• 276
    ekşi'de olsa rezalet başlığı açılacak cinsten...

    olay dün akşam oynan zalgiris kaunas - cska moskova basketbol maçında cereyan etti.

    dörtlü kombine kuponumun son bahisi, paulius jankunas 12.5 üst, 13 atsa tutuyor. maçta tam da 13 sayı atıyor, ancak skoru 57-65'ten 59-65'e getiren basketi, pozisyonun içinde dahi bulunmayan brock motum'a yazılıyor yanlışlıkla. ve maç sonu da bu hatayı düzeltmiyorlar, dolayısıyla yaptığım kuponu resmi sonuçlar üzerinden değerlendiren büro, kuponu kayıp sayıyor.

    elimde olsa pozisyonu linklerdim, ancak zalgiris'in hücum ederken izolasyon hücumuyla jankunas'ı tek bıraktığını ve diğer 4 oyuncunun üçlük çizgisinde beklediğini düşünün. jankunas da gelen topu pota altında tek başına sırtı dönük bitiriyor. tekrar ediyorum, pozisyon sağ dip üçlükte bekleyen motum'a yazılıyor...

    bu arada ilgili bahis bürosunda maçın tam kaydı var, tekrar o pozisyona sardım ve gözlerimle teyit ettim; jankunas atıyor sayıyı.

    kupon: http://i.hizliresim.com/zaoDN4.jpg

    play-by-play sekmesindeki korkunç hata: http://i.hizliresim.com/OV4ljA.jpg

    euroleague@euroleague.net adresine mail yolladım ancak cevap gelmedi.

    contact us sekmesinde fax numarası yazmışlar, istanbul'un merkezi semtlerinden herhangi birinde, yurtdışına fax yollayabileceğim bir yer arıyorum.

    bu konu hakkında ne yapmam gerektiği konusunda yardım edebilecek varsa ve yeşillendirebilirse sevinirim...

    edit: fotoğraf linkleri
  • 278
    yavaş yavaş veda etmeye başladığımız, malesef hedefe ulaşamamış olsak da bana kalırsa kötü de bir tad bırakmadığımız avrupa basketbolunun en büyük organizasyonu. her zaman da öyle kalacak, fiba şampiyonlar ligi bunun yerini alacak diye komik hayaller kurulmasın. kombine sahibi bir basketbolsever olarak bana bu sezon çok güzel keyifler yaşattı euroleague.

    bir miktar güzel haberden konuşmak gerekirse, turnuva formatında genişleme bekleniyor. şöyle ki, 2018-2019 sezonundan itibaren 18 takım, orta vadede ise 20 takımlı bir lig oluşturulmak isteniyor. jordi bertomeu'nun açıklaması euroleague pazarını genişletmek yönünde. orta vadeyi beklememeliyiz kesinlikle. bu sezon salonumuzu yapıp, 2018-2019 sezonunda tekrar ve bu sefer kalıcı olarak euroleague'de yer alıyor olmalıyız.

    bunun için de en büyük rol yönetime ve galatasaray'ın yapacağı pr çalışmalarına düşüyor. bana kalırsa çok da kötü bir izlenim bırakmadık bu sene. olympiakos, barcelona, real madrid gibi takımları yenmeyi başardık. gerekirse önümüzdeki sezon, ki eurocup oynayacağımız söyleniyor, bu sezondan itibaren euroleague yönetimi ile irtibat halinde olup o ekstradan gelecek 2 sandalyeden 1 tanesini kesinlikle almamız lazım. doğuş'un fenerbahçe'ye destek vereceği belli olduğundan darüşşafaka da elimine olduğu için bence bu bir hayal değil. özellikle de sponsorunun turkish airlines olduğu bir ligde. turkish airlines da gerekirse baskıya alınmalı ve bu iş bir şekilde halledilmeli, yeni salonumuz euroleague ile şenlenmeli.

    ama tüm bu saydıklarım yönetimin aklına gelir mi, gelse de önemser mi, önemsese de uygular mı emin değilim dostlar. fenerbahçe'nin fırtına gibi estiği lige ağzımız sulana sulana uzaktan bakmak galatasaray taraftarına yetmemeli ve bu konuda baskı unsuru olmalıyız.
  • 280
    avrupa basketbolu'nun en büyük organizasyonu...
    peki en adil organizasyonu mu orası tartışılır bana göre...
    fenerbahçe'nin galibiyeti sonrası sıcağı sıcağına yazılmış gibi olmasın ama bu organizasyonun sahipleri dürüst değiller...
    para verip sponsor olan her takım organizasyona katılabilirken kendi liginde tüm sezon şampiyon olmak için çaba sarfetmiş oyuncuların emeğini keyfe göre çalabiliyorlar...
    ergin ataman'ın dediği gibi eurocupı alınca katılacağız bakalım o zaman ne yapacaklar dedi...
    artık eurocupı kazanan da bildiğim kadar katılamıyor bu turnuvaya...
  • 281
    derdi avrupa'daki her takıma eşit şans vermekten ziyade organizasyona katılan takımların kalitesi ve dolayısıyla seyir zevki olan organizasyon. bu konuda, sırf başka ülkelerden takımlar da şampiyonlar ligi'ne katılabilsin diye iki farklı bölümde ön eleme oynatan uefa'nın tam zıttı bir tutum takındıkları söylenebilir.

    benim ilgimi, çok kaliteli takımların birbiriyle yaptığı maçlardan çok ligini en iyi durumda bitiren takımların avrupa arenasında boy göstermesi ve o heyecanı yaşaması çekiyor. euroleague ise kapalı ve uluslararası bir lig oluşturma gayesinde.

    ayrıca futbol varken basketbol ne len mq :(
  • 282
    avrupa basketbolunun kulüpler bazında en büyük organizasyonu olduğu kesin olsa da birçok eksiği vardır. a lisans mevzusu bir tercih meselesidir ancak harici takımları dahil etme statüleri problemlidir. bu statünün stabil olmayışı tutarsızlığı beraberinde getiriyor. stabil olmayan tek konu harici takımlar ile ilgili de değildir hani. final four hariç her aşama bir sonraki sene nasıl olacak bilen yok. nba'e kısa vadede rakip olmak zaten trajikomik bir fikir olurdu zaten de uzun vadede her şey mümkünken bu yönetim anlayışıyla tbl seviyesine düşülmesi olası.
  • 283
    izlerken keyif alamadığım organizasyon, gerçi hiç bir basket müsabakasından keyif alamıyorum. milli takımla avrupa ikincisi olduğumuzdan beri çok denedim. ama futbolun keyfini vermiyor bana. sadece bazı maçların son dakikaları heyecanlı geçiyor.

    mesela 21 mayıs 2017 fenerbahçe olympiakos basketbol maçı'na bakıyorum. son dakika fenerbahçe neredeyse 30 sayı fark atmış. maçın dönmesi imkansız gibi bir şey ama sürekli oyunun durmasından o kalan 1,5 dakika bitmedi. tribünlerin heyecanı da soğudu o süreç içinde. halbuki futbolda aynı durum yok. farklı galibiyetle giden bir final maçında hakemin uzatmaları oynatmama lüksü var. oyun ciddi bir faul vs olmadığı sürece durmuyor.

    bu arada dün aziz yıldırım ballandıra ballandıra "türkiye'nin tanıtımını yapıyoruz" diye anlattıktan sonra inceledim. doğru düzgün hiç bir yabancı haber sitesi bahsetmemiş bile.

    http://www.bbc.com/sport
    https://www.nytimes.com/section/sports?WT.nav=page&action=click&contentCollection=Sports&module=HPMiniNav&pgtype=Homepage®ion=TopBar
    https://www.washingtonpost.com/...m_term=.daa211e6beac
    http://www.independent.co.uk/sport

    edit: imla.
  • 284
    sirf fenerbahce aldi diye turkiye'ye gelmis en buyuk kupa muamelesi yapilmaya calisiliyor. kadin basketbolunda galatasaray'in avrupa sampiyonu olmasi kadin olduklari icin zaten onemsenmiyor. galatasaray futbol takimi'nin uefa kupasi ve super kupasi da bir sampiyonlar ligi kupasi olmadigi icin sayilmiyor. yani euroleague'den buyuk olan tek kupa sampiyonlar ligi kupasi kaliyor bu mantiga gore. ne euroleaguemis be kardesim!
  • 290
    buna şampiyonlar ligi diyenin aşırı cahillikten ölmesi gereken organizasyon. iyi bir organizasyon ama betimlemek için "futboldaki şampiyonlar ligi" demek ahmaklıktır. şampiyonlar ligi ne demektir? dünyanın en iyi takımlarının ve en iyi oyuncularının mücadele ettiği yerdir. şampiyonlar liginde mücadele etmeyip dünyanın en büyüğü olabilen kulüp var mı? hayır. peki şu an dünyanın en iyi futbolcuları da bu takımlarda oynamıyor mu? evet oynuyor.

    peki basketbolda öyle mi? değil. dünyanın en iyi oyuncuları euroleague'de mi? tabii ki hayır. en iyi takımları? alakası bile yok.

    basketbolda eğer bir şampiyonlar ligi varsa bu nba'dir. nba'de tutunamayan, yedeğin yedeği olan olan oyuncuların tanrı ilan edilebildiği bir yerdir euroleague. dahası değil.

    2017 euroleague en iyi beşindeki 4 oyuncu nba'de tutunamamış, takımlarında rotasyondan ilerisine geçememiş en iyisi 16 dakika ortalama süre alabilmiş oyunculardır. yani bu bile ne denli bir seviye farkı olduğunun çok net göstergesidir. hal böyleyken şampiyonlar ligi demek ancak aptallara yakışan bir hareketten fazlası da değildir.
  • 291
    şampiyonlar ligi ile kıyaslanıyor olması fenerbahçe'nin kazanılmış en büyük avrupa kupasına biz sahibiz argümanını ortaya sunmak için atmış oldukları bir yalandır. bu bile uefa kupasının ezikliğini hala içlerinde hissettiğini göstermektedir. lakin bu fenerbahçe basketbol takımı'nın çok ama çok büyük bir iş başardığı gerçeğini de asla gölgelemez.

    nba kıyaslamasını doğru bulmam. katılınan her kupada şampiyonluk değerlidir. nasıl ki biz eurocup şampiyonu olduk, banvit bu sene fiba şampiyonlar ligi finali oynadı, fenerbahçe euroleague'i aldı. hangi turnuvadaysan orada kafaya oynamalısın, yoksa bir üst turnuva olduğu gerçeğini her zaman kafana kakarsan spor gelişmez. biz eurocup oynarken aman ya euroleague en büyük kupa biz bunu hiç almayalım mı deseydik. napsın fenerbahçe nba'de mi oynasın? var mı böyle bir imkan. katıldığı turnuvada şampiyon oldu adamlar ve bu avrupa'nın 1 numaralı kupasıdır. bitti.

    yalnız esas öneminin futbol kadar olmadığını belirtmek için daha 'sağlıklı' argümanlar vardır ve bunlar tartışılır. saymak gerekirse;

    -bütçelerin futbola göre son derece düşük olması, 20-25 milyon euro bandında bir takım ile f4 biletine aday olma şansı var. şampiyonluk bileti sadece 1 milyon euro ödül kazandırabiliyor. sabri sarıoğlu'nun maaşına yetmez.

    -avrupa'da ilk 5 arasında sayabileceğimiz almanya, fransa, italya, ingiltere ve ispanya gibi ülkelerden sadece ispanyol takımlarının bu kupada aktif bir şekilde rol alması. fransız takımı bu sene yoktu, italya ve almanya tek takımla temsil edildi ve çok kötülerdi. ingilizler basketboldan bihaber zaten.

    -portekiz, hollanda, belçika, danimarka gibi avrupa'nın başaltı ülkelerinin turnuvada yer almıyor oluşu. turnuva'nın geneli ve güç dengesi çoğunlukla doğu avrupa ülkelerinin eline kalmış durumda, türkiye, rusya, yunanistan, sırbistan, israil gibi ülkeler ile yarışıyorsun aslında.

    -son 3 yılın f4'una bakıldığı zaman taraftar kitlesi çoğunlukla fenerbahçe ve daha az olmakla cska taraftarlarından oluşuyordu. bu sene real madrid taraftarı doğru düzgün gelmedi bile final 4'a. bu da futbol başarısı muazzam olan takımların aslında turnuvaya ne gözle baktıklarına bir göstergedir. futbolda kötüysen basketbola sararsın argümanını destekler.

    -real madrid, barcelona gibi kulüpler 1 futbolcuya 100 milyon avro parayı bayılırken 50 milyon avro ile nba'den de bir miktar oyuncu çalarak avrupa'da uzaya çıkacak bir basketbol takımı kurabilirler mi, kurabilirler. ama tenezzül etmiyorlar buna. sebebi de önemsemiyorlar. aziz önemsiyor ama, ne yalan söyleyeyim dursun da biraz şu kısımları önemsese ben sevinirim. buradan bok atmıyorum fazla.

    -futbol forması ile maça giden ve final 4 zaferi kutlayan taraftarlar. bu da herşeyi açıklıyor sanırım.

    -en önemlisi ise şu, sokak. sokağa çıkın arkadaşlar. bir binalara bakın, camlara bakın. sadece 1 adet fenerbahçe bayrağı gördüm camlarda bu güne kadar. bağdat caddesi'ne işi düşen biriyim, 3 gün gittim bu hafta içi ve hiç bayrak göremedim camlarda. sadece belediye daha dün bütün cadde boyu trafik ışıklarına bayrak asmış. o da belediyenin işi hani, halkta öyle aman aman coşku yok. fenerbahçe şampiyon olduğu zaman ersun yanal ile oradan yolumu uzatarak geçtiğimi bilirim ben her yer sarı lacivert diye. yıkılırdı ortalık.

    bunları sizin kafanızı ütülemeye çalışan arkadaşlarınıza iletirsiniz diye yazıyorum ama yalan yok ben de bu kupayı galatasaray müzesinde görmek istiyorum, erkeklerde olanını.
  • 295
    para+tecrübe+iyi koç=başarı

    futbolda ise bu kadar kolay denklemler kurulmuyor ne yazık ki. bırakın türk kulüplerini psg, m.city gibi para babaları kulüpler bile en büyük kupaya daha yaklaşamadı. çünkü futbolda çok fazla iyi takım, çok fazla paralı takım ve çok fazla rekabet var. bu yüzden basketboldaki en büyük başarıyı futboldaki herhangi bir başarıyla kıyaslamamak lazım. sponsorlarından tutun, ligin ismine kadar çaresizce türklerin eline düşmüş bir euroleague var. mesela yunan ve israil takımlarının bütçelerini düşürmesi gerçeği var. aslında 2017'ye kadar efes veya fenerbahçe'nin bu kupayı almaması büyük bir başarısızlıktır. fenerbahçe'nin euroleague şampiyonluğu şaşırtıcı bir sonuç olarak görünmemeli. yine de ilk olması açısından büyük başarıdır tabi ama çok abartmamak lazım gerçekten. çünkü başarıya ulaşmak şartlar açısından kolaylaşmıştı.
  • 297
    çok sığ olabilir ama nba ile denk olmayışını, hatta bana kalırsa komple avrupa basketbolunun çok esprisi olan bir şey olmadığını şöyle ortaya koyabiliriz.

    1 haziran 2017 golden state warriors cleveland cavaliers maçını canlı takip etmek için bekleyen on binlerce kişi vardır avrupa'da. belki yüz binlerce. daha fazla da olabilir. amerika kıtasında örneğin, kaç kişi euroleague için uykusundan falan feragat etmiştir?
    dünyada çok sallanan bir arena olduğunu sanmıyorum euroleague'in. fenerbahçe'nin kazanması avrupa basketbolu açısından çok büyük başarıdır.

    da bu şey gibi biraz, malezya futbolu gibi. malezya futbol ligi şampiyonu, ligi açısından büyük başarı kazanmıştır da. kim takar malezya futbolunu?
    tabii benim fikrime karşı da abi ne yapalım avrupa basketbolunu nba'e mi taşıyalım şeklinde karşı gelinebilir. çok da mantıklı bir karşı geliş olur bu. sonuçta avrupa'dayız ve avrupa basketbolunun içindeyiz.
    ama ne bileyim işte, her yerde her şey olmuyor. ekol olmak önemli, gelenek olması önemli. temellerin çok sağlam olması önemli.

    81 ile üniversite açarsın da, ekol var mı? yok. kaliteli akademisyenler? yok. liyakat? komple yok. avrupa basketbolu da sanki biraz böyle. çok da temeli yok, zaten herkes turnuva açabiliyor sanırım v.s. bilemiyorum.

    edit: suarez(u: luiz suarez değil :()uyardı euroleague maçları abd'de falan öğlene denk geliyormuş. mantık yine aynı, adam işini bölüp izlemez. mesela ben şu an finale çalışmak yerine işimi gücümü böldüm maçı izliyorum, saat 05.32. sherlock edasıyla uyarıyı çakan suarez'e teşekkürler.
  • 298
    bir prestij organizasyonudur. sportif başarıdan ziyade* marka bilinirliğini ön planda tutan, sponsorların katma değerleri sayesinde çekip çevrilen bir oluşumdur. hiçbir kulüp/şirket kağıt üstünde zarar edeceğini bile bile bir işe büyük miktarda para gömmez. hele ki bunu rutine bağlamak akıl karı bir yatırım olmaz.

    prestij? o halde neyin prestiji?

    2016 - 17 sezonunun en düşük bütçeye sahip iki ekibi kızılyıldız ve zalgiris kaunas'tı. kızılyıldız'ın bütçesi 5 mil €, zalgiris kaunas'ın bütçesi 7.5 mil € bandındaydı. bu iki ekipten birinin sezonu şampiyon apoletiyle tamamladığını düşünün... mevzubahis bu şampiyonun elde edeceği gelir miktarı 1.93 mil €* olacaktı. söz konusu bu rakama 'diğer' gelir kalemleri de dahil edilince olası kazanç en fazla 2.5 mil €'ya tekabül edecekti.

    en düşük bütçeli oluşumun, maksimum maddi kazancı elde ettiği bir durumda bile, maddi açıdan zarar ettiği bir organizasyon.

    işte bu yüzden euroleague markasını 'gelir kapısı' olarak görmek çok yanlış.

    euroleague, kulüplerin ve sponsorların kendilerine prestij sağladığı, basketbol odaklı bir yarışmadır. fazlası değil. en azından 'şu an' fazlası değil. belli mi olur, bir de bakmışız ki bundan on sene sonra bambaşka bir platform haline evrilivermiş.

    işin taraftar boyutu içinse euroleague, (bkz: avrupa basketbolu), bir tutkudur. en muazzam bloklar, en olağanüstü smaçlar, en şahane görsel şovlar nba'dedir belki ancak avrupa basketbolunun kendine has dinamikleri vardır. her şeyden önce avrupa basketbolunda 'ekol olmak' diye bir kavram görürsünüz. euroleague'i -euroleague lehine- nba'den ayıran noktalardan biri -bana kalırsa en önemlisi- budur. zira nba'de bu yoktur (iki organizasyonu karşılaştırmak mantıklı bir yaklaşım değil, farkındayım. sadece dikkat çekmek istedim).

    hadi bana eyvallah.
App Store'dan indirin Google Play'den alın