resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 9677
    parayla herkes brezilya'nın, arjantin'in rakibi olur hazırlık maçında. sıkıysa, dünya kupasında rakip olsana. onu olmaya denesene. saçma sapan, çocukça savunmalar. neymiş brezilyayı göstermek istemiş. kulüp takımlarımız cristiano ronaldo ile karşılaştı. drogba bizim takımımızdaydı. mesele neymar'ı izletmekse, o da olurdu bir kaç yıla.*
  • 9678
    https://www.youtube.com/watch?v=-EuWAw3CL1k

    boş konuşuyor. tek tek analiz etsek sekiz on tane dalga malzemesi çıkar. tümden boş konuşuyor deyip geçelim ama özellikle bir tanesi çok talihsiz; "böyle bir yıldızlar topluluğunu türk halkına seyrettirdiğim için çok mutluyum" dedi kelimesi kelimesine. "teşekkürler imparatorumuz :)))" sayende brezilya izledik allah razı olsun. sen de olmasan maazallah yıldızlar topluluğu göremeden geberip gideceğiz. pele de oynadı mı?

    bunu bir kenara bırakırsak giderek çirkinleşiyor fatih terim. bu sefer yeniden sempatik birine dönüşebilmesi için bir galatasaray da olmayacak ve çirkinleştiği ile kalacak. karakter zaaflarını ve paraya düşkünlüğünü milli takıma sahip çıkıyorum kılıfıyla örtmeye çalışıyor da yemezler. maçtan maça laf anlat dur sen daha nasıl olsa memlekette enayi koyun bol. şenol güneş falan enayi de bir sen akıllısın milli takıma kol kanat geriyorsun değil mi? yav he he.

    he bunlar hep seyircinin suçu he. oyuncular da koşmuyor zaten neymar koşuyor ama bizimkiler fıs. uzun adam da halkı suçlardı zaten geziciler paralelciler diye. iyice benzemişsin ona. yıldırım demirören'e sarılıp uyursun bundan sonra.

    küçük hakan gevrek gevrek gülüyordu "ehe ehe fatih terim devre arası nasıl motivasyon vereceğini iyi bilir ehe mehe :)))". çok iyi biliyormuş... finito imparatore, resultante importante.
  • 9680
    12 kasım 2014 türkiye brezilya maçı sonrasında kendisi "kazakistan ayarında bir takım çağırıp istatistik yükseltmeyi tercih edebilirdik" diyerek bir ülkenin milli takımını daha aşağılamıştır. soyunma odasında da pis gevurlar, eskiden buralar bizimdi falan diye oyuncuları gazlamaya çalışıyor muhtemelen. hele yunanistan maçını tahmin edemiyorum.
  • 9686
    adam galatasarayı yüz üstü bırakıp milli takıma ''7 yıllık'' imza attı ama hala çıkıp ''uzun vadeli plan yapıp hedeflenmeliyiz'' gibi şeyler söylemiş maç sonu.

    ulan senden iyi uzun vadeli plan yapacak adam mı var? atmıssın 7 yıllık imza, indirmissin paraları cebe yap hadi plan, yapsana.

    uzun vadeli plan diyip de hala 35 yaşındaki bila kısa'yı ilk 11 oynatıyosun.
    uzun vadeli plan diyip 32 yaşındaki umut'u oynatıyosun muhammet demir nerde?

    beyler bu adam türk halkıyla kafa buluyo. şaka gibi ya.

    kafayı mı yedin be adam?
  • 9687
    türk milli takımında devrim yapmış hocadır.

    evet türk futbolunda teknik direktörlük sistemini yıkarak , imparatorluk pardon futbol direktörlüğü sistemini getirmiştir... tüm yetkileri kendinde toplamış kankasıyla beraber karşıt görüşlü herkesi bertaraf etmiş veya etmektedir. fedaisi gökhan töre'dir. lakabı imparatordur ve bu lakabı ibrahim tatlıses gibi gururla taşımaktadır. pre-intermediate seviyede ingilizce, italyanca bilmektedir.

    şimdi goygoyu bırakıp gerçeklere dönelim. beter ol hoca. beter olun. kazakistan'la ölüm kalım maçlarına falan çıkın. enerjisi olmayan, taraftarı olmayan, sevimsiz, itici, ırkçı, eli silahlı, küfürbaz futbolcularıyla sizin milli takımınız bizi zerre ilgilendirmiyor. burak selçük oynasın ama diğerlerini oynatma hoca...
  • 9688
    paranın ve gücün altında ezilmiş, kafasını kuma gömmeye devam eden hoca.

    şunu bilmelidir ki; kendisi türk futbolunu dinamitleyen adamlarla beraber olduğu sürece, taraftar bugün "yıldırım demirören yeter" diye bağırıyorsa gelecek maç "hakan çalhanoğlu" diye bağıracak, en sonunda da "s.ktir ol git fatih" diye bağıracaktır. uğur meleke ya da kaan kural gibi adamları susturmak kolay. sahada oynanan futbolu taraftarın tavrına bağlayan paralı köpekleri de bulmak kolay. ama taraftarı susturmak zor. faydaları kısıtlı ama genel amaç olarak birileri zengin olsun diye getirilen passolig yüzünden kendi takımının maçına gidemeyen adamlar, fırsatını bulduğu an gelecekler ve yüzünüze yüzünüze küfredecekler.
  • 9690
    her gün diyorum ki artık daha fazla yazmıyım hakkında. diyorum ki zaten sarfedebileceğim en ağır cümleleri sarfettim. bundan fazlası gelip öfkemi sözlüğe kusup ortamın kalitesini düşürmekten başka bir şey olmaz...

    diyorum diyorum da, türkiye futbol direktörümüz de rahat durmuyor ki arkadaş. gün aşırı bir şeyler yumurtluyor.

    son olarak "böyle bir yıldızlar topluluğunu türk halkına seyrettirdiğim için çok mutluyum" buyurmuş. o zaman bir zahmet brezilya'nın maç için alacağı 3 milyon eu'yu da maaşından karşılayıversin. böylece o gururu iliklerine kadar hisseder. zira o 3 milyon eu'nun içerisinde benim ödediğim vergilerden de bir miktar bulunduğuna göre fatih hocamızın bu gururuna ortak çıkmak istemem.
  • 9694
    bir sene içerisinde yarattigi her seyi yok etmeyi basaran insan. fenerliler ve besiktaslilar ve turkiye'nin geri kalani oldum olasi nefret etti kendisinden. galatasaraylilarin cogunlugunun sevgisi ile ayakta duruyordu. sevmeyenleri de vardi elbet ama nefret edeni de cok dar bir grup insan disinda yoktu herhalde. nihayet galatasaray taraftarinin bir kismi da, hem de ciddi bir kismi da, nefretle bakiyor kendisine. ne için? demiroren'in, uzun bir adamin, sikecilerin, irkcilarin ve onlarin cek defterlerindeki icin galatasaraylilari kaybetti. degdi mi? izlanda'dan 3 yerken "5 5 5" diye bagiriyoruz simdi. letonya son dakikada o golu kacirinca agiz dolusu "hassiktir bea!" diyoruz. brezilya niye 7 cekmedi diyoruz. degdi mi allah askina fatih bey?
  • 9696
    galatasaray dışında herhangi bir takımda başarılı olamamış imparator. 2008 avrupa kupası'nda almanya maçını saymazsak oynadığımız futbolun adı futbol değil, başka bir şeydir. yani tamamen tesadüflerle, doldur boşaltlarla, son dakika golleriyle elde edilen bir başarı.

    işin garip tarafı galatasaray ve milli takım olmazsa ne türkiye'de ne yurt dışında iş bulma ihtimali de yok. tabi haşort gibi gidip torku konyaspor çalıştırmak isterse o başka.
  • 9698
    galatasaray dışında herhangi bir takımda başarılı olamadığı iddia edilen teknik direktör. halbuki günümüzde internet kullanımı o kadar kolay ki. araştırmak,arama motorları falan çok gelişti yani. tıpkı galatasaray efsanesi olduğu gibi fiorentina efsanesidir. tersini iddia eden gitsin bir hafta floransa sokaklarında dolaşsın yeter zaten. kendisine duyulan nefret artık öyle şaçma bir hale geldi ki aykut kocaman'la falan aynı kefeye konuluyor. sevmemenize, karakterini, hareketlerini,kararlarını tasvip etmemenize sonsuz saygım var ama bu adamın teknik direktörlüğüne, kariyerine, elde ettiği başarılara, oynattığı futbola laf eden adamın hakikaten nefret gözlerini kör etmiştir. herhangi bir türk teknik direktörün milan'ı bir daha çalıştıma ihtimali, bir türk takımının şampiyonlar ligi'ni kazanmasından çok daha düşük bir ihtimaldir. milan'a nasıl geldiği konusuna gelelim. milan'ın, hatta serie a'daki bir takımın bir türk teknik direktörle anlaşması,takımı ona emanet etmesi kendi vatandaşına örneğin mancini'ye, prandelli'ye falan emanet etmesiyle aynı şey değildir. bu her ülke için geçerlidir. o ligde futbol oynayıp, o piyasada bilinen isimlerdir bu saydıklarım ve benzerleri zaten. hele ki italya bu konuda en ırkçı ülkelerden biridir. dönelim fatih hoca'ya. türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi, hatta o senelere bakacak olursak avrupa'nın da en iyi kadrolarından birini ( galatasaray 2000 uefa kadrosu) kurduktan sonra, hee bu arada jenerasyona denk geldi diyenler var onu da açıklayacağım birazdan neden öyke olmadığını; fiorentina'nın başına geçen terim, batistuta'yı kaybetmiş ve onun sancılarını çeken sıradan bir takıma gitmiştir. ama zaman içinde elindeki oyunculardan maksimum verimi alarak muhteşem futbol oynayan, her maç hücum futbolu oynayıp 3-4 gol atan bir takım yaratmıştır. bunu yaratırken de mehmet ağar, tayyip erdoğan gibi siyasi liderlerin desteğini almıştır; yersen... bu başarının arkası boş değildir. üç ayda italyanca öğrenir. daha takımın başındaki ilk maçında golden sonra futbolcular terim'le sarmaş dolaş olurlar ki bu italya için çok acayip bir durumdur. işler aslında başta çok iyi gitmez ama fiorentina fatih hoca takımı oturttukça ligin zirvesini zorlayan bir ekip haline gelir. başkan gori'yi ki aynı zamanda takımın sahibidir kendisi, soyunma odasına girmeye kalkınca kovan adamdır öyle başka karakter yoksunu hocalara benzemez. aynı gori sezon sonunda terim'in sözleşmesini uzatma yolları ararken eğer uzatamazsa fiorentina taraftarları tarafından evinin yakılacağı yönünde tehditler almıştır.bakın bunlar sadece bir senede oluyor. italya kupası finaline çıkarttığı takım finalde yine tanıdık bir isim önderliğinde kupayı kazanırken mancini ve futbolcular terimi öve öve bitirememiştir. fiorentina (şimdi kadrosu iyiydi rui costa vardı falan diyenler olacaktır) 2001-2002 sezonunda küme düşer. sonrası malum milan kariyeri. milan'dan kovulmasını koz olarak kullananlar için söylüyorum, aynı adamlar prandelli'ye ve mancini'ye sabır gösteirlmesi gerektiğini ısrarla savunurlar ama bilmezler ki milan taraftarı da terim'i kovulmasına rağmen hala çok sever ve destekler. bu anlattıklarımın hiçbiri tesadüf değildir, olamaz sevgili arkadaşlarım. gelelim uefa kadrosu ve türk futbolunun altın jenerasyonunun terim'e ''denk gelmesi'' meselesine. bazıları kendi mahalle takımlarında oynayan 350 futbolcuyu tek tek arayıp bularak olimpik milli takıma kazandırmıştır terim. ben türkiye'de buna benzer veyahut yakın bir scouting araştırması bilmiyorum, duymadım. hatta bu dosyaların içinde yer aldığı çantanın hava alanında kaybolma hikayesi sırasında terim'in terler içinde ''türk futbolunun geleceğini kaybettik ne yapacağız'' şeklinde trajikomik bir söylemi vardır. neyse ki çanta bulunur ve içinde sergen yalçın, rüştü reçber, alpay özalan, tugay kerimoğlu, arif erdem,ergün penbe, hakan şükür, abdullah ercan, ogün temizkanoğlu, bülent korkmaz gibi isimlerin bulunduğu jenerasyon olimpik milli takımda biraraya gelir. aynı kadro akdeniz oyunlarında zidane, thuram, dugarry, blanc gibi isimlerin yer aldığı ve 1998'de dünya kupasını kazanan o ''altın jenerasyon'' u yarı finalde mağlup eder. bunlara yine o dosyaların içinde yer alan ve o sıralarda a genç milli takım forması giydirilen emre aşık, okan buruk, oktay derelioğlu eklenir ve 2002'de dünya üçüncüsü olan efsane kadro o zamandan şekillenir. bu başarının ve jenerasyonun fatih terim'e ait olduğu şenol güneş tarafından da söylenir basın toplantısında. elimden geldiği kadar anlatmaya çalıştım bazı şeyleri ama nefretle bakanlar için bir şey değişmeyecek farkındayım. olsun bu entry dursun buralarda bri gün okur birileri. sadede geleyim. fatih terim'in hiçbir başarısı tesadüf olarak açıklanamaz ve türk spor tarihindeki en önemli isimlerden biridir. türk futbolunun da en önemlisidir. efsane oğlu efsanedir. sev ya da sevme ama bu gerçeği kabullenmeyen bence objektiflikten koşar adım uzaklaşmıştır.
  • 9699
    efsaneler başarılarla doğru orantılı olarak efsaneleşselerdi burası galatasaray olmazdı. evet başarılar önceliklerimiz arasında. terim şükür vs başarıları es geçilemez. ancak efsane olabilmek için doğru ölmek lazım. yaşayan efsane ayağını denk almalı ki efsane kalabilsin. efsaneden çok efsanecilerin sayfalarca yırtınmalarıyla olmuyor bu işler.
  • 9700
    (bkz: fatih terim/#1596825) sadece bilgi duzeltmesi.

    yanlis mi biliyorum diye tekrar kontrol ettim, dogru biliyormusum. buyurun buradan bakin:

    http://en.wikipedia.org/wiki/Football_at_the_1993_Mediterranean_Games_–_Men's_team_squads

    gordugunuz gibi laurent blanc bu kadroda zaten olamazdi yasi 28 adamin olimpik takimda ne isi vardi. dugarry zaten yoktu ama asil mesele guya "altin jenerasyon" denilenlerden sadece zidane ve thuram'in kadroda olmasi. asil altin jenerasyon icin tarih araligi bile uymuyor. buyurun asil 98 kazanan kadro:

    http://en.wikipedia.org/...IFA_World_Cup_squads

    fransa'nin altin jenerasyonu 68-69 jenerasyonudur. o jenerasyondan bir tek kisi bile 93 olimpik takiminda degildir. 2000'den sonra milli takimdan bu kisilerin sayisi azalinda fransa bir daha basari da elde edememistir.
    hepsi hall of fame olacak yetenege sahip "altin jenerasyon" deschamps, djorkaef, lizarazzu, desailly, leboeuf gibi adamlarin olusturdugu iskeletle meydana gelir bunlarin 2-3 yil buyugu ve yine 93 akdeniz oyunlarinda olmayan cantona, ginola, lama gibi adamlari da katarsaniz ne demek istedigim daha bir anlasilir.

    sadece bilgi hatasini duzeltmek icin yazdim. biraz da tartismaya acik bir konuyu belirtmem gerekir, 93 akdeniz takimin olusmasinda sepp piontek'in katkisinin cok buyuk oldugundan bahseder herkes. o genclerin milli olmasinda diretenin o oldugu. ne kadar dogrudur ispat edebilecegim bir sey degil.

    terim'e gelince baska takimlardaki basarisizligi beni ilgilendirmiyor. bize su an yapabilecegi en buyuk iyilik oyuncularimiz sakatliktan tam cikmamisken milli takima cagirmamasi olacak teknik direktor. aslinda kimseyi almasa keske bizim takimdan, bosuna moralleri bozuluyor cocuklarin kotu oynadikca. zaten bizim takim yeterince kotu maclar cikartiyor daha fazlasina gerek yok.

    edit: serge blanc who? altin jenerasyon o kadar altin ki kupa kaldirirken sadece 3 kisi takim kadrosunda 2'si ilk 11 baslayabiliyor. diger taraftan takimin cekirdegi olan adamlar milli takimi yavas yavas birakinca bir daha kupa yuzu goremiyor.

    "altin suyuna batirilmis jenerasyon"
App Store'dan indirin Google Play'den alın