an itibariyle başlığında yine bir galibiyet sonrası tek haneli sayıda entry bulunan teknik direktörümüz. st. johnstone'un tabi ki dengimiz olmadığı, olası bir elenmenin büyük facia olacağı gerçeğini de bir yere koymak gerekli. yani elememiz hayatın doğal akışına, kulüplerin büyüklüğüne göre gayet normal.
sadece bugünkü sakinlik için konuşmak gerekirse; nasıl ki zaten almamız gereken galibiyetin üzerine normal olarak yaşanıyorsa, dünkü çoğu maç öncesi 100'e yakın entry de aynı ölçüde anormal ve gereksizdi. ha tabi elenseydik de başlık bugün o sayılara ulaşşa o durumun yine kendi içinde bir sebebi ve tutarlılığı olurdu.
hala ve hala antrenman yaptırmıyor, oyuncu gelişimine etkisi yok temalı cümleler gırla gidiyor. ocak-şubat 2021 aylarındaki gedson adlı oyuncunun başlığına bakacak olursanız nereden çıktı bu adam, biz benfica'nın artığına maç temposu kazandıracak pilot kulüp müyüz sertliğinde veya daha yumuşak tonla tepki vardı. şimdi hoca öncülüğünde yönetim de topa tutuluyor alın bu adamı getirin, tüm bütçeyi gerekirse bu adama verin. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler adama ama işte hak teslim etme olayı hak getire. varsa yoksa nefret. eleştiri değil nefret.
ömer bayram'ın farklı bir pozisyonda oynamasını sağalayarak ondan verim almış (bugün ömerle niye sözleşme yenilendi diye evlatçılık safsatası üzerinden eleştiriliyor). düşünün yani yeteneği olmadığı düşünülen, evlat kadrosu diye uydurulmuş bir kavram kontenjanından oynadığı düşünülen düzeydeki adamdan performans almış ve burada da o dönem çokça övüldü ömer doğal olarak. o dönemlerde ayak tenisi icat edilmemişti ki oyuncu böyle bir değişim gösterebilmiş. icadının tarihi konusunda ayak tenisi uzmanı arkadaşlar bilgi verirse editlerim.
taylan'daki değişim ise verim almanın ötesinde direkt yeni bir pozisyona ilk 11 oyuncusu kazandırarak gerçekleşti. sınırsız değil ama az biraz bütçemiz olsa daha iyisini düşünür müyüz mesela taraftara bu soru sorulsa, "yerine oyuncu alalım" cevabı anketi kazansa bile oranı kesinlikle ezici olmayacaktır. yani bugün eleştirilmeyen, <caps lock> alay konusu olan <caps lock> antrenman metodlarıyla hücum ağırlıklı geçmişe sahip bir oyuncuya yepyeni bir pozisyon kazandırılmış. bu pozisyonda oynamanın antrenmanları taylan'a yaptırılırken ortada sıçan oyunu da icat edilmemişti sanırım. bu konuda da edite açığım uzman arkadaşlar dönüş yapabilir.
en güncel örneği en sona sakladım, muhammed kerem aktürkoğlu. güncelliği de tarihe not düşmek adına
12 ağustos 2021 st johnstone galatasaray maçının yıldızı olmasından geliyor. kerem kulüpte geçirdiği süre boyunca bireysel çabasıyla formunu yukarı taşımış yani antrenmanların katkısı yokmuş. sırf hoca takımın başından gitsin, o yüzden küçük veya büyük hiçbir katkısını, olumlu işini dillendirmeyelim adına girilen kılığa bakın ya.
maalesef ki yine yine yine konu dönüyor dolaşıyor nasreddin hocanın fıkrasına geliyor;
kazanın doğurduğuna inanılma safhası:
-baksanız kulüpte sözde 4 yıldır tek bir rahat maç bile izlenmemiş olması, oyun namına zerre kırıntı sunulmamış olması, antrenmanların ayak tenisiyle geçiştirilmesi, oyuncuların bireysel peformansları yerlerde, hepsi kulübede çürümeye yüz tutmuş, hiçbirine süre verilmemiş.
kazanın öldüğüne inanmama safhası:
-ardı geldi veya gelmedi ayrı konu ama fırtına gibi galibiyet serileri yapılması, devşirme oyuncularla kazanılan veya kılpayı kaybedilen şampiyonluklar/kupalar, somut örneklerle pek çok oyuncunun değerini bu kulüpte ve bu hocayla geçirdiği dönemde katlaması, hatta daha da önemlisi aynı oyuncunun aynı katkıyı başka kulüplerde verememiş olması. çünkü oyuncular gelişirken saksıda öyle bireysel olarak gelişiyormuş hocaların katkısı yokmuş.
bir tezi çürütmede tek antitez örnek yeterken ortada pek çok örnek var. ha tek örnek olarak alınacaksa da taylan'ın gelişimi alınıp gururla çerçeve yaptırılabilir. hal böyleyken insanları robot yerine koyarak, saha dışı hiçbir etken olmadığını göz ardı ederek, fatih terim takımlarında oyuncuların hiç gelişmediği yalanına insanlar kendini inandırmışsa, hayal dünyalarında yaşamaya devam edebilirler.
12 ağustos 2021 st johnstone galatasaray maçınını değerlendirmek gerekirse rakibin sikletine göre çok da sevinilecek bir durum yok ortada. kendi adıma öyle bir beklentim de yoktu çünkü zaten takımın sorunu olan temposuzluğun çözümünde yeni oyunculara ihtiyaç var. bu doğrultuda da bankalar birliği gözetilerek ileride harcanacak paralar yıllara bölünerek bugün harcanıyor. yeni transferlerden de gerçek anlamda katkı sağlayacak olanlar henüz transfer edilmedi, edildiyse bile uefa kuralları gereği kadroya yazılamadı. mesela yenilerden yedlin ile boey arasında aman aman bir fark yok gün itibariyle. saracchi ile pva arasında da öyle. kiminin sürati iyidir kiminin pozisyon bilgisi vs sonuçta artılar eksiler dengeliyor bir yerde. hepsi mevkisinin adamı. bu anlamda kadroya sadece berkan'ı ekleyebilmiştik geçen sene yerine oynayanla bugün fark yaratma açısından. onda da şanssızlığımız gedson'u o bölgede izlemiş olmamız. dilerim ki yanına gedson da gelir de tadından yenmez ikisinin sahadaki enerjisini takip etmek. yoksa arda yine arda, feghouli yine feghouli. arda hadi yine geçmiş hatalarından ders çıkarıp sahada işine bakmasıyla tempolu bir takımda yerli avantajı açısından da tolere edilebilir. maaşı da yine bu duruma uygun seviyede. keza babel de yine ileride top tutulması gereken sonuç maçlarında forvet yedekleyebilir bir şekilde. fakat feg hem maddi hem oyun anlamında hepsinden daha fazla lüks bu takıma.
iyi oyun oynamadık evet ama bunun sebebi zaten yerden göğe eleştirilen isimlerden başka kadroda oynatacak isim hala yok. takım yine geçen seneki takım. cicaldau'yu görelim, gedson veya muadili ismi görelim, sağ kanatta da tempolu oyuncuyu görelim, bu üçlü ile hem oynayacağımız oyun komple olumlu anlamda değişecek, hem de kadrodaki entryde saymadığım diğer el frenlerini de rotasyona düşürüp gereken hedef maçlarında o maça lazım olan dizilimleri daha sık göreceğiz. hamleler tutarsa ne ala, tutmazsa da zaten yol ayrımları gerekecektir buna şüphe yok.