resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 19051
    2018-2019 sezonunda biz hariç herkes akbilspor şampiyonluğu için uğraşırken kendisi de bu güruhun ekmeğine yağ sürmüştür. oyuna müdahale edip akışını değiştirdiği üç maç sayamayız bu sezon. aksine saç baş yoldurmaya, 70. ve 80. dakikaları beklemeye doyamadı. henry onyekuru fetişinden bahsetmiyorum bile. bu adamın 90 dakika sahada kalacağı başka bir kulüp var mıdır çok merak ediyorum. seni çok ama çok seviyorum hocam ama bu sene çok formsuzsun, üzülüyoruz hemde çok.

    dipnot: bu entry deplasmanda (bkz: 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı) kaybedilen 2 puan sonrası yangıncılığıyla değil sezon başından beri damla damla dolan taraftar içtenliğiyle yazılmıştır.
  • 19052
    3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı'nda yaptığı hatalar ile ahımız varcı tayfayı hortlatmış efsanemiz. yazarlar olarak tutarsız bir tavır içindeyiz hem başakşehir'i şampiyon yapacaklar o yüzden her türlü kolluyorlar diyoruz hem de takımımıza yedi şampiyonluk artı bir uefa kupası kazandırmış adama şahıs diyerek iğneliyoruz. hakaret ile eleştiri arasındaki farkı bir türlü öğrenemedik.
    hatasız kul olmaz, hatalarıyla da sevdiğimiz teknik direktörümüz.
  • 19053
    kendisinden tek istediğim oyun planımızı açıklaması. şampiyonluk gitti zaten öyle bunlar takımın sırrı, namusu triplerine gerek yok. vallahi merak ediyorum.

    tüm maçları tam 90 dakika izledim kafamda canlanmıyor. futbol duayeni biri kesinlikle değilim ama arada öylesine bakarken 10 dakika izleyip başakşehir, rizespor, erzurumspor, ankaragücü ne yapmak istiyor anlıyorum. bizim bu sene tam 36 maçımızı izledim kör dövüşünden başka bir şey canlanmıyor gözümde. sadece buna cevap istiyorum.

    çıksın desin 4 1 4 1 çıktık amacımız önde basıp vs.vs. olmadı 4 3 3'e döndük kanatlara yığdık falan. bugüne kadar maç giderken donk'u almaktan başka bir taktik göremedim ben. yazar kardeşlerim siz de yanıtlayabilirsiniz tabi ki. vallahi merak ediyorum.

    çünkü ben artık baya baya maça hazırlık düzenimizin önce ısınma, sonra resmi hesaplar için foto çekimi, sonra bi çift kale maç, tamam hadi dağılın falan olduğunu düşünüyorum. bu sene 36 maç oynanmış bakın benfica demiyorum, akhisar bile gözü kapalı pas dağıtıyor. bizimkiler 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı 5m den birbirini bulamıyorlar.
  • 19055
    (bkz: 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı) özelinde önce diagne ve sonra da emra akbaba hamlelerini kuşkusuz maçı kazanma şansımızı yükselteceğini umarak yapmıştır ama bu kararlar maalesef kazanma şansımızı düşürdü. selçuk çıktıktan sonra belhanda mecburen daha geride görev aldı ve dolayısıyla hücumlardaki etkinliği düştü buna karşın oyuna son 20 dakikada giren emre akbaba ise ileride galatasaray'ın hücumlarını organize edecekti fakat emre akbaba'nın sakatlıktan yeni çıkmış şu durumunda böyle bi' organizasyonu yapamayacağını görmüş olduk. kornerleri filan kötü kullanması işin cabası. eğer ki emre akbaba şu durumunda ilerleme sağlayamazsa onu maç içinde bile olsa bi' opsiyon olarak düşünmemek gerekir en azından kritik skorla devam eden müsabakalarda.
  • 19056
    tarihimize adını altın harflerle yazdıran hocamız. fakat gün eleştirme günüdür, kusura bakmasın.

    (bkz: 3 mart 2019 erzurumspor galatasaray maçı)

    her hafta farklı bir futbolcuyu çöp ilan ettik, eleştirdik, tabiri caizse yerin dibine soktuk ama bence artık hocaya sıra geldi. takım ucu ucuna bir şekilde buraya kadar geldi fakat bir yerde patlayacağımız çok belliydi. top falan oynamıyoruz. bireysel yeteneklerle bir şekilde potada kalmaya çalışıyoruz ama hocam bu takımın hali ne? kadromuz kötü falan deme lütfen. erzurum'dan da mı kötü? akhisar'dan da mı kötü bu takım? kadro kötü falan değil. sistemimiz kötü, çünkü yok. benim görebildiğim iki tane taktiğimiz(?) var. at onyekuru'ya savunma arkasına koşsun taktiği ve belhanda-feghouli-mariano gününde olursa ipleri bir şekilde ellerine alsın ve bütün takımı yönlendirsin taktiği.

    böyle taktik falan olmaz hocam. onyekuru zaten üzerine plan yapabileceğin, olmuş bir isim değil. mariano son zamanlarda sakat. belhanda ve feghouli de her hafta inisiyatif alıp takımı ipten alamaz. olmaz yani. taktik falan değil bu oynadığımız. taktik arayan benfica'yı izleyebilir mesela. adamların yedek oyuncuları bile takır takır top oynuyor. çünkü sistemleri var. belhanda ve feghouli formunda olmazsa ne yaparım diye düşünmüyorlar. çünkü yerlerine koydukları adam da sistemde bir şekilde iş yapıyor. mesele kadro kalitemiz falan değil, haziranda değişim olacak diye de kendimizi kandırmayalım. istediğimiz kadar değişim olsun, böyle sistemsiz, oyuncuların ayaklarına bakarak oynarsak avrupada yine nal toplarız. sene başından beri bir tane çalışılmış atağımızın olmamasını galatasaray'a yakıştırabilen varsa başka da söyleyecek sözüm yok.
  • 19057
    2018-19 şampiyonluğunu taraftar kadar istemeyen hocamız. “gerekirse bu sezonu çöpe atacağız...” açıklamasından beri sezonu zorla çöp kovasına sokmaya çalışıyor. kupa orada ve bize her göz kırptığında biz kafamızı çevirdik fatih terim sayesinde. tamam yeni bir takım kuruluyor, yeni bir yapılanma içerisindeyiz fakat bu yapılanmada zaten hiç bir işimize yaramayacak semih kaya gibi isimleri en kritik maçta ilk 11 başlatıyorsa da o durumda başka suçlu aramaya gerek yok malesef.
  • 19058
    son dönem oldukça formsuz olan teknik direktörümüz...
    ceza, kebapçı ile davası , babasının vefatı, avrupadan elenme falan derken formda değil ne yazık ki. formda olmuş olsa idi herşeye rağmen akbilsporu bozuk para gibi harcardı. her meslekte iniş, çıkışlar vardır bu da doğal. ama futbolda dönemsel antrenör formsuzluğuna karşı iki telafi imkanı vardır. 1-iyi yardımcılar 2- takımın çok iyi oturmuş taktik ve stratejileri. ne yazık ki galatasarayda ikisi de istenilen kalitede değil. bunun üstüne uefa aldığımız dönemdeki gibi rakibi analiz eden bülent ünder vs gibi usta analist eksikliği de var. bu takımın çalışılmış hücum setleri olduğundan da emin değilim. sen koca fatih terimsin, nasıl gurur yapmayıp italyan kondisyoner getirdiysen ve iyi sonuç aldıysan, getirt bir futbol stratejisti. ayıp değil,artık profesyonel klüp yönetimi değişik ekspertizdeki uzmanlar ile oluyor.
    ayrıca 14 yabancının olduğu takımda tercüman eksikliği olduğu kanaatindeyim mertle, ümitle ve bir iki tıfılla olmuyor.
    (bkz: 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı) özelinde konuşacak olursak, yaptığı hataları şöyle sıralayabiliriz:
    1-) onyekuru ile başlamak ve ısrar etmek,üstelik o zeminde, büyük hata. donk'u ortaya alıp, belhandayı sola atsan hem o baskıyı yemezdin, hem de sola atılan her top berbat olmazdı.
    2-) donk o zeminde ve o sert takıma karşı şarttı. orta sahayı yumuşak bıraktık.
    3-) her takımın aşağı yukarı kafa golü attığı erzuruma, 1.90 lık 4-5 oyuncuya rağmen kafa golü atamadık. bir lyundama pozisyonu dışında yüksek orta gelmedi. o soğukta o kornerleri kaldıracak adam feghouli.. antrenmanlarda hiç buna çalışılmamış, erzurum yeterli şekilde anlatılmamış futbolculara.
    4-) takım koşmadı, koşamadı. ilk yarı en çok koşan selçuk , mesafe olarak, erzurumda oynasa ilk beşe girememiş olurdu, ilk 10 bile şüpheli. irtifa, soğuk tamam da, takımın çoğu dinlendi zaten. şampiyonluğa koşuyorsan ; sıcağın, soğuğün , rutubetin , zeminin, irtifanın vs.. önlemini alacaksın.
  • 19059
    sen anlamazsıncı taraftar tarafından eleştirenlerin hakir görüldüğü canımız hocamız.
    bu futbol, otomobil mühendisliği değil, moleküler biyoloji değil, varlığın niteliğine dair bir tartışma değil. thats the football its the football150 yıldır aynı topla 9 10 taktik diziliş varyasyonuyla oynanagelen bir oyun.
    karşılıklı oynanan her oyun gibi önlem almak ve boşluk bulmak, boşluk yaratmak üzerine kurulu bir kazanma yolu var.
    sen ne kadar anlıyorsan terim de o kadar anlıyor. taktik deha diye bir şey olduğuna inanmıyorum kaldı ki hocamız taktik yaratma konusunda pek de başarılı değil zaten. elindeki malzemeyi şekle sokmaya çalışan, malzeme şekle girmeye direnince de bununla olmuyor deyip değiştiren bir tarzı var hocanın.
    bu da yaklaşık eylülden beri takımın dökülmesine neden oluyor. takım geçen sezonun ikinci yarısındaki oyunun gerisinde bir de takım olabilme yeteneğini kaybetmiş durumda. herkes tek başına takılıyor. biri çıkıp ekstra iş yapmazsa maç kazanamıyor.
    bu takım da senin eserin hocam kusura bakma.
  • 19060
    2018-2019 süper lig şampiyonluğu kuvvetle muhtemel kaçtığı için -ki ben halen umut var diye düşünüyorum- değil takım uzun süredir anlaşılamayan bir plan ile oynadığı ve aynı zamanda da kendisi takkesini önüne koyup futbola yoğunlaşmak varken başka şeylere yoğunlaştığı için eleştirdiğimiz canım hocamız. yoksa yemişim şampiyonluğunu bu sene kaçar, seneye geri gelir.
  • 19061
    kendisini galatasaray camiasının tüm fertlerinden üstün görmeye devam eder, her kötü sonuçta suçu başkalarına atmaya devam edersek daha çok ağlarız. her halükarda suç; futbolcu, yönetim, taraftar, federasyon, devlet, bir şekilde başkaları oluyor.

    yönetim, başkan, taraftar da 'hoca orada bir dur' diyemiyor. ömrü boyunca diyebilen tek kişiye de yaptığımız muamele ortada.

    tek taraflı tavizler her zaman bir yerde olumsuzluk doğuruyor.

    kendisine yeri geldi küstüm, yeri geldi tekrar bağrıma bastım ama bu döngü artık zaman zaman güldürse de yıpratıyor.

    umarım allah'ın da yardımıyla kendisinin başında olduğu bir şampiyonluk daha yaşarız. sonra ne mi olsun?

    doyamadığımız an yarıda kalsın. ardından ne mi diyelim:

    "bizim aşkımız sonsuza kadar sürecek, çünkü yarım kaldı"

    (bkz: 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı)
  • 19062
    hocam şampiyonluk sana feda olsun o ayrı konu ama neden selçuk neden semih allahaşkına mantıklı açıklaması varmı? zaten dünya alem karşımızda futbol camiasında ne kadar kurum kuruluş varsa hepsi karşımızda birde kendimizi çelmeliyoruz...
    bu sene olmadı seneye olur hiç farketmez ama hocanında takıntılarından vazgeçmesi lazım selçuktan olmuyor semihten olmaz onyekuru bencilligin kitabını yazıyor resmen.
  • 19063
    hocanın eleştirilmesine eyvallah, evet formsuz dönemleri oluyor onlardan biri şu dönemde olabilir.

    ancak erzurumspor maçı üstünden futbol taktik vs konuşan arkadaşları, o zemine ve sahaya gitmeye davet ediyorum, o sahada tek avantaj iklime ve şartlara alışkanlık olabilir o durumda bizim takımda yoktu.

    beyler saha beton gibi ve hiç bir taktiğin saha kenarında çizdiğiniz gibi olması mümkün değil, ne oynamaya çalıştık anlamıyorum diyenleri orada nasıl oynanır açıklasınlar duymak istiyorum. buzun üstünden futbol nasıl oynanır arkadaş ?
  • 19064
    2018-19 sezonunun bizim adımıza en formsuz ismi. ta en başta yaz döneminde kötü hazırlık maçları yapıldı. sonra gördük ki takım da kondisyon namına bir şey yok. bu yüzden ekibini eleştirdik. koca bir yarım sezon futbolcuların fiziksel olarak dökülmesiyle heba oldu. devra arası en büyük transferimiz olan kondisyoner geldi aklın yolu bir olarak. çok kolay bir şampiyonlar ligi grubunda zorla 3. olduk ki benim içimde büyük yaradır bu. sonrasında benfica bizi yedekleriyle tokatladı, ligimize döndük bakü'de final hayal ederken.

    şampiyonluk kaçabilir, kızgın olduğumuz konu o değil zaten. konu takımın bu sezon hiç ümit vermemesi. maalesef her eleştiriye burada "uefa kupası destanları" anlatılarak yanıt veriliyor. (u: 90 larda doğup 96-2000 dönemini hatırlamayacak kadar küçük olan ve hatta doğmamış olanlardan bu yönde ders almaya ihtiyacımız yok) maalesef masal anlatılarak sözde destek olunmaya çalışılıyor. ama ne hocaya ne bize bu biatçı kafanın bir yararı olmadı, olmayacak.
  • 19066
    bu sezon önünü kesmek için her şey yapıldı. bu adam 10 maçında takımının başında yer alamadı. hem de hakkaniyetten tamamen uzak kararlardan dolayı. saha içinde de hakem eliyle birçok maçta puanımız çalındı.

    fenerbahçe*, konyaspor*, beşiktaş*, rizespor* ve erzurumspor* maçlarında yapılan açık ve bariz hatalar olmasa belki de bugün rahat bir şekilde liderdik.

    bunla beraber yönetimin yanlış transfer politikaları ve becerisizliği de hocanın elini kolunu bağladı.

    ligte bu sezon oynadığı son 8 maçta 6 galibiyet ve 2 beraberlik alan bir takım var. şu anda şampiyonluk her ne kadar zora girmiş olsa da bir şekilde yarışın içindeyiz. bu sezon bunca engelere rağmen hoca takımını lig yarışında tutuyor. ezeli rakiplerimizden biri kümede kalma savaşı verirken diğeri lige havlu atmış durumda.

    tamam kızalım, eleştirelim ama sınırılarımızı da haddimizi de bilelim. böyle büyük bir lidere, böyle büyük bir karaktere ve böyle büyük bir galatasaray efsanesine sahip olduğumuz için de şükredelim.
  • 19067
    hataları vardır, eleştirilmesi normal. akhisar* maçında 15 korner, erzurum* maçında 9 korner atmışız. etkili kullandığımız korner 1 ya da 2'dir. kesinlikle korner çalışılmadığı belli oluyor. takımın kondisyonu sezon başından beri düşük, takım planlı bir oyundan ziyade doğaçlama oyuncuların bireysel olarak yaratacakları pozisyonlara bakıyor vs vs.

    ama şayet şampiyonluk giderse*, ki hala her şeye rağmen umudum var, bunun bir numaralı sorumlusu kesinlikle kendisi değil, transferin son günleri bafetimbi gomis'i satıp kendisini 5 ay forvetsiz bırakan, ocak transferinde 1 ay forvet alamayıp son gün 10 milyon'a dünyanın en gamsız, stabil, pres yapmayan, joggingci forveti mbaye diagne'yi alıp, bir de yanına geçip büyük iş başarıp ibrahimovic'i getirmiş gibi ailecek poz veren mustafa cengiz yönetimi'dir.
  • 19068
    3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçında puan kaybinin bana gore bas sorumlusudur. kendisini seven, savunan biri olarak bunu soylemekten gocunmuyorum. sezon basindan beri birkac istisna haric her mac sahaya 4-1-4-1 dizilen bir takimimiz var. iki dortlu arasindaki 1 pozisyonunda tercih ettigimiz isimler fernando ve donk. bu mac sahaya ayni dizilisle, ayni planla cikiyoruz, bu pozisyonda tercih edilen isim selcuk. ben isin dizilisinde degilim, ama ortada bir sistem ve oyuncu gorevlendirmesi varsa, bu 3 oyuncu ayni gorevde oynayabilecek, benzer oyuncular midir? ilk yari sonunda selcuk'un basligina bakarsaniz bircok yazarimizin kendisini elestirdigini gorursunuz, haklilardi. ancak benim gordugum selcuk'un altindan kalkamayacagi bastan belli olan bir gorevlendirmeyi yapan fatih hoca ve elinden geleni yapmaya calisan bir selcuk vardi sahada. selcuk'un takima olumlu katki verdigi maclarda ustlendigi gorev ve merkezdeki partnerleriyle bu mactaki gorev ve partnerlerini kiyaslarsaniz ne demek istedigimi anlayacaksiniz. bu noktada eger fatih hoca selcuk'un olumlu etkisini gorup onu takima katmak istediyse neden kendisinin gorevini degistirdi? ayni plana selcuk'u farkli bir gorevde monte etmek yerine birkac ufak dokunusla (ndiaye'nin farkli bir gorevlendirmeyle selcuk'a, belhanda'nin forvete yaklastigi 4-2-3-1, veya sozlukte sikca dillendirilen 4-4-2, hatta ve hatta sadece ndiaye'yle selcuk'un gorev degistigi ayni 4-1-4-1 bile olabilirdi) hem selcuk'tan daha iyi verim alip hem baska parcalarin verimini arttiramaz miydik? bunlari cevaplamak zor, ama benim gorusum taktiksel olarak daha esnek olmamiz gerektigi yonunde. eger bu olmayacaksa da selcuk'un yerine donk'u tercih etmek en azindan daha tutarli bir karar olurdu diye dusunuyorum.

    bir diger ciddi rahatsizlik duydugum konu duran toplar. on direk, arka direk, orta bolum, kisa pas; bunlar yine benim cok umrumda degil. sozlukte cok elestirilse de istatistiksel olarak en cok gol on direge kullanilan kornerlerden geliyor, dolayisiyla cogunlukla bu bolgenin tercih edilmesi anormal degil. ancak beni asil rahatsiz eden konu ayni mac icinde 3-4 farkli oyuncunun duran top kullanmasi. bir bakiyorum selcuk, bir bakiyorum belhanda, bir bakiyorum emre oyuna girmis o kullaniyor, derken sinan oyuna girmis o kullaniyor. duran top bir organizasyon isidir. duran topu kullanan kisinin bu kadar sik degismesi, sizin bu organizasyonu onemsemediginize isaret eder. gunumuz futbolunda herhangi bir kulubun duran top organizasyonunu onemsememe, buna calismama gibi bir luksu yok. bu macta veya gelecek bircok macta luyindama, diagne, mitroglou vb isimlerle bulabilecegimiz duran top golleri 1 puan ile 3 puan, sampiyonluk ile ikincilik arasindaki farki belirleyebilir. su ana kadar duran toptan buldugumuz gol sayisi (9) fena degil, ancak ciddiyetsizce bosa harcadigimiz duran toplari gordukce yine de bu konuya yeterince calismadigimizi dusunuyorum ve daha iyi olabilecegimizi dusunuyorum. bu tezimi bir nebze destekleyen bir istatistik de korner asist sayimizin 2, frikik asist sayimizin 0 olmasi. dolayisiyla sanki bu duran top golleri organizasyondan ziyade karambol ve bireysel becerilerle gelmis daha cok (bunu teyit edecek zamana sahip degilim, ancak teyit eden olursa girdiyi guncelleyebilirim).

    aslinda bir de onyekuru meselesi var deginmek istedigim ama, onu herhalde daha uygun bir zamanda onyekuru basliginda konusmak daha dogru olacak. su an hocanin takimdan ve oyundan memnun olmadigini hepimiz goruyoruz. aklinda gelecek sezon var, kadroda yapmak istedigi operasyon henuz bitmedi. ayrica ilk 20 haftayi forvetsiz oynatip sezonun ilk yarisini 29 puanla kapatmamizda basrol oynayan bir yonetim beceriksizligi de soz konusu. ancak yine de hoca detaylara gereken onemi verse, biraz daha pragmatik yaklassa, biraz daha formda ve motive olsa su an basaksehir'le basa bas konumda olabilirdik. kalan haftalarda sampiyonlugu sonuna kadar kovalayacaksak daha iyi bir fatih terim'e ihtiyacimiz var.
  • 19069
    herkes herşeyden memnun olmayabilir. bunları söyleyip açıklamakta da pek ala özgürdür. burası da bu özgürlüğü fazlasıyla gösterebileceğin bir ortam olduğu ortadır. fakat bu ortam da terbiyesizlik yapılamaz. bu terbiyesizlik yapılan başlık konu senin bu kulübün efsanesiyse bu kulübün yapı taşlarından biriyse buna ayrı bir dikkat özen göstermen gerekir.

    bu sezon eyvallah şampiyon olamaz isek herkes gibi sorumlularından biri fatih hocadır buna kimse de inkar etmiyor fakat sen birlik olmuş onca kötülüğe karşı savunacağın tek bir kişi varken onu savunmayıp üstüne de terbiyesizlik yapıyorsan da orada da birilerinin buna müdahale etmesi gerekir.

    herşeyden önce yazdığın kişiye yazdığın ortama saygın olsun..

    bu takımı tek iyi edebilecek kişi fatih hocadır demiyorum fakat bu takım ve kulübün iyiliği için yapamayacağı şey olmayan adamlardan biri de büyük harflerle ve altı çizili olarak yazılacak kişi;

    imparator fatih terim’dir..
  • 19070
    3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçında iki puanı kendi elleriyle bırakmış hocamız.

    --- alıntı ---
    ilk 11'e bakınca gördüğüm kadarıyla fatih terim'in rakibi oldukça küçümsediği maç. maç eksiği olan emre akbaba'nın ilk 11'de olmasından ve orta sahanın defansif yükünün tek başına ndiaye gibi savruk bir adama bırakılmasından ben bunu anladım. bu maç fernando oynayamıyorsa bile donk'un mutlaka 11'de başlaması gerekiyordu. akhisar gol atamadı ve tehlikeli ataklar da bulamadı. ama her rakip atakta takım olarak geriye dönüp sıfırdan oyun kurup yeniden rakip alana yerleşmek zorunda kaldık. maça başladığımız oyun anlayışı gidişata göre oyunun devamında dönmemiz gereken anlayıştı. neyse ki bir son dakika mucizesiyle olabilecek en güzel kapanışı yaptık. terim'in sonuna kadar arkasındayım, ama bu maçtaki olası bir puan kaybı kendisine yazılırdı.
    --- alıntı ---

    yukarıdaki entry'i 24 şubat 2019 galatasaray akhisarspor maçı için girmiştim. erzurumspor maçında da aynı hataları tekrarlamakla kalmadı fazlasını yaptı.

    orta sahamız donk olmadan çok yumuşak. rakip yaldır yaldır üzerimize geliyor. orta sahada rakibi karşılayacak oyuncumuz yok. maçın yapıldığı iklim zaten malum. buna rağmen selçuk-ndiaye gibi yumuşak bir ikiliyle maça çıkıyoruz. donk hiçbir şey yapmasa en azından rakibin uzun toplarında kafaya çıkıyor. son iki maçtaki orta sahamızda rakibi korkutacak kimse yok. rakibi korkutup sindireceğimiz yerde resmen adamları hücum yapmaya davet ediyoruz. büyük takımı büyük takım yapan rakiplerine korku salmasıdır. erzurumspor değil bizden korkmak maç 0-0'ken bizi yenmek için oynadı.

    selçuk ve semih neden bu takımda olduğunu anlayamadığım adamlarken bir de ilk 11'e yazılıyorlar. linnes yorgun olabilir. ama linnes'in dinlendirileceği maç bu maç mı? eğer 45 dakika oynayabiliyorsa 90 dakika da oynar. en kötü ihtimalle semih kadar oynar. linnes yokken tek kanadı kırık kuş gibiydik. selçuk artık sözleşmesi için gün saymaktan başka bir şey beklemememiz gereken bir oyuncu. hele de yanında ndiaye gibi savunma yönünden açıklarını kapatamayacak biri olunca hiç çekilmiyor. orta sahanın gerisine geldiği her an zarar. ilerde de 10 tane pas atacak da biri isabetli olacak asist yapacak...

    emre akbaba içerdeki akhisar maçında bile 45 dakikayı zor çıkarırken oyuncuların ayakta duramadığı erzurum'da kurtarıcı olarak oyuna giriyor. hoca, selçuk oynarken orta sahanın yeterince yumuşak kalmadığını düşünmüş ki sakatlıktan yeni çıkmış oyuncuyu oynatıp daha da yumuşak hale getirmek istedi. emre iyi bir oyuncu. ama bu kadar anlam yüklenen olayını gerçekten anlamıyorum. herkeste emre gelip bizi tek başına şampiyon yapacakmış gibi bir heyecan var. nedir bu acele? az sabret, adam hazır olduğunda oynasın. şu zeminde oynayıp sakatlansa iyi mi olacak?

    bir takım hiç mi korner kullanamaz? kornerleri kimin kullanacağı bile belli değil. her kornere farklı bir oyuncu "bu sefer ön direğe ben atçam" diye koşuyor. maç boyunca arka direğe tek korner kullandık, onda da tüm takım öne koştu. ben stoper olsam korner için ileri çıkmaya harcadığım enerjiye acırım. "bütün kornerleri luyindama'ya atın" desen en azından bir duran top taktiğimiz olur.

    hoca'nın sinan gümüş takıntısını anlamıyorum. ilk yarı inatla her maça ilk 11 yazılıp feghouli'nin yüzüne bakılmazken şimdi de forvet transferlerinin ardından sinan'ın yüzüne bakılmıyor. adam hiçbir şey yapmasa pozisyona giriyor. şu maça 11'de başlayan ve sonradan giren toplam 14 oyuncudan daha mı az gol atma şansı var bu adamın? hazır olmayan emre gireceğine kenarda bekleyen sinan girsin işte oyuna. en azından iki şut çeker, galip gelmek için bir şeyler yaptık dersin.

    diagne, kostas'ın yerine girmese de birinin çıkışı ile diğerinin girişi arasında sadece 7 dakika var. yani kostas'ın yerine girdi demek taktiksel anlamda yanlış olmaz. diagne oyuna girerken inşallah kostas çıkmaz dedim. selçuk çıkınca da hocanın daha önce donk'u forvete alıp top şişirdiği maçlar* aklıma geldi. hemen ardından da kostas oyundan çıktı. benim merak ettiğim kostas'ın yapamadığı neyi diagne'nin yapmasının beklendiği. kostas'ın o an sakatlığı veya yorgun bir görüntüsü de yoktu. en azından oyunun içine daha fazla girmeye çalışan bir oyuncu sahadaydı. iki oyuncu birlikte sahada kalsa en azından hoca bir şey deniyor derdim. ama aynı şeyi bir de farklı bir oyuncuyla denemek anlamsız oldu. sırf değişiklik yapmış olmak için hoca kostas'ı oyundan aldı.

    kendisine ben de güveniyorum. ama güvenmek eleştirmeye engel değil. ne yazık ki kendisi aldığı 10 maçlık cezadan döndüğünden beri teknik direktörlüğü unutmuş gibi.
  • 19071
    kendisine gayet güveniyorum. umarım yeni sezonda 3. dönemindeki gibi oynatabileceği bir takımı tam anlamıyla kurar da milli takımdaki gibi maç sıkışınca iki forvet atıp kaos futbolundan vazgeçer. doğru yolu bulacağından hiç şüphem yok. şampiyon olalım isterim tabii ama olmayınca da olmuyor, yapacak bir şey yok. kendisine 2. olmayı hiç yakıştıramıyorum, garipsiyorum.

    bugün doğum günü hediyem olarak dünkü erzurumspor maçında galibiyet çıksın isterdim ama olmadı. umarım kendisi de asgari kayıpla ligi tamamlamamızı sağlar. başakşehir'in özellikle önümüzdeki 5 maçlık periyodundan 5 galibiyet çıkaracağını düşünmüyorum. işte bu noktada bizim 5'te 4 falan yapmamız lazım. makas 3 puan olursa zaten gerisi gelir.
  • 19072
    önümüzdeki hafta bir maçımız var diyelim, doğal olarak rakibin incelenmesi, son maçlarının gözden geçirilmesi, eksiğinin gediğinin görülmesi, kimlere dikkat edilmesi gerekiyor bunların çıkartılması lazım.

    yani rakibin forvetimi iyi, sağımı iyi solumu iyi vs. bunları bir gözden geçirirsin, kasetlerini izlersin izlettirirsin.

    şöyle bir fatih terim' e bakıyorum. torun torba sahibi olduktan sonra bu tarz şeylere fazla vakit harcayacağını düşünmüyorum. kaldı ki düşünsem bile sahada rakipler bize çok güzel önlem alıyor iken biz her maça belli olmayan bir taktik ile çıkıyoruz buradan çok daha net anlayabiliyorum.

    sonra diyorum yardımcısı hasan şaş var izler, biraz daha düşünüyorum tebessüm ediyorum. sonra bu sezon ( 18 / 19 ) sezonu 10 maçlık ceza boyunca saha kenarında duran ve en ufak bir reaksiyon gösteremeyen ne tv başındaki nede sahadaki 11 futbolcuya bir enerji aktaramayan ümit davala ' yı görüyorum, yine bir tebessüm edip geçiyorum.

    sözün özü şudur ki ne yazık ki fatih terim ' in yanında bir müfit erkasap yok bir bülent ünder yok yani fatih terim ' e hocam bak şu yanlış ı bırak, ama hocam diye cümle kurabilecek hiç kimse yok.

    yönetimden sonsuz bir kredi, taraftardan sonsuz bir kredi hiç bir zaman öz eleştiri yok.

    fatih terim çok iyi bir galatasaraylıdır, hepimizden çok galatasaraylıdır uefa kazandırmıştır 7 şampiyonluk yaşatmıştır ama birde şu var arkadaşlar, fatih terim ' i fatih terim yapan kimdir. fatih terim i fatih terim yapan galatasaraydır.

    fatih terim futbolun başındaki adam olmalı ama bana göre artık taktikmiş, teknikmiş antremanmış rakip analiziymiş vs. bunları gerçekten enerji sahibi bir teknik adam yapmalıdır.

    şuan kulübü bırak türkiye cumhuriyetinde fatih terim' e eleştiri getirebilecek, hesap soracak kimse yoktur ve eminim bu söylemim türkiye cumhuriyetinde size birini ve ülkenin durumunu hatırlatıyordur.
  • 19073
    kendisini severim. kisisel olarak tanisma sansina da nail oldugum icin mutlu hissediyorum. ama özellikle gomis ile başlayan süreci iyi yönetemedigini ve "hallederiz, yapariz" mentalitesinden kurtulamadigini hissediyorum. iyi oyuncun yoksa hayir efendim halledemezsin, yapamazsin. mugdat veya ayagi kirik akbaba ile sampiyonluga bir yere kadar yaklaşabilirsin. fb kume düşmemeye oynar, bjk yilin 1/3'ünu hocasinin milli takima gectigi bilerek demotive gecirirken hem de... bu yil takimimizin geleceginin sekillenecegi bir yildi. cl'de tarihin en kolay kuraaini degerlendiremedik. uefa avrupa ligi'nde evimizde yenilerek kötü göruntu verdik. aalinda ozan ile buyuk sukse yaptik, defansa gelen transferlerimiz de hos oldu. tek yapilmasi gereken diagne falan degil, gomis'in yanina mitro'yu veya bir muadilini alacaktik ve yikacaktik ortaligi. bence tren kacti ve bunda terim'in de sorumluluğu buyuk.
  • 19074
    ali sami yen ve metin oktay'dan sonra galatasaray'ın sembolü.

    yahu arkadaş, millet mağlubiyet sonrası bir hışımla gelmiş sinirle bir şeyler karalamış diye yazmayayım ters düşmeyelim diyoruz ama olay farklı bir boyuta geldi.

    bu takımın teknik direktörü olarak oynanan kötü futbolun tabiki sorumlularından biridir bu kesin fakat...

    yahu siz nerden biliyorsunuz terim'in rakip takım analizi yapmadığını, rakip takım oyuncularına özel önlemler almadığını? her rakip takım çalışan özel önlemler alan maç kazanacak, daha iyi oynayacak diye bir şey mi var? erzurum her geldiği pozisyonda tehlike mi yarattı? bugün enerjisi düşük diyenler ceza alınca da daha sakin olmalı takımı yalnız bıraktı gibi argümanlarla eleştirdi burada biraz tutarlı olalım. olay yaşta ise dünyadaki genç ve en enerjik teknik direktörler'in başında gelen klopp neredeyse 7 puandan şampiyonluk veriyor şu sıralar ingiltere'de açın bakın. aynı şekilde almanya'da favre'nin dortmund'unun ve portekiz'de porto'nun bir çöküş durumu var. bu adamlar hiç rakip analizi yapmıyor herhalde veya teknik adamlarının enerjileri bitik(!).

    neymiş türkiye'de kimse hesap soramazmış kendisinden, bugüne kadar okuduğum en saçma eleştiri noktası da bu oldu.

    1. adam bok gibi oyuncu havuzuna sahip milli takımı aldı avrupa'ya götürdü. son dünya kupası finalisti hırvatistan ve ispanya'nın olduğu grubtan üstelik de hain bir futbolcu grubuna rağmen kıl payı gruptan çıkaramadığı için topla tüfekle tweetle ne varsa geldiler. ayrıldıktan ve yerine taktik bilgisi üst düzey biri getirildikten sonra kendi dengi takımların bulunduğu ligde türkiye küme düştü.

    2. bir tacizci sapık tarafından, ölmüş babasının kendisine emanet ettiği kadın tacize uğradığı için 3 kişiyle onlarca kişinin olduğu mekana gitti, tacizci sapığı dövüp mekandan ayrıldı. medya bunu mekan basma olarak servis etti, dayak yediği yazıldı, tacizci sapığın heykeli yapıldı ve tüm medya terim'i suçlu ilan etti.

    3. milli takım'dan istifa ettiğini açıkladı, sırf itibarını zedelemek adına istifası kabul edilmedi aradan bir hafta geçmeden kovuldu. yetmedi üstüne anasının ak sütü gibi helal olan tazminatı haftalarca etik değil diye konuşuldu.

    4. şampiyonluk yarışı içinde olduğu takıma ülkenin otoriter olarak bilinen cumhurbaşkanı hem geçen sezon hem bu sezon açık ve net destek çağrısı yaptı.

    5. oynattığı en kısıtlı kadrodan en formda oyuncusu uefa'dan ceza yememek için stoke city'ye satıldı ve yerine kimse alınmadı. buna rağmen şampiyonluk yolundaki tüm rakiplerini birer birer devirerek şampiyon oldu.

    6. fenerbahçe maçı* sonrası 7 maç ceza aldı. ne yaptı da aldı bu cezayı allah aşkına! hakem kararlarını eleştirdiği için aldı. ne küfür etti ne başka bir argo kelime bile kullanmadı. milletin rakip takım futbolcularının boğazını sıkarken almadığı 1 maç cezayı hiçbir şey yapmadığı için tam 7 misli ile aldı.

    7. avrupa maçı öncesi takımındaki 5 kişinin motivasyonunu düşürmek adına cezaları açıklandı. çıktı yine gayet medeni bir şekilde ''schalke'ye de bir tebrik mesajı beklerim'' diye laf soktu 3 maç ceza daha yedi! federasyon şov yaptı!

    8. forvetsiz bir kadroyla mücadele ederken özellikle iç sahada olmak üzere takımının önü kesilmek için hakemlerin başvurmadıkları tezgah kalmadı. en az 8 puanı tek başına hakemlerin aldığını söyleyebiliriz. önümüzü kesmeyi deneyip de başaramadıkları maçları saymıyorum bile!

    9. bütün iç saha maçlarını gündüz oynamış olan erzurumspor ile akşam -6 derecede oynamak zorunda bırakıldı.

    bütün bunlar olurken kimse hesap soramaz deniliyor fatih terim için yahu daha ne olsun be! adam yapmadığı yanlışların bile cezasını ödüyor nereye hesap sorulamıyor?

    ayrıca kim hocadan neden hesap soracakmış ben merak ediyorum. bu adam galatasaray üzerinden hakkı olmayan bir şey mi aldı? galatasaray'ın arkasından oyun mu çevirdi? yetimin, öksüzün hakkını mı yedi? kendi gibi düşünmeyeni terörist mi ilan etti? önüne gelene cevap veremeyecekleri ortamlarda laf mı söyledi? millet'in parasını kendi cebine mi indirdi? aile fertlerini usulsüzce zengin mi etti? bulunduğu konuma milletin değerlerini sömürerek mi geldi?

    malum şahıs ile kendisine benzetme yapmak düpedüz art niyettir. verdiği emeklere birazcık saygınız olsun!
App Store'dan indirin Google Play'den alın