3557
geçen sene tekrardan kendisiyle anlaştığımızda kafamda soru işaretleri yok değildi. "ya tekrar egolarını ön planda tutup hüsran yaşatırsa?" diye düşünmekten kendimi alamıyordum. bir önceki sene bizler bile sadece 90 dakikayı izler olmuştuk çoğumuz özetini izlemeye bile dayanamıyordu. ancak gerçek şu ki; bizim o yiten bir çok değerimizi kendisi canlandırdı, düşen takımı kaldırdı, küskünleri oynayanları takıma ısındırdı, fatih terim adam eder okulu vol.3 ü açtı. ilk bir kaç hafta "ya yine mi ya "diyenler olmuştu. haklılardı da. ilk 2 deplasmandan 1 puanla dönebilmiştik toplamda. kim bile bilirdiki kaç deplasman gol yemeyerek herkesin iddaada kg yok şıkkını banko olarak göreceğini. işte öyle bir şey olmuştu. emre çolaklı semih kayalı olmuştuk. altyapı işlemeye başlamıştı yeniden ve başarı kaçınılmaz sinyalleri veriliyordu. ne olduysa baharda oldu. herkes erken ritm tuttu bu takım play off öncesi yorulurlar, kadro derinliği yok yeaaaaa diye atıp tutarken inönü'de q7 aydını indirmeye çalıştı ama 5 yıldır emekleyen çocuk zımba gibi asılarak fileleri havalandırdı. o golü aydın atmadı. o gol terimindi, fatih terimin. fenerbahçeye 22 şut atıp onlarca net pozisyondan yararlanamıyorken de atamayan terimdi, saraçoğlunda kupayı kaldıran tüm eller de terimindi. yoktan var etti. olmaz denileni oldurdu. sayende terim. grande terim. imparatore.