• 5
    "9. olalım da 1. sıradaki fenerbahçe ile eşleşip, seride yenilmeyelim." diyen bir dünya insan vardır. fenerbahçe'nin, bu söylemlere neden olan kadroyu kurmasının sebebidir euroleague.

    gerçekler acıdır arkadaşlar. basketbolda şu an onlar real madrid ise biz getafe'yiz. bilim, sanayi, sanat hiçbirşey üretmeyen türkiye, bugün sporcu da üretmiyor. sen şimdi paran olsa alman, uzak doğu arabası mı alırsın, yoksa türk arabası mı diyeceğim ama daha bizim yerli arabamız bile yok.

    aynı şeyleri tekrar yazmamak için: (bkz: #2420403)

    edit; tabi ki euroleague'in şampiyonlar ligi kadar değeri yok.

    sebebi futbolun en sevilen spor, basketbolun en sevilen ikinci spor olması. ve bu ilk iki sırada dönen paralar biri diğerinin 10 katı. yani 30 milyon euro'ya çok rahat euroleague şampiyonu olabilirken, şampiyonlar ligi şampiyonluğu için 300 milyon euroları gözden çıkarmanız gerekiyor.

    ama biz galatasaray'sak, ayrıca spor ruhu, olimpik ruhu yaşamak için bir zahmet en sevilen ikinci sporda da 1 numara olmalıyız. çünkü galatasaray futbol kulübünden çok bir spor kulübüdür.

    edit2; ayrıca futbol şubesinde yerli kazmalara çarçur edilen paralara bakınca, 30 milyon euro'ya yakın paralar galatasaray için çok değil. burada iş yönetimin vizyon sahibi olarak, güçlü sponsor ve oyuncusundan, koçuna kusursuz idari-teknik kadroyu yaratmasına kalıyor.
  • 7
    ismail şenol paylaşmış; euroleague takımlarındaki koçların ve oyuncuların isimlerinin telaffuzlarının tamamı için bakınız: http://gss.gs/RqO

    efes dosyasını dinlerseniz (59 saniye sürüyor) pleiss'la micic'e daha bir dikkat edin derim. pleiss adının telaffuzunu ana dili ingilizce olan bir birleşik devletler vatandaşına göre daha aksanlı dillendirmiş. micic ise tam bir maganda. godfather iv gibi bir proje varsa ve proje orta avrupa'da geçecek şekilde hayata geçirilirse micic'i direkt olarak koysunlar başrole. o nasıl bir ağır abice aksan dayı. :(

    http://gss.gs/s5j (pleiss 43., micic 46. saniyelerde)

    -----

    çok geç kalınmış olsa da nihayet gran canaria'nın salonunun parkelerinin değiştirilmesi kararını alan organizasyon. parkede oynanan oyunu bir kenarda tutarsak, nba ile avrupa basketbolu arasındaki fark tam olarak bu işte. nba oyuncuyu korur. basketbol sanatının icra edileceğini alanda oyuncunun sağlığını tehdit eden küçücük bir problem varsa o maç oynanmaz. fakat euroleague'de maalesef bu tip mekanizmalar çok ağır ve sancılı şekilde işliyor.

    konuya uzak olanlar için; gran canaria arena'nın zemini çok sıkıntılı bir zemin. müthiş kaygan. bu yüzden şu zamana kadar birçok oyuncu gerek liga acb'de (ispanya basketbol ligi) gerekse de euroleague'de parkenin buz pistinden hallice olması sebebiyle irili ufaklı sakatlıklarla karşı karşıya geldi. misal shane larkin bu nedenden dolayı (geçen haftaki gran canaria maçı* öncesinde ısınırken kaymış ve diz bağlarını zedelemişti) basketbola uzak kaldı birkaç zamandır. hakeza dün oynanan gran canaria - maccabi maçında* ev sahibi ekipte luke fischer, deplasman ekibinde ise angelo caloiaro sorun yaşadılar.

    euroleague oyuncular birliği'nin mesajı vermesinin ardından - http://gss.gs/QTm - sabah saatlerinde euroleague yönetimi gereken bildiriyi nihayet yayınladı ve gran canaria arena'nın zemininin derhal değiştirileceği açıkladı.
  • 8
    ezber bozmaya geldim.

    soru: euroleague organizasyonu, kulüplere sağladığı mali destek noktasında dillendirildiği kadar rezil rüsva bir organizasyon mudur? euroleague'in katılımcısı olan bir kulüp, takım vs. bahsedildiği gibi yalnızca finale ulaştığı takdirde mi para alır euroleague'den? euroleague sadece prestij turnuvası mıdır? uzanamadığımız ciğere murdar mı diyoruz? (1905 puan)

    1. cevap: euroleague organizasyonu, kulüplere sağladığı mali destek noktasında dillendirildiği kadar rezil rüsva bir organizasyon değildir. dünya basketbolunda yeri asla değişmeyecek olan, basketbol sporunun en üst noktası olarak kabul edilen nba'den sonra gelen, takımlar bazındaki ikinci en büyük basketbol turnuvasıdır. nba'i dışarda tutarsak, euroleague'le euroleague'i takip eden (hem oyun kalitesi anlamında hem maddi güç babında hem de taraftar yoğunluğu noktasında) ligler arasında (çin erkek basketbol ligi, eurocup, fiba şampiyonlar ligi, liga acb, türkiye erkekler basketbol ligi, vtb united league vs.) ciddi bir uçurum söz konusudur.

    ezberlerin başında "euroleague şampiyonu sadece x milyon euro alıyor" gelir. eksiktir ve taraflıdır bu söylem. örneğin:

    "euroleague şampiyonu sadece 1 kuruş kazanıyor."
    "şampiyonlar ligi şampiyonu finalden totalde 5 kuruş, yarı finalden 3 kuruş, çeyrek finalden 1 kuruş, ikinci tur katılımından yarım kuruş, gruplara katılımdan çeyrek kuruş, galibiyet başına yarım kuruş, beraberlik başına çeyrek kuruş, forması olduğu için çeyrek kuruş, sosyal medya hesabı olduğu için yarım kuruş, adına dondurma ürettiği için çeyrek kuruş... kazanıyor."

    euroleague takımlarının da tıpkı nba'de, şampiyonlar ligi'nde vs. olduğu gibi bilet gelirleri + maç gelirleri + organizasyon katılım geliri + reklam gelirleri (asıl olay buradadır) + sponsor gelirleri (ikinci asıl olay buradadır) + televizyon gelirleri + ürün gelirleri vardır. bu kalemler bilinmediği için, bilinse de işe gelmediği için dillendirilmez pek. çok açık soruyorum; size mantıklı geliyor mu tuncay özilhan gibi para babası bir kapitalistin yıllarca geri dönüşünü almayacağını bile bile her sezon ortalama 10-15 milyon dolar kadarlık bütçeleri öylesine ortalığa saçacağı düşüncesi?

    efes'in de, fb beko'nun da geçtiğimiz sezonlarda aldıkları olumlu geri kazanımların miktarlarını az çok biliyorum fakat odağı galatasaray olan bir sözlükte bunları yazmayı düşünmüyorum. efes ülkeye mal olmuş bir organizasyon olsa da neticede her ikisi de yerelde rakiplerimiz. bu yüzden rotayı litvanya'ya kırıyorum:

    zalgiris kaunas'ın geçen sezonki toplam bütçesi ±7-7,5 milyon euro bandındaydı. litvanya her ne kadar avrupa basketbolunda ekol ülkelerden biri olsa da ülkenin basketbola akıttığı para komik derecede düşük. ve işte, zalgiris böyle bir yapıda sürekli kar eden (her sezonu 1,5-2 milyon euro artıyla kapatıyorlar, hem de euroleague şampiyonu olmadan! bak sen şu işe!) bir kulüp. nasıl mı? çılgınlık derecesindeki bilet gelirleriyle, lisanslı ürün satışıyla, euroleague broadcasting agency tarafından kendilerine aktarılan yayın geliriyle, euroleague yönetimi eliyle hesapa yatırılan katılım geliriyle, 10 küsür sponsoruyla ve sarunas jasikevicius gibi bir figürü çok başarılı bir biçimde pazarlayabilmeleri hasebiyle. e hani euroleague şampiyonluğundan gelen 1 milyon euro? yoh, o bizde yoh. :( yani? yani neymiş, demek ki neymiş? demek ki euroleague katılımcılarını ayakta tutan mali katkı yalnızca euroleague'ten gelen o az buçuk para değilmiş.

    --- €, $ ---

    miktarlardan bahsedelim:

    - şampiyonlar ligi'ndeki "şampiyonluk" (sadece bu kalemi yazıyorum, neticede euroleague'e sadece şampiyonluk kazancı üzerinden eleştiri getiriliyor) miktarı: 4 milyon euro ( http://gss.gs/bgU )
    - nba'deki "şampiyonluk" (sadece bu kalem, playoff pool'u komple dahil etmiyorum yine) miktarı: 3,5 milyon dolar ( http://gss.gs/hOv )
    - euroleague'in "şampiyonluk" (sadece bu kalem) miktarı: 1 milyon euro

    şu tabloda 1 milyon euro çok da küçümsenmez herhalde.

    --- €, $ ---

    - reklamcılığı, sponsorlukları ve yayın gelirlerini içeren euroleague havuzunun 2018 sonu genişliği 500+ (`~515)milyon dolar` bandındadır (aynı dönemde nba havuzunun genişliği 7 milyar dolar civarlarındadır). 2025 sonu (2026 başı) beklentisi ise 1 milyar euro'dur.
    - uefa'nın şampiyonlar ligi'yle dağıttığı para (2018) 2,25 milyar dolar bandındadır. uefa'nın avrupa ligi'yle dağıttığı para 400 milyon euro civarlarındadır. bu bağlamda euroleague'in dağıttığı (havuzunu oluşturduğu) para uefa'nın avrupa ligi'yle dağıttığı paradan fazladır.
    - basketbolun avrupa'da futbolun gerisinde olan bir spor dalı olduğu hesaba katılırsa euroleague'in doğrudan ve dolaylı olarak katılımcı takımlara sağladığı ekonomik katkı hiç de azımsanmayacak noktalardadır.
    - euroleague elde ettiği havuz gücüne ingiltere gibi, fransa gibi güçlü ekonomilerden uzak kalmasına (2019'dan itibaren asvel giriyor devreye); litvanya gibi, karadağ gibi görece küçük pazarlarla yola devam etmesine rağmen ulaşmıştır.

    --- €, $ ---

    - euroleague'in normal sezon boyunda takımlara dağıttığı galibiyet primi maç başına 60 bin euro'dur.
    - euroleague'in çeyrek final serileri boyunca takımlara dağıttığı galibiyet primi maç başına 80 bin euro'dur.
    - euroleague'in euroleague katılımcılarına ödediği bir katılım payı vardır. bunun yanında final four katılımcılarına, üçüncüye ve finaliste de ödediği belirli miktarlar söz konusudur.
    - avrupa basketbolunda (hatta basketbolda) bonservis mekanizması yoktur, buy out mantığı vardır ki bu da çok çok çok nadir olarak ödenen bir oyuncu alım meblağıdır. dolayısıyla basketbolda takım giderleri oyuncu maaşları odaklıdır.

    para mevzularını euroleague'in resmi sitesindeki "media center" bölümüne girip inceleyebilirsiniz. üst kısımda "press releases" diye bir bölüm var, istemediğiniz kadar içerik mevcut: http://mediacentre.euroleague.net/

    --- €, $ ---

    2. cevap: evet, euroleague temelde bir prestij turnuvasıdır. sponsorların ve şirketlerin çekip çevirdiği (euroleague esasen bir şirket zaten) bir organizasyondur euroleague. 2001 sonrası dönemine "modern dönem" olarak atfedilir zira 2001 öncesinde euroleague-suproleague ayrımı vardır. mevzubahis şirket her yıl çılgınca kar etmeye devam etmekte ve elde ettiği karı ortaklarına paylaştırmaktadır. yani, euroleague katılımcıları temel mantıkla euroleague şirketinin hissedarlarıdır.

    peki odağı yalnızca prestij olan bir organizasyona yatırım değer mi?

    anadolu efes genel menajeri alper yılmaz, sezon başında katıldığı bir yayında (ntv'nin youtube yayınlarından biriydi yanlış hatırlamıyorsam, murat kosova da vardı programda) efes'in bu sezon bütçe artışına gitmesinin asıl sebebinin, anadolu grubu'nun, anadolu efes markasının geçtiğimiz sezonki* euroleague sonunculuğu sonrası ciddi yara almasıyla ilgili olduğunu söylemişti. euroleague'teki başarısızlık anadolu grubu'na marka, sponsorluk ve reklamcılık gibi fraksiyonlarda negatif feedback olarak yansımış. kısacası evet, euroleague organizasyonuna yatırım değerli yatırımdır. buraya parayı akıtan şirket akıttığı paranın karşılığını başka alanlardan alır daha çok.

    3. cevap: evet, uzanamadığımız ciğere murdar diyoruz maalesef. ancak bunun müsebbibi galatasaray taraftarı değil hiçbir şekilde, bunun sorumlusu galatasaray basketbol şubesini yıllardır kötü bile yönetemeyen, şubeyi ahbap zengin etme aracı olarak kullanan kan emici zihniyettir. ayağa gelen büyük sponsorları "küçük olsun ve bizim olsun ki rahatlıkla at koşturabilelim" kafasıyla reddeden kötü fikirli ve kötü niyetli yöneticilerdir.

    umarım bir gün sahip olduğumuz büyük taraftar gücünü sağlam bir bütçe, sağlam bir yapılanma, sağlıklı bir mali yapı ve iş ahlakına sahip yöneticilerle harmanlayıp euroleague'in altını üstüne getiririz. yakın gelecekte pek mümkün görünmese de hayal kurmak bedava...
  • 9
    son 6-7 senedir aynı 3 takımın final four'da mücadele ettiği organizasyon. evet, bu üç takım da, en fazla bütçele oluşturulmuş 3 takım. cska-real madrid- fenerbahçe. ayrıca özel bir kuruluş tarafından düzenlendiği için de her sene katılımcıları bellidir. bu wild card'a sahip takımların ligi nerede, kaçıncı bitirdiği de önemli değildir. ayrıca, ne zaman bir oyuncu parlasa ya da sivrilse, bir sonraki sezona nba'e gitmektedir. yani bir nevi nba'e oyuncu yetiştirmek için de kullanılmaktadır.

    başarıları futbol başarıları ile kıyaslamak çok abestir. çünkü bu iki oyuna yatırılan paralar ve hitap ettikleri guruplar arasında çok büyük farklar vardır. premier ligden düşen takımın sadece yayın gelirleri, euroleague şampiyonunun bütçesinin yaklaşık 10 katıdır. dembele'ye 100 milyon euro veren barcelona'nın basketbol takımına senede 20 milyon bütçe ayırma sebebi de bu popülarite ve maddi manevi kazanım farkıdır.

    eğer branşlara bakmaksızın bir başarı söz konusu olacaksa, türkiye'nin gelmiş geçmiş en başarılı takımı vakıfbank güneş sigorta, kadın voleybol takımıdır. zira sürekli şampiyonlar ligi kupasını kazanıp duruyorlar.

    bunların haricinde heyecanı yıldan yıla azalmaktadır. bence bunun en büyük sebebi, sürekli aynı taktik ve takımların aynı yerde olması. mesela futbolun son 10 yılına baktığımızda, her sene değişen taktikler ve oyun şekillerini görüyoruz. bir sene conte'nin 3'lü savunması çok iyi işler yaparken sadece 1 sene sonra geliştirilen ona karşı oyunlarla hiç bir varlık gösteremeyebiliyor. rakiplerinin 20'de 1 bütçesine sahip olan ajax, şampiyonlar liginde yarı final yapabiliyor.

    özetle, futbol ve basketbol arasındaki makas her geçen gün artıyor ve böyle devam ederse, 5 yıla basketbol, daha da önemsiz bir hale gelebilir.

    edit: ekleme: şampiyonlar ligi ve euroleague twitter adresilerine ve etkileşimlerine bakarsanız aradaki farkı anlayabilirsiniz.
    `https://twitter.com/ChampionsLeague href="/?q=ve">vehttps://twitter.com/EuroLeague`
  • 10
    2019-2020 sezonunun ilk devresini 14 galibiyet-3 mağlubiyet alan anadolu efes'in lider tamamladığı organizasyon. aynı g-m sayısına sahip real madrid ise efes'in -2 sayı averajı arkasında 2. sırada bulunuyor. efes ayrıca bütçe/performans ekseninde euroleague'in ilk devresinin en iyi, en verimli ikinci* takımı. l'equipe'in kasım ayında haberleştirdiği toplam (diyetisyen, fizyoterapist, koç, malzemeci ve oyuncu maaşları, seyahat giderleri vs. her şey dahil) bütçeler: https://twitter.com/.../1192726204123680768 18 takımlı euroleague'in en yüksek bütçeli 9. takımı olan efes ilk yarı itibarıyla b/p bazında +8'lik bir diferansa sahip.

    https://gss.gs/Z1P.png

    b/p odağında ligin ciddi anlamda çuvallamış iki takımı var; fenerbahçe beko ve zenit st. petersburg basketbol takımı. fb beko -8'lik, zenit ise -11'lik diferanslarla sıralamada kendilerine yer bulmuş durumda. b/p ekseninde ligin şu ana kadar en iyi performans gösteren takımı ise kızılyıldız; euroleague'in en düşük bütçeye sahip takımı olan sırplar an itibarıyla 8. sırada, +10'luk bir sıralama diferansı var. efes ve kızılyıldız ile birlikte beklentinin gerçek anlamda üstüne çıkan bir diğer takım ise maccabi tel aviv. israil ekibi tablonun 4. sırasında. çok fazla sakatlık sorunu yaşadılar fakat buna rağmen bulundukları konumu kaybetmediler (buna direkt rakiplerinin aldıkları kayıplar da etken oldu tabii).

    --- bazı takım istatistikleri ---

    verimlilik puanı ortalaması: 1. efes (103,65), 2. real madrid (103,53), 3. panathinaikos (98,76)
    sayı ortalaması: 1. pao (88,18), 2. khimki (87,12), 3. efes (86,59)
    toplam ribaunt ortalaması: 1. cska moskova (37,29), 2. maccabi (36,82), 3. fc barcelona lassa (36,12)
    asist ortalaması: 1. alba berlin (19,71), 2. real madrid (19,35), 3. khimki (19,12)
    top çalma ortalaması: 1. maccabi (8,29), 2. efes (7,24), 3. barça (7,18)

    --- bazı oyuncu istatistikleri ---

    verimlilik puanı ortalaması lideri: shane larkin (23,44)
    sayı ortalaması lideri: aleksey şved (20,93)
    toplam ribaunt ortalaması lideri: nikola milutinov (9,13)
    asist ortalaması lideri: nick calathes (9,12)
    top çalma ortalaması lideri: facundo campazzo (1,65)

    daha fazla istatistik için: https://www.euroleague.net/main/statistics

    ayrıca başka bir veri sitesinden istatistik kurcalarken dikkatimi çeken bir detay oldu; ligin en az faul yapan takımının lig lideri efes, ligin en az faul yapan ikinci takımının lig ikincisi real madrid olduğunu fark ettim:

    https://www.basketball-reference.com/...euroleague/2020.html ("team stats totals" yazan kısımda "pf" (personal fouls) sütunu)

    son olarak ilk 17 maç için en iyi 5 tercihim (1 numaradan 5 numaraya): calathes, larkin, ioannis papapetrou (krunoslav simon da olabilir), tornike shengelia, bojan dubljevic

    ligde devre arası olmayacak, tempoya devam.

    haftalar sonra gelen edit: imla
  • 12
    şampiyonluk maçının kazananına verilen para ödülü 1+ milyon €'dur.
    nba'de şampiyonluk serisinin kazananına verilen para ödülü yaklaşık `~3,5 milyon dolar`'dır.

    şu "euroleague şampiyonu turnuvadan sadece 1 milyon € kazanıyor" kurşununu ilk kim sıktı fi tarihinde bilmiyorum ama konu ısrarla yanlış yansıtılıyor maalesef. 1+ milyon €'luk para ödülü şampiyon olan takıma final maçı sonrasında verilen para ödülü, yani şampiyonun bir koca sezon boyunca kazandığı toplam para ödülü değil. öte yandan muazzam bir pazar olan nba'de final serisinin galibine sadece bu kalemde (havuzdan bahsetmiyorum) ~3,5 milyon $'lık bir para ödülü verildiğini hesaba katarsak euroleague'in durumu "bu noktada" o kadar da kötü sayılmaz hani.

    https://www.cnbc.com/...could-take-home.html

    nba bambaşka bir dünya, şov biznıs denen şeyin ta kendisi, rakibi yok. euroleague'in dinamikleri ise çok farklı. ben euroleague'ten daha fazla keyif alıyorum, normal sezonu bile başlı başına rekabetçi. aynı zamanda euroleague'te hücum ve savunma çeşitliliği çok daha fazla, içerik açısından doyuruyor beni. nba ise atletizm, kuvvet, göz orgazmı benzeri şeyleri sunan bir yapı. ikisi de güzel ama euroleague daha güzel. *

    (bkz: euroleague/#2669537)
  • 13
    https://tass.ru/sport/8551411

    geleceği yarın belli olacak. ligin tepesindeki 5 takım ligin devam etmesi yönünde görüş beyan etmiş. sportando her ne kadar "çeska devam etmek istemiyor" dese de işin gerçeği farklıymış; rus menşeli tass'a açıklama yapan çeska başkanı andrey vatutin, çeska'nın euroleague'in devam etmemesi yönünde oy kullandığı söylemlerini "dedikodudan ibaret, fazlası değil" diyerek reddetmiş. kısacası sezonu başarılı bir biçimde götüren organizasyonlar euroleague'in oynanmasını istiyor. öte yandan gigi datome'yle melih mahmutoğlu euroleague yönetiminin temsilci oyuncularla yaptığı toplantıda en sert şekilde "euroleague oynanmamalı" diyen isimlermiş muhtelif kaynaklara göre.

    başarı ödüllendirilmeli, sözü dinlenecek olan takımlar tepedekiler olmalı, yamuk iddialı ve/veya bitik iddialı ekiplerden ziyade kafadakiler kale alınmalı.

    devam etmesi halinde organizasyon büyük olasılıkla bir şehirde devam edecek izole kamp usulü. adaylar arasında antalya, belgrad, istanbul, kaunas ve selanik seçenekleri mevcut.

    edit: (bkz: euroleague/#2901462)
  • 14
    https://twitter.com/.../1264877929265352704

    oyuncular birliği ile yapılan toplantıda oyuncuların "oynamak istemiyoruz" genel talebi iptal kararında belirleyici olmuş. oyuncular oynamaktan korkmuşlar yani en basit ifadeyle. hani şu sağlık hizmetlerinin en kalitelisine zerre beklemeksizin ulaşabilme imkanı olan sporcular... covid-19'un bundan birkaç hafta sonra da etkinliğini sürdüreceği günlerde "oynamak istemiyoruz" diyen sporcuları beach club'larda eğlenirken görürüz artık.

    2020-2021 sezonu aynı takımlarla oynanacakmış. 3 aya her şey sıfırlanacak tabii, her şey bitecek ve ortalık güllük gülistanlık olacak, yersen.
  • 15
    geçen sene vermiş oldukları skandal karar ile yok hükmüne düşen lig. artık azıcık olan değerinin de yerlere düştüğüne inanıyorum.

    geçen sene belki de dünyanın en güveli olduğu dönem olan yaz aylarında maçları oynatmayıp koca sezonu çöpe atan, bu sezona 0’a yakın bir organizasyonla başlanması komedidir. zenit maçlarından sonra bu sezon asvel-kızılyıldız maçı da iptal.

    https://twitter.com/...373771293515777?s=21

    fiba azıcık gözünü karartıp atağa geçse, şu saçma oluşumun dökülmesi saniyeler sürer.
  • 16
    haftalar sonra doğan boşluk sebebiyle basketbol yazma imkanım oldu. sabahın köründe hazırladım kahvemi, uzattım bacaklarımı ve başladım klavyeyi tıkırdatmaya, hayırlısı bakalım.

    biriniz de demiyor ki "basketbolun cennetinde neler oluyor" diye. :(

    öncelikle şunu belirtmem lazım ki bu yaz döneminde korktuğum başa gelmedi; hatta avrupa basketbolunu sevenlerin komple korktuğu olarak revize edebilirim ifadeyi. her sezonun sonunda birçoklarının tecrübe ettiği üzere avrupa'daki kaliteli oyuncuların nba'e göçü olur ve bunun sonucunda da euroleague öyle ya da böyle güç kaybeder(di). sonra her şey sil baştan vesaire. bu yaz ise geçtiğimiz sezonun her alanda mvp'si olan vasilije micic kardeşimiz anadolu efes'te kaldı, ilaveten bir sürpriz olmaz ise shane larkin de efes'te kalacak. açıkçası ben bu ikiliden birinin nba yapmasına kesin gözle bakıyor idim lakin şu an için görünen shane + vasa duosunun bozulmayacağı (larkin'in yüksek ihtimalle efes'te kalacağının kaynağı litvanyalı basketbol medyacısı donatas urbonas, podcast'inde söylemiş idi).

    boğazın karşı tarafındaki ezeli rakibimiz ne yazık ki epey iyi bi' kadro kurdu. elde avuçta ne kadar faydasız varsa yolları ayırdılar, üstüne yabancı ve yerli, sezonun iyilerini teker teker topladılar. kadro mühendisliği yalnızca iyi isimleri seçmek değildir, aynı zamanda o armoniyi de sağlayabilmektir. maurizio gherardini'yle igor kokoskov'un bu noktada son derece başarılı bir süreç geçirdiğini düşünüyorum. güncel kadro için:

    https://www.euroleague.net/...amp;seasoncode=E2021

    kokoskov demişken; adam her an fb beko'yu satıp dallas mavericks teknik kadrosuna dahil olabilir:

    https://twitter.com/.../1416584001666441216

    kokoskov'un geçtiğimiz sezon özelinde oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. o kadroya euroleague playoff'u oynatmak listeye atılmış bir tiktir. kendisinin mavs'e gidişi fb beko için büyük kayıp olur. yeri ancak andrea trinchieri gibi bir isimle dolabilir lakin o da şu noktada bayern münih'i bırakmayacaktır zira bayern de tüm sezon yapılanmasını trinchieri'nin kararları doğrultusunda planladı. şahsi fikrim aleksandar djordjevic zu fb beko olacağı yönünde.

    beni asıl heyecanlandıran takımların* başında real madrid baloncesto geliyor esasen. geçtiğimiz sezon onca sakata ve sıkıntıya rağmen pablo laso'nun nefis coaching'iyle beraber playoff'larda şampiyon efes'i neredeyse eliyorlardı bilindiği üzere. real madrid denince akla hep şatafatlı bütçeler gelir, bir yerde doğrudur da bu düşünce; ancak paranın yanında real madrid basketbolda bir ekol ve bunu aşağıdan oyuncu çıkararak ve/veya başarılı scouting hamleleriyle sağlıyor. carlos alocen ve usman garuba bu fikrin iki bariz kere bariz kanıtı zaten. laso özellikle garuba'dan ilk 5 oyuncusu yarattı geçtiğimiz sezon ve garuba sadece 19 yaşında. alperen şengün'ün de nba yapmadan önce en azından 1 sezon euroleague basketbolunu tatmasını isterdim açıkçası, garuba'nın yaşadığı tecrübeyle yoğrulması daha doğru olurdu sanki ama kendi tercihidir elbette, saygı duyuyorum. real madrid'e dönersem, "ne var yani bu kadar abartacak" mı dediniz? bence demediniz ama dediğinizi varsaydım; 25'lik fransız milli pivot guerschon yabusele, geçtiğimiz sezon lokomotiv kuban'da şahane bir dönem geçiren 26'lık guard nigel williams-goss (ki larkin'in olası ayrılığı sonrası için efes'e yakıştırdığım iki adamdan biriydi wade baldwin ile birlikte), bir diğer fransız milli pivot vincent poirier (27'sinde, nba patentli, sezon bitmeden imzalar atılmıştı) ve son olarak goss-sergio llull ikilisini rotasyonda rahatlatacak olan bir başka fransız thomas heurtel (o artık bir veteran, 32'sinde, yıllaaar yıllar); real madrid'in ana oyuncu rotasyonu kağıt üstünde son derece dominant duruyor, laso'nun bunu pratiğe dökeceğinden de kuşkum yok. yalnız paragrafı klaveyeye alırken dikkatimi çekti de, takımda 4 fransız var, neredeyse ispanyol oyuncu sayısı kadar. işte avrupa birliği'nin birleştirici gücü, ne alakaysa. :(

    efes'imizin geçtiğimiz sezon normal sezonda iki ve finalde bir kez olmak üzere toplamda üç maçta da patates ettiği fc barcelona lassa'ya da kenarından değineyim sertaç şanlı için, biliyorum ki kendisi bu entry'i okuyor* - muazzam bir kadro şişkinliği vardı barça'da, önüne geleni topladıklarından yıllarca kadro şişmişti de şişmişti lakin bu sezon amiyane tabirle tüm safralardan kurtuldular ve yalnızca 1 üst düzey eklemeyle işi bitirdiler, şu an için. sertaç dışında herhangi bir transfer yaptırmadı sarunas jasikevicius, gerek de yok zaten. oyuncu grubu kafadan final four'a yazılacak bir ekip. küçücük bir ihtimal size'lı bir forvete gitme durumları olabilir fakat mevcut piyasada böyle bir isim var mı bilemedim. zalgiris kaunas'ın genç yeteneği rokas jokubaitis yazılıyor şu sıralar barça için ama ne derece katkı sunar mevcut barça yapısında soru işareti. nba falan deniyor jokubaitis için de, daha çok erken yahu. öte yandan bir nebze forvet açığı olan barça'nın adam hanga'yla yolları neden ayırdığını, saras'ın hanga'dan neden bu kadar çabuk vazgeçtiğini anlamadım (yukarıdaki real madrid paragrafında atladığımı fark ettim şu an, hanga zu real madrid). sertaç özelinde ise barça için büyük kazanım. bence avrupa basketbolundaki en iyi birkaç pivottan birine dönüştü sertaç son 1,5 yıl içinde. şutu bu kadar temiz olan başka bir 5 numara olarak aklıma sadece cska moskova'nın alman uzunu johannes voigtmann geliyor, gerçi çeska kendisini daha çok 4 olarak kullanıyor lakin yine de bir uzun voigtmann. sertaç'a dönersem, efes adına ciddi bir kayıp oldu. hem bu kadar iyi hem de türk statüde olan bir ismin yokluğu birtakım rotasyon tercihlerinin değişmesine sebep olacaktır efes'te.

    entry'nin sonlarına doğru kenarından çeska'ya da sarkıntılık yapayım.

    aleksey şved eklemesi, marius grigonis transferi, nikola milutinov'un iyileşmesi derken bayağı bayağı toparladılar kadroyu. mike james'in ayrılışı sonrası will clyburn fazla yalnız kalıyordu bazı maç içi sekanslarında, bu açıdan özellikle grigonis + şved ikilisi bilhassa clutch anlarda dimitris itoudis'in işini kolaylaştıracaktır.

    işbu entry'i bu noktaya kadar okuduysanız 2022 euroleague f4'unda (berlin'de düzenlenecek) yer alabilecek 5 takım hakkında bilgi sahibi oldunuz. açıkçası bu 5 ekip dışındaki ekiplere pek şans vermiyorum kendi perspektifimde, buna olimpia milano ve zenit st. petersburg* da dahil. geçtiğimiz sezonun beklentileri aşırı miktarda aşan takımı bayern çok güç kaybetti, baskonia da hakeza önemli parçalarını yitirdi falan fişman. yine de büyük konuşmamak lazım tabii, neler oldu/oluyor/olacak şu organizasyonda daha neler...

    şu ana kadar tıkırdattıklarım tamamen güncel durumla alakalıydı. portreyi değiştirebilecek bazı isimler var ve bu isimler an itibarıyla boşta. listeler şu şekilde (bazıları -misal şved- listelerden çıktı):

    https://www.eurohoops.net/...-en-iyi-10-oyuncu/3/
    https://www.eurohoops.net/...0-avrupali-oyuncu/2/

    özellikle avrupa tandanslı takımsızlar bir ikisi haricinde gittikleri takımlara ciddi seviye atlatabilir, atlatır. bu açıdan tercihleri epey belirleyici olacak. diğer taraftan larkin gibi birçok oyuncunun 15 ağustos'a kadar nba çıkış hakkına sahip olduklarını belirtmem lazım, henüz yüzde yüz netliklerden bahsedemiyoruz.

    son olarak, yeni euroleague sezonunda as monaco basket ile unics kazan'ın yerinde partizan ile virtus bologna'nın yer almasını çok isterdim. her iki takım da yaptıkları yatırımlarla, kurdukları kadrolarla, mazileriyle euroleague'i çok hak ediyorlar. keşke oraya bir de benetton treviso'yu ekleyebilsek ama o iş yaş maalesef. :(
  • 17
    avrupa basketbolunun zirvesinde bulunan sirkin adıdır.

    rus takımlarının turnuvanın dışında bırakılması sonucu yeni sıralamanın nasıl olacağına dair iki seçenek üzerinde duruluyordu, biri şuana kadar oynanmış tüm maçların iptal edilip sayılmaması, diğeri ise oynanmış tüm maçların sayılıp sezon sonunda nba usulü galibiyet yüzdesine bakılarak sıralamanın oluşturulması yönündeydi. yönetimde söz ve oy hakkı sahibi takımların yaptığı oylama sonucu herkesin kendi işine göre oy kullanması(çok doğal) sonucu oynanmış tüm maçların iptali yönünde karar çıktı ve sıralama inanılmaz düzeyde değişti.

    bu kararla rus takımlarına karşı yaptıkları maçlarda +3 galibiyet durumunda olan monaco ve fener play-off için tehlikeli duruma düşerken maccabi kendini birden play-off'un içinde buldu ve kızılyıldız da durduk yere umutlandı. ruslara karşı 2 galibiyet 4 mağlubiyetle -2 durumunda olan efes ise kendini ilk 4 yapıp saha avantajını alabilecek konumda buldu. işin ilginç yanı oylama 7-6 şeklinde sonuçlandı ve tüm maçların iptali yönünde oy verenler arasında cska'da var, yani cska sayesinde tüm maçlar geçersiz sayıldı ve bu seçenek seçildi de diyebiliriz.*

    böyle bir kararı nasıl takımlara bırakırlar akıl alır gibi değil. doğal olarak herkes kendi işine gelen tablonun oluşmasını göz önüne alarak oy kullandı ve böyle bir sonuç ortaya çıktı. umarım o yok sayılan maçlardan dolayı bahiste para kaybeden birileri işi hukuk mücadelesine götürür de euroleague yönetimi altından kalkamayacağı tazminatlara mahkum kalır. ayrıca yok sayılan maçlarda kırılan rekorlar, ya da yakın zamanda turnuva tarihinde en çok asist yapan oyuncu konumuna erişen nick calathes'in iptal edilen maçlarda yaptığı istatistiklere ne olacak belli değil, ağır saçmalık.

    ayrıca oluşan bu yeni tablo sonucu playoff potasının dışında kalma korkusunu çok ciddi bir biçimde hisseden fenerbahçe için durum çok komik, tek başlarına bir turnuvaya katılsalar ikinci olurlar.*

    güncel tablo: https://pbs.twimg.com/...jpg&name=900x900
  • 18
    https://twitter.com/.../1527541566298013697

    --- alıntı ---

    dün, euroleague ceo’su jordi bertomeu, avrupa’dan dokuz gazeteciyi kahvaltıya davet edip bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. notlarımı paylaşmak istedim. gelecek sezonki özel davetiyeler (wild card) için ispanya, adriyatik ligi ve türkiye’den adaylar olduğunu söyledi.

    türkiye’den aday = eurocup finalisti frutti extra bursaspor. fakat bertomeu, euroleague için minimum bütçe şartının 7 milyon euro olduğunu söyledi. bugünkü kurla yaklaşık 120 milyon lira. gerçekçi olmak gerekirse, bursa’nın sürekli bu bütçelere çıkması neredeyse imkansız.

    euroleague’in davetiyeleri için en önemli adaylar, tahminimce valencia ve adriyatik ligi’ni kazanmayan takımlardan biri. öte yandan bertomeu, eurocup formatının gelecek sezon da bu şekilde devam edeceğini ve katılım için minimum bütçe şartının 2.5 milyon euro olduğunu söyledi.

    bertomeu, 2023 final four’unun gelecek sezonki ev sahibiyle ilgili görüşmelerin devam ettiğini, daha önce yapılan açıklamaları doğrulayarak türkiye’nin de adaylardan biri olduğunu söyledi. f4 istanbul’da olursa, kapasite sebebiyle sinan erdem’i tercih edeceklerini vurguladı.

    bir soru üzerine ilginç bir açıklaması oldu bertomeu’nun. yenilenen santiago bernabeu stadının inşaatı bitince, stadyumda f4 düzenleme fikrini değerlendirdiklerini söyledi. yıllar önce amsterdam’da johan cruijff arena’da yapma fikrinin olmuş, fakat ekibi bu fikri onaylamamış.

    jordi bertomeu’nun verdiği şaşırtıcı bilgilerden birisi de, ortalama bütçe konusuydu. buna göre euroleague’de mücadele eden takımların ortalama bütçesi 24 milyon euro. euroleague’in bu bütçelere yarattığı kaynak ortalama %13 seviyesinde. bunu arttırmayı hedefliyorlar.

    en önemli projelerden birinin salary cap (maaş kısıtı) uygulaması olduğunu söyledi bertomeu. hedefleri maaş toplamının, takımların bütçesinde %60-65 civarında olması. şu anda %150 harcayan takımlar var ve bu şekilde devam etmek istemiyorlar.

    --- alıntı ---

    gelecek sezon fiba'nın bünyesinden çıkar ve 7 milyon euroluk bütçe vadedersek katılabileceğimiz organizasyon. camianın içinde bulunduğu durum itibariyle katılmamızı pek mümkün görmüyorum ama az da olsa bir ihtimal var gibi görünüyor. türkiye'den (halihazırda euroleague'de olan anadolu efes ve fenerbahçe beko hariç) bir takım 7 milyon euroluk bütçeyi denkleştirebilecekse o takım galatasaray'dır ve euroleague geçmişi, eurocup şampiyonluğu, kulüp kültürü, seyirci desteği vs. faktörler de masada elimizi güçlendirecektir.

    edit: tweet'i ve altındaki yorumları tekrar okudum ve sanırım yanlış anlamışım, türkiye'den tek aday frutti extra bursaspor. bütçeyi denkleştirirlerse alınma durumu sadece onlar için geçerli. yine de 3 tane wild card'ın verileceği bir senaryoda bütçe taahhüdü veren bir galatasaray'ın az ya da çok şansı olacaktır diye düşünüyorum.
  • 20
    katilimcilarina maddi olarak hic bir sey vaadetmeyen para yakma organizasyonu. onun icin bu organizasyona para doken bati avrupa ulkesi goremezsiniz. karsiligi olmayan hic bir seye para yatirmazlar cunku.

    son olarak, gran canaria ekonomik sebeplerle euroleague'e katilmaya hak kazandigi halde dahil olmayacagini aciklamis.

    baskanlari kazanacaklari paranin maliyetlerinin 1/10'una denk geldigini anlatmis.

    https://www.ntvspor.net/...7e9945660500470279bd

    https://www.eurohoops.net/...-euroleague-eurocup/
  • 21
    https://www.hurriyet.com.tr/...gamee-uyari-42456139

    --- alıntı ---

    euroleague play-off dördüncü maçında fenerbahçe beko, monaco’ya 65-62 yenilerek final four biletini son maça bırakırken karşılaşma sonrasında gerginlik yaşandı.

    maçın bitiş düdüğüyle saha içindeki fenerbahçe beko taraftarları ve monaco oyuncular arasında tartışma yaşanırken cezalar açıklandı.

    euroleague basketbol disiplin kurulu, fenerbahçe beko'ya 30 bin euro para cezası verdi.

    tribünlere el hareketi yapan monaco oyuncusu jaron blossongame'a ise ihtar verildi.

    --- alıntı ---

    uff cezaya bak! tff daha az yozlaşmış bu avrupa kurumlarından.

    fenerbahçe'nin yaptıklarının cezasını aldığı paralel bir evren yoksa evrenin çarkından da şikayetçiyim.
  • 22
    avrupa'nın geyik kupasının adıdır.
    hatta fikret orman'ın belirttiği gibi hırsızlık organizasyonudur.

    bu galatasaray taraftarının arsızlığı şaka mı?
    yahu maça gider misiniz? yok.

    yıllarca kadın euroleague şampiyonluğu sonrası abdi ipekçi stadına zamanın parasıyla 5-10 liralık biletlerle gittim.
    toplam maçlarda yüz kişi ya vardı ya yoktu.

    üstünde bir tane ışıl formalı taraftar görmedim.
    herhangi bir futbol seyircisi dışında da seyirci görmedim.

    hem 5 kuruş harcamayacak taraftar, hem de her yıl para dökecek rekabetçi olacakmışız.
    çok bilenlere önerim, gidin madem maçları full doldurun. yalnız öyle derbi maçları falan değil, emlak konut galatasaray maçlarını falan da dolduracaksınız. ondan sonra düşünürüz.

    sonra öyle beleşçilik de yok. baktık zengin bir galatasaraylı finanse etmiyor, takımı finanse de edeceksiniz.

    her yıl yan branşlarda maçların yüzde 10'u dolmuyor, üstüne bir de geri dönüşü olmayan branşlar, para harcayacakmışız. galatasaray taraftarı da televizyondan izleyecek.

    artık emin oldum, kesinlikle özelleştirilmeli bu şubeler. derdinizi de sahibine anlatın, adam da size şarlasın.

    yan branşlarda rekabetçimsi olacağız diye yapılan fahiş harcamaları eleştirmek yerine, her yıl ara transferlerde 3 oyuncu gelip, 3 oyuncu gitmesine, kulübün soyulmasına laf yok... rekabetçimsi olunacakmış.

    https://www.eurohoops.net/...asketball-economics/

    buyrun konu ile ilgili yazı. rekabetçimsi olunacaksa bilinsin, real madrid'in yıllık 30 milyon euro'yu bulan zararı futboldan kompanse ettiği yazılmış. yahu burak elmas zamanı futbol takımı maaş bütçesi bu. bu arada konu eğer türkiye'yse bizim maç biletlerimiz real'le aşık bile atamaz. hatta fenerbahçe'ye değinilmiş, 600 milyon euro borcu olan kulübe tabi koymaz diye de dalga geçilmiş.

    çilekçi aysal'a koymaz tabii. yaz çekleri, kulüp dönmeyince de kaç. sonra gayrimenkuller konu olunca ortaya çık. yer bu taraftar.
  • 23
    eğer katılmak gibi bir hedefimiz var ise bütçe konusundan önce a lisans hakkı konusunu çözmemiz gerekiyor. aslında bütçe ve lisans hakkı birbirine bağlı iki konu.
    mesela aşağıda kızılyıldız'ın bütçesinin 20 milyon euro olduğu yazıyor. kızılyıldız euroleague'deki iyi takımlardan.
    https://www.eurohoops.net/...-butcesi-belli-oldu/
    ya da zalgris kaunas'ın bütçesi 14 milyon euro civarında.
    https://trendbasket.net/...-butcesi-belli-oldu/
    asvel, valencia takımların da bütçeleri 15-20 milyon euro arasında görünüyor ki sezon başında asvel ana sponsporuyla yaşadığı sıkıntılardan dolayı bütçe düşüreceğini açıkladı.
    bütçe konusu çözdük diyelim ülkemizden a lisans hakkına sahip iki takım var. 3. takım olmadığımız durumda 15-20 milyon euro'yu bu işe yatırmanın bir anlamı kalmıyor. wild card ile davet alıp iki sene katıldık diyelim. 3. sene bizden daha çok para harcayacak büyük bir şehir takımı ortaya çıkarsa o büyük ihtimalle bizim önümüze geçecek. paris basketbol takımı gelecek sene eurocup şampiyonu olarak katılacak ama kalıcı olması bekleniyor. ayrıca ingiltere'den de bir takımın katılmasını istiyorlar. büyük ihtimalle london lions takımı davet alacak.
    yani bizim öncelikle o seviyelerde varsa lobimizi kullanarak a lisans olayını halletmemiz gerekiyor. bunu yaparken de 15-20 milyon euroluk bütçe sağlayacak bir formül bulmamız gerekiyor.
    ayrıca buraya para mı verilir diye düşünmek yerine taraftarın çoğunluğu ne istiyor diye düşünmek lazım. eğer çoğunluğun bu yönde bir talebi varsa yönetim o bütçeyi ve a lisansı bulmak zorunda. bunun için oraya oturuyorlar. taraftar şampiyonluk da ister, ona denedik olmadı diyebilirsin ama daha en baştan deneyecek fırsatı bize yaratamıyorsan yönetim olarak eksiğin var demektir.
    edit: mesela jk'nın başkanı hasan arat gelmeden önce euroleague falan atıp tutuyordu. şimdi o parayı futbola yatıracağını söylemiş. a lisans konusunda istediği dönüşü alamadı büyük ihtimalle.
    https://x.com/.../1788904199649931577
App Store'dan indirin Google Play'den alın