resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 1154
    bizim insanimizi bir kez daha anlamadigimi bana gösteren efsane. biz degil miydik adnan polat döneminde 'bu sefer de harcayacak x'i buldu, sonra y'yi buldu, sonra z'yi buldu, vs' diyen? sonra yine biz demiyor muyduk 'adnan polat ve adnan sezgin varken kim gelir ki, yarin kötü bir neticede yollanacagini bilir, vs' diyen? fatih terim gelmedigi icin neden suclu oldu? cikip 'bu baskan ve yönetim her seferinde birisine bahane bulup postaliyor, bu sartlarda calismam' mi diyecekti cikip? bunu yüzlerine karsi belki böyle söyledi ama basina baska bir hikaye uyduruldu. bence biz bir yerde cok ciddi bir yanlis yapiyoruz hagi konusunda. hagi, adnan polat ve adnan sezgin'i tanimiyordu. iceride ne islerin döndügünü bilmiyordu, her irtifa kaybinda adnan polat'in kum torbasi niyetine bu kulübün efsane olmus isimlerini asagiya attigini da bilmiyordu. bilseydi gelir miydi saniyorsunuz?

    millet fatih terim gibi adam bulabilmek icin afedersin orasini burasini yirtiyor, dikkat ediyorum, biz de takimin basina gectigi icin yirtik bir noktasini ariyoruz 2 gündür. yapmayalim bunu, destek olalim. kim gelirse bizim düzlüge cikacagimiz saniliyor ki? fatih terim kadar bu takima futbol anlaminda cag atlatmis baska bir adam varsa o da derwall'dir. neden bu taraftan bakilmaz da hep beline beline vurmaya calisilir? bence bu noktada sormamiz gereken baska bir soru var kendimize. acaba biz fatih terim kadar galatasaray'li miyiz?
  • 1155
    şöyle bir ananos yaptığını duyar gibiyim 'sevgili üç büyükler (trabzonspor dahil) ve diğerleri. maalesef sizlere ayırmış olduğumuz sürenin sonuna gelmiş bulunmaktayız.yokluğumda ne yaptınızsa yaptınız. artık sahne alma zamanı geldi, programımıza (pardon ligimize) bu güne kadar renk kattığınız için hepinize teşekkür eder ve ikincilik yarışınızda sizlere başarılar dilerim.'
  • 1161
    "yanılayım da bozulayım" diye dua ettiren adam.

    ben onun taktik bir deha olduğun hiçbir zaman inanmadım. en müthiş yanı motivatörlüğüydü. ve "taktik zeka" olmaksızın teknik direktör etkisinin bir takımı ayağa kaldıracağına da hiç inanmadım.

    uefa zaferi - onun büyük şansı olan 2000 jenerasyonunun ve büyük paydada da hagi ve popescu'nun eseriydi yine benim fikrime göre... evet, büyük galatasaraylıydı, büyük işlerin adamıydı, ama ölüyü diriltecek bir deha değildi terim hiçbir zaman gözümde...

    keza ikinci gelişi, kadıköy hezimeti, tarihi başarısızlık, milyonlarca dolar kayıp derken terim döndü dolaştı yine kürkçü dükkanına geri döndü...

    ben şimdi dualardayım...

    -"ey imparator, duy sesimi, boz beni, yazdığım tüm yazıları boşa çıkar, ağzıma tık, kapak yap anasını satiym...takım osmanlıya döndü, yükseliş, duraklama, gerileme, çöküş...çöküşteyiz...atatürkü olacaksan bu takımın ben şimdiden alıyorum kombinemi, formamı, okmeydanındaki evimden kaşıkla arenaya tünel kazmaya başlıyorum... kazıyorum ki yollar engellese dağları de leyim geleyim sana...ama söz ver sen de...bu takımı bir daha bırakmamacasına...bir daha yarı yolda bırakmadan son noktaya gidercesine tekrar ayağa kaldır...ayağa kaldıralım bütün tribünleri...desibel rekorları kükremelerle kırılsın...kadıköy uzaklardan bir kez daha sarsılsın..."

    ...4 sene üstüste şampiyon olduk, avrupanın kralı olduk, gerçekleri tarih yazar, tarihi de galatasaray
  • 1162
    taktik zekasını anlamak için 17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçının 106.dakikasına bakmak gerekir.

    psikolojik olarak çökmüş 10 kişi kalmış takım tamamen kapanmışken ve artık gol geliyorum derken o streste o kadar büyük bir maçta maçı izlemek yerine futbolcularına ileri çıkın ileride basın direktifini verebilme cesaretini gösterebilmiştir. o heyecanda bile oyunu okuyabilmiştir. belkide o okuma kupayı getirmiştir.

    kim ne derse desin. imparatordur. hala taraftar ergenlerinin suyun karşı kıyısı ile biz daha büyüğüz muhabbetinden galip olarak ayrılmalarının sebebidir. hayatımda belki de bir daha yaşayamıyacağım duyguların sebebidir. 17 mayısın sebebidir.

    gelsin başarısız olsun ben hagi geldiğinde de aynı cümleleri kurdum çevremde bülent kaptan geldiğinde de. gelsinler başarısız olsunlar ben hala onları televizyonda gazetede galatasaray ile aynı cümlede gördüğümde heyecanlanıyorum. ben hala onlara baktığımda o sevincimi görüyorum.

    bir tezahüratımız derki; öyle şeyler yaşattın ki uğrunda ölmeye değer; bu yaşanmışlığın mimarıdır imparator, grande...
  • 1163
    "söz konusu galatasaray'sa gerisi teferruattır" diyen, ancak devre arası kendisine şu ankinden daha fazla ihtiyacımız olduğunda kendini ateşe atmayan imparatorumuz... ben, takımın başına gelirse başarılı olacağını düşünüyorum (kımıl zararlılarını yollaması koşuluyla, yoksa onlar terimi de yakarlar) ama söylediği bu sözü inandırıcı bulmuyorum...
  • 1164
    bazı insanlar vardır, yanındayken, kendinizi güvende hissedersiniz. fatih terim böyle biridir. hatta daha fazlası. "baba" dır. koruyup kollayan, gece gündüz demeden senin için çalışan, tüm sorumluluğu üstlenen, tatlı sert, gerçek bir baba...

    fatih hoca, imparator, grande.. herşeyden önce hasta "galatasaraylı"...

    öncelikle, fatih terim, galatasaray'a sadece 96-2000 arasında hizmet etmemiştir. fatih terim demek sadece uefa kupası, 4 sene üst üste şampiyonluk demek değildir. bu renklere futbolculuk hayatında 11 sene hizmet etmiş, uzun süre kaptanlığını yapmıştır, hakkını vererek.

    geçen gün kendisi diyordu : "konu galatasaray'sa gerisi önemsizdir, teferruattır" diye.. "gönlümüzdeki sevgiyi kimse alamaz, orası bizim yuvamız" diye de ekliyordu imparator... ne fatih terim galatasaray'ı, ne de galatasaray fatih terim'i unutur. ne olursa olsun, ikisini ayıramazsınız birbirinden.

    gelelim futbola.. kendisini 2. dönemiyle eleştirenler var, birçok kişi bu yüzden imza atmasını istemiyordu. size sormak istiyorum. dünyanın en berbat stadında, galatasaray, mali açıdan tarihinin en sıkıntılı dönemlerinden birini geçirirken, bunun beraberinde gelen kalitesiz kadroyla, terim'in ne yapmasını bekliyordunuz ?

    bir de şu var, bahsettiğimiz bu dönem, sadece 1 sezondan ibaret. galatasaray'da 11 yıl top koşturmuş kaptanlık yapmış bir adam, camiayı şüphesiz zirveye taşıyan bu büyük hoca, tamamen olumsuz koşullarda, 1 sezon başarısız oldu diye mi istenmeyen adam ilan ediliyor ? böyle mi hatırlanıyor ? kusura bakmayın ama ben buna sadece gülerim.

    fatih hoca, fazla karizmatik bir adam. ulan adamın duruşu bile güven veriyor insana. futbolculara da aynı şekilde. sahada duruşu, tavırları, konuşması, tüm sorumluluğu üstlenmesi, futbolcuları inanılmaz etkiliyor, rahatlatıyor.

    otoriter bir adamdır fatih hoca. ne kadar otoriterse, bir o kadar da babadır. otoritesi oyuncularını bezdirmez. onları evladı gibi gördüğünü hissettirir. size yeni bir örnek: açın ligtv'nin 17 mayıs özel programını izleyin. hakan'ın, arif, bülent,ümit,okan'ın hocayla nasıl konuştuğuna, onu nasıl dinlediğine , aynı şekilde hocanın onlarla nasıl konuştuğuna bir bakın. baba-oğul gibi her biriyle. işte fatih hocanın bu özelliği, takımda sıcak bir ortam yaratıyor. mükemmel bir dostluk... yine 2000'li yıllarda takıma bir bakın. yıl olmuş 2011 hepsi ayrı yerlerde, ama hala "her 17 mayıs'da bir araya geliyoruz" diyorlar. öyle bir dostluk, öyle bir takım arkadaşlığı işte.

    fatih hoca, türkiyeyi, türk futbolunu, yerli futbolcuları çok iyi tanıdığından ve saydığımız bu özellikleri sayesinde; galatasaray'a kaliteli yerli futbolcular da kazandıracaktır. arda bir sene daha kalacaktır mesela, selçuk inan, hamit altıntop gibi üst düzey yerli futbolcular, galatasaray'ın büyüklüğü, dünyadaki saygınlığıyla, fatih terim ismi birleştiğinde, belki de avrupaya gitmekten vazgeçip, galatasaray'ı tercih edeceklerdir. galatasaray'ın senelerdir çektiği yerli futbolcu sıkıntısı imparatorun gelişiyle son bulacaktır.

    diğer konu ise basın. senelerdir yerden yere vurulan bir galatasaray var. fenerbahçe maçı öncesi en formda oyuncusu hakkında onlarca yalan haber, kaptanın her adımında yerden yere vurulması, en küçük olayın aylarca konuşulması... beş para etmeyen adamların galatasaray hakkında ileri geri konuşmaları.. çok çektik bu durumdan. fatih terim, gerektiğinde yumruğunu masaya vurmasını bilen, sözünü esirgemeyen bir adam. galatasaray hakkında ileri geri konuşulmasına izin vermeyecek, kaptanına sonuna kadar sahip çıkacak bir adam. oyuncularına her zaman sahip çıkarak, takım üzerinden medya baskısını kaldıracaktır.

    diğer bir konu, futbolcunun taşıdığı formanın hakkını vermesi. fatih terim, futbolcusuna, galatasaray formasının, armasının değerini anlatacak, öğretecektir. bundan sonra; formanın hakkını vermeyen, takımı için çabalamayan, tek derdi para olan adamları galatasaray'da barındırmayacaktır. bu konuda da hocaya inancımız tam.

    geldiği yerin havasını değiştiren bir adam. şuan kendine güvenini kaybetmiş olan bu camiayı tekrar ayağa kaldırabilecek "tek" adam. tekrar tarih yazacağına inancımız tam.

    gel, gel ve ayağa kaldır bu camiayı!
  • 1165
    kendisini seven hiçbir fenerbahçeli arkadaşımın olmadığı teknik direktördür. kendisini seven hiçbir beşiktaşlı arkadaşım da bulunmamaktadır.

    ayrıca milli takım hocalığı yaptığı dönemlerde sırf kendisi başta diye milli takımın maçlarını izlemeyen ya da başarısız olmasını isteyen bazı fenerli ve beşiktaşlı arkadaşlarım da mevcuttur.

    şu sıralar görmekteyim ki başarısızlığını isteyen ve kendisini sevmeyen bazı galatasaraylılar da varmış. allaha şükür arkadaşım değiller.

    edit: imla
  • 1166
    yahu arkadaş.
    devre arası gelen adam adnan polat'ın kuklası olmaya gelecekti...
    geçen sezonun devre arasını unutun... adnan polat teknik direktör değil; kendisi batarken onunla birlikte batacak birilerini arıyordu.

    fatih terim doğru olanı yapmıştır. söz konusu galatasaraysa gerisi teferruattır evet.
    ama geçen sezon söz konusu olan adnan polat'ın tahtıydı...
  • 1168
    uygun olmayan şartlarda galatasaray'a yarar sağlayamayacağını düşündüğü için sezon ortasında gelmemiştir. "söz konusu galatasaray'sa gerisi teferruattır" demek, "ne olursa olsun beni çağırdıkları an ordayım" demek değildir. "galatasaray'ın bana ihtiyacı varsa ve ben bu ihtiyaca karşılık verebileceksem, verebileceğim ortam varsa teklifi reddetme lüksüm yoktur" demektir.

    sezon içinde o şartlarda takımın başına geçmek istememesi normal. bu sezon işleri düzeltebilmek için mucize lazımdı. kim gelirse gelsin bu sezonu o isimle geçiştireceğimiz kesindi. fatih terim o zaman gelseydi onun yönetimindeki takım başarısız olacaktı. galatasaray'a bir yararı filan olmayacaktı. üçüncü dönemi kötü sonlanacaktı, yine başarısız olarak adledilecekti. şimdi yeni bir yönetim, yeni şartlar, yeni ortam, yeni bir sezon, yeni hedefler var. başarılı olur mu olmaz mı bilinmez. ama şimdi başarılı olma ihtimali var.

    diğer bir konu da "gerisi teferruatsa sezon ortasında gelseydin!!" diyenlerin niyetleri. bunun iki anlamı var. 1- "sen elinde adeta sihirli değnek olan çok iyi bir hocasın, gelip takımı düzeltseydin ya". böyle diyorsanız bırakın o sihirli değneğini şimdi dokundursun o zaman. çok mu fark eder? 2- eğer iyi bir hoca olmadığını düşünüyorsanız, fatih terim'in başarısız olacağını da düşünüyorsunuzdur. o zaman neden fatih terim'in sezon ortasında gelip bir kez daha başarısızlık yaşamasını istiyorsunuz? 11 yıldır uefa kupası maçlarını her izlediğinizde duygulanmıyor musunuz? o başarıları bize yaşatan fatih terim'e beslenen kin neden? 2000'de öyle bir hocayken şimdi kötü biri mi oldu? sezon ortasında gelmekten kaçmış mı? iyi ki kaçmış. yukarda yazdım. (hagi de gelmeseydi keşke. ben hagi'nin iyi bir teknik direktör olabileceğini gördüm. burda olmasa da başka bir takımda yararlı olabilir. ama türkiye'de "hagi çok iyi futbolcuydu, ama..." sözleri var herkesin kafasında. teknik direktörlük zor iş.)

    başarılı olmayacağını düşünmek, onun takıma gelmesini istememek, bunlar olabilir. başka konu. ben de "imparator gel bizi kurtar" diye coşanlardan değilim. benim de fatih terim ile örtüşmeyen düşüncelerim vardır. fatih terim benim de beğenmediğim, doğru olduğunu düşünmediğim şeyler yapmıştır. ama galatasaray'ın önemli isimlerinden birine karşı böyle kötü niyetli olmamak lazım. lütfen.
  • 1170
    ben fatih hocanın gelmesini istemiyorum. birinci sebebi ikinci fatih terim dönemi. ikinci sebebi ise arda, sabri, servet, gökhan zan, mustafa sarp, barış, hakan balta ve aydın bu takımdan gitmezse seneye ilk beşe bile gireceğimize inanmıyorum ve fatih hoca gelirse malesef bu adamlarla çalışmak isteyecek. hadi arda muhtemelen ispanyaya boyunun ölçüsünü almaya gidecek ama servetmiş, gökhan zanmış, sarpmış, barışmış, baltaymış uykularım kaçıyor.
  • 1171
    dün bu saatlerde daniel tozser* ile laflarken, bana da buraya yazacak birkaç malzeme çıkmış;

    sözlük, bu meseleyi müteakiben iyice bölündü. sadece sözlük de değil sonuçta. cümle alem konuşuyor, cümle alem bölündü falan. bu kadar çıkan ses sonrası da fatih terim'den başka bir alternatifin olmadığını da düşünerek, üçüncü terim dönemi'nin başlamasına az bir süre kaldığına kanaat getiriyorum. çünkü ortada kesinlik kazanabilme olasılığı yüksek olan pekçok lakırdı dolanmakta.

    ''peki biz fatih terim'i kaldırabilir miyiz ?'' sorusuna gelecek olursak:

    1993-1996 yılları arasındaki türkiye milli futbol takımı teknik direktörlük kariyeri gayet parlaktır. o zaman ki türk futbolunu da hesaba katarsak, uefa 1996 avrupa futbol şampiyonası'na gidebilmiş olmamız bile harikulade bir iştir. 1996-2000 yılları arasındaki avrupa fatihi, destanlar yazan galatasaray spor kulübü profesyonel futbol takımı'nı çalıştırdığı zamanları zaten söylemiyorum bile. takım da, kendisi de, her anlamda istikrar abidesiydi ve herşey hoppala dediğimiz bir anda da gelişmemişti. büyük bir özveri, büyük bir sabır ile. 4 sene üstüste süper lig şampiyonluğu, 2 türkiye kupası şampiyonluğu, uefa kupası 1999-2000 sezonu şampiyonluğu ve arkasından mircea lucescu yönetiminde gelen 2000 uefa süper kupa şampiyonluğu, hep onun ''saha içerisinde yazıp yönettiği taktiklerin'' eseriydi. galatasaray'dan bir miras bırakarak ayrılmış ve italya'nın yolunu tutmuştu.

    ikinci terim dönemi'nin başarısız ya da istenilen düzeyde olmayışının nedenini, ben hep beklediği sistemin olmayışına ve istediği kişilerin bulunmayışına (buna yönetimler de dahil) bağlıyorum. kaldı ki türkiye milli futbol takımı olarak, son 2 dünya kupasını kaçırdıysak en büyük nedeni de budur. zaten imparator, o takımı 2005'in ortalarında ersun yanal'dan devralmıştı ve 2006 fifa dünya kupası yolunda 4-5 maç idare etti. (u: isviçre milli futbol takımı ile oynanılan playoff maçlarına kadar ki döneme işarettir ki o eşleşmelerde neler döndü neler bitti herkes biliyor)

    uefa 2008 avrupa futbol şampiyonası dönemi de ''sabrın sonu selamettir'' şeklinde geldi, geçti. eleme maçlarında neredeyse her maçın kadrosunda tonla futbolcu değişiyordu. yine istenilen ve alışılmış adamlar yoktu. euro 2008 öncesinde ve euro 2008'de kadrolar zaten sabitti ve orada birşeyler oldu, iyi ki de oldu. türk futbolu ayrı bir vizyon kazandı.

    2010 fifa dünya kupasına gidememimizin en büyük 2 nedenindeki birinci neden, tıpkı euro 2008 elemelerinde olduğu gibi bu turnuvanın elemelerindeki ''maç kadrolarının sürekli olarak değişmesi'' olayıdır. ikinci en büyük neden ise ispanya milli futbol takımı gibi, euro 2008'de avrupa şampiyonu olmasının üzerinden henüz bir sene bile geçmemiş bir takım ile grupta 4 gün üstüste maç oynayan tek takımın türkiye milli futbol takımı olmasıdır.* o 6 puan bize çok şey kaybettirdi.

    gelelim şimdi asıl mevzuya. dediğim gibi, üçüncü terim dönemi de büyük bir ihtimalle olacak, çok yakındır. nasıl altından kalkılınabilir ? bu taraftar kaldırabilir mi ? yine bir şekilde 1996'ya dönmek gerekecek. ünal aysal ve ekibi, faruk süren ve ekibi rolünü üstlenecek. takıma o zamanki gibi takviyeler yapılmaya çalışılacak. en basitinden gheorghe hagi, gheorghe popescu, claudio andre mergen taffarel gibi uzun süre kalabilecek futbolcular alınacak. takımda kaptanlık yapabilecek kişinin de galatasaray ruhunu taşıyan, armalı formadan vazgeçmeyi bir an düşünmemiş ve en önemlisi galatasaray altyapısından yetişmiş olan bir kişinin taşıması gerekecek. evet, arda turan ile devam etmeliyiz, edilebilir.

    fatih terim ile de tabii ki uzun vadeli düşünülecek. yok 1.5 sene çalıştırdı, alınan 3-4 yenilgide kovuldu bitti meselesi olmayacak. kontratın süresi mi bitti ? yine uzatılacak. florya'da lagaluga devri bitecek. sıkıyönetim olacak.

    özetle 2011-2012 sezonuna, 1996-1997 sezonundan başlamak gerekiyor bence... tek farkı bir sene kayıp ile avrupa arenası'nda olamayacağız. belki de daha iyidir. saçma gelebilir, ama öyle. sonuçta, istenilen takımın iskeleti oluşana kadar konsantre tamamen lige ve kupaya verilebilecek. tabii ki bir senede hiçbir avrupa takımı ile maç yapamayacağımızı göz önünde bulundurursak, hazırlık kamplarında ve boş geçen sürelerde* en azından orta şekerli 4-5 avrupa takımı ile maç yapmalıyız.

    ne olursa olsun ama ne olursa olsun, galatasaray spor kulübü profesyonel futbol takımı'ndaki ''avrupa ruhu'', sekteye uğramamalı.
  • 1175
    reykard gönderildikten sonra takımın başına gelmemesi için inanın kardeşimi bile kesebilirdim. aynı şekilde hagi'nin gelmesinin de ne kadar yanlış olduğunu gs sözlük'ün sıkıcı romantik yazarlarından nefret mesajları almak pahasına bağıra bağıra söyledim. bakın ben "ay imparatooor" diyecek bir romantik değilim. fatih terim'in son yıllarda fazla şişen egosundan dolayı kendisine olan sevgim belki azalmıştır. ama dünyada daha fazla saygı ve minnet duyduğum başka bir antrenör de yok. bu adam bir galatasaraylı için metin oktay neyse odur, fatih terim bir ikondur, "puttur".

    reykard giderken, tarihteki en kötü galatasaray kadrolarından birisi vardı galatasaray'da ve geleceği tamamen karanlık durumdaydı. fatih terim'in yapacağı en iyi müdahale bile takımı 5. yapmaya yeter miydi diye düşünüyorum da, hiç sanmıyorum. kötü bir defterdi bu sezon bizim için. kapattık.

    şimdi de bas bas bağırarak söylüyorum ki galatasaray'ın küllerinden doğmasını sağlayacak tek bir isim var. fatih terim! herhangi bir tartışmaya girilmesine, polemiklere gerek yok. fatih terim kendisinin de belirttiği gibi para konuşacak, konuşulacak bir adam değildir zaten. kendisine görevin onu çağırdığı belirttiğimiz vakit, bütün maddi kaygılar, profesyonel yaşam gibi kaygıları bir kenara atıp, florya'dan içeri imparator sıfatıyla girecektir zaten.

    mourinho gelecek deseler, siktir git derim. ne güzeldik senle be fatih hocam.

    http://www.youtube.com/watch?v=xy96zuMiWkU

    gel hadi de şu yeni ali sami yen'in gözü imparator görsün, adam görsün adam.
App Store'dan indirin Google Play'den alın