• 5
    kimse ergin ataman eleştirilmez demiyor. mesela ben basketboldan anladığımı düşünüyorum ama burda gerçekten bu spordan çok iyi anlayan, teknik-taktik analizleri çok çok iyi yapan ve bu yönde hocayı eleştiren yazalarımızın yazılarını büyük keyifle okuyorum adam haklı beyler diyorum. gel gelelim ki erkek basketbol takımı her tökezlediğinde, ergin ataman her maç kaybettiğinde gelip buralara sol üst framede zelijka obradovic, oktay mahmuti başlıklarını görmek eleştiriden çok art niyet olduğunu gösteriyor. galatasaray taraftarı, babası gibi gördüğü, tarihinin en büyük başarılarını yaşatmış evladı fatih terim'i eleştirdi, itin götüne soktu hakettiğinde. ergin atman'da eleştirlecektir fakat 4 maç kaybetti diye ergin ataman'ı eleştiricem adı altında yapılan şeyler hoş değil.
  • 1
    2-3 haftadır gördüğüm kadarıyla söyleyecek olursam, sanıyorum yasak veya ayıp olan hadisedir.

    bir de obradovic'i övenlere ''ama hep ergin hoca kötü giderken övüyorlar yaa'' demiyorlar mı allah yarabbi.

    basketbol uleması değilimdir ancak iyi bir gözlemci olduğumu söyleyebilirim. basketbol takımlarımızı da her zaman ilgiyle takip etmişimdir ayrıyetten. şimdi şunu söylemek isterim, başarılar vardır ancak başarıların hangi koşulda alındığı ve kıstasların ne olduğu mühimdir sporda. galatasaray erkek basketbol takımının ligte çeyrek finalde elenmesi normal şartlarda başarı kabul edilemez, dönemin mevcut şartlarında ise apaçık başarıdır. neden? ee kim 6-7 kişilik rotasyonla son topa kadar mücadele gösterebilir? veyahut 5 milyon dolarlık bütçelerle el son sekiz veya on altı oynamak da başarıdır.

    zaten imparator demiyoruz boşuna ergin hocam için. bunları yaptığı için imparator dedik bizler ona. şimdi gelelim bugünkü mevzulara...

    geçen sene ligte çok çok çok kötü bir galatasaray izledik kanımca ancak bu başarısızlığın da bir bahanesi vardı: ''eurocup''

    eurocup'ı aldık, türkiye'ye kupayı getirdik, zaferi doyasıya tattık ve kupanın alındığı gün ergin hocam hedeflerin artık daha da büyük olacağını, bütçenin artması gerektiğini ve euroleague'te başarılar yakalamak gerektiğini vurguladı. çok da doğru konuştu ergin hoca.

    bu sezon ise rekor bütçe ile takım kuruldu, hocanın istediği hemen her oyuncu alındı ve ergin hocamın kafasındaki kadroyla başladık sezona. ancak gördük ki ne kadro mühendisliği doğru ne alınan oyuncular yeterli. yani kısacası balık daha baştan kokmaya başlamıştı esasında. ligde uzun süredir ortalama gidiyoruz ki galatasaray gibi bir camiaya yakışmaz asla bu, bu camianın başarı eşiği play off'a kalmak olmamalı ne yazık ki. artık kafaya oynayacak, bütçeler ne olursa olsun maçı kazanacak takım görmek istiyor herkes.

    bakın kimse bütçe muhabbeti yapmaya kalkışmasın lig için. haa ligi aynı puanla tamamlarız ülker ve efes gibi takımlarla da play off'ta eleniriz ona lafım yok ancak güç bela play off'a kalıyoruz zaten, ülker ve efes ise alıp götürüyor hatta karşıyaka bile süpürüyor artık ligi.

    galatasaray bütçe olarak ligin çoğundan üstün. bütçesinin altında kaldığı efes, ülker ve darüşşafaka falan var. ama senin de seyircin var!

    bu sene de ligten 3 ay önce kopan takım izlemek istemiyorum. daha önce bahaneler çoktu şimdi ise yok.

    bir de vefa olayı var.

    vefa denen illet türkiye gibi geri kalmış ülkelerin modern kelimesidir. bu mentalite ile çöktü türk milleti ve türk sporu.

    vefa ne abi? spor bu ya, başarılı olursan devam edersin olamazsan gidersin. olay budur benim bakış açımla. elin chelsea'si en büyük zaferlerini yaşatan hocaya, mourinho'ya bile kredi vermedi. 8-9 haftada yolladılar ki doğrusu da budur. ''ah canım mou'm sen bana şampiyonluklar yaşattın, takım küme de düşse devam edeceğiz seninle'' demediler. ancelotti kovuldu ya bu dünyada, lippi kovuldu, allegri kovuldu, jurgen klopp kovuldu, oktay mahmuti kovuldu oktay mahmuti. hani şu galatasaray erkek basketbol takımını dirilten adam var ya o!

    ergin ataman hepimizin imparatorudur. bundan yana şüphe yok ne var ki bazen tükenebilir başarılar, doğru zaman bitmiştir, dinlenmek gerekir falan.

    her şeyi geçtim, sahadaki takım toparlanabilecekmiş hissiyatı vermiyor bana bu sene. bitik durumdalar. taktik- teknik hak getire, ligin en alt sıra takımları dahi bizim şuanki takımdan korkmazlar. çünkü bilirler ki az biraz taktik çalışsalar bizim savunmayı pert ederler. ergin hocam bu sene çok güzel izliyor, sadece izliyor. hırsı da göremiyorum. sanki bir doygunluk var.

    demem o ki herkes eleştirilir arkadaşlar, çok büyütmeyelim bu olayı kafamızda. vefa da vefa diye tutturmanın da manası yok. bugün vefa diyenler ''hamza hoca istifa'' diyordu geçen yıl. sizin vefa anlayışınıza göre 4. yıldızı kazanmış ve üç kupa getirmiş adama da kayıtsız şartsız sabredilmeliydi. sabredilmedi, doğru olan da buydu. sporda başarılı olursan veyahut gelecekte başarılı olacağının sinyalini verirsen kalırsın aksi halde hem ümit vermeyip hem de başarısız sonuçlar alıyorsan gayet tabii eleştirilirsin, yeri geldiğinde de başka şeylere mecbur kalınır.

    ergin hocam candır ama gayet de eleştirilir yani. bu sezona çok kötü başladı, takım rezalet oynuyor ve sanıyorum bunun sorumlusu ben değilim! ee kim?
  • 6
    eleştiri denen kavram:

    yanlış, uygunsuz, düzeltilmesi gereken tarafı mantık çerçevesinde ve haklı sebeplerle sunmak, sonrasında bu sunulan tez niteliğindeki kavrama çözüm olabilecek, yanlışı düzeltecek, uygunsuzu uygun hale getirecek, düzeltilmesi gerekene nasıl müdahale edileceğini anlatacak diyalekti kullanmaktır.

    bizde eleştiri:

    sinkaflı cümlelerle, hakaretin kıyısına gelmek ya da ötesine geçmek elzem olmakla birlikte kişinin yanlış yaptığı şeyleri, mantık şart olmaksızın / gerektirmeksizin ortaya sunmak, sonrasında bir çözüm sunmadan "çözün lan bunu" minvalinde yaklaşarak yıldırmak, zarar vermek, örselemek, saygınlığı azaltmak biçiminde gerçekleşen hede...

    bunu, sözlüğümüz dahil "herkes yapıyor" diyemem.

    hatta sözlüğümüzde eleştiriyi sözlük kavramındaki karşılığı gibi yapan, hataları dile getirip düzeltilmesinin yollarını çok güzel açıklayan tertemiz dimağlar da var.
    ancak bir o kadar da tribün kültürüyle saldırıp hıncını çıkarmak amacıyla yazıp "liseli vardı ya ah o liseli" şarkısı söyleten sayısı da azımsanmayacak kadar fazla.

    "ergin senin a.m.k, bok gibi para harcadın, oynayan takımın içine sıçtın, sana hoca diyenin annesini whatsapptan taciz ederim" şeklinde bir yaklaşım eleştiri değil hakarettir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın