resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 18876
    yenilgiler sonrası eleştirilen bireysel performanslar görüyoruz. bir takımda genel olarak tüm oyuncuların performansları eleştiriliyorsa, asıl eleştirilen ortaya çıkan oyun demektir. hocanın oyunu geliştirmeye kafa yorması, olmayacak dizilişlerle inat etmemesi, gerektiğinde rakibe göre adapte olabilen esnek taktikler denemesi, en güçlü olduğu oyunun yanında zaman zaman b-c planları üretmesi gerekiyor. yoksa bu takımın oyuncuları ortaya daha iyi oyunlar ortaya koyabilecek nitelikte. sorun beraber oynayacakları, onlara uygun doğru oyunu belirlemekte. sistematik olarak çok çalışmak gerek. defans dizilişlerini, alan parsellemeyi, set hücumlarını ve varyasyonlarını çalışmak gerek. hocam hücum futbolunu ilke edinmesine rağmen takımın neden üretmediğini düşünmesi gerek. zaman bildiğinden şaşmama, inat etme değil, çalışma, deneme, düzeltme, değiştirme, geliştirme vakti hocam.
  • 18877
    kağıt üzerinde çok güzel takım kurdu ama uygulamada halen ahenk sorunu yaşıyor. sağ kanatta bek kanat uyumu, hatta sağ iç oynadığında belhandanin artı hareketleri oluyor, fakat sol kanat ve sol iç de o uyum yok. göbek de oynayan 2 stoper ve 2 orta saha isim isim çok iyiler ama bir birileri ile uyum içinde değiller. sanki tüm malzeme en kalitelisinden mevcut ama bir araya getirecek aşçı eksik gibi. 1996-2000 ve 2012-2014 yılları arasında (hagi, popescu, hakan şükür, ujfa reyis, zamanının xelcuk inan'ı, drogba ve şino reyis gibi) bariz lider oyuncularımız vardı. hatta şino gidene kadar ki zorlu dönemde yine takıma liderlik yapmak için çok mücadele verdi evlat kadrolulara karşı. şimdi çok ideal kadromuz da bir tane lider vasıflı oyuncu yok. bazen bir iki insiyatif alan çıkıyor ama devamlılığı yok. bu yüzden hocanın saha içine bir tane sevdiği tarzda lider oyuncu yerleştirmesi şart oğlu şart. ha hata yapsalar da marcao ve luyindama bence buna aday iki gencecik oyuncu. kendi zaten bilerek aldı taraftara karşıda korursa 19-20 sezonundan itibaren iki tane lider oyuncumuz olabilir. ortasahayada parama bakarım demeyen ve iki stoper gibi kendini ispatlamak için oynayan iki canavar da bulursa tadından yenmez.
  • 18878
    kafasındaki sistem belki de galatasaray için en ideal sistem.

    aması da var tabi. o sistemi yerleştirmek için ilk olarak uygun oyuncular ve uzunca bir de zaman lazım.

    malesef bizim elimizde ikisi de yok.

    öncelikle zaman. sırf bu mesele için bile bir kaç sezon gerekebilecekken düşün ligin bitmesine sayılı hafta kalmış.

    evet hızlı stoperler lazım o oyunu oynamak için ama aynı zamanda orta alanın da kuvvetli olması lazım. öyle olmayınca tüm yük stoperlere biniyor ve adamlar 90 dakika durmaksızın aynı tempoda savaşmak zorunda kalıyor. ve bu durum bir yerden sonra hata yapmalarına neden oluyor.

    ayrıca tabi kafasındaki oyunun en önemli kısmı birbirini tanıyan oyuncularla oynanabilmesi. sistemin temel taşı olacak santrafor daha 2. resmi maçına çıkmış.

    bütün bunları ele aldığımızda yapılması gereken şey kafadaki planı yeni sezon başlangıcına kadar ertelemek. çünkü eldeki ekip bu oyunu oynayamıyor.

    şampiyonluk zaten zor da 2.'lik bile riske girer böyle gidersek.
  • 18879
    öncelikle, futbolu onun kadar bilmem gibi bir ihtimâl söz konusu dahi olamaz, bu çok açık; fakat birilerinin -ki ben elbette o birilerinden biri değilim- hocaya futbolda tek bir doğrunun olmadığını anlatması lâzım. stoperleri ortasahaya kadar çıkarmak bu oyunun tek doğrusu değil, ön alanda pres yapmak bu oyunun tek doğrusu değil, savunmadan illâ kısa ve ayağa paslarla çıkmak bu oyunun tek doğrusu değil, bir takımın her iki kulvarda (ligde ve avrupa'da) aynı sistemle (dizilişle değil, sistemle) oynaması bu oyunun tek doğrusu değil, hatta aynı dizilişle oynaması dahi bu oyunun tek doğrusu değil. dikkat edilirse, bunlara yanlış falan da demiyorum ben; lâkin neredeyse sınırsız sayıda farklı taktik varyasyon imkânına sâhip olan ve tam da bu nedenle bu kadar ilgi gören bir oyun olan futbolda ''doğru oyun'' kavramının artık gerçekten çok esnekleştiğini hocanın da görmesi gerek.

    üstelik, hocanın direttiği ve sayısı artırılabilecek bu gibi saha içi hususların bir maçlık bir yenilgiden de öte öyle fazla sayıda yansıması var ki... misâlen, hocanın inat (?) ettiği oyun, daha bir buçuk sezon önce 8 milyona aldığın ve aslında iyi kötü piyasası da olan bir oyuncunu (maicon'u), değişimin bir an önce yapılması gerektiği kaygısıyla aceleci davranıp 6 milyon zararla göndermene, yerine 8 milyon bonservis ödeyerek yeni stoper almana yol açabiliyor. burada eleştirdiğim şey, maicon'un gönderilmesi ya da luyindama'nın transfer edilmesi değil; hocanın oyun bazındaki bâzı takıntılarının (?) bâzı oyuncuların değerini düşürmesi ve totalde kulübün bundan dolayı ekonomik olarak zarar görmesi. luyindama'nın iyi ya da kötü olması da değil mevzu veya belki bundan iki sene sonra 20 milyona transfer yapacak olması falan da değil; transfer döneminin* son gününe kadar kalburüstü herhangi bir avrupa kulübü tarafından kapılmamış ve bir sonraki transfer döneminde de alabileceğin bir oyuncu için elindeki aktifini ekonomik anlamda kötü değerlendirmen ve bunu, kaçırmaman gereken bir fırsatla karşılaştığın için ''kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez'' gibi bir düşünceyle değil de oyun takıntın nedeniyle yapman. bu net bir yansımadır meselâ ve bir maçta yenilmenin* falan da ötesinde bir şeydir.

    bir hayâlinin olduğunu söylemişti hoca. hocanın hayâli bizim de hayâlimiz elbet; fakat biraz daha gerçekçi, hatta temkinli olmak lâzım gelmez mi? gerek şampiyonlar ligi'ndeki grubumuzun, gerekse avrupa ligi'ndeki rakibimizin, örneğin bir sonraki sezon gideceğimiz muhtemel bir manchester city deplasmanında neler yaşayabileceğimize dair bir fragman sunacak kalibrede olmadığını kabul etmemiz gerekmez mi? paris deplasmanında, barcelona deplasmanında kâbusa dönüşürse o hayâller, bunda bu oyun takıntısının hiç payı olmayacak mı? yanlış anlaşılmasın, öylesi eşleşmeler neticesinde elenmemizin sorumlusu elbette hoca olmaz; ama travma yaratacak ölçüde bir hezimetle karşılaşmamız hâlinde hâlâ aynı oyunu savunacak mı hoca? yakın zamanda united'i rezil eden mourinho'nun o dönem çalıştırdığı madrid karşısında bundan ta 6 yıl önce aldığımız 3-2'lik gâlibiyeti hatırlamak güzel de; bir daha sneijderler, drogbalar, melolar, elmanderler, eboueler, o zamanki selçuk ve buraklar olacak mı kadromuzda ya da bugünkü klopp'un liverpool'u o günkü mourinho'nun real'i gibi dakika 80'de özil'i oyundan alıp albiol'u sokacak mı oyuna veya evinde oynadığı maçta daha 10. dakikada golü bulmuşken 3-0'la yetinecek mi?

    son olarak, şu an şikâyetlenmekte olduğum bu durumun bir müsebbibinin de biz taraftarlar olduğunu belirtmem gerek. ayrıca, hocaya şirin görünmeye çalışan bir kısım medya mensubunun da payı var bunda. ''fatih terim takımı'' gibi kavramlarla, ''fatih'in aslanları'' gibi gücünü mâziden alan ve fakat bugün bir slogan hâline dönüşmüş söylemlerle biraz da biz zorluyoruz hocayı bu oyuna. kaldı ki, burada bir mantık hatâsı da var aslında. eğer adına ''fatih terim takımı'' denilen şey bu kadar belirgin bir şey ise, o takımın oynadığı oyun da rakipler açısından bir o kadar öngörülebilir olmaz mı? klopp'un, guardiola'nın dahi sürekli olarak öngörülemez şeyler peşinde koştuğu bir zamanda, hocaya ''fatih terim takımı'' baskısı yapmak ne kadar hakkâniyetli?
  • 18880
    tottenham' ın dortmund maçında sol wing back olarak jan vertongen' i oynattığını kendisine hatırlatmak isterim. pochettino neden bu tercihi yaptı?
    cevabı çok basit jadon sancho' ya önlem almak için.

    (bkz: 13 şubat 2019 tottenham borussia dortmund maçı)

    önlem almam, aldırırım cümlesi kulağa oldukça hoş geliyor ama sahada işlerliğini göremeyince anlamsızlaşıyor.

    dün gece ki maçta gördük ki rakibe karşı herhangi bir önlem alınmamış ve zaafları açısından ekstra bir çalışma yapılmamış gibi duruyordu. açıkçası maç bir 90 dakika daha oynansa duran top dışında gol atması pek mümkün durmuyordu.

    (bkz: 14 şubat 2019 galatasaray benfica maçı)
  • 18881
    daha önce de söylediğim gibi ya rasyonel analiz yapamıyor ya da gururundan mazeretlere sığınıyor.
    (bkz: fatih terim/#2557337)

    terim seviyesinde bir futbol adamının 14 şubat 2019 galatasaray benfica maçındaki fiyasko futbolu hakem hatasına bağlaması, gole kadar iyiydik avuntusuna girişmesi komik kaçıyor. baya oyunlarıyla ezdiler hocam. her maçtan sonra bir bahane bulmak yerine artık ne oynadığını bilen bir takım olsak nasıl olur?
  • 18882
    kulübe yakın bazı arkadaşlardan duyduğum kadarıyla, sezon başı aklı başka bir olayla meşgul olduğu için şimdi toparlamakta zorlandığını düşündüğüm galatasaray teknik direktörü. bu durumun yanına, 4-3-3 inadını da eklersek pekte haksızlık etmiş olmayız sanırım.

    kendisini nasıl sevdiğimi bilen bilir, ama bu saatten sonra gelen her başarısızlık direkt kendisine yazar. tabi bir sene başarılı olamadı diye koca terim'in ipini çekecek halimiz yok, tarih utandırır insanı. ama doğruları da dile getirmek lazım. inşallah toparlayacağına inanıyorum.
  • 18883
    bir sonraki lig maçımıza nasıl çıkacağını merakla beklediğim hocamız. (bkz: 17 şubat 2019 kasımpaşa galatasaray maçı)

    geçen maçla* aynı 11 ve aynı dizilişle çıkarsak; daha da diyecek söz kalmaz. belli ki bu orta saha oyuncularıyla, 3'lü oyunu beceremiyoruz. bundan sonra da beceremeyeceğiz. aynı şeyi denemekteki ısrar niye? bir dokunuş, arayış bekliyorum bir taraftar olarak. yoksa aynı adamları sahaya sürüp, "bu takım deplasmanda niye oynamıyor" muhabbetlerine yeterince doyduk.
  • 18886
    şartlar ne olursa olsun kredisi bitmeyecek imparatorumuz.

    tüketim çılgınlığı maalesef futbola bulaşmış vaziyette. koca koca adamlar bu sezon şampiyon olunmazsa sorgulanır diyor. sorgulansın sorgulansın da bir çözüm üretin ona göre sorgulayalım. veresiye o gitsin bu gelsin. biz ne çektiysek bu ekol getirme işlerinden çektik. ekol gözümüzün önünde hem de bizden biri, bizden daha fazla düşünüyor, gecesini gündüzüne katıyor. ne için galatasaray için, biz taraftarlar için. eminim bizden daha fazla görüyor bazı şeyleri. bırakın da en iyi bildiği işi yapsın. inan edin bu takım şampiyon olacak!
  • 18887
    inandığım bir şey var ki fatih terim mevcut galatasaray kadrosunu 2. yaptiysa kendisi yerine kim gelirse gelsin o kadro 3. ya da 4. olacaktır. fatih terim'in 3. 4. olacak olan kadrolari sampiyon etmisligi vardir ama fatih teriminin şampiyon yapamadığı galatasaray kadrolarıni şampiyon yapabilecek dünya üzerinde teknik direktör de yoktur. demem o ki daha iyisi yok!

    kredisi falan azalmaz geçiniz.
  • 18888
    imparatordur. kredisi sonsuz değildir, krediye ihtiyacı yoktur. takımı bu sene ya da seneye şampiyon yapamayabilir. daha önce iki sene şampiyon yapamadı diye gönderdik, sonra iki sene üst üste şampiyon yaptı yine gönderdik. kriterimiz demek ki şampiyon yapması değil. makina gibi işleyen düzeni kurması için beklemek zorundayız. tecrübesi ve liderliği ile bu sırada şampiyonluk getirirse ekstra olur ki bu sezon şampiyonluk hesabı yapıyorsak kendisi sayesinde. hem takım kurup hem yarış yapmayı iyi biliyor.

    ülke kulüpleri ekonomik yönden sıkıntı yaşarken galatasaray kulübünü bu sarsıntılı donemden yükselerek çıkaracak kendisidir. terim kariyerinde bir hoca getirsek para nerde der, geleceği olduğu düşünülen birini getirsek olup olmayacağını bilemeyiz. o zaman bizi en iyi bilen ve bizim de en iyi bildiğimiz kişi olan fatih terimle birlikteligimiz sadece şampiyon yapıp yapmadigina göre değil, ne yapmak istediğine dair olmalı.
  • 18895
    haydaaaaaa, maç zamanı olmayınca herkesin canı sıkılıyor galiba. :( şu an fatih terim ile ilgili kredi muhabbeti yapmanın herhangi bir zamanı değil. o tünele henüz girmedik. fatih terim türkiye'de 7 lig şampiyonluğu yaşadı. sıradaki hedefi 8. şampiyonluk. galatasaray'ın şampiyonluğu için kendi inadından da vazgeçebilir. bir şekilde toparlayacaktır. daha önce de böyle durgunlaştığı, hatalar yaptığı haftalar oldu ama sonra toparlamayı bildi. merakla bekliyoruz.
  • 18897
    kredisi sonsuz değildir. biz başka takımlar gibi isimlere ya da kişilere bağlı değiliz. kendisi zaten takıma faydalı olmadığını hissettiği anda takımı bırakacak kalitede ve zihniyettedir.

    bu mevzu niye açıldı bilmiyorum. halihazırda galatasaray'ı kendisinden daha iyi çalıştıracak bir hoca yoktur yer yüzünde. inanılmaz olumsuzluklara rağmen takımı ligde şampiyonluk yarışında tutan ve muhtemelen şampiyon da olacak hocadır. kendisinin değişen futbola ayak uyduramadığını söylemek de içi boş bir söylem açıkçası. türkiye'de kendisinden daha çağdaş bir teknik direktör yok.

    boş durduğumuzda, maç olmadığı zamanlarda kendi kendimize polemik yaratıyoruz. işte bunlar hep can sıkıntısı.

    not: belirteyim; hala çok yüksek bir kredisi vardır. zaten kredisinin azalmasına sebep ne, onu da bilmiyorum. şampiyonluk potasındayız yahu, kafayı mı yedik?

    ne bu sene ne de önümüzdeki sene gitmemelidir. gidişi, çöküşü başlatır. şu ortamda fatih terim gibi bir winner şarttır.

    edit: ufak bir düzenleme.
  • 18899
    “eğer fatih terim varsa adaletin olduğu yerde var” sözünün sahibi galatasaray tarihini değiştiren efsane teknik direktörümüz.

    bu akşamki 17 şubat 2019 kasımpaşa galatasaray maçında çıktığı kadroyu ayakta alkışlıyorum. forma adaletini en iyi temsil eden teknik direktörlerden birisi kim deseler hiç düşünmem ilk sıraya kendisini yazarım. fernado’yu performanstan ötürü oynatmadığını düşünüyorum. tabi ki performansı kötüydü almadım diyemez. kenardaki oyuncusunu çürütmüyor. umutsuzluğa kapılmasına müsade etmiyor. her daim hazır tutuyor. istenmeyen adam donk ve çöp ilan edilen selçuk ile deplasmanda kasımpaşa’ya 4 gol atmıştır ve yaklaşık 75-80 dakika oyunun mutlak hakimi olmuştur. hocam, seviyoruz seni. hep bizimle kal.
App Store'dan indirin Google Play'den alın