resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 453
    birilerinin gönlümüzden silmeye çalıştığı imparatorumuz. fatih terim gölümüzde hep avrupa fatihinin imparatoru olarak kalsın istedik. bir iki yıllık acı bir tecrübe yaşadık. sinirlendik. ama bir şekilde o günleri unuttuk. tekrar imparator biblosunu parlattık, cilalattık ve kalbimizin en güzel yerine koyduk. şimdi frank rijkaard kovulup hele bir de kaptan tarafından altı oyularak kovulup yerine gelirse daha gelmeden taraftar nefret edecek. rijkaardın maç kazanamadığı bu kadro ile uefa kupası mı kazanacak? zaten bir şampiyon olmasın kendisine edilmeyen laf kalmayacak. bu sene şampiyon yapsa seneye uefa kupası isteyecek taraftar.**
  • 458
    ikinci galatasaray ve milli takım dönemi baz alınarak teknik taktik bilmez, saf motivasyona dayalı bir teknik adammış gibi gösterilmeye çalışılıyor uzun zamandır. fatih terim'in sinirli, hırslı yapısı sağolsun, galatasaraylıların sözlüğünde bile dile getiriliyor bu samimiyetsiz kötüleme.

    hani yaşınız yetmemiştir, izleyememişsinizdir... http://vimeo.com/3290726
  • 459
    bu takımın başına bir kez daha gelmemesi gereken efsane teknik direktör. ne kendisi yuhalanarak ayrıldığı ikinci tecrübesinden sonra aynı kulübe gelecek kadar omurgasızdır, ne bizler son gelişinde kovaladığımız adamı omuzlara alacak kadar omurgasızız, ne de galatasaray kulübü frank rijkaard'ı yollayacak, o kadar değerli bir adamı kovalarken fatih terim ile görüşecek kadar omurgasızdır.
    başı kıçı belli olmayan cümlemi sizler tekrar okurken, ben sözlerimi "eğer bu kadar omurgasızsak, 2000'li yılların maçlarını alıp depolar, özledikçe onları seyrederim" diyerek bitirir, günümüz futboluna, en azından türkiye bazında ara veririm.
  • 460
    sözlükteki hemen herkesin yaşının yetip, izlediği videolarla savunuluyor kendisi. üzücü. o zaman ben de türk telekom'un ceo'su kamil gökhan bozkurt'un bir sözüyle cevap vereyim:

    --- alıntı ---

    eskiden 9.98 koşan biri dünya rekoru kırıyordu. şimdi 100 metre finalinde sonuncu oluyor.

    --- alıntı ---

    10 yıl önceki, ana müsebbibi taktikler olmayan başarının üstüne bir şey koymazsan, kendini zerre geliştirmezsen, iyi galatasaraylı olduğunu bilen benim gibi adamlar da istemez seni takımının başında.

    bu arada 2000'e yaşı yetenler 2002-2003'ü unutmuş, o da enteresan da neyse.
  • 463
    gelirse bu orta saha ile onun da yapacağı bişey yok.
    ne yapacak ki mustafa sarp a pas yapmasını mı öğretecek ya da barış a, ya da servet e topla oynamasını, ya da aykut a kaleciliği...
    en fazla gelmiş olmasının verdiği gazla ve hırsla 3 maç kazanırız. ondan sonra tekrar eski sistemsizlik, karambol futbola devam. çünkü malzeme bu.

    kısır bi döngü bu yani.
  • 464
    galatasaray'a bu yönetim döneminde gelmez, bu yönetim fatih'i istemez.
    eğer gelirse, ortada ne adnan sezgin ne de adnan polat kalır. hepsinin üstünden buldozer gibi geçer.

    ayrıca, hocanın sezon devam ederken bir takımın başına geçmesi görülmemiştir. davul kendisinde, tokmak başkasında durumunda kalmaz.

    sakin olun, fatih terim galatasaray'a gelmeyecektir.
  • 466
    2002-04 yıllarında ne oldu?

    mondragon-kerem-mehmet

    perez-capone-bulent-emre-vedat- h.unsal *- vıctorıa-ergün

    fleurquın-batista-ayhan-bulent akın- hasan şaş- sergen- suat

    arif-umıt karan- serkan aykut- radu nıculescu

    iste bu kadroyla galatasaray şampıyonlar liginde 2.grup mucadelelerınde son maçta ofsayttan yedıgı golle ellendi..

    işte bu kadro ligde şampiyon oldu...

    takımın basında daha sonra besıktas'ı şampiyon yaptıgında "deha", shaktar'ı uefa sampıyonu yaptıgında "über hoca" denılen, o dönemin " romen çingenesi", "takımı futbolcular istediği gibi kuruyor" cumlelerıyle itham edilen lucescu vardı...

    bir nantes maçında oyuna soktugu fleurquin, umıt karan ve sergen golün içerisinde olup deplasmanda galibiyeti getirince, lucescu saygı kazanmıştı..

    ancak 2001-02 sezonu devre arasında g.saray fatıh terim'e gitti eklifte bulundu..

    belkide bu basının terim'i hoş göserme çabasıdır. çünkü takım ligde ilk yarıda 40 gol atmış lider, şampıyonlar liginde 2.turda 2 maç yapmış barcelona ile camp nou'da beraabere kalmış, roma maçında 90 artı 4'te gol yemiş berabere kalmışken ve diğer takımlarında galibiyetleri yokken mehmet cansun'un hocayı gönderip terim'i getırmek ıstemesı mantıksızlıktan baska bir şey değil..

    bence fatıh terım lucescu'nun arkasından iş çevirdi diye imajı zedelenmemesi için çıkarılan bir yalan.. çünkü terim" ben bir hoca görevdeyken transfer konuşmam" dedi diye onu yuceltici cumleler kurulmuştu.. aslında bu dahada beterdi.. yanı yönetım lucescu'nun kuyusunu kazsın,, kovsun.. tuttugunu söylediğin galatasaray'ın basarısızlığı olsun o zaman sana gelsinler yani sayın terim..

    ancelotti'nin fatıh terım milan'dayken yaptıgı ile fatıh terım'in lucescu'nun arkasından yaptıgının ahlaksızlık derecesi aynıdır..

    neyse asıl mesele terım'ın lucescu'nun onuruyla oynayan takımını bozup, o dönem komısyon aldıgı dedikoduları çıkan abuk subuk adamları takıma toplaması..

    terım basın toplantısında, "gece gören bir kaleci" dediği mondragon'un ve "benım on numaram belli" dediği sergen2in kalcagını söylemşti.. ancak daha sonra sergen'i kendisinin istemediği defalarca duyuldu..

    ilk sezon lucescu döneminde iyi oynayan emre aşık ve bulent korkmaz ikilisi bozuldu.. orda almaguer oynatıldı, vedat oynatıldı. ikinci yarıdada xavıer-bulent-h.ünsal uclusuyle oynandı, xavıer sakatlanınca vedat-bulent savunması oynatıldı..

    2.sezon de boer alındı.emre aşık kovuldı, besıktas'a gitti.. önce de boer- bülent oynadı.. daha sonra kötü sonuclar devam edince orhan ak ve ömer erdoğan'da dönusumlu kadroya girdi.. 2. yarı de boer ve bulent "genclık operasyonu" dıe takımdan uzaklaştırıldı.. ömer ve orhan göbekte oynadı.. kimi maçtada petre ikilinin arasında libero gibi oynadı..

    halbuki avrupa kupalarında 12 maç, ligde bilmemkaç maç oynamış bir emre-bulent ikilisi vardı.. bu kadar maceraya ne gerek vardı..

    lucescu döneminde savunmanın sağında capone ve perez oynardı.. perez terım gelmeden gitmişti.. ancak capone vardı.. hem de capone kendi getirdiği adamdı. ama gönderildi.. savunmanın sağına adam alınmadı..

    ilk sezon umıt davala sağ bek oynadı.. bır kaç maç mohamed sarr oynadı.. daha sonra sarr gönderıldı.. ikinci yarıda sag bekte suat usta oynadı. sonra savunmada 3'lü sisteme gecildi. xavıer'in sakatlığı ile mehmet polat sağ bekte oynadı..

    ikinci sezon davala ve mehmet polat gitti.. prates oynadı sağ bekte.. ancak hucuma çıkıyor dıye- ki modern futbolde danı alves'in maicon'un hatta gokhan gönul'un begenılmesı bu yuzdendır- prates kesildi tamas gibi saçma sapan bir adam orda oynadı..

    halbuki elınde capone gibi bir adam vardı. bu kadar maceraya ne gerek vardı.. ya da capone'u yolladın dıyelım, sag bekte 5-6 farklı isimin oynaması normal mi?

    lucescu'nun sol beki victoria, ergun ve hakan unsal'dı. hakan unsal kadro dışı bırakılınca, vıctorıa ve ergun sezonu bitirdi..

    terim döneminde 22 yasında takıma ısınmış vıctorıa pahalı diye gönderildi.. o pahalı vıctorıa gazıantepspor'da oynadı.. terım sol bekte 30 yasındaki ergun ve hakan unsal'ı tercıh etti..

    ikinci sezon orda hakan ve ergun dışında 32 yasındaki abdullah ve aslen stoper olan orhan ak'ta oynadı.. halbuki lucescu'nun adamı dıye vıctoria'nın gönderilmesine ne gerek vardı.. 2 tecrubeli adamın yanında tecrube kazanırdı.. ki bir sezon öncede catur cutur oynamıştıı..

    lucescu döneminde ortasahada fleurquin-ayhan- batısta- ergun- bulent akın- suat oynardı.. fatıh terım döneminde ayhan-batısta-ergun- suat takımda kalmıştı.. ayrıca takıma bulent akın kontenjanından cıhan haspolatlı katılmıştı..

    tamam guzel ama terım ortasahadada ıstıkrar sağlamamıştır.. ilk sezonunda her maç birisi ön libero mevkisinde görülmüştür.. hatta ordakıler yetersız görülüp umıt davala ortsahaya cekilmiş, çalımları, ara pasları ve dribligleriyle ön plana çıkan jorge felıpe oyun kursun dıye ön libero oynatılmıştır..

    ikinci yarıda felipe gitmiş.. volkan arslan alınmıştır.. bu sefer cihan-volkan bir kaç maç oynamış daha sonra yıne donusumlu oynanmaya baslanmıştır..

    fatıh terim'in neyın peşinde oldugu anlaşılmayan ikinci sezon ise ayhan-batısta-ergun- cıhan- volkan- petre- murat erdoğan ile oynanmıştır.. kımlerın oynadıgına gelınce ligde 3 maça bakalım peş peşe;

    denizli-gs batısta-ayhan
    gs-malatya petre-ayhan
    istanbul-gs petre-ergün

    bu üç maç rastgele sectiğim 3 maç.. volkan ve cıhan'ında oynadıgı maçlar vardı..

    lucescu zamanında sag kanadımız umıt davala'ydı. milan'a transfer oldu.. lucescu fleurquin'i de batısta'yıda o tarafta kullandı..tabı kı tam bir sağ açık gibi değil..zaman zaman perez'de burda oynadı.. sol kanattada hasan şaş oynardı ki alternatıfı yoktu. genelde fleurquin-ayhan-ergün-hasan dizilişi olurdu.. bunların arasına devre arasında batısta girmişti. sakatlanana kadar sergen yalçın oynardı.. bu zamanlardada çif ortasaha önlerinde sergen ve hasan oynardı..

    sergen'i istemeyen, fleurquin'le görüşmeyen zaten terim.. ayrıca takımın bir sağ açık ihtiyacı zaten vardı.. peki transferden tek sorumlu olan fatıh terım buraya adam aldı mı? almadı..

    iki sezonda sağ tarafta eski performansından uzak umıt davala'yı, felipe'yi, berkant göktan'ı, o dönem sol taraftan baska yerde oynamam diyen hasan sas'ı, fabıo pinto gibi topu aayagına alıp aut çizgisine kadar koşup auta çıkan bir adamı, eğer dunyada ağır futbolcu diye bir şey varsa tam tanımı olan bratu'yu, arif erdem'i ve sabri sarıoğlu'nu gördük..

    sol kanat ise daha vahim.. lucescu ile sol kanatta avrupa'nın tanıdığı, dunya kupasında dunya'nın tanıdıgı hasan varken, orda hasan'dan baska herkes oynadı.. ergün, murat erdoğan, abdullah, baliç, revivo, felipe.....

    forvet konusuna gelince.. umıt karan ve arif oyanrdı forvette.. lucescu zamanında.. arif erdem gol kralıydı.. yedekleri serkan ve radu nıculescu...

    terim radu ve serkan'ı yolladı.. daha iyisini getırecekti ya.. yetersız buldu sanırım.. cristian diye bir rapçi getirdi.. ileri ucta sallana sallana yuruyen bir forvet.. hemde ilk maçtan 11'e koydu..hemde bir sezon öncesinin gol kralı, 2002-03 sezonundada 5 maçta 7 gol gibi bir istatistik yakalayan arif'i kesip oynattı!! 5'te 7 yapan arif geri kalan 11 maçta 4 gol attı.. karıyerının zırvesınde bir futbolcuyu o sezon sakatlanmadığı halde 16 maç oynatmakta ayrı bir vizyon..

    o sezon önce cristian, arif, umit,fabıo pinto, baliç, berkant oynadı.. 2. yarıdada lukunku-umıt karan- arif-revıvo-fabıo pınto-berkant oynadı..

    lucescu dönemınde az gol atsada şampiyonlar liginde ligde attığından çok gol atan umıt karan, cristian transferıyle ilk yarıda genelde oynatılmamıştı.. ikinci yarıda ise 17 gole ulaşmıştı..

    2003-04 sezonundada forvet kaosu sürdü.. direkt oyanyan tek adam hakan şükür'ken yanındaki partnerleri hep değişti.. bir gun daha sonra gönderilecek olan lukunku oynadı, bir gün bratu, bir gün arif, bir gün necati, bir gün berkant oynadı..

    neyse ben bukadr uzun bir yazıyı kımsenın okuyacagını dusunmuyorum ama okuyanlar o döenmeki kahır anlarını hatırlamıştırlar...

    galatasaray 02-03 sezonunda 2. oldu.. fenerbahçe'den kadıköy'de 6 tane yedi.. beşiktaş'a 2 maçtada yenildi.. kupada malatyaspor'a elendi.. sampıyonlar liginde 4 puan toplayıp barcelona, l.moskova, c.brugge'un ardından sonuncu oldu..

    ertesi sezon rizespor maçına kadar fatıh terim takımın basında kaldı.. galatasaray terim gidene kadar ligde 26 maçta 41 puan topladı.. aynı anda fenerbahçe 60 puan toplamıştı.. kupada galatasaray kendi sahasında rize'den 5 tane yıyerek elendi. şampiyonlar liginde sociedat, juventus ve olimpiakos'un oldugu grupta 7 puan topladı. uefa kupasında 3.tur maçında vıllareal'e 2-2 0-3 skorlrıyla elendi..

    bu dönemde alt yapıdan tek bir adam çıkmadı.. oynayan sabrı sarıoğlu lucescu dönemıyle beraber a takımla antremanlarını yapan bır futbolcuydu..
  • 467
    çok canım yandı be...

    bize çok haksızlık yaptılar. hagi'ye çirkef dediler ki; o rakibi reklam panolarına çarpmasın diye tutmak için çırpınan adamdı. hala da ararım ama bulamam videosunu. arif erdem'e çirkef dediler, rol kesiyor dediler ama çok tekme yerdi. kavalına yediği tekmeden taç çizgisinde kıvrandığını hatırlarım. bizim için lugano neyse, fenerliler için bülent korkmaz oydu.

    kenneth andersson geldiğinde vay be demiştik sadece. ortega geldiğinde de öyle. giunti geldiğinde milan maçını hatırlayıp, kırık bir tebessüm belirmişti yüzümüzde. onlar olmasa da bizde umudumuz vardı. hep ona güvenip, ona sığındık.

    rakip "büyük başkan bizi bırakma." diye yürüyüş yaptığında, biz beyaz mendillerle protestodaydık. ne de asildik ama... biz hep itildik.
    konuşmak ihtiyaç olabilir ,ama susmak bir sanattır.* biz hep sanatımızı icra ettik. velev ki; bizden taraf köşe yazarları da bizim kadar sanatçıydı.

    hasılı; ortada bir yenilmiş hak söz konusu. başta galatasaray taraftarının, sonra yönetimin, sonra futbolcuların ve en çok da fatih hocanın.

    içimizden, dışımızdan, cephemizden, çakallardan helallik talep etse hakkı olan imparatordur. en büyük samimiyetimle iade-i itibar: imparatore.
  • 469
    rijkaard'ı çok ama çok sevip ona saygı duysamda bu yönetim anlayışıyla kendini mümkün değil burada kanıtlayamaz bu nedenle zaten futbol olarak ümidimi tamamen kestiğim şu anda sadece sadistçe bir dürtü olarak fatih hoca gelsin takımın başına bütün takımı kewell ve baros hariç tartaklasın. bu adamlara giydikleri formanın galatasaray forması olduğunu bir tek bu adam hatırlatabilir.

    ek not: gönül ister kendisi galatasaray'ın valdanosu olsun ama bu egoyla zor hocam.

    ek edit: olası yanlış anlaşılmalar için söyleyeyim kendisinin teknik direktör olmasını istemiyorum ama gelip birinin bu futbolcuları ciddi ciddi dövmeleri hatta sövmeleri gerekir. arada adnan biraderlere de kazara iki tokat gelirse iyi olur.
  • 472
    gelsede birşey yapamayacak olan efsane hocadır. şu an enkaz haline gelmiş, sakatlıklardan beli bükülmüş, özgüvenini yitirmiş, kulübüyle aidiyeti kalmamış bir futbolcular grubu söz konusu. gelirse belki yapabileceği en iyi şey, birkaç maçlık hoca değişimin getirdiği motivasyon olacaktır fakat sonra herşey eskiye dönecektir. sözün kısası şayet hocam gelirsen bu kadro, bu yönetim seninde başını yer.
  • 475
    gelir veya gelmez konusuna değinmiycem, sonuçta zaman her şeyin ilacı bekleyip görücez inşallah. fakat benim anlamadığım bazı taraftarların iki yüzlülüğü.

    ikinci fatih terim dönemi'ne değinerek fatih terim gibi galatasaray tarihinin en büyük başarılarını kazanmış bir teknik adamı tefe koyup, rijkaard'ı elinde malzeme yok diye savunmak nasıl bir mantığın ürünüdür?

    rijkaard'ın geçtiğimiz sezondan bu yana eline geçen futbolcuların hangisi fatih terim'in eline geçmiştir(ikinci dönemden bahsediyorum)?

    rijkaard'ın elinde malzeme yok da(ki vardır kimse kendini kandırıp hayaller kurmasın) fatih terim'in ikinci döneminde elinde çok mu malzeme vardı? bakın bakalım o dönem alınan futbolcularla rijkaard dönemi alınan futbolcular arasındaki farka.

    borç içinde yüzen bir klübü başarılı yapmak için çırpınan bir adamı bu kadar kolay yaftalayıp, rijkaard gibi galatasaray'ın ekonomik anlamda altın çağına denk gelmiş bir adamı savunanları allah'a havale ediyorum.

    keşke elimizde imkan olsa da; rijkkard'ı ikinci fatih terim dönemine, fatih terim'i de günümüz rijkaard dönemine gönderip izlesek bakalım rijkaard efendi neler yapabiliyormuş?
App Store'dan indirin Google Play'den alın