resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 16776
    1 eylüldeki trabzon deplasmanında 2-0 geriye düştükten ve 10 kişi kaldıktan sonra savaşabilirdi ama savaşmamayı tercih etti nedense. tanıdığımız terim yapacağı iki dokunuşla oyunu çok farklı pozisyona sokabilirdi. 10 15 dakika daha sabretsek zaten rakip de bu tempoyla 10 kişi kalabilirdi vs vs.
    ama hocamız hem 10 kişi hem 2-0 olunca belki de bunun hayırlı bir mağlubiyet olacağını düşündü. savaşmak risk demekti, savaşmaya rağmen sonuç alınamaması yüksek bir ihtimaldi ve daha çok zarar verebilirdi. sarı kartlar, kırmızı kartlar veya sakatlıklar olabilirdi.
    transfer sezonu hocanın istekleri gerçekleşmeden kapanmışken, takım 2 çok talihsiz gol yemiş ve bir oyuncun da sorumsuzca takımını eksik bırakmışken bu maç böyle bitsin demiş olabilir. bu sayede hem taraftara, hem yönetime hem de bir dahaki maçta kadroda yapacağı değişikler sayesinde futbolculara bir mesaj verebilecektir.

    bu krizi iyi yönetip fırsata çevirebileceginden hiç şüphem yok hatta tüm bunları maç esnansında bile düşünmüş olabileceğini söylüyorum. benim hırsım, öfkem henüz geçti ancak düşünebiliyorum böyle şeyler. rezil bir maça rağmen (1 eylül ts gs maçı) fb ile olan puan farkımızın korunup bjk ile sadece 1 fark azalması bizim şansımız oldu.

    taraftarın da maicon başta olmak üzere futbolculara tavır almamaları gerekiyor. hatta eren sinan'a bile destek olmak lazım 3 kulvardayız. hatta olacağını sanmıyorum ama belhanda'ya bile destek olmak lazım en azından devre arasına kadar.
  • 16777
    son bir hafta içinde bizler bile mental olarak harap olmuşken hocanın çok daha kötü durumda olduğunu düşünmek gerek, renktaşlar da söylemiş fakat ben de tekrar etmek istiyorum. öncelikle eren’in inatla oyunda tutulduğunu düşünüyorum. maçın bizim için çok daha zorlaşması ve belhanda’nın sorumsuzluğu sonrası oyundaki ve skordaki farkın daha da çok açılmamasını düşünmesi üzücü olsa da eleştirilemez bir psikoloji bence. ndiaye, rodrigues ve serdar’ı takıma monte ettiğinde en geç 1-2 hafta içinde takım tempo kazanacaktır. fatih hocaya güveniyorum ve çok daha güzelini yapacağını tahmin ediyorum.
  • 16778
    kime karşı, nerede, nasıl aldığı önemsiz, ligde ilk üç maçta üç galibiyet almış hocaya trabzon maçı nedeniyle formsuz demek doğru değildir.

    fatih terim, en az bu sözlükteki yazarlar kadar galatasaray taraftarıdır; hırslı bir adam ve teknik direktör olduğunu zaten hepimiz biliyoruz.

    vizyonu ve misyonunu, geçen sene şampiyonluk kutlamalarına çıktığında çaldırdığı şarkı ile net bir şekilde göstermişti; allah da, forlan aracılığı ile hem kendisine hem de galatasaray’a “yürü ya kulum” dedi vizyonu doğrultusunda.

    bizim orada burada yazmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor; ancak fatih terim, hem bilgi hem birikim olarak vizyon ve misyonunu gerçekleştirebilecek göreve ve kapasiteye sahip.

    bütün bunlar ortada iken; başkan ve asbaşkanımız, kendisinin alenen dile getirdiği ve misyonunu tamamlamak için belli ki ihtiyaç duyduğu forvet transferini gerçekleştirmek yerine, kafa kafaya vererek high five reyizler olarak ucl tarihine geçmeyi ve olası her başarısızlıkta rakiplerimize kullanmak üzere bir caps vermeyi tercih etmiştir.

    bugün milyonlarca taraftar forvet transferi yapılmamış ve takım adeta çolak bırakılmış iken “fatih terim var” diyerek kendini telkin etmekte ise de, kendisinin bu lüksü yoktur; zira kendisi, meşhur cem yılmaz esprisindeki herkesi güldüren ama psikoloğa giden palyaçodur.

    yukarıda saydığım ve tanrının taşları hocanın istediği gibi dizdiği bu düzende, 31 ağustos gecesi kendi yaşadığınız, bizlerin yaşadığı travmayı düşünün ve kendinizi hocanın yerine koyun. biz forvet transferini beş istediysek kendisi 25 istedi; 250 hak etti ve bu isteği gerçekleştiril(e)meyerek resmen yarı yolda bırakıldı.

    bu koşullarda ertesi gün çıkılan maça psikolojik olarak hazırlanmak mümkün müdür? kendisini yarı yolda bırakan başkan ve yönetim dahil milyonlarca kişi kendisinden medet umuyor, herkes onun yüzüne, sözüne bakıyor. en basitinden, trabzon maçı sonrası kadro tercihleri sorgulandığı gibi, “başarı gelirse fatih terim’in, başarıszlık yönetimindir” gibi muazzam rasyonel bir düşünce bile eleştirildi.

    hiçbir insan evladı, sırtında bu yük varken, bu moral bozukluğu ile 20 saat sonra maça konsantre olamaz; kusura bakmayın.

    ben trabzon maçı nedeniyle kendisini eleştirenleri, futbol kariyerleri halı saha dışına taşmamış insanlar olarak görüyorum. hayatının bir noktasında altyapı, profesyonel veya amatör olarak sporla uğraşan kimse, kişisel günlük modun performansa etkilerini bilir ve bu kapsamda eleştirilerini yapmaktan imtina eder; çünkü kimse robot değil.

    ndiaye varken belhanda’yı niye oynattın diye eleştirenler, biz belhanda’ya “topçu değil” dediğimizde bizi seri ofsaytlıyor, alanya maçı sonrası “of efsane oynadı eleştirenler inine kaçtı”’diyorlardı; ndiaye oynasa ve yenilse “neden belhanda oynamadı aq”; donk - serdar oynasa ve yenilsek, “2 maçtır şahane oynayan maicon vardı donk neden stopere devşirildi; sakatlıktan yeni çıkmış adam neden bu tempodaki maça sürüldü” denecekti.

    bu ülkede, bağnaz gibi bir taraf tutup (dursun’dan kurtardı gerekçesi ile mustafa cengiz) kaybedeni eleştirmek kadar popüler bir olay yok. hoca maçı kaybetmek ister mi? neden istesin maçı kaybetmek?

    belli ki yukarıda yazdığım basiretsizlikler ve yarı yolda bırakma nedeniyle hocanın morali bitik. oyuncuların yüzlerine baktığınız zaman anlıyorsunuz ki hoca dün özelinde muhtemelen 11’i tahtaya yazmış ve sakin bir şekilde “çıkın oynayın bildiğiniz gibi” demiş. olabilir; hocanın kredisi sonsuzdur bu kulüpte; o kadar ki, kredisinden kazandığı bonus puanlar bile mustafa cengiz ve yönetimin kredisinden fazladır.

    hocamı salın; tek umudumuz kendisi.

    edit: imla.
  • 16779
    öncelikle trabzonspor maçına bilerek iyi konsantre olmadığını ve maç içinde yine bilerek pasif kaldığını düşünüyorum. haklı mı derseniz en üst düzeyde haklı. geldiği günden bu yana ellerimiz patlayana kadar alkışladığımız yönetim bu transfer döneminin son 10 gününde çok büyük rezalete (rezalet çok hafif kalıyor ya neyse) imza atmıştır. terim kendilerine ders vermiştir. ben 40 yaşına yaklaşmış bir taraftar olarak böyle bir transfer mantığı ile sezona girdiğimizi hatırlamıyorum, kaldı ki şampiyonlar ligi de oynayacağız. terim üzgündür, motivasyonu azalmıştır, beklentileri karşılanmamıştır ama o büyük galatasaraylı'dır. kendini toparlar mevcut duruma göre yeni sistem geliştirir ve yeni oyuncular ortaya çıkararak bizi devre arasına atar. ben ona inanıyorum.
  • 16780
    hocamız bizzat kulaklarımla duyduğum üzere geçen sezon bitmeye yakın bir yemekte mustafa cengiz başkanımızın ilk yönetiminin üyelerine "bugüne kadar en rahat çalıştığım ortam, sağolun, her dakika florya'ya gelip karışan yok, işimize odaklanıyoruz" demiştir.

    bunu neden yazdım; "21 aralık 2017'de 4. kez yuvasına geldiğinden beri hocamızın neler çektiğini bir kendisi bir de allah bilir." diye bir yorum yapılmış. yaz sezonunu bilemiyorum ama hocamız dert çekiyorsa bu konuda verilen başlangıç tarihi bence sürrealist olmuş, kulaklarımla duyduğumla örtüşmedi.
  • 16781
    2017-18 sezonunda ndiaye'den gidişi ve fernando'nun sakatlığı sırasında hepimizin küfürler ettiği, adını dahi anmak istemediği donk'u kadroya dahil edip, en üst düzey verimi almayı bilmişti. şimdi de forvet konusunda bir şeyler yapmak zorunda. eren'in rotasyonda yer alacağını ve başka bir sistem deneyeceğimizi düşünüyorum. ama bunu eren'i kaybetmeden yapacak hoca. önce şans verecek, eren de zaten o şansı iyi kullanamayacağı için kendiliğinden yedek kalıp, bunu kabullenmiş olacak. onyekuru forvet için görünen ilk aday ama ben donk'un da değerlendirilebileceğini düşünüyorum. hem fiziği, hem top saklaması gayet iyi. trabzon maçı, gerek maç öncesi dinamikler, ki bu forvet transferi olmadığı için camiadaki olumsuz havadır, gerekse de maç sırasında gerçekleşen olumsuz koşullar yüzünden kötü bir skorla bitti. hoca o maçın elden gittiğini de anlayınca fazla çare üretmek durumunda hissetmedi kendisini bence diğer yazar arkadaşların da dediği gibi. sadece fark daha da açılmasın diye ndiaye'yi oyuna aldı. bütün bunlar ışığında fatih terim kaosu en iyi yönlendiren, lehine çeviren hocadır diyorum. düşünmesi gereken bizler değil, cocu ve senol'un yönettiği takımların taraftarları. onların bütün sezon çekeceğini biz bir hafta yaşamış olduk, olan sadece bu.
  • 16782
    çocukluğum, gençliğim ve şimdi şimdi anlıyorum ki beni hiç tanımadığı halde hayatımdaki en önemli adamlardan biri...

    o zaman 12 yaşındayım. babam, hasta bir fenerbahçeli ve allah uzun, güzel bir ömür versin ki son derece anlayışlı, demokrat bir adam.

    galatasaray'a tutulmuşum çocukluktan. dayılarımın, amcalarımın muhakkak etkisi büyük. ama çocuk aklımla hatırlıyorum, renklerini de seviyordum galatasaray'ımın.

    kahveye gidip sigara dumanı altında izliyorum maçları. annem, istemiyor ama söz de geçiremiyor.

    o sene, 12 yaşındayım. "fatih terim" diye biri geliyor galatasaray'ın başına. tanımıyorum tabi. o zamanlar taraftarlığım, takım kadrosunu ezbere saymaktan ve mahalle maçlarında onlardan birinin ismini almaktan ibaret.

    dayımla konuşuyoruz yine. "merak etme yeğenim" diyor "fatih yıllarca top oynadı bizde hiç şampiyon olamadı. o kadar aç ki tozu dumana katacak göreceksin".

    o yaşlarda koşulsuz inanıyorsun. çok mutlu olduğumu hatırlıyorum.

    dayım haklı çıkıyor. zaten buna güveniyorum; o yaşlarda babalar, anneler, dayılar hep haklı çıkar.

    bir masal başlıyor benim için. avrupa'nın en büyüğü olmaya giden bir masal.

    hiçbir şeyin fanatiği olmadım ben. kendimce gerçekçi bir adamım. kendimce kimsenin adamı olmayan zarar siz bir adamım.

    tek hassasiyetim galatasaray. bir tek "fatih terimci"yim.

    düğün günümü galatasaray maçına göre ayarladım. düğüne girişim galatasaray marşıdır. programlarım, hayatım, mutluluğum, mutsuzluğum galatasaraydır.

    fedakarlık yapmadım. galatasaray, öyle büyük durdu ki hep, benim ki tercih değil mecburiyetti.

    ilk entry fatih terim'e dair olsun istedim ama gördüğünüz gibi galatasaray'la o kadar iç içe geçmiş ki.

    uzun süredir entry girmeyi bekliyordum. bol bol okuyorum buradaki kıymetli yazar arkadaşlarımı. çok nadir yazma isteği uyanıyor içimde.

    böyle kötü bir dönemde yazmak kısmet oldu. olsun.

    canımız ilk defa yanmıyor, son defa da yanmayacak. ama şunu biliyorum en az bizim kadar fatih terim'in de canı yanıyor.

    imparator. soluğumuzun kesildiği anların mimarı. bizim gibi galatatasaraylı ama en çok da.
  • 16783
    fatih hoca özellikle 3. galatasaray döneminden bu yana pragmatist bir yapıya büründü. benim için hocayı büyük yapan şeylerden bir tanesi de bu. eski alışkanlıklarını bırakabiliyor. fenerbahçe deplasmanına beraberlik için çıkıp beraberlik alıyor. ihtiyacı neyse ona göre futbol oynatıyor. geçen seneki büyük maçlar için hoca yeni bir kontrollü futbol tarzı benimsedi ve istediği sonuçları aldı. şimdi trabzon deplasmanına gelirsek bence hocanın kafasında ilk 11 le ilgili şüpheler vardı. orta sahada fernando, belhanda ve emre'nin yumuşak olduğunu biliyordu. ama forma adaleti ve kazanan takımı ödüllendirme adına böyle bir kadroyla çıktı.
    bundan sonrası için içim çok rahat. sene başında alınmış trabzon deplasman mağlubiyetinin hiç bir önemi yok. hoca şartlar ne gerektiriyorsa ona göre futbol oynatacaktır.
  • 16784
    forvet transferine kafayı takıp 1 eylül 2018 trabzonspor galatasaray maçına iyi çalışmamış hoca.

    ayrıca ben hocanın yaz döneminde de takımı iyi çalıştırmadığını düşünüyorum. düşünceden öte, sahaya bakınca bu görünüyor. sezon başından beri oyun olarak sahaya bir şey koyduğumuz tek maç 27 ağustos 2018 galatasaray alanyaspor maçı. onda da ilk yarıda bireysel oyuncu performansları kötüydü. bu da yaz kamplarının iyi geçirilmediğine işaret.

    fatih hoca her zaman oyunu forvet üzerinden kurgulayan birisi. 2018-2019 sezonu öncesinde de "nasıl olsa gomis yerine farklı bir tip forvetle oynayacağım, forvet gelince oyunu kurgularım." şeklinde düşündü ancak, evdeki hesap çarşıya uymayınca takım sağlam bir oyun kurgusu olmadan sezona başladı.

    hocanın 2018-2019 sezonunun ilk milli takım arasında kafasını toplayıp, takımın oyun kurgusuna çözüm bulmasını bekliyorum.
  • 16786
    tamamen bir hissiyat benimkisi...

    1 eylül cumartesi trabzonspor - galatasaray maçı öncesi transfere hem kafaca hem sürece fazla mesai ayırmaktan ötürü maça yeterince hazırlanamadığını düşündüğüm imparatorumuz.

    akabinde gerçekleşmeyen stoper ve 2 forvet transferinin yapılamamasının getirdiği moral bozukluğu da herhalde tüm takıma sirayet etmiş olacak ki sahada bir anda hissedildi bu durum.
  • 16787
    türk futbolunun gelmiş geçmiş en güçlü figürüdür. dolayısıyla takımın başında olduğu her an aynı zamanda yönetimin de ağır bir parçasıdır. bu yönetimler tarafından kendisine yüklenen bir sorumluluk değil, hocanın otoriter yapısının çok doğal bir sonucudur. zaten bu kadar güçlü bir karakterin sessiz sedasız takımla idmana çıkıp, idari konularda yönetimin eline bakmasını beklemek akıl tutulmasıdır. hele ki yönetimde transferle ilgili abdürrahim albayrak ve şükrü hanedar gibi hocanın 20 senedir birlikte çalıştığı insanlar varken fatih terim'in transfer için yönetime boyun büküp florya'da dizini kırıp telefon beklediğini düşünmek en hafif tabirle gerizekalılıktır. bazıları için kabullenmesi zor olacak ama 2018 yaz transfer sezonunda atılan/atılmayan her adım fatih terim'in bilgisi dahilindedir.

    mevzubahis transfer dönemiyle ilgili mustafa cengiz yönetimi eleştirilebilir, ki eleştirilmelidir de. ama bu eleştiriyi yaparken "hocamıza ihanet ettiler :((" şeklinde boktan bir mağdur edebiyatının arkasına sığınmak yerine hocanın da bu başarısızlığa ortak olduğunu kendinize itiraf etmeniz gerekiyor.

    ayrıca "masa başından transfer yapılmıyor" lafıyla da hoca yönetime laf falan vurmamıştır. 4-0'lık yenilgiye rağmen hala transfer soran ibne basına tepki göstermiştir. olmayan kaosu yaratmak için kırk takla atmayın, cımbızla laf çekmek yerine açın basın toplantısını başından sonuna kadar adam gibi izleyin.
  • 16796
    zaferler, sevinçler, hüzünler, ayrılıklar, kırgınlıklar, gözyaşları.. tutkulu bir ilişkide ne varsa o yaşandı fatih terim ve bizim aramızda. her zaman evin babasıydı, ailenin başıydı ve yine bizi derleyip toparlayan figür konumunda. heynckes'e baktıkça senin daha çok uzun seneler burada olacağına inancım artıyor hocam, doğum günün kutlu olsun. evde ailenle küçük bir kutlama yapıyorsundur ama milyonlarca evladın, kardeşin de seninle beraber.
App Store'dan indirin Google Play'den alın