resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 8527
    gönderilmesi hem geç hem de erken olan eski galatasaray, şuanki milli takım teknik direktörü.
    ya sezon başı kampı başlamadan gönderilecekti böylelikle yeni gelen hoca ligi, avrupa'yı kafasındaki sistemle oynayabilecekti yada sezon sonu gönderilecekti ve sezonu bir şekilde iyi bitirilmesi beklenecekti.
    eğer sezon ortasında gönderilmeyip sabır edilseydi şuanki halimizden kötü bir durumda olmazdık. kaos'a da sürüklememiş olurduk takımı.
    sezon sonu yollar ayrılır yeni hocayla yepyeni bir sayfa açardık.
    olmadı biri telefonu açmadı, diğeri ayağına gitmek istemedi olan yine her zaman olduğu gibi taraftara oldu.
    mancini ise hedef tahtasına oturtuldu. hem üzülüyorum hem kızıyorum. hem herkese kızıyorum hem de herkes için üzülüyorum.
  • 8528
    sabahattin ali'nin bir hikayesi vardır, adı kırlangıçlar. iki kırlangıç, şehrin kıyısında, ufacık bir derenin kenarında, dalları suya sarkan ihtiyar bir söğüt ağacının dalında konuşmaya başlamışlar. havadan sudan muhabbet ettikten sonra birbirlerine yarenlik* etmeye başlayıp, o ilkbahar ve yaz günlerinin nerdeyse hepsini o yaşlı ihtiyar ağacın dalında, muhabbet ederek birbirlerini tanıyarak, anlayarak geçirdiler. ve birbirlerine o kadar benziyorlardı ki. adeta birbirleri için yaratılmışlardı. yalnız ikisinin içinde de gizli gizli büyüyen bir korku ve aşılması güç bir his vardı: bir gün ayrılmak korkusu. ne bunu düşünmek istiyorlardı ne birbirlerine bunu söyleyecek cesaretleri yoktu. ne var ki bir gün gelip çattı ki, ikiside bunun böyle sürüp gitmeyeceğini anladılar. tam bu sırada söğütten bir sarı yaprak koptu ve yere doğru süzülerek düştü. krlangıçın biri ağzını açtı: "senden hiç ayrılmak istemiyorum" dedi fakat öyle bir rüzgar esti ki diğeri bunları işitemedi. sonbahar gelmişti. ikisi de içini çekti. ayrıldılar ve birbirlerini bir daha görmediler. fakat ikisi de söğüdü ve orada geçirdikleri ilkbahar ve yazı unutamadılar. ve ikisi de, böyle bir yaz geçirmemiş olan diğer kırlangıçlara tepeden baktılar. (çünkü azlıkta kalanlar çok olanlara nedense tepeden bakarlar)

    khaled hosseini'nin uçurtma avcısı diye bir kitabı vardır. başkarakterleri emir ve hasan'dır. emir annesini kaybetmiştir ama babası da varlıklıdır. hasan hazaradır ve o dönem her hazara çocuğun hor görüldüğü gibi hor görülür. hasan'ın babası emir'in babasının uşağıdır. emir hasan'ı nedense olmadık sebeplerden dolayı kıskanmaktadır. hasan ise emir için her türlü kavgaya girer, emir için yapılabilecek ne varsa yapardı. hatta tecavüz edilmek de bu "her şey"e dahildir. neyse. fazla spoiler vermeyeyim. emir hasan'ı çok kıskandığı için, bir gün saatini hasan'ın yatağına koyar ve gidip babasına saatinin olmadığını söyler. bir şekilde yolunu bulur ve hasan çaldı der. yerini de bulur gösterir. tabiki hasan'ın babası bunu kaldıramaz ve ordan ayrılmaya karar verir. emir, onun için her şeye katlanan çocuğa ihanet etmiştir. evet, ihanet etmiştir.

    neden bu hikayeleri yazdığımı ve az çok neleri anlatmak istediğimi anlamışsınızdır sayın büyüklerim. evet baba, ben seninle büyüdüm gerçekten. gördüğümde, sen konuştuğunda içim pır pır ederdi. "babam" derdim. hiç ayrılmayacağımızı, sana hiç kırgın olacağımı düşünmezdim. seninle ilgili yazdığım entrylerde (bkz: #1396617), (bkz: #1401192) haketmediğin bir şekilde gönderildiğinin, daha doğrusu kovulduğunu söylerdim. ama baba, söylesene sen bunları diyip; www.youtube.com/watch?v=iIk6y6G0H20 , bunu yaptın baba; https://pbs.twimg.com/media/BfzH-tGIIAAWa3j.jpg. nispet olsun diye mi, -ki yapmazsın- neden baba neden? hala bazen özlüyorum o saha kenarında duruşunu, göbeğini dahi özlüyorum. ama bundan sonra gelme. kesinlikle gelme baba. öyle şeyler yaşattınki uğruna ölmeye değer. ama gelme baba. bir sözün var orda da doğruyu konuşmuştun. demiştin ki; "her türlü kırılma kötüdür". her türlü kırılma kötüdür baba. dediğim gibi, o kırılmaların hiç geçmeyecek olması da.

    yaşattıklarıyla, yaptıklarıyla, her türlü benimsediğim, gönlümde başka bir yere koyduğum fakat bir daha galatasaray'a gelmesini istemediğim imparator.
  • 8530
    acaba bir daha ak(b)il adamlar görevi olursa kabul eder mi ? ama neyse siyasi konu bunlar.. ya anlamıyorum :) tff'nin çatısı altına girmek icin mi.. sahalara daldın, maç sonları saydırdın.. şike var mı, yok mu bunu bile hiç bir zaman doğru dürüst söyleyemedin neden ? bu aşkın katili sensin.

    edit: ya millet vekili olmaya karar verirsen yada siyasete atılmaya karar verirsen tüpçü partisinden aday ol, oyum sana.
  • 8533
    (bkz: #1455355)

    söyleşiye katıldık. hocaya yakın olmak farklı bir duygu. enteresan bir gücü ve havası var, direkt sizi etki altına alıyor. o yüzden kendi içimde var olduğunu sandığım kırgınlık, yıllarca ders dinlediğim sıralarda bir profesör yerine fatih terim'i görmemle bir anda yok oldu gitti sanki.

    sağlık çalışanları olarak bizlerin; yani doktorların, fizyoterapistlerin, masörlerin spor insanları için ne kadar önemli ve vazgeçilmez birer unsur olduğundan bahsetti genel olarak. kendi futbolculuk dönemindeki imkansızlıklardan örnekler vererek bugün geldiğimiz noktada kulüplerin ne kar şanslı olduğunu anlattı. iş ahlakı, disiplin ve çalışmanın önemini vurguladı. güzel bir söyleşiydi. son kısımda 3-4 kişinin sorularını cevapladı, ki bendeniz fırsatı kaçırmadan büyük kaptan'ın 17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı'nda uzatmaları çıkık omzuna sarılan bandajla tamamlayışıyla ilgili sorumu patlattım, hoca da "o takım öyle bir ruhtu ki, kimin başına böyle birşey gelse aynı cesaret ve his ile davranırdı" şeklinde cevapladı.

    1000 kişilik amfi ağzına kadar doldu ve ayakta kalan onlarca insan vardı. konuşmasında sözü eski çalışma arkadaşı ve kadim dostu, milli takımlar ve galatasaray'da doktorluk yapmış ve halen milli takımın sağlık ekibinde bulunan istanbul tıp fakültesi spor hekimliği anabilim dalı başkanı bülent bayraktar'dan aldı. bülent hoca konuşmasında "galatasaray'dan gidişleriniz ve dönüşleriniz oldu" gibi bir cümle kurdu ve imparator da konuşmasına "öncelikle gidişi değil gönderilişi diyelim" şeklinde imalı bir cümleyle başladı. hocanın kırgınlığı bu cümleyi kurarken ki yüz ifadesi ve ses tonundan bile anlaşılıyordu.

    özetle, güzel bir söyleşi oldu ve buradan da istanbul üniversitesi kagem'e bize bu fırsatı sunduğu için teşekkür ederim. fatih terim'le konuşmadan ölmemiş olacağım en azından. *

    not: beyler ümit davala uefa kupası yarı finali 2. maçı öncesi dizini traş bıçağıyla kestiği için ingiltere'deki leeds maçında forma giyememiş :((
  • 8535
    fatih terim floransaya gittiğinde ve takımın başına lucescu gectiginde, hasan şaş bir gol sonrası sevincini yeni hocasına sarılarak paylaşmış, akabinde de akşam terim hasanı arayıp "bakıyorum yeni hocanı pek sevmişsin, demek böyle artık, allah ikinizi mesut etsin" içerikli trip konuşması yapmış. bunu seneler önce hasan şaşın bir röportajında duymuştum.

    bu yüzden yukarda bahsedilen entry'nin (bkz: fatih terim/#1450205) doğruluk payı yüksekdir.
  • 8536
    he ya selçuk inan ve burak yılmaz sahada fatih terim istemiyor diye oynamıyorlar. kötü futbollarının sebebi tamamen fatih terim ama gel gör ki takımın teknik direktörü var. bir ton yardımcısı var. idari menajeri var. takımdan sorumlu yönetim kurulu üyesi var. başkanı var ama hiç kimse futbolcular üzerinde etkiye sahip değil. galatasaray futbol takımından kovulan fatih terim takım üzerinde etkili. bunu da fatih terim'i yermek için söylüyoruz. iyi de takımın teknik direktörü, teknik direktörün yardımcıları, menajer, yönetim kurulu üyeleri ve başkan hiç mi bir şey yapmıyor? bu kadar adam boşuna mı galatasaray futbol takımındalar. bu takımın parasını alıyorlar ama nedense hiçbir işe yaramıyorlar. eğer öyleyse kapatalım takımı gidelim. öte yandan takımda sadece selçuk inan'da ya da burak yılmaz'da sorun yok. aynı sorun drogba'da da var. sneijder'de de var. eğer onları da fatih terim etkiliyorsa zaten vazgeçtim takımı kapatmayalım fatih terim'in üzerine yapalım gitsin.
  • 8542
    babamdan sonra hayatımda ki en değerli adamdır kendisi,hadi bu başlığa da onu nekadar çok sevdiğimi tekrar tekrar yazmak istiyorum,sonra demirören'le beraber tokalaşması ve niteliksiz kişilerin galatasarayla ilgili eleştirilerine beraber güldükleri aklıma geliyor;yutkunuyorum...fazla bişey de yazmak gelmiyor içimden bu saatten sonra..."seni sevenleri çok üzdün" imparator,bu çok açık ve net.
  • 8543
    melo'yu zamanında senden benden çok savunan teknik direktör. gerçi semih'i bile kendi oynatmadı adam eksikti ondan ilk 11 başladı diyen tonla adam var. halisaha ya anasını satayım. terim melo melo diye bagırıp kıcını yırtarken biz wellington mu nedir onla kıyaslıyorduk melo'yu. şimdi takımda olsa yandaş medyaya ”bi susun aq” deyip savunurdu oyuncusunu emin ol. susarlardı da. neden koskoca galatasaray'da kimse çıkıp adam akıllı iki kelam edemiyor oyuncusu linç edilirken? arkadaşlar kusura bakmayında imparator görevinin başında olsa. daha dogrusu kovulmasaydı herşey çok farklı olurdu.
  • 8544
    galatasaray tarihinin en büyük hayal kırıklığı. hoca ne düşünüyorsun merak ediyorum, galatasaray'a dört bir koldan saldırılırken, yabancı sınırının gelecek sezon beş olacağı açıklanmışken , koskoca camianın önünü kesmeye çalışırlarken sen ne yapıyorsun? kimlerle iş birliği içindesin hoca? çıkıp konuşsana. melo senin en sevdiğin adamlardan değil mi? çıkıp konuşsana, oyuncunu savunsana. her devrin adamısın sen hoca, dibine kadar apolotiksin. göz göre göre galatasaray'a yapılan katliamlara ses çıkaramadın, yabancı sınırından dert yanıyordun, ne oldu hoca? para tatlı geldi değil mi? egon okşandı değil mi? vatan millet edebiyatı yapma bize hoca. şu ortamda kimlerle işbirliği içindesin ya yazıklar olsun sana.
  • 8546
    babam hep kil olurdu buna. sürekli tarti$irdik bu yüzden. ben toz kondurmazdim zira. babamla ya$itlar ve hali ile babam bu zatin hakkinda benden daha fazla bilgiye sahip.

    babam egolu insanlari hiç sevmez, zira kendisinde gram ego yoktur. sürekli hep kendi ihtiraslari yüzünden takimi yakiyor derdi de inanmazdim.

    2 yil üst üste $ampiyon olunca bir daha ki türkiye ziyaretimde parçaliya (5) fatih terim yazdiricam demi$tim.

    demek ki insanlar yanilabiliyormu$.

    senden özür diliyorum baba, sen daima hakliymi$sin.
  • 8548
    kendisi 2011-2012 sezonunda takımın başına geçmeden önce de arkasından atıp tutan, nezih insanlardan oluşan bir güruh vardı. takımın başına geçti, bu nezih güruh leş kargası gibi hocanın başında hata yapmasını beklediler. aradıkları fırsatı ilk olarak 6-1'lik madrid maçında buldular.

    akabinde milli takım olayı çıkınca ve ayrılınca çarmıha gerdiler terim'i. ama hiç mi sormadınız be arkadaş kendinize? ünal aysal neden fatih terim'in milli takım ile görüşmesine izin verdi? madem fatih terim'e ihanet etti diyorsunuz, bu ihanete vesile olan adamdan neden bahsetmiyorsunuz? bu ne perhis, bu ne lahana turşusu.
  • 8549
    pankart içimden geçenleri çok güzel ifade etmiş;
    fatih terim, başkanını ...
    https://pbs.twimg.com/media/Bkuf-hvCQAAA229.jpg

    şikeyi aklamak üzere atanmış patronu, hocanın hayatını adadığı takıma alenen saldırırken bu durumu nasıl hazmedebiliyor fatih terim, hayret ediyorum.

    türk futboluna külliyen zarar yıldırım demirören, aksini iddia edecek bir tane şerefli, onurlu insan yoktur herhalde.

    hal böyle iken, nasıl olur da bu adamla aynı yola baş koyarsın hocam, bu yaptığın sana yakışır mı?

    hadi federasyonun bütün kötü niyetini bir kenara bırakalım, milli görev verildi, hoca reddedemedi, milli duyguları ağır bastı diyelim. dilini de mi mühürledin hocam? daha önce dile getirdiklerini niye çıkıp söylemiyorsun, sessiz kalmak da mı milli görev oldu?

    biz en büyük galatasaraylı olarak seni bildik. en başta senin yedirmemen lazım galatasaray'ın haklarını.
App Store'dan indirin Google Play'den alın