858
öncelikle bir soluklanıp yetkili ağızlardan bu konuyla ilgili bir açıklama beklemek en doğrusu olacaktır. zira medyaya güven olmayacağını herkesten iyi bizim bilmemiz lazım.
mevcut yönetimimiz henüz bir transfer yapmadığı için eleştiriliyor, haklı ya da haksız. buraya değinmeyeceğim. bence beklemek doğru olanı şu durumda. uefa'nın kararlarını açıklamasını elbette bekleyeceğiz. ekonomik anlamda hâlâ düze çıkabilmiş değiliz zira.. neyse; hal böyle olunca taraftar yönetime kızgın zaten. medya da bu durumdan yararlanıyor bana kalırsa. oktay mahmudi ile ilgili çıkan haberler de medyanın işi manipüle etmesinden dolayı olabilir.
şahsi düşüncem; hocanın kalması gerektiği yönündedir. sorunun paradan ziyade yetkilerle alakalı olduğunu düşünüyorum. hakan üstünberk ile iyi bir iletişimi vardı muhtemelen hocanın. onun gitmesiyle basketbol şubesi biraz sahipsiz kaldı. kaldı ki kendisi "ceo" iddiaları için hakan üstünberk varken bile "bu alanda hâlâ zayıfız." minvalinde şeyler söylemiştir. şimdi ise hakan üstünberk de yok.. futbol şubemizde gelen şampiyonlukla beraber taraftarımızın büyük kısmının ilgisi de tekrardan futbola yöneldi. geçen sezon* basketbolla ilgili ya da ilgisiz herkes futboldan ümidi kesmiş, erkek basketbol takımımızı destekliyordu. bu sezon* ise playoff yarı final maçlarında abdi ipekçi dolmadı bile..
öte yandan andric'in gönderilmesine sonuna kadar karşıydım. takımın temel taşlarından biriydi bana kalırsa. keza gordon da öyle.. şimdi bu oyuncuların akıbetleri belli değil ve oktay hoca'yı da tanıyoruz; iyi oynayan ama egosu olmayan, takımı kendisinin üstünde gören oyunculardan kurulu bir takım çalıştırmak istiyor. şu anda bu oyuncularla yolların ayrılması da oktay hoca'yı bu kararsızlığa itmiş olabilir.
sonuç olarak; biz "bir sistemimiz olsun, şampiyonluklar elbette gelecektir. bir karakterimiz olsun." dedik ve oktay mahmudi'ye güvendik. savunmamızı herkes biliyor her ne kadar bu seneki playofflarda gösteremesek de.. avrupa'nın en iyi takımı olan cska'yı 64 sayıda tutan da biziz*, onları euroleague'de bu sezon* ilk yenen* takım da biziz.. bunları savunmamızla başardık. hücumda da bazen tıkansak da genelde boş adamı bulmaya çalışmamız işe yaradı. shipp'in sakatlanması çok büyük handikap oldu bizim için hem savunmada hem hücumda.. ligde gelen başarısızlığı biraz da buna bağlıyorum. ama oktay mahmudi'nin bence hücumda da çeşitli varyasyonlar oluşturması lazım. ve yıldız oyuncuları yönetebilmeyi bilmesi lazım, bunlar da ayrı bir mesele..
para meselesinin manipülasyon olduğunu düşünüyorum. asıl sorun hocanın bazı isteklerinin yerine getirilmemesidir eğer bir sorun varsa. bence yeniden de anlaşma imzalayacağız. efsaneler sıralamasına gelince oktay hoca henüz o mertebeye* ulaşmadı, uzunca bir süre de ulaşamaz. son yıllarda basketbol şubemizin en önemli isimlerinden biri oldu ve belki efsane de olacak ama henüz değil.
ayrılacaksa da teşekkür edilip yollar ayrılır. aslolan galatasaray'dır!
mevcut yönetimimiz henüz bir transfer yapmadığı için eleştiriliyor, haklı ya da haksız. buraya değinmeyeceğim. bence beklemek doğru olanı şu durumda. uefa'nın kararlarını açıklamasını elbette bekleyeceğiz. ekonomik anlamda hâlâ düze çıkabilmiş değiliz zira.. neyse; hal böyle olunca taraftar yönetime kızgın zaten. medya da bu durumdan yararlanıyor bana kalırsa. oktay mahmudi ile ilgili çıkan haberler de medyanın işi manipüle etmesinden dolayı olabilir.
şahsi düşüncem; hocanın kalması gerektiği yönündedir. sorunun paradan ziyade yetkilerle alakalı olduğunu düşünüyorum. hakan üstünberk ile iyi bir iletişimi vardı muhtemelen hocanın. onun gitmesiyle basketbol şubesi biraz sahipsiz kaldı. kaldı ki kendisi "ceo" iddiaları için hakan üstünberk varken bile "bu alanda hâlâ zayıfız." minvalinde şeyler söylemiştir. şimdi ise hakan üstünberk de yok.. futbol şubemizde gelen şampiyonlukla beraber taraftarımızın büyük kısmının ilgisi de tekrardan futbola yöneldi. geçen sezon* basketbolla ilgili ya da ilgisiz herkes futboldan ümidi kesmiş, erkek basketbol takımımızı destekliyordu. bu sezon* ise playoff yarı final maçlarında abdi ipekçi dolmadı bile..
öte yandan andric'in gönderilmesine sonuna kadar karşıydım. takımın temel taşlarından biriydi bana kalırsa. keza gordon da öyle.. şimdi bu oyuncuların akıbetleri belli değil ve oktay hoca'yı da tanıyoruz; iyi oynayan ama egosu olmayan, takımı kendisinin üstünde gören oyunculardan kurulu bir takım çalıştırmak istiyor. şu anda bu oyuncularla yolların ayrılması da oktay hoca'yı bu kararsızlığa itmiş olabilir.
sonuç olarak; biz "bir sistemimiz olsun, şampiyonluklar elbette gelecektir. bir karakterimiz olsun." dedik ve oktay mahmudi'ye güvendik. savunmamızı herkes biliyor her ne kadar bu seneki playofflarda gösteremesek de.. avrupa'nın en iyi takımı olan cska'yı 64 sayıda tutan da biziz*, onları euroleague'de bu sezon* ilk yenen* takım da biziz.. bunları savunmamızla başardık. hücumda da bazen tıkansak da genelde boş adamı bulmaya çalışmamız işe yaradı. shipp'in sakatlanması çok büyük handikap oldu bizim için hem savunmada hem hücumda.. ligde gelen başarısızlığı biraz da buna bağlıyorum. ama oktay mahmudi'nin bence hücumda da çeşitli varyasyonlar oluşturması lazım. ve yıldız oyuncuları yönetebilmeyi bilmesi lazım, bunlar da ayrı bir mesele..
para meselesinin manipülasyon olduğunu düşünüyorum. asıl sorun hocanın bazı isteklerinin yerine getirilmemesidir eğer bir sorun varsa. bence yeniden de anlaşma imzalayacağız. efsaneler sıralamasına gelince oktay hoca henüz o mertebeye* ulaşmadı, uzunca bir süre de ulaşamaz. son yıllarda basketbol şubemizin en önemli isimlerinden biri oldu ve belki efsane de olacak ama henüz değil.
ayrılacaksa da teşekkür edilip yollar ayrılır. aslolan galatasaray'dır!