• 121
    o sıralar galatasarayımın forvetinde kubilay türkyılmaz var, bir maçta da kubilay defans oyuncusunun önünden giderken yere düşüyor, hakem devam diyor, ben ve yanımda ne kadar galatasaraylı varsa basıyoruz kalayı. pozisyonun tekrarında, kubilay'ın önde giderken ellerini geriye doğru uzatarak rakibini öne, kendine doğru çektiği gözüküyor, ve hepimiz göt oluyoruz. fotoğraf aklıma yerleşiyor.

    okul turnuvasında finale kaldık. herkes orada. okulumuzun bahçesinde bulunan sahada, demir kale direkleri, nizami ölçülere yakın futbol sahası da var. bütün okul orada nerdeyse. hoşlandığım kız da orada tabi. onun gazı da var. oysa onun sikinde değil. herkes gelmiş diye gelmiş işte.

    final maçı, hakem beden öğretmeni, 2-1 öndeyiz, son dakikalar oynanıyor, goller benden, ama yürüyecek halim kalmadı, dil dışarıda, engin baytar krampları giriyor her yerime, adamlar da saldırıyor can havliyle, onlar hücum ederken savunmadan serseri bir top geldi, önüme düştü, savunmacı arkamda kaldı, sadece bir tane savunmacı o da okulun en hızlı koşan piçi, luton shelton sanki, ben olmuşum hakan balta, neyse aldım topu, rakip kaleye 40 metre falan, adam da az arkamda, biraz sürdüm topu, arkama yapıştı semih kaya gibi, ben de yürüyecek hal yok, aklıma gelen kare, kubilay türkyılmaz oldu, attım ellerimi arkaya, sardım onu biraz, ikimizde düştük, kırmızı kart gördü rakip, biraz kavga çıktı, ergün penbesoğukluğunda uzaklaştım, kupayı da aldık. bu arada kızın sikinde olmadı hiç.
App Store'dan indirin Google Play'den alın