galatasaray'ın
yaşayan efsanelerinden biridir ve belki de en büyüğüdür. bu su götürmez bir gerçeklik olarak önümüzde duruyor.
tam bu noktada sıklıkla tekrar ettiğimiz bir mottoyu tekrar dile getirmekte fayda var. neydi o? hiç kimse,
galatasaray'dan büyük değildir. bu cümleden ben,
galatasaray harici kimse
tartışılmaz bir tabu değildir anlamını çıkarıyorum. yani galatasaraylılar yine galatasaraylıları eleştirebilir, beğenmeyebilir, tartışabilir, olumsuz düşünceleri varsa saygı çerçevesinde bunları dile getirebilir, onlara karşı serzenişte bulunabilir, gönül koyabilir vesaire vesaire. bu
metin oktay için de geçerlidir,
gheorghe hagi için de,
fatih terim için de. çünkü bu isimler
galatasaray tarihi için çok büyük anlamlar ifade etmekle, simge olmakla beraber en nihayetinde hataları, günahları olması çok da doğal olan
insan evlatlarıdır. bu bağlamda, asla tabulaştırılmaları söz konusu olamaz ve varsa hataların dile getirilmemesi, tersine olumsuz sonuçlar doğuracaktır kulubümüz için. belki bu tarz eleştiriler,
başka sarı kırmızı platformlarda galatasaraylılığı sorgulayıcı nitelikte görülüp, bu tarz fikir beyan edenler dışlanmaktadır; ama galatasaray'ın internet dünyasındaki
en demokratik ve en özgür kalesi konumundaki galatasaray sözlük'te bu tarz bir tutum sergilenmesi, en başta bizim savunduğumuz değerlere ters düşecektir. tabii ki bu konuda
iyi niyet çok önemli bir kıstas. yoksa demokratik özgürlüğü, kötü niyetle suistimal edip, eleştiri adı altında
hakaretamiz bir tavır içine girmek asla kabul edilemez.
fatih terim'in galatasaray'daki 3. döneminde gerek saha içinde gerekse saha dışında sergilemiş olduğu tavırlar, tutumlar, hal ve hareketler resmen
olgunluğun zirve noktalarına çıkmış olduğunu kanıtlar niteliktedir. ki ben şahsım adına,
fatih terim'in yüksek egosunun,
ders almam ders veririm tutumunun kulubümüze kazandıracak bir şeyi olmadığını düşünerek 3. kez başımıza geçmesini hiç istemiyordum. çünkü saygıdeğer hocamızın, ne yazık ki geçmişte gerek kulubümüz ile ilgili , gerekse de
milli takım ile ilgili bazı noktalarda tevazu sınırlarını aşmasından kaynaklanan
tercih hataları olmuştur. belki içinde bulunduğu zamanın
konjonktürü de buna yol açmış olabilir; fakat gerek
kadro tercihlerinde, gerekse de bu kadroyu oluşturma safhasında
transfer hamlelerinde hatalı olduğu dönemleri çok net hatırlamaktayız. gerçi yine söylemekte fayda var, belki gerçekten de imkanlar kendisinin istediği yönde değildi, ama hocanın seçimlerindeki
inatçılık ve asla geri adım atmayan tavrı bazı
olumsuz sonuçlar doğurmuştur geçmişte.
bu açıdan baktığımız zaman, özellikle bu son dönemde hocamızın dingin,
olgun, mütevazi bir anlayışı kendisine düstur edinmesi, zamanında yapılan bu eleştirilerin de kendisi üzerindeki pozitif tezahürleridir şeklinde bir
çıkarımda bulunmak da mümkündür. en nihayetinde
fatih terim an itibariyle takımımızın başındadır ve kendi deyimiyle sonuç her ne olursa olsun kendisi bizim gözümüzde hep kazanmıştır ve kazanacaktır.
günahıyla, sevabıyla, başarısıyla, hüsranıyla kendisi
galatasaray tarihine adını altın harflerle yazdırmış gerçek bir
simge ve dışımızdaki insanlar açısından
galatasaraylı denilince akla gelen
ilk 3 isimden birisidir. kendisi bizim teknik direktörümüz değilken bile bir rakip takım taraftarına
3 galatasaray sembolü say desen, ilk üçte kendisinin ismini zikrederdi. bir de işin bu boyutu var. bu gerçeklik de tarihteki değişmez yerini çoktan almıştır. kendisi üzerinden anlık değerlendirmeler, yada skor üzerine tahliller yapmadan önce aklımıza ve
vicdanımıza bu realiteyi hatırlatmak durumundayız.