busquets'e kesin aşık. adam dünyanın en iyi futbolcularından biriymiş de haberimiz yokmuş. içimi bi korku sardı şimdi ya mustafa sarp'ı da beğenirse diye.
1327
üç aşağı beş yukarı "puyol varken mascherano'yu oynattı ve kazanıyor.. bazen antrenörler böyle tercihler yapıyor.. o tercihi yapan da antrenör kazan da antrenör.." tarzı bir yorum yapmış ve kendisini eleştirenlere de inceden mesajı vermiştir..
hoca değişmiş belli. ses tonundan, anlatım üslubundan. bana eskisinden çok farklı geldi.
1329
alttan alttan galatasaraylı futbolculara maç boyunca mesaj vermiştir. abidal'ın sakatlanıp hemen dönmesi, büyük takımların 60 maç yapması gibi olayları sürekli vurgulamıştır.
1330
sahada sadece kazanan ve kaybedenin bulunmasi ne guzel diyerek fenerbahce taraftarina selami cakmistir.*
1331
verdiği mesajlardan biride yedekte kalan efsane puyol'un hiç sorun çıkarmamasıydı ki bu demeci çok hoşma gitti terim'in.acaba diyorum serveti kulübeye gömer mi ? ayrıca oyun görüşü cidden çok çok iyidir. defalarca övdüğü busquets'i o dedikten sonra daha farklı bir şekilde izledimki adam cidden her yere bastı ve en az messi kadar başarılıydı.
not: önce manu,sonra real taraftarıyım,zerre kadar da sevmem elbette busquetsi.
1332
motive uzmanlığının yanı sıra çok da iyi bir taktisyendir.. karizması öne geçtiği için sadece o varmış gibi lanse edilir. euro 2008'de motiveliğinden çok taktisyenliğini kullandık. hemen hemen her maçta. özellikle isviçre ve çek maçında.
skibbe'ye kurulan takım gibi bir takım imparatora kurulursa kolay kolay yenilmeyiz ilk 4-5 haftayı geçtikten sonra.
1333
hocanın "barcelona savunma yaparak değil, oynayarak alt edilecek bir gün" demesi bile yeter benim için. galatasarayım belki bir daha asla avrupa'nın tepesine çıkamayacak bir gün. ya da çıkacak yeniden hocanın ellerinde. ama bana o efsane takım bu barçayla oynasa kimsenin yapamadığını yapar mıydı diye düşündürdü ya bugün, sen bu potansiyeli taşıyorsun ya hoca, işte o cidden yeter bana.
galatasaray avrupa şampiyon kulüpler kupası yarı finali - mustafa denizli. ingiltere'de canlı canlı izlediğim euro 96 - fatih terim. uefa kupası şampiyonluğu - fatih terim. şampiyonlar ligi çeyrek finali - lucescu. dünya kupası üçüncülüğü - şenol güneş. avrupa şampiyonası yarı finali - fatih terim.
futbol izleyiciliği kariyerimin 6 pik noktasının 3'ünde fatih hoca var. euro 96'da ingiltere sokaklarında yaşadığım gururu, bağdat caddesinin altını üstüne getirdiğimiz günleri, semih koyduğunda hırvatların suratını ve göt olup ağlayan teknik direktörlerini, hepsini fatih hoca'ya borçluyum. onu ölene kadar desteklemek benim boynumun borcu. gerisi hikaye.
seni seviyorum hoca. babam kadar seviyorum.
1336
ikincilik ile birincilik arasındaki, belki o tek gollük farkın, aslında ne kadar büyük bir fark olduğunu göstermiştir bize. şampiyon olmak nedir onu öğretmiştir. büyük takım olmak, rakibine kaçacak delik arattırmak, baskı kurmak, ezmek, bunaltmak, dağıtmak, tank gibi üzerinden geçmek, asla ofsayt taktiği yapmamak, önde pres üçgenleri kurmak, saldırmak, hücüm etmek. hepsini senden öğrendi bu ülke. hakkında ne deniyorsa, kim ne söylüyorsa hepsinin, en iyisinin yoluna koyayim. milan'dan kovulmak için önce milan'a gitmek gerekir. boş işlerle seni eleştiren, "diğer" takım olduğumuz için bize her türlü haksızlığı yapmak isteyen şerefsizlere bu sene öyle bir şaplak vur ki, bir daha doğrulamasınlar senelerce. yine iz bırak, yine üzüntüden ağlat, çaresiz bırak onları. haydi hoca. hepimiz arkandayız. haydi aslan hocam.
1337
mençıstır yunaytıd'a halen ısrarla mançester diyen şahsiyet. yazıldığı gibi okunurun önemli temsilcilerinden.
dünkü yayında * manchester'a bir mançester, bir mençıstır demesine bir şey demem ama ilk yarıda söylediği iki yanlış şey dikkatimi çekti. sağda oynamasına alıştığımız messi bu maçta ortada oynuyor gibi bir şey dedi. ama messi uzun süredir ortada serbest oynuyor zaten. bir de park'ın yerine nani'nin oynaması bekleniyordu dedi. böyle bir şey kesinlikle yoktu. kenarlarda park ve valencia'nın oynayacağı, dolayısıyla nani'nin yedek kalacağı kesindi. bu iki cümleyi duyunca hayal kırıklığı yaşadım. avrupa'yı pek takip etmiyor galiba.
1339
maç esnasında yaptığı altyapı vurgusu en önemlisiydi bence inşallah kendisi de bu konu üzerinde durur keza çok ciddi yetenekleri barındırmaktayız bünyemizde..
1340
dun maçi izledigim dogma buyume mençıstırlı ve mençıstır yunaytıd taraftari arkadasim da durmadan "go mançesta" diyordu. demek ki herif sehrinin ve takiminin adini bilmiyor ama maasallah turkiye'de herkes biliyor. yani bir teknik direktoru, bir yabanci dildeki prononsiasyon hatalariyla elestirmek de pek acayipmis arkadas. yuruyedur terim!
1341
her türkün söylediği gibi mençistır demeyip de doğru söylenişi olan [man-ches-ter]e en yakın telaffuzü yapan adamdır.
hoca mançester demişse, mutlaka öyle söylenmesi gerektiğindendir gibime geliyor. ingilizceyi bildiğimden değil de, galatasaray'a çoğu gaaassaray der ya sanki böyle bir telaffuz gibi.
1343
mançester demesine takılmamak gerek, zira mançesterin oyuncusu olan tevez dahi mançester diyor röportajlarında.
1344
ne mançester demek ne püskevit demek insanı küçültmez *. fatih terim bu ifadenin doğrusunu biliyordur muhakkak ama dili dönmüyordur. hangi birimiz 5 dil birden biliyoruz ki.
önemli olan mançester, mençıstır demek değil, manchester'ın kurulduğu tarihi, kaç şampiyonluğunun olduğunu, renklerini, futbolcularını kısacası kulübü bilmektir. gerisi saz keman...
1345
önemli olan manchaster diyebilmek değil, manchaster'i yenebilmek felsefesini benimsemiş imparator.
1346
umarım 2. dönemindeki hatalarından ders almıştır.
1347
kim kalström'den daha iyisi diye kastettiğim kim ola ki acep merak ettiğim teknik adamımız.
1348
ulan adam 50 yaşından sonra italyanca'nın anasını ağlattı, eli klavye tutan ama doğru dürüst türkçe yazamayan veletlerin dilinden kurtulamadı.
1349
manchester'a manukyan bile dese hakkı vardır.
1350
-----acik mektup----- saygilar fatih hocam, imparator. lutfen defans dortlusunun mumkunse tamamini olmadi 3 tanesini hadi en son 2 stoperini degistir lutfen. seni de yakarlar bizi de yakarlar. hele bi stoper var ki aralarinda mahallede kalibini begenmisler gec defansa demisler o da gecmis o gunden beri de futbolcu güya, senelik maas falan aliyor. sonra aciklamalar yapiyor, teknik direktor gonderiyor, takimi satiyor falan. iyi niyetle oynasa bile kutukten bi farki yok. vucut koymayi bile bilmez, gol yedirir. digerleri de oyle gerci. neyse hocam uzun oldu ama ozet gec dersen;
ozet: defansa hocam transfer lazim transfer. bi' de kovulacak bi adam. kolay gelsin hocam. -----acik mektup-----