resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 26526
    inanılmaz bir ''yetenek aşkı'' olan hocamız. elbette yeteneği herkes seviyor ancak hocada takıntı derecesinde. yani yetenekli futbolcunun kredisi bitmiyor hocada. feghouli gibi, babel gibi. eminim babel'i oynatırken hala ''lan acaba sağa çekip bir tane yapıştırır mı?'' diye düşünüyor. hep bu ihtimal için alıyor ama yok. olmuyor hocam. aynı yollardan geçmeye gerek yok. geçen yıl kendin istediğin halde devre arasında yollamadın mı bu adamı?

    kadro dışı bırak, kes at demiyoruz ama artık lütfen radikal değişiklikler yap hocam. biz de görelim, futbolcular da görsün bir şeylerin değiştiğini.
  • 26527
    4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçında sanki arda, feghouli,belhanda ve babel'i başkası oynatmış gibi kime sallasam diye kıvranıp durdu. başarı varsa onun, başarısızlık varsa hakemdir, yönetimdir, direklerdir, çimlerdir ama asla o değildir.
    tabii ki hakem hataları da olmuştur, yönetimde başarısızdır ama hocam elinden gelen şeyler içinde başkasına suç bulma. kadroyu bi gördüm, kan beynime çıktı. dedim döndü yine "ders almam ders veririm" diyen "inadım inat" abidesi.
    istifa mı? asla, o kadar da değil. sadece eski fatih terim ol yeter. hatalarından (çabuk) ders alan, formayı hakedene veren, en kritik maçta 17 yaşındaki çocuğu gözünü kırpmadan sahaya süren, kriz anlarında çözüm üreten hoca.
    bir maç kilitlendimi, hoca da kilitleniyor. inadım inat aynı oyuncular, aynı taktik 90 dakika inatla aynı şeyleri deniyor. misal çok mu zor topu rakibe bırakarak yarı sahana çekilip kontraatak oynamak. yada bütün rakipler bize önde basma taktiğini çözmüşken yüksek top oynamak. duran top çalışmak.
    bir sözümde muhalefete, sırf çakalların eline düşmesin diye kulüp, şu yönetimin basiretsizsizliğine, beceriksizliğine göz yumuyoruz taraftar olarak
  • 26529
    burda kadro kötü hoca ne yapsın diyenler aslında terim’i savunduklarını sanıyorlar ama tam tersi hocaya hakaret ediyorlar.
    sürekli ama yönetim transfer yapmadı savunması kabak tadı vermeye başladı.
    biz de biliyoruz takımın transfere ihtiyacı var ama dün oynanan kasımpaşa maçında oynanan oyunun transferle ne alakası var acaba?
    kasımpaşa kadrosunda kim var alıp takıma koyacaksın mesela? forvetleri bile takımla tek antremana çıkmış, orta sahada aytaç kara ve en önemli silahı hocanın beğenmeyip gönderdiği yusuf.
    hoca elindeki kadro ile kasımpaşa’nın üstesinden gelemiyorsa o zaman hocanın melekelerini sorgulamak lazım. sonuçta iyi hoca kısıtlı imkanlarla başarılı olmaz mı? hoca sahadan uzaklaştı. hep bir bahane arama derdine düştü. eskiden bunlar hırslandırırdı. radikal kararlar alırdı.
    donelim maça (bkz: 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı)(bkz: 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı)adamlar ilk yarıda resmen kalemizi bombardımana tuttu. ikinci yarı koşup,pres yapip blzl kitlediler.
    neredeyse mac boyu tehlikeli atagimiz yok.
    bakin yanilginiz surda. terim son gelisinin 4. sezon basinda.
    yani muhtemel elinde oturmus bir kadro olmasi lazim. en azindan ne yaptigini bilen, defanstan topla cikmayi ogrenmis, gol pozisyonuna girecek organizasyonlara sahip olmasi lazim.
    4 senedir ayni oyuncular antreman bile yapsa bir oyun sablonuna sahip olur.
    ama biz de her sene oyun geriye gidiyor.
    kimse ne hucumda ne defansta ne yapacagini bilmiyor.
    herkes yetenekli oyuncularin dogaclama bir seyler yapmasini bekliyor.
    transfer neden yapilir? oturmus takimin eksikleri icin yapilir. bu takima kim gelirse gelsin 3 mac sonra bu sistemsizlikte kaybolup gitmeye mahkum.
    ben ne olursa olsun bu kadronun ligin ustunde oldugunu dusunuyorum. defans, bekler ve orta saha ligde normalde 2-3 maç dışında oyunu hükmetmesi lazım ama nerde her maç ızdırap her maç kabus.
    bu takımın özellikle terim’in transferden ziyade akıl transferine ihtiyacı var.
    hep aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar alamazsınız.
  • 26530
    4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçının yaklaşık son 5 dakikasında, takımını sahada yalnız bırakan (üstelik kopmuş bir durum yok. skor 1-0) teknik direktör. maç sonrası verdiği demeçte ise her şey benim suçum söylemi ile, birinci anlamında trip atmıştır. j.f.k. suikastı aklına gelse, onu da ben yaptım diyebilirdi büyük olasılıkla.

    üzücü. türk futbolunun en başarılı teknik direktörünün içine düştüğü bu hal, en az bu maçta kendi futbolcularına ve galatasaray taraftarlarına yaptığı terbiyesizlik kadar üzücü.
  • 26531
    oynatmaya karar verdiği oyunu sevmiyorum. türk futbolunda kendisiyle özdeşleşen önde presten vazgeçmiş olmasından fena halde rahatsızım. avrupa'yla makasın aşırı açıldığı yönündeki sözlerine şiddetle katılmıyor, bu konuda kendisinin işaret ettiği ufuklara mütenakız bir tavır takındığını düşünüyor, doğru planla ve iyi bir organizasyonla çok iyi işler yapabileceğimize inanıyorum. özellikle yaşı kemale ermiş yerli futbolculara (şener, jimmy) güvenerek kadro mühendisliğinde fahiş hatalar yapabildiğini düşünüyorum. eskiden çok daha cesurca vurabildiği neşteri vurmakta artık geç kaldığını düşünüyorum.

    buraya kadarki kısım birçok taraftarın, "fatih terim taraftarı" olarak itham edilenler de dahil, zaten kabul ettiği eleştiriler. galatasaraytarihinin en büyük efsanesi hakkında konuşulduğunun şuuruyla üsluba dikkat ederek bu konularda kitap yazılsa itiraz edilmez. bunlara dayanaksız itiraz eden de hakikaten itham edildiği gibi biat kültürüyle hareket ediyordur.

    ve fakat rahatsız edici olan, insanı çileden çıkaran bu eleştiriler değil. birincisi alelade bir insandan bahsediyormuşçasına takınılan üslup. ikincisi eleştiriler inşa edilirken bilerek veya bilmeyerek gözden kaçırılan ve insaf sınırının aşılmasına yol açan önemli noktalar. üçüncüsü de hoca döneminde yaşanılan başarıların yarattığı özgüvenin sınırları aşarak kendini bilmez bir kibir haline bürünmesi.

    üslupsuzluk hayatımızın her alanına tecavüz etmiş devasa bir problem olduğundan oraya hiç girmiyorum. gözden kaçırılmasıyla insaf sınırlarının aşıldığını düşündüğüm noktalarla başlıyorum.

    bu kulüp, bir daha seçilme hırsıyla hareket eden başkanının ihtirasları uğruna 2017yazında tarihinin muhtemelen en büyük kumarını oynadı. ihtiyat akçesiyle, kariyerinin sondan bir önceki durağına gelmiş kaliteli futbolcuların ağırlıkta olduğu bir kadro kurup "rest" dedi. her parçada en garanti yolu tercih edip en önemli parçada yanlış hamle yaptıklarını gördüklerinde çalınabilecek tek kapıyı etekleri tutuşarak çaldılar. bu kumarı hoca oynamadı, oyunun yarısında "hocam yetiş kaybediyoruz" denilerek çağrıldı.

    bugün çoğunluğun "ligde şampiyon olsak ne" dediği, bazılarımızın daha da ileri giderek "şampiyonluk umrumda değil, artık gitsin" noktasına varabildiği o 2 şampiyonluk bizim için başarı bile değildi, zorunluluktu. o şampiyonlukların maddi gelirleri kasamıza girmeseydi ne hale düşeceğimizin simulasyonu az aşağı semtimizde, dolmabahçekıyılarında duruyor. dolayısıyla hiç öyle "lig şampiyonluğu da ne ya, ne oynadığımız belli değil. olmaz olsun öyle şampiyonluk" diyebileceğimiz bir lükse sahip değiliz. uzunca bir süre olacağa da benzemiyoruz.

    bu 2 şampiyonluk kazanılırken neler olduğu da sanırım unutuluyor. n'diaye satıldı, tarzının çok dışına çıkıp donk-fernando'lu bir orta sahayla pragmatist davranmak zorunda kaldı. "ben sol bekte sağ ayaklı futbolcu kullanmayı tercih etmem" cümlesini kurduktan 1 ay sonra, transferin son gününde kişisel bağlantısıyla sağ ayaklı nagatomo'yu almak zorunda kaldı. dışarıda bırakılmış donk'tan, garry rodrigues'ten, linnes'ten, sinan gümüş'ten sineğin yağını çıkarırcasına verim aldı, almaya mecbur olduğumuz şampiyonluğu aldı.

    sonraki yaz, garry satıldı, yeri kiralık ve son birkaç ayı oynamadan geçmiş onyekuru'yla dolduruldu. tahtanın kapanmasına yarım kala yeni forvet alınacağı vaadiyle kandırılarakgomis satıldı, tek santrafor eren derdiyok'la 3 kulvarda cepheye sürüldü. devre arasında "bekleyin, yazın satalım. parasını da yaz aylarında daha verimli kullanırız" denilmesine rağmen ozan kabak satıldı, istifanın eşiğine getirildi. bütün ocak ayı boyunca verdiği listede, türlü skandallar yaşanarak transfer başarısı sağlanamadı, yan semtten santrafora 10 milyon euro gömüldü. içeride tüm bu kaos yaşanırken dışarıda ağzını açsa asgari cezayı 3 maçtan başlatan federasyona karşı hemen hemen tek başına bir psikolojik savaşı yürüttü. kan gölünü yarattı, içinde yıkandı, elinde yine şampiyonluk kupasıyla çıktı.

    6 ay önce 10 milyon sayıp aldığı, yarım devrede 11 gol atan forveti için "tek hedefimiz diagne'yi satmak" demecini verenlerin galatasaray'da transferi yöneten kişiler olduğu bir ortamda 2019 yazının faturasının ne kadarı hoca'ya kesilir emin değilim. ama diyelim ki tamamı kesildi. sezon başladıktan 2 ay sonra hatasını kabul etti, "ocak'ta değişeceğiz" dedi. takımla adamakıllı çalışma fırsatını bulduğu ve sadece 2 kiralık genç transferi yapılabilen ocak ayından, arada da "fikir ayrılığı olmaz, fikir ayrılığı olursa yol ayrılığı olması gerekir" sözleriyle tehdit ve tahrik edilen fatih hoca yepyeni bir oyunla çıktı, pandemi arasına kadar doludizgin devam eden ve bizi ligin zirvesine kadar taşıyan bir dönemi yaşattı. pandemiden rezil bir durumda döndük, bir kaleciyi kaybetmekten çok daha fazlasını ifade eden bir kayıp yaşadık ve sezonu çok kötü bir yerde bitirdik.

    24 temmuz 2020 günü 2019-20 sezonunun son maçını oynadığımızda, allame-i cihan futbol ulemasından 10 yaşındaki çocuk taraftarına kadar herkesin farkında olduğu orta saha ihtiyacı, transfer döneminin bitmesine 24 saatten az kalan şu saatlere kadar giderilmedi. transfer yapmayı geçtik, 1 başkan, 2 başkan yardımcısı ve teknik direktörün olduğu toplantıda transfer hedefi olarak verilen liste, 2 tane gazeteci eskisine ertesi gün servis edildi. tüm bunlara rağmen yine "gık" demedi, "eldeki kadroyla da yarışırız, en iddialılardan biri oluruz" dedi.

    şimdi, oturup "ya hoca babel'le ne hayal ettin allasen" diyebiliriz. "emre mor'dan olmayacağı çok belli değil mi, niye vakit kaybediyorsun bununla" da diyebiliriz. "arda ne be hocam" diye sitem edebilir, kızabiliriz. takımın en kritik mevkilerinde sürekli isim değişikliği yaşanmasından ve en çok da bu sebeple bir oyun oturtulamamasından şikayet de edebiliriz. ama sanki 3 senedir başarısızlık yaşanıyormuş gibi, çok geniş imkanlar saçma sapan kullanılıyormuş gibi, her istediği olan bir adamın istedikleri bize büyük rezaletler yaşatıyormuş gibi çığırtkanlıkyapamayız, yapamazsınız.

    25 senedir, devamı gelmeyeceği belli 4 şampiyonluk (2001-02 lucescu, 2005-05 gerets, 2007-08 kalli, 2014-15 hamzaoğlu) haricinde tüm başarılarınızı yaşadığınız hocaya, hem de şampiyon olamasak kıçımızdaki dona kadar kaybedeceğimiz bir durumda "böyle oynadıktan sonra şampiyon olsak kaç yazar" diyemezsiniz. istediği alınmayan, istemediği alınan, satılmamasını istediği satılan, satılmasını istediği satılamayan bir adamı 2'sinde şampiyonluk kazanılmış 3 senenin tüm kötü taraflarının sorumlusu olarak ilan edemezsiniz. "ben artık çok sıkıldım yeaa, yerine genç hırslı avrupalı bir teknik adam gelsin" diye küstahça istekler belirtemezsiniz. tüm bunlar söylenirken "ne fatih terim düşmanlığı be, eleştirmek de mi suç" hiç diyemezsiniz.

    he, "devri geçti, modası bitti" diyebilirsiniz bak. bu başlıkta 2010'larda da çokça söylendi. "devri geçti" denen adam 2013'te şampiyonlar ligi'nde yarı final kovalarken o satırların sahipleri "imparatooğğğr" çığlıkları atmakla meşguldü. 90'larda, 2010'ların başında ve 2010'ların sonunda kaç farklı jenerasyonla, kaç farklı şekilde başarılı olabilen fatih terim'in devri geçiyor da düşmanlığının devri hiç geçmiyor çünkü.
  • 26533
    3 günde 1 mac yapınca hoca ve takim nedense zorlanıyor. normalde fatih terim takımları böyle sorunlar yaşamazdı.

    hoca gecen sene ocak ocak diyip durdu ama ocaktan sonra pandemiye kadar muhteşem oynattı.

    şimdi yine 21 günde 7 maç yaptık epey hırpalandık. şimdi 1 hafta 1 maç dönemine giriyoruz.*

    1 hafta 1 maç durumunda iyi olduk son yıllarda.*

    bütün umudumuz kendisindedir. o yaparsa yapacak.
  • 26534
    7. transfer döneminde de istedikleri olmayan hocadır. seri,lemina,onyekuru gibi banko oynayan adamların gideceği 1 sene öncesinden belliyken ve hoca yerine alınacak genç adamların listesini yönetime vermişken transfer yapılmayan takımımızın hocasıdır. belhanda ve feguli kendi oyuncusu değildir.ne yazıktır ki bu adamlarda aldıkları parayı başka bir yerde alamayacaklarını bildiklerinden gitmek istemiyorlar.öyle yedek bırakılsın oynatılmasın demekle de olmuyor. yıllık amliyetleri 8m üzerinde bu arkadaşların. falcao gelmeden önce hocaya soru sorduklarında bana kalsa stoper derim bir orta saha daha lazım derim demiştir ve istemediğini beyan etmiştir.ama kameralara görünmeyi seven yöneticilerimiz falcao transferi kendileri yapmıştır.akşam pazarı bekleyelim nasıl olsa fiyat düşer diye diye transfer sezonun bitmesine saatlar kaldı sonuç ise koca bir sıfır.ayırca 40 maçlık sezonda tabiki yenileceğiz kötü de oynayacağız ben işin bu kısmına takılmıyorum. benim takıldığım nokta arka kapıdan kaçanlardır. iyi olunca resmi siteden fotoğrafları paylaşılan ama kötü günde ses çıkarmayanlardır. öyle hoca bıraksın gitsin gibi komik saçma düşüncelere kapılmasınlar. hoca yokken neler olduğunu hepimiz biliyoruz. arkandayız hocam sevgimizin de kredimizin de sınırı yok.
  • 26536
    genç fatih terim vs yaşlı fatih terim;

    genç terim disiplini, taktik esnekliği, hırsı ve gözü karalığıyla yaşlı terim'in önündedir. bugün seçme şansım olsa; takımın başına genç terim'i mi yaşlı terim'i mi getirirsin ? diye sorsalar düşünmeden genç terim'i isterim.

    genç terim icabında hakan şükür, mijatovic, bülent korkmaz, hakan ünsal, ümit karan vs. gibi oyuncuları gözünü kırpmadan kadro dışı bırakıyordu. hatta 3. döneminde riera ve melo'yu da düşünmeden kadro dışı bıraktı. bu oyuncuları kadro dışı bırakırken hiç bir zaman galatasaray'ın bol alternatifli, über kadrosu yoktu. ne zaman ki 3. terim dönemi sona erdi, demirören-milli takım-selahattin vs. skandalları yaşandı, fatih hocaya bir haller oldu. cesareti kırıldı, yönetmeye/liderlik etmeye değil de idare etmeye başladı. 19/20 sezonunun son 10 haftasında 1 galibiyet çıkarabilen galatasaray'da fatih hoca çıkıp ''gemiyi limana yanaştırmaya çalışıyoruz'' dedi. bu normal şartlarda fatih hocadan duymayı beklediğim bir açıklama değildi. gençliğindeki cesareti ve gözü karalığı olsa inanıyorum ki başta feghouli ve belhanda olmak üzere en az 4 oyuncuyu kadro dışı bırakırdı. ancak gel gelelim kadro dışı kalması gereken kim varsa banko 11 oynuyor. alternatifsizlik, şunluk bunluk bahane değil. galatasaray bu oyuncularla da kötü oynayıp puan kaybediyor, oynamasalar da en fazla kötü oynayıp puan kaybeder.

    fatih hoca düşmanı değilim, düşmanlık veya kin besleyecek biri de değilim. galatasaraylıyım. galatasaray ise benim için bütün isimlerden makamlardan mevkilerden üstündür. fatih hoca bu şekilde ''idare etmeye'' devam edecekse teşekkür etme zamanımız gelmiştir. bize düşen ''genç fatih terim'' bulabilmek. saygılarımla.
  • 26537
    istediği oyuncuların alınmadığı efsanemiz. hocayı çok severim evet son üç maç bize yakışmayacak top oynadık. önceki maçlarda güzel saha parselleyip hızlı çıkarak bir çok pozisyona girip maçları kazandık. sezon başı üst üste bir çok maça çıkınca takım ne yazık ki bozuldu. önümüzde daha güzel bir fikstür var ve dinlenerek oynayacağız. devreyi lider bitireceğimizi düşünüyorum. istifa etmesin emekli olana kadar başımızda kalmalı bence. ama zaten fayda sağlayamayacağını düşünürse istifa edecektir. tek vasfı burada atıp tutmak olan skor ve transfer taraftarına yazıklar olsun. bu takım ondört sene şampiyon olamadı bu kadar itin bir tarafına sokulmamıştır. gerçek hayat fm yada fifa değil. hoca hazır olan genç oyuncuyu zaten oynatır. oyuncu formayı alacak bir sürü örnekte var. genç oyuncu diye atıp tutmak kolay.
  • 26538
    kimse kusura bakmasin ama iki senedir ya bahanelerle, ya da gundem degistirmeler ile ugrasmaktan esas isini yapmayan/yapamayan efsanemiz.

    elindeki kadro rakiplerimizden birinde olsa hepimiz ic gecirecekken bu kadro ile oynanilan oyunun hayal kirikligi olarak kalmasi, dahasi 3 senedir ayni problemleri cozememis olmasi tamamen kendisine eksi yazar. baska bir sey degil.

    ayrica fatih hoca, saha disi ile ilgilenmeyi saha ici ile ilgilenmekten daha kayda deger buluyor uzun suredir. ve bu sebeple surekli oyuncularini gerek ocak ayini isaret ederek, gerekse elimizdeki kadro bu diyerek hedef gostermekten cekinmiyor. benim kisisel kanaatim kendisinin kisa surede baskanliga aday olup hocaliktan cekilmesinin dogru oldugu yonunde. insallah mevcut konsantrasyonu ve ilgisizligi ile galatasaray`a zarar vermeden hem kendisi hem de camiamiz icin dogru olani yapar.
  • 26539
    yönetim üzerinden aklanmaya çalışılmaması gereken efsane. yönetim transfer işinde sınıfta kaldı mı? kaldı. sofiane feghouli, ryan babel, radamel falcao, mbaye diagne, younes belhanda gibi isimler takımda kaldı mı? kaldı. bu oyuncular takımın maaş yükününü çok büyük bir kısmını oluşturuyor mu? oluşturuyor. hoca bunlara sezonun geri kalan 7 maçlık kısmında yeterince şans verdi mi? verdi. verim alındı mı? hayır. o zaman hoca efsaneliğinin hakkını vermeli. farklı bir şeyler ortaya koymalı. yine başarısız olsun, isterse beşlik olalım önemli değil. hoca denedi deriz. elindekilerle bir oyun planı oluşturmaya çalıştı ama malzeme kaliteli olmadığından olmadı deriz. hiçbir şey yapmamak hocaya yakışmaz. ne oyun planımız var, ne de başka bir şey. bu durumda hoca da suçludur bana göre. tek taraflı bir sorun değil bizimkisi. yönetim de hoca da futbolcular da suçlu. tek suçsuz olan galatasaray'ı ölümüne seven bizleriz.
  • 26540
    kariyeri boyunca sorunlarla bogusan, sorunlari cozmekte ustalasmis aslan hocamiz. yalniz soyle de bir gercek var ki, kendisi kaostan besleniyor. son 15 yilda gerek bizdeki farkli donemlerde hocalik kariyeri, gerek milli takimdaki farkli donemdeki hocalik kariyeri, cok benzer seyretmekte. goreve getirildigi donem bu 2 takim da dibi gormus, bastan asagi batakliga saplanmis haldeydi. gelir gelmez de hizlica etki etmesiyle, isleri toparlamasiyla takdir kazandi. basariya da ulastirdi takimlari hep, ne hikmetse bir sure sonra da aldigi hale geri getirdi, kendi kaosunu yaratti. ailesine, taraftara, oyuncularina karsi sevecen bir insan, lakin yoneticilerle, federasyonla, hakemlerle, medyayla da bir o kadar uyumsuz, italya'da da yasadi aynisini malum, adamin karakteri bu, gecimi zor bir insan belli ki bu konuda. o kaostan da acikcasi kisa sure sonra hep ayrildi, yani kendi doneminde gerceklesen kaosu temizleyebilme sansi bulamadi. ta ki bu 4. donemine kadar, gectigimiz sezonun kis doneminde de sampiyonlar ligindeki rezalet ve ligdeki tepetaklak durum sonrasi ayni su anki cumleler bire bir yazildi. ben de ne yazdigimi cok net hatirliyorum, bir kez de olsa bakalim kendi kaousunu da temizleyebilecek mi bu sansi verelim kariyerinin bu doneminde demistim, ligin devre arasindan sonra da cidden harika bir donus yapmisti. 4 senedir belki de oynattigi en guzel futbola ulasmistik, lakin pandemi yuzunden sadece 9 macta kaldi bu. pandemi sonrasi ise gene benzer boktan kaos ortami. 2020/21 sezonu baslangicinda da saman alevi gibi 4 maclik iyi performans, lakin sadece 1 haftada tepetaklak olunmasi ve tamamen ayni kaos.

    hocama asla kotu bir soz soyleyemem, yani elestirilecek tonla mevzusu var, kastim bu degil. ayrilmasini falan da asla istemem, bir sekilde devam edecegiz, kac yildir galatasaray'i izliyoruz, malesef bizdeki bu kaos durumu kendisine has da degil. biz gene bir sekilde burnumuzu boka sokariz o olmasa da, kac adam geldi gecti, genelde hep ayni goruntu oluyor sonunda. ne olursa olsun kusmeden devam etmeliyiz, kesinlikle eski enerjisi yok, eski karakteri yok. ozellikle son milli takiminda bile aslinda asla terim takiminda olmaz diyecegimiz seyler gormustuk, nedense hoca kendi dsiplin seviyesini terketti kariyerinin bu doneminde. bizdeyken de asla gormeyiz dedigimiz seylerini goruyoruz, ruhsuz oynayan, silik performans veren adamlari israrla tutuyor, oynatiyor, genclere sans vermiyor, hatta bazilarini medyanin onunde yiyor, nester vurmuyor, yaptiklariyla soyledikleri uyusmuyor. kendi adima beklentim, her ne yapiyorsa dusunuyorsa birakmali, bu adam kendini ispat etmeye zorlandiginda kendi karakteriyle basarili oluyor, yani hocaligi sorgulanacak, yetersiz denecek, sadece motivasyon denecek ki sinirlensin, motive olsun. su an o asamaya yine gelindi, kendi taraftari bile bunlari yazip ciziyor, tek yapmasi gereken alisik oldugumuz fatih terim olarak cevap vermesi, sert durmasi, dsiplini tekrar getirmesi.
  • 26542
    bağıra bağıra gelen hatalarla, bile isteye yapılan ihanetlerle, yönetimi asla hak etmeyen kişiler yüzünden efsanesi olan bu kulüpten hak ettiği saygıyı görmeden gitmek zorunda kalırsa futbola dair yaşadığım en üzüntülü anı yaşarım muhtemelen.

    işin en acısı aynı renkleri desteklediğim ve bu anı görmek için deliren kişilerin de olması..

    bundan sonrası zor hoca için. şapkadan çok tavşan çıkarttı ama ne şapka kaldı ne tavşan ne vefa.
  • 26543
    hiç kimsenin isteğiyle hiç kimseyi dışarda bırakmayacak hoca.

    yani biliyorum, hepiniz istiyorsunuz ki bugün soso'ya, arda'ya kadro dışı desin. diyebilir mi, diyebilir. mesela geldiği sezonun hemen ertesi sezonu, üstelik daha genç olan feghouli'yi eylül-ocak arası hiç kadroya almamıştı, daha öncesinden bahsetmiyorum, bu döneminden bahsediyorum.

    planı yok vesaire diyenler ffp'yi unutuyor olmalı. hoca neden sabır istiyor her sene?

    mesela düşünün, biz bu yıl ligde antep, başakşehir, fb ve kasımpaşa'yla oynadık değil mi. evet. yediğimiz gol sayısı kaç? 2. ve ikisi de jeneriklik goller. başakşehir ve fb'den gol yemedik. kademe hatalarıyla, yan top hatalarıyla, pozisyon hatalarıyla gol yemedik. üstelik fatih gibi bir kaleciye rağmen.

    peki neden? çünkü adam stoperde 1.5 yıldır aynı adamlarla oynuyor. tandemini oturttu. defansif anlamda büyük sorunları yok.

    nereyi oturtamadı, orta sahadan başlayan hücum hattını oturtamadı. neden? çünkü sürekli omurga değiştiriyor, sürekli takımın alışkanlıkları değişiyor. elinde bir tane onyekuru ve seri olduğunda, üstelik geçen yıl ilk dönemki duruma rağmen yine ligin içinden geçiyor hoca mesela.

    hoca niye belhanda'da, feghouli'de ısrar ediyor? çünkü galatasaray yönetimi alternatifini getirmiyor arkadaşım bu kadar basit. daha önce bu genç oyuncu fetişiyle ilgili çok entry'im var, bak şu an sözlükte linnes'e küfreden adamlar geçen yıl aynı dönemde fatih hoca'ya linnes'i nasıl dışarda bırakırsın diye küfrediyordu. hazır olmadan oynatırsa yine küfredeceksiniz bilmiyor muyuz?

    istiyorsunuz ki daha önceki teknik adamların donk'u, sneijder'i kadro dışı bıraktığı gibi hoca da her kötü performans gösteren topçusunu silip atsın. ee? galatasaray yönetimi alternatifini getirdi mi? belhanda gitti, kim oynayacak ortada? onyekuru olsa bugün arda mı oynar? hoca bu adamları kazanmak zorunda, eli mecbur. yoksa çok kolay, hemen kadro dışı bırak desen ben de kadro dışı bırakırım babel'i, falcao'yu, arda'yı, soso'yu, belhanda'yı, taşdemir'i, fatih'i falan.

    bırakırım da, 40 maçı kimle oynayacağım ben? gomis gittikten sonra 6 ay forvet getirmeyip, sonra da kendi çıkardığım gencecik stoperi satıp, ordan gelen parayı 6 ay boyunca forvet bulamadığı için gidip diagne'ye gömen yönetime mi güvenip vazgeçeyim bu adamlardan?

    eğer yerlerini dolduramıyorsan ki dolduramıyorsun, elindeki adamları kullanmak zorundasın, başka çaren yok.
  • 26547
    transfer konusundaki fiyaskodan dolayı yönetimi eleştirdik iyi güzel ama hoca da hiç masum değil bu konuda.

    'satarken de mahir olmalıyız, satma konusunda çok becerili değiliz' benzeri açıklamaları var hocanın. evet, katılıyorum. üç beş yıldır, alex telles'den gelecek 1-2 milyon euro'nun bile yolunu gözlüyoruz. herkesin elinde aylardır hesap makinesi, ne kadar gider, ne kadara gelir derken millet kafayı sıyırdı. iyi de birader, senin elinde iki sezon önce şampiyon takımın, o zaman ki milli takımın stoperi vardı. seversin sevmezsin, iyidir kötüdür, o başka konu. lakin bu adamın öyle veya böyle bir piyasası vardı. belki de 3-4 milyon euro'ya satabileceğin bir asetini, tatil matil bahane ederek dışarı ittin, itibarsızlaştırdın. bu adamdan kazanabileceğinin üçte birini kazandın, sırf onla da kalmadın benzer şekilde tolga ciğerci'yi kapı önüne koydun. yanlış olmasın, ben bu adamları savunmuyorum, neden gönderildiler de demiyorum ama bu iki oyuncudan kasaya üç beş bir şey atabilirdik. bugün fellik fellik orta saha arıyoruz, kuruduk kaldık. ee babuş, fransa milli takım oyuncusu n'zonzi'yi 500 bin euro'ya iki yıl için kapatmıştık. bak şimdi o beğenmediğin adam şampiyonlar ligi'nde oynayacak. tamam, mustafa cengiz yönetimi transfer süreçlerinde fecaat. ama sende bir aynaya bakacaksın baba!
  • 26549
    bonservisi elinde oyuncularla neden ilgilenmediğimiz benim için hep bi' muamma olarak kalacak ama artık şu durumdayken kiralık oyuncularla takviye yapılması şarttı. fakat kiralık oyuncu konusunda fatih terim'in oldukça olumsuz bi' duruşu var. en azından orta alana 1 kiralık oyuncu daha katabilirdik bunu da hoca istemedi. böylece yine bi' hüsranla kapattık bu transfer sezonunu da.

    (bkz: 2020-2021 sezonu yaz transfer dönemi)
App Store'dan indirin Google Play'den alın