aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 251
    9 ağustos 2024 galatasaray hatayspor maçı sonrası yayınlarını izlerken daha kerem övet yayına gelmeden uyuyakalmıştım. uyandığımda hala yayındalardı ve saat 2'yi 50 geçiyordu. stüdyo ortamında bu saatlere kadar yayın yapan tek kanal kendileri olabilir, tebrik etmek lazım. kendi kanallarını açtıkları zamandan beri bütün videolarını, canlı yayınlarını izlerim, cüzdanım yettiğince maddi destek de vermeye çalışırım.

    ek olarak dün fark edilmemiş ama roland sallai haberini erinç bilican laf arasında "almanya'dan kanat bekliyorum" diyerek vermiş.
  • 252
    istisnasız tüm yayınlarını izlediğim, elimden geldikçe de destek olmaya çalıştığım kanal.

    can bedel gibi piyasa ortalamasının çok üstünde bir galatasaray muhabirini kadrosuna katarak güçlenmeleri memnuniyet verici.

    eleştirel nitelikteki tek önerim, yönetimdeki ilişkilerinden duydukları olası transfer isimlerini "diğer haberciler-yorumcular yapıyor" enerjisiyle galatasaray kamuoyuyla paylaşmamaları. biz bu tip işleri sevmediğimiz için eski açık'ı seviyoruz zaten.

    galatasaray kamuoyu nezdinde açıklığa kavuşmamış belli olayların arka planını anlatmak elbette güzel. ama dybala, goretzka örneklerinde olduğu gibi transfer konularına girmek hem kendilerini hem kanalı yıpratacaktır. gerek yok. galatasaray'ı olduğu gibi konuşun yeterli.

    erinç burayı okuduğunu sık sık dile getiriyor. kendisine de sevgi ve selamlar.
  • 254
    canlı yayın zamanlamalarında ciddi sıkıntı olan kanal. maç sonu yayını, gerçekten maç sonu olmalı ama bir şekilde olmuyorsa saygı duyarım, lakin çok ciddi bir seyirci kaybettiklerini de bilmeliler bu şekilde. hele bir de geciken maç yayını, çok daha farklı bir gündemin oluştuğu bir anda yapıldığında bu daha da farklı seviyelere erişiyor. kendilerinin takipçisiyim, ama 2-2'lik göztepe fb maçından sonra bizim dünkü maçı, 4-3-3'ü bilmem neyi konuşmalarını dinleyesim haliyle hiç gelmiyor. bir dönem internet explorer geyiği vardı facebook'ta, onu anımsattı.
  • 261
    büyüdükçe ve popülerleştikçe özünden uzaklaşmaya başladığını hissettiren program. bu belki de programcıların suçu değil bu işin doğası, bilemiyorum. duyum verilmeye başlanması ile başladı sanırım bu durum. yine de sadece galatasarayın kanalı oldukları için,sports digitaleden ayrılın hep destek tam destek sözü verdiğim için desteklemeye devam edeceğim. varolsunlar. kerem (övetullah) övet ve erinç (tamam mı) bilican'a yayın hayatlarında başarılar dilerim.
  • 263
    hasan hüseyin diye nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde gündemden kopuk kalmayı becerebilmiş bi halde programa çıkan, eline de occam'ın süpürgesini almış bir arkadaş var.

    ''2 senede sadece 2 kere şampiyon olunabiliyo zaten, neyini eleştiriyorsunuz abi?'' gibi epik bir şey söyledi. ardından taraftara küçük beyinli imaları falan.

    şimdi söylem okey, ama ortada buna dair bir eleştiri yok? kimsenin 250 milyonluk bir takımla hatay'ı, kayseri'yi yenmekle ilgili bir sorunsalı yok zaten??

    tüm sosyal medyanın karıştığı, eleştirilerin de bütünüyle kadro planlamasındaki amatörlükler, ölüm kalım maçlarında yaşadığımız rezaletler, bile bile lades olduğumuz young boys maçından ibaret olduğu, yani tamamen gelecekle ilgili kaygılar güttüğü bir anda şu kel alaka açıklamayı yapabiliyor olmak için elinde misvakla dolaşan her şeyden bi haber kabile davulcusu falan olmak gerekiyor.

    sırf erinç ve kerem'in hatrına dinlemek zorunda kalıyoruz, gelip daha vakıf bile olmadığı bir konu üzerinden taraftara ''küçük beyinli'' karikatürüyle laf sokmaya falan çalışıyor, inanılmaz.

    hayır küçük beyinli iması yapan adam da, barış alper milli takımda çılgın attığı sırada oğuz aydın'ı analiz videosu çekip, barış ve kerem'den daha ''potansiyelli'' bulabilen, daha potansiyel kavramının kendisinden bi haber adam.

    açıklaması da ''oğuz'da her şeyden biraz biraz var'' falandı. direkt farkındalığı yok kurduğu cümlelere dair.
  • 266
    kerem övet’in hitabetini zayıf, yorumlarını vasat, ses tonunu yorucu buluyorum. konuşurken dağılıyor. daha az konuşup, modere eden rolünün hem kendisini daha net ifade etmesine hem de programın daha verimli ilerlemesine fayda sağlayabilir.

    amatör sporlarda çabasını takdir etsem de orda da başarının olmadığı ortamda statik sohbet içerikleriyle izlenme almak zor. belki biraz daha interaktif, hızlı tüketim eğlencelik işler düşünülebilir. özellikle bu sene özelinde kadın voleybol takımımızın iyi sezon geçirmesi bekleniyor. ülkemizde de kadın voleybola artan ilgide göz önünde bulundurulduğunda buradan güzel işler çıkabilir örneğin.

    hasan hüseyin alimoğlu’nu da benzer sebeplerden yeterli bulmuyorum. çok erken kadroya alındığını düşünüyorum. tecrübesizliği ekrana yansıyor. bir kaç sene shorts v.b kısa içerikler hazırlayıp hem kendini hem seyirciyi hazırlayabilirdi. sinan yılmaz ve orhan uluca sonrası boşluk oluştu burda.

    erinç bilican’ın da artan yayın temposunun da etkisiyle eski açık programı da eski ritminde değil. her şeye rağmen kanalı taşıyan kendisi. özellikle, şiddetli fenerbahçe medyası algılarına gs yönetiminden daha nitelikli yanıtlar veriyor.

    ek olarak, kendilerini alıştırdıkları maç sonu canlı yayınları da sürekli değil.

    hem yayın planlamalarının gözden geçirilmesine hem de yayın kadrosunun revize edilmesine ihtiyaç olduğu kanısındayım. kendileri aklı selim galatasaray camiası için oldukça değerli. başarılı olmaları, fazla izlenmeleri hem sports digitale duruşları hem de medya gücümüz için önemli. sevdiğimden naçizane düşüncelerimi iletmek istedim.
  • 268
    son dönemlerinde inanılmaz bir süper chat yeme problemi olan bizim kanal...

    bir kısmını anlayabiliyorum, belli bir dil ve üslup içerisinde gelmeyenleri yayınlamayıp, okumayabiliyorlar eyvallah.

    adam gibi soru soran, belli bir fikir teatisi yapılabilecek paylaşımları yangından mal kaçırır gibi hızır hızında geçen ve yorumlanmasına bile izin vermeyen rejilerine bir çeki düzen vermeleri gerekiyor. benim izlerken özellikle dikkatimi çekti bu akşam, son yayınlarda çok doğru sorular soran ve üslupda sorunu olmayan bir çok paylaşımın atlanması yüzbin abone baremini bu kitle ile aşmış bir kanala yakıştıramıyorum. bu kitlenin kendi kanallarında konsolide olmasının bir sebebi de etkileşime girilebilir olduklarından dolayı olduğunu hatırlamaları gerekiyor.
  • 269
    ben bu sözlüğe ‘tekrar’ katılırken, hiçbir yazarın yazarın nick altına, hiçbir ürünün reklamını yapmamak niyetiyle gelmiştim. bu niyetime sadık kalıyorum.

    21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı sonrası yaptıkları bu kanalın yayını izlenmelidir. ekip ile akranız muhtemelen. bu yüzden doğal olarak empati yapmış olabilirim. entelektüel bilgi birikimi ile malum maç sonrası çok güzel analiz ve yorum yapmışlardır. hani ben kendime en yakın ruh hastası galatasaraylı arkadaşlarım ile ev ortamında sohbet yapsak, yayınlarına yakın olurdu. şahsen tanımam etmem ama tanısam kanka olurduk eminim. kendilerine iyi yayınlar dilerim.
  • 270
    transfer sezonu boyu ve sonrasindaki bilet skandali, sampiyonlar liginden elenmesi gibi ortam geren elim durumlar sebebiyle surekli gergin gecen programlar yapmak zorunda kalmislardi.

    ama derbi sonrasi son 1 haftadir pamuk gibiler eriyip bitiyorlar. dunku programda da iyice sevgi pitircigi kivamina gelmis durumdalar. kahkahalar ve sevgi gozyaslariyla izliyorum. devam arkadaslar.

    https://www.youtube.com/...?si=oxYL1PMNU4AaRb9m
  • 271
    malum kanaldan beri desteklediğim, ilk günden beri katıl üyesi olduğum kanal. sanal karttan yenilemeyi unuturum, limit sıkıntı yaratır diye turkcell faturasına sabitledim üyeliklerini :) hakediyorlar, keşke elimizden daha çok gelse de daha çok destek verebilsek. gerçi üyelik parasını milli takım formasından çıkartıyorduk ama youtube sağolsun mesajımı spam sayıp cevabımı yayına çıkartmayınca formadan olduk.* canları sağolsun.

    ayrıca; hasan hüseyin alimoğlu'nun rahat bir 6-7 sene mağarası var. 32 yaşındayım, benden yaşlı duruyor. insan ne yaşadığını bilmez mi kardeşim?
  • 273
    yıllardır kafamı kurcalayan bir durum var. elbette diğer ülkelerin türk dil kurumuna karşılık gelen düzenleyici kurumlarının çıkardığı mevzuatın tamamını bilmem mümkün değil ama yıllardır izlediğimiz maçlarda, muhabbet ettiğimiz gavur arkadaşlarda gözlemlediğimiz husus şu; her ülke isimlerin telaffuzunda ve yazımında kendi fonetik-etimoloji-dilbilgisine göre hareket ediyor. örneğin fransızlar "ğolönd saleğ", macarlar "rölond şalai", almanlar "rğöland zalay", ingilizler "rölınd salay" şeklinde telaffuz ediyor.

    bizim tdk ise şöyle bir kural benimsemiş. https://tdk.gov.tr/...el-adlarin-yazilisi/

    bu kuralda özetle; "latin harflerini kullanan dillerdeki özel adlar özgün biçimleriyle yazılır" ör: "molière". ancak istisna olarak "eskiden dili­mize yerleşmiş bazı batı kökenli kişi ve yer adları türkçe söylenişlerine göre yazılır" deniliyor. ör: şarlken

    peki neden sadece istisnalar var? ana kural neden bu olmuyor? mesela ben neden "roland sallai" (s ve iki adet l) diye dümdüz okuyup yazamıyorum? dolayısıyla hasan hüseyin kardeşimizin bilerek ya da bilmeyerek telaffuz ettiği iki "l"'li söyleyişe +1'imle destek veriyorum. :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın