. doğru ve yanlışlardan ziyade zamanın ruhu hakkında konuşmak istiyorum. eğer tudor başarılı sonuçlar almaya devam etseydi teknik direktör değişikliği olmayacaktı. 16. haftada malatyaspor'a 2-1 yenilmemiz üzere tudor gönderildi. 16. haftadan önce kaybettiğimiz maçlar trabzon, başakşehir, beşiktaş deplasmanları. başakşehir ve beşiktaş'ın o dönem ne kadar iyi halde olduklarını hatırlatmaya gerek duymuyorum. normal şartlarda bir teknik direktör bu durumda kovulmaz. zaten tudor bile neden kovulduğunu anlayamadı, anlam veremedi.

    konumuz tudor değil, onu övmek için de yazmıyorum. konumuz tudor'un gittiği süreç ve zamanın ruhu. ne diyorduk, eğer tudor başarılı gitse örneğin malatya maçını kaybetmemiş olsa, sonraki hafta içerde göztepe maçı var ve kendini lig arasına atabilmiş olacaktı. teknik direktör konusu tartışmaya açık olmasaydı da d.a.ö isimli şahıs arda turan'ı takıma katacaktı. bundan sonra lig nasıl cereyan eder bilemiyorum ama iki ihtimal var şampiyon olamasaydık tudor, yönetim, arda hep birlikte tencere bağlanıp yollanırdı ya da şampiyon olsaydık arda bugün fatih hocanın konumunda olur, fatih hoca da arda'nın konumunda olurdu.

    bir yanlış anlaşılmayı şimdiden düzeltmek, kendimi izah etmek isterim. bir oyuncu, yönetici, teknik direktörü övme ya da eleştirme niyetinde değilim. olabildiğince sağduyu ile meseleleri açmak, diyalektik oluşturmak istiyorum. bugün kariyerinde barcelona olan 32 yaşındaki arda turan siyasi bağlantıları olmasa oynayacak futbol takımı bulamayacak haldedir. eğer çizdiğim senaryo doğru olsaydı, yani arda turan başarılı olsa ona en fazla küfür edenler, en fazla övgüyü yapacak olanlar olacaktı. arda'nın takımdaki pozisyonu yüzünden ve milli takımdan ayrılmasından sonra muhtemelen fatih hoca da evinde torun seviyor olacaktı. bu kadar yazıp anlatmaya çalıştığım meram fatih hocanın önemsiz olduğu değil taraftarın ne kadar önemli olduğudur.

    bir başka örnek olarak fatih hocanın milli takımdan ayrılma sürecinde yaşanan olaylara bakalım. bugün galatasaray taraftarı fatih hocanın arkasında yekvücut halde. fakat galatasaray'dan ayrılma süreci ve tff ile o imza rezaletinden dolayı ona kırgın olan büyük bir kitle de vardı. herkesin bildiği üzere yaşanılan olayın öznesi esnaf televizyonlara çıkıp efe efe konuşmuştu. bunu yapabilmesinin sebebi cesareti miydi? aynı esnaf, bugün aynı olayı yaşasa, çıkıp aynı açıklamaları yapabilir mi? futbolcular, teknik direktörler, yöneticiler etten kemikten insanlardır. onları dokunulmaz kılan biz taraftarlarız. bu gerçeği umarım birgün herkes anlar. bugün fatih hoca tekrar bir camiaya ait olduğu için güçlü bir konumda. türkiye'de söylediği kelimetullah sayılan bir güç ile birlikte olup, galatasaray taraftarının bir kısmına sırt çevirdiğinde sıradan bir birey olduğunu umarım ne o, ne taraftar unutur. taraftarlık, camiadaşlık oportünist bir ruh hali değildir. fakat federasyonlar, siyasi partiler, güç erkleri anlık yaşarlar. galatasaray taraftarına tüm gönlüyle bağlı olan biri ister başarılı olsun, ister başarısız olsun taraftarın gönlünde hep ayrı bir yere sahip olur, kutsal kılınır. tarihimiz bunun örnekleriyle dolu.

    fatih hocanın takıma geliş serüvenini, herkesin bildiği şeyleri tekrar tekrar yazdım. bunu yapma sebebim geniş bir kitlenin yazdığım şeyler hiç olmamış gibi davranmaya çalışması. böyle davranırsak sanki hakikat olmaktan çıkacağına olan inancı.

    şimdi lig arasından sonra olan sürece bakalım. bu takım öyle ya da böyle lig sonunda şampiyon oldu. ortadaki başarıyı adil bir şekilde pay edelim. bu arada ara dönemde d.a.ö isimli şahsın yaptığı anti-demokratik erken seçime galatasaray lisesi ki sevdiğim bir kurum olmamasına rağmen demokratik tavrını göstermiş olup, liseli olmamasına, çok büyük kişisel hayat başarıları olmamasına rağmen demokrasi adına mustafa cengiz'i başkan seçmiştir.

    bu transfer döneminde giden tek önemli oyuncu badou ndiaye oldu. bek olarak ise nagatomo geldi. yönetimin çok övülecek ya da eleştirelecek tarafı olduğunu düşünmüyorum. kendileri nerdeyse tesadüf diyebileceğimiz olay sonunda yönetime geldiler. iyi niyetli şekilde, futbol takımı ile alakalı her şeyi fatih hocaya teslim edip, geri planda kaldılar. kişisel kredileri olmadığı için, fatih terim isminin güçlü olmasından dolayı belki isteyerek, belki zaruri olarak böyle bir yol izlediler.

    şimdi şampiyon olduğumuz o yarım sezon ile alakalı yine söylenmeyen, gizlenmek istenen bir gerçeği söylemek istiyorum. bizi şampiyon yapan iki kritik maç vardı. başakşehir ve beşiktaş maçları iki önemli maçın kendi sahamızda olması bize muazzam derecede katkı sağladı. çünkü galatasaray'ın iki yıldır en büyük silahı taraftarı. tabi herkes başakşehir ve beşiktaş ile yarıştığımızı düşünüyor ama sezon sonu puan durumuna bakalım.

    1) galatasaray 75 puan
    2) fenerbahçe 72 puan

    aziz yıldırım'ın başkanlıktan devrildiği, aykut kocaman'ın taraftar nezdinde yerden yere vurulduğu, sonra da kovulduğu sezonun sonunda puan durumu bu. peki bir başka sonuç olarak 2017/2018 iç saha puan durumuna bakalım.

    1) galatasaray 49 puan
    4) fenerbahçe 37 puan

    inanılır gibi bir istatistik değil. galatasaray fenerbahçe'den 12 puan fazla iç saha puanı alıyor ve 3 puanla şampiyon oluyor. eğer fenerbahçe taraftarı ali koç sevdasına düşüp, şampiyonluk gitsin yeter ki aziz yıldırım ve aykut kocaman gitsin niyetinde olmasa, galatasaray taraftarı gibi koşulsuz, şartsız destek olsa herhalde fenerbahçe iç sahada daha fazla puan alabilirdi. fenerbahçe'yi o dönem takip edenler bilir. tüm sezon futbol hariç aziz yıldırım - ali koç çekişmesi ile taraftar, camia ikiye bölündü. biz hem yönetim, hem teknik direktör değiştirdik ama galatasaray taraftarı ne olursa olsun takımını destekledi.

    bunu bir taraftar olarak söylemiyorum, meseleleri de olabildiğinde objektif yoruma kapalı, net bilgilerle destekleyerek açıklamaya çalışıyorum. eğer ortada bir başarı varsa bu direkt galatasaray taraftarınındır. galatasaray taraftarı haketsin, etmesin türkiye'nin hatta dünyanın her yerinde bu takımı karşılıyor, destekliyor.

    iyisiyle, kötüsüyle takım o sezon şampiyon oldu. şimdi uzun uzun yönetimi, olayları tek tek anlatacağım ama gerçekten yoruldum. herkes biliyor, yeni bir şey de söylemiyorum zaten. sadece insanların bilmezden gelmesi zoruma gidiyor.

    geçen yılın şampiyonunu sahadaki futboldan çok istanbul seçimlerinin tekrarı belirledi. bir galatasaray taraftarı olarak ben buna inanıyorum. tüm sezon galatasaray doğranır, başakşehir kollanırken, ne olduysa son düzlükte işler tersine döndü. federasyon ya da hakemlerin irşat ettiklerini düşünmüyorum. bin oyun bile önemli olduğu ve türkiye'nin nerdeyse ekonomik olarak çeyreği olan ilinde belediye seçimleri tekrarlandı. türkiye gibi futbolun önem arzettiği bir ülkede, suni bir takımla yarıştık.

    iki yıllık süreç içerisinde futbol anlamında bir gram ilerleyebildik mi? ilerleyemedik. bunun sorumlusu kim? gerçekten çıkıp birinin bu sorunu aydınlatması gerekiyor. medya önüne çıkıp, sorumlu benim külhanbeyliği de beklemiyorum. behimi duygularla kelle isteriz çığırtkanlığı da yapmıyorum. iletişim, iletişim, iletişim! ne slogan, ne ima. olan, biten neyse dürüst şekilde şeffaf bir halde öğrenmek her taraftarın hakkıdır.

    fatih hoca benim gözümde diğer türk teknik direktörlerden farklı bir konumdadır. türkiye'deki teknik direktörler 21. yüzyıla adapte olamamış, hayatı komisyon yemek, kirli ilişkiler ile sözleşme kapmak olan bir nevi futbol oligarklarıdır. kaba, kendini geliştirmek istemeyen statik insanlardır. fatih hoca tüm bunların arasında ne kadar "hater" diyebileceğimiz tipler dalga geçmeye çalışsa bile, ingilizce öğrenmeye çalışmış, italyanca öğrenmeye çalışmış. kendini dünyaya açmak istemiş biridir. bu yönüyle hep kendisini takdir etmişimdir. kendi döneminin değil, kendinden sonraki dönemin de parçası olmak istemiş biridir. fakat bugün futbol kendisinin istediği gibi biz 3 kişi odaya kapanalım, odadan laf çıkmasın devri değil. biz internet sayesinde bu büyük ağacın en küçük parçasıyla bile bir şekilde etkileşim halinde olalım devridir.

    blogger edasıyla ingiltere'de oynanan futbolu övüp, "bizde de futbol mu oynanıyor canım" diyecek halim yok. dünyanın en kötü futbolunu oynasak bile yerimiz yurdumuz belli. mantıksal olarak açıklanabilecek sebeplerle sevmiyoruz takımımızı. belki hayattaki tek dogmam galatasaray. fakat gerçekten ben bir taraftar olarak şu ortamdan çok sıkıldım. 2 yıldır futbol adına tek olumlu ilerleme yok. bunu bana yetkili birinin izah etmesi gerekmiyor mu?

    daha yazılacak çok şey var ama yazıyorum içim soğumuyor. mesela selçuk dururken seri'yi neden aldı merak ediyorum. elimde net bilgi olmadığı için yaptığım yorum iftira düzeyinde kalabilir diye korkuyorum ama hislerim bana seri'yi teknik heyet değil yönetim fırsat transferi olarak aldı. takım 6 numarasız kaldığı için inatla 6 numarada seriyi oynatıp, yönetime alın işte 6 numarasız bu haldeyizi göstermeye çalışıyor gibime geliyor. bir zamanlar forvet sorunu yüzünden yönetimi nasıl taraftarın önüne attıysa, bugün de 6 numara üzerinden yönetimi taraftarın önüne atmak istiyor. bunları söylemek istemiyorum ama bilgi yoksa, makul açıklama yoksa ben de bunları düşünür, yazarım. yapacak bir şey yok.

    yanındaki teknik heyetten kim, hangi başarıya sahip, hangi liyakat esasına göre galatasaray'ın teknik heyeti olma konumunda ayrıca merak ediyorum. mesela siz teknik toplantı esnasında fatih hocanın yanlış düşündüğü bir konu üzerine yanndaki teknik kurmay heyetinin hocam yanlış düşünüyorsunuz, doğrusu budur dediğini, fikrini müdafa ettiğini tahayyül edebiliyor musunuz? ben edemiyorum.

    yazmakla bitecek gibi değil, deli gibi lig açılmasını bekliyordum. 2 yıldır sözde başarılı olan biziz, 2 yıldır hiçbir başarısı olmayan beşiktaş taraftarından daha fazla üzülen yine biziz. fatih hocam, seni babam gibi seviyorum. inşallah galatasaray ile olan hikayen güzel biter. umarım hep güzel anılırsın.
  • 20375
    kendisini çok seviyorum ama böyle olmaz hocam. iki yıldır bu takım ittire kaktıra ve tamamıyla bireysel performanslarla şampiyon olduk. bu sezon da bu şekilde olmaz. hadi ligde yine şampiyonluk yarışında oluruz ama şampiyonlar liginde kevgire dönüyoruz. hiçbir oyun planımız yok. bir de evlat kadroaunun verdiği zararlar var. 30 milyon galatasaraylının gördüğünü görmediğini sanmıyorum, sanırım görmek istemiyorsun ama selçuk ptt 1.liginde bile oynayamaz. vazgeç bu sevdadan hocam.
App Store'dan indirin Google Play'den alın