744
şike soruşturması patlak verdiğinde süreçle ilgili hukuki görüş bildiren bir yazı yazmıştım.
olayın bu gün geldiği noktayı da göz önüne alırsak burdan da yayınlayalım.
yapılması gereken neydi neler oldu, şimdi uefa kapılarında sokun ama lütfen az sokun biz ceza veremicez diye dolanılıyo,
süreç daha iyi anlaşılsın diye.
bu gün mehmet ali aydınlar hakkında suç duyurusunda bulunacak arkadaşlara da selam ederim.
--- alıntı ---
hukukçu meslektaşlar çıkıp diyor ki yargının kararı beklenmeli, ya beraat ederlerse ne olacak. eğer fenerbahçe küme düşer ve ilgililer beraat ederse büyük tazminat hakları doğar.
şunu bilmek lazım hukuk yargılaması, ceza yargılaması ve federasyonun yürüteceği disiplin soruşturması tamamen farklı usul hükümlerine tabidir. bunun pratikteki önemi nedir? karara esas alınacak delillerin farklı olmasına neden olmasıdır.
iddia edilen suçların mahkemede ispatlanmasına gerek yok. federasyonun vereceği kararlarla mahkemenin vereceği kararlar farklı usul kurallarına sahip. ceza yargısında delil sayılmayan bir şey federasyon nezdinde delil sayılabilir. misal kanuna aykırı elde edilmiş deliller ceza davası esnasında dosyada saklanır ancak yokmuş gibi kabul edilir. örneğin polis arama esnasında şikeyi %100 kanıtlayan yazılı bir belge buldu. ancak arama esnasında bir usulsüzlük yapıldı. bu durumda yargıtay usulsüzlük şekli bile olsa delilin hükme esas alınamayacağı konusunda çok katı. dolayısıyla ceza dosyası bakımından o delil değerini yitirir. ama federasyon ceza muhakemesi kanununa bağlı olmadığıdan kendi vereceği kararda bu delili göz önünde bulundurmak zorundadır.
yine ceza muhakemesi kanunu'nun yargıtayca kabul edilmiş uygulama şekline göre digital veriler yani polis tarafından yapılmış telefon dinlemeleri ve usulüne uygun alınmış kamera kayıtları tek başına hüküm kurmaya yeterli değildir. sadece belirti olarak kabul edilirler. illa ki suçu ispatlayan başka delillerin varlığı şarttır. ama federasyon telefon görüşmelerini ve kamera kayıtlarını vereceği karara esas alabilir hatta almalıdır da. nitekim futbol disiplin talimatnamesi'nin 63. maddesi "müsabaka görevlilerinin raporları tarafların ve tanıkların beyanları, maddi deliller, uzman görüşleri ve ses ya da video kayıtları kabul edilebilir delillerdir." diyerek aradaki farkı ortaya koymuştur.
bir disiplin soruşturmasındaki sonuç ile ceza davasındaki sonucun da birbirine uygun olması şart değildir. delil durumuna göre ceza yargılamasında beraat kararı çıkabilecekken,disiplin soruşturmasında yine aynı delil durumuna göre görüldüğü üzere ceza çıkabilir. ceza davasında şüpheden sanık faydalanır deniyorken ve suça dair %1 şüphe bile beraat sebebiyken federasyon uefa kriterleri doğrultusunda sıfır tolerans ve %1 şike ihtimali varsa ceza uygulamak durumundadır.
kaldı ki gözden kaçırılan çok önemli bir nokta ceza davasında yargılanan şahıslarken bahsedilen olayda cezalandırılması söz konusu olan, fenerbahçe spor klübü'dür. yani iki uygulamanın hedefinde ki subjeler de farklıdır.
ayrıca ceza hukuku anlamında şike olmayan bir suçun disiplin soruşturmasına göre küme düşmeyle neticelenmesi de mümkündür. bakın sporda şiddet yasası ne demiş : " belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi" yani kanunun suç saydığı eylem için spor müsabakasının sonucunun etkilenmesi amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden bir kişinin varlığı şarttır. peki spor müsabakasının sonucu bir başkasına kazanç yada sair menfaat temin etmeden etkilenemiyor mu? yada kanunda suç sayılan bir eylem gerçekleştirilmeden. çünkü futbol disiplin talimatnamesi diyor ki "müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır." yani hukuka aykırı olmayan ama spor ahlakına aykırı olan durumları da değerlendirme kapsamına sokmuş. bu durumda yargılaması yapılan bir suçtan beraat eden klüp yöneticisi sırf spor ahlakına aykırı davrandığı gerekçesiyle de klübünün küme düşmesine neden olacaktır. nitekim zaman aşımı, kanun değişiklikleri ve lehe olan kanunun uygulanması nedeni ile aziz yıldırım ve arkadaşları ceza yargılamasından beraat etse veya dava düşse bile sırf eldeki deliller değerlendirilerek spor ahlakına aykırı hareketlerle müsabakanın sonucuna etki etmeye teşebbüs etmelerinden dolayı küme düşme cezası verilebilecektir.
yani hukuken de ceza yargısının sonucunun beklenmesinde fayda yoktur. böylece futbol disiplin yönetmeliğinin "idari tedbir, disiplin ihlalinin gerçekleştirildiği konusunda kuvvetli şüphelerin bulunduğu ve disiplin cezasının derhal uygulanmaması durumunda amaçlanan sonuçlara ulaşılamayacağının anlaşıldığı hallerde, kulüp veya kişi hakkında kesin bir ceza hükmü tesis edilene kadar, kulübü seyircisiz oynatmak, kulübün sahasını kapatmak, kişiye hak mahrumiyeti vermek veya kişiyi her türlü müsabakalara katılmaktan ya da müsabakaları yönetmekten yasaklamaktır." diyen 70. maddesinin uygulanmasına olanak yoktur. çünkü hareketler suç teşkil etmese dahi eldeki delillerle spor ahlakına aykırı şekilde etkilediği gerekçesiyle disiplin cezasının uygulanmasına yetecektir.
kaldı ki ceza mahkemeleri niteliği itibarıyla son derece uzun sürmektedir. dolayısıyla federasyonun en az 6-7 sene sürecek bir davayı bekleme lüksü ve hakkı yoktur. hatta böyle bir karar bence yine ceza kanunu anlamında görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur. futbol disiplin talimatı federasyonu en kısa sürede karar almaya zorluyor ve bunun için gerekli yetkiyi de vermiş. en geç gizlilik kararının kalkması ve federasyonun delillere ulaşmasından sonra, en kısa sürede karar verilmesi bu düzenlemelere göre zorunludur. çünkü futbol disiplin talimatı'nın varlığının amacı hızlı ve etkin denetimdir. bu kanun ve bu kanunda düzenlenmiş cezaların, ceza muhakemesinin sonucuna bağlanması kanaati son derece saçma ve çözümsüzlükten çözüm üretmek üzerine bir stratejidir.
ve sonuç olarak kararın ertelenmesine en büyük dayanak olan fikre ilişkin olarak şunu söyleyebilirim, aziz yıldırım ve arkadaşları ceza yargılamasından beraat etse dahi bahsettiğim gerekçelerle küme düşen fenerbahçe'nin hiç bir tazminat hakkı olmayacaktır. çünkü görünüşe göre eldeki deliller federasyonun fenerbahçe'yi derhal spor ahlakına aykırı hareketler nedeni ile küme düşürmesine yeterlidir.
--- alıntı ---
olayın bu gün geldiği noktayı da göz önüne alırsak burdan da yayınlayalım.
yapılması gereken neydi neler oldu, şimdi uefa kapılarında sokun ama lütfen az sokun biz ceza veremicez diye dolanılıyo,
süreç daha iyi anlaşılsın diye.
bu gün mehmet ali aydınlar hakkında suç duyurusunda bulunacak arkadaşlara da selam ederim.
--- alıntı ---
hukukçu meslektaşlar çıkıp diyor ki yargının kararı beklenmeli, ya beraat ederlerse ne olacak. eğer fenerbahçe küme düşer ve ilgililer beraat ederse büyük tazminat hakları doğar.
şunu bilmek lazım hukuk yargılaması, ceza yargılaması ve federasyonun yürüteceği disiplin soruşturması tamamen farklı usul hükümlerine tabidir. bunun pratikteki önemi nedir? karara esas alınacak delillerin farklı olmasına neden olmasıdır.
iddia edilen suçların mahkemede ispatlanmasına gerek yok. federasyonun vereceği kararlarla mahkemenin vereceği kararlar farklı usul kurallarına sahip. ceza yargısında delil sayılmayan bir şey federasyon nezdinde delil sayılabilir. misal kanuna aykırı elde edilmiş deliller ceza davası esnasında dosyada saklanır ancak yokmuş gibi kabul edilir. örneğin polis arama esnasında şikeyi %100 kanıtlayan yazılı bir belge buldu. ancak arama esnasında bir usulsüzlük yapıldı. bu durumda yargıtay usulsüzlük şekli bile olsa delilin hükme esas alınamayacağı konusunda çok katı. dolayısıyla ceza dosyası bakımından o delil değerini yitirir. ama federasyon ceza muhakemesi kanununa bağlı olmadığıdan kendi vereceği kararda bu delili göz önünde bulundurmak zorundadır.
yine ceza muhakemesi kanunu'nun yargıtayca kabul edilmiş uygulama şekline göre digital veriler yani polis tarafından yapılmış telefon dinlemeleri ve usulüne uygun alınmış kamera kayıtları tek başına hüküm kurmaya yeterli değildir. sadece belirti olarak kabul edilirler. illa ki suçu ispatlayan başka delillerin varlığı şarttır. ama federasyon telefon görüşmelerini ve kamera kayıtlarını vereceği karara esas alabilir hatta almalıdır da. nitekim futbol disiplin talimatnamesi'nin 63. maddesi "müsabaka görevlilerinin raporları tarafların ve tanıkların beyanları, maddi deliller, uzman görüşleri ve ses ya da video kayıtları kabul edilebilir delillerdir." diyerek aradaki farkı ortaya koymuştur.
bir disiplin soruşturmasındaki sonuç ile ceza davasındaki sonucun da birbirine uygun olması şart değildir. delil durumuna göre ceza yargılamasında beraat kararı çıkabilecekken,disiplin soruşturmasında yine aynı delil durumuna göre görüldüğü üzere ceza çıkabilir. ceza davasında şüpheden sanık faydalanır deniyorken ve suça dair %1 şüphe bile beraat sebebiyken federasyon uefa kriterleri doğrultusunda sıfır tolerans ve %1 şike ihtimali varsa ceza uygulamak durumundadır.
kaldı ki gözden kaçırılan çok önemli bir nokta ceza davasında yargılanan şahıslarken bahsedilen olayda cezalandırılması söz konusu olan, fenerbahçe spor klübü'dür. yani iki uygulamanın hedefinde ki subjeler de farklıdır.
ayrıca ceza hukuku anlamında şike olmayan bir suçun disiplin soruşturmasına göre küme düşmeyle neticelenmesi de mümkündür. bakın sporda şiddet yasası ne demiş : " belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi" yani kanunun suç saydığı eylem için spor müsabakasının sonucunun etkilenmesi amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden bir kişinin varlığı şarttır. peki spor müsabakasının sonucu bir başkasına kazanç yada sair menfaat temin etmeden etkilenemiyor mu? yada kanunda suç sayılan bir eylem gerçekleştirilmeden. çünkü futbol disiplin talimatnamesi diyor ki "müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır." yani hukuka aykırı olmayan ama spor ahlakına aykırı olan durumları da değerlendirme kapsamına sokmuş. bu durumda yargılaması yapılan bir suçtan beraat eden klüp yöneticisi sırf spor ahlakına aykırı davrandığı gerekçesiyle de klübünün küme düşmesine neden olacaktır. nitekim zaman aşımı, kanun değişiklikleri ve lehe olan kanunun uygulanması nedeni ile aziz yıldırım ve arkadaşları ceza yargılamasından beraat etse veya dava düşse bile sırf eldeki deliller değerlendirilerek spor ahlakına aykırı hareketlerle müsabakanın sonucuna etki etmeye teşebbüs etmelerinden dolayı küme düşme cezası verilebilecektir.
yani hukuken de ceza yargısının sonucunun beklenmesinde fayda yoktur. böylece futbol disiplin yönetmeliğinin "idari tedbir, disiplin ihlalinin gerçekleştirildiği konusunda kuvvetli şüphelerin bulunduğu ve disiplin cezasının derhal uygulanmaması durumunda amaçlanan sonuçlara ulaşılamayacağının anlaşıldığı hallerde, kulüp veya kişi hakkında kesin bir ceza hükmü tesis edilene kadar, kulübü seyircisiz oynatmak, kulübün sahasını kapatmak, kişiye hak mahrumiyeti vermek veya kişiyi her türlü müsabakalara katılmaktan ya da müsabakaları yönetmekten yasaklamaktır." diyen 70. maddesinin uygulanmasına olanak yoktur. çünkü hareketler suç teşkil etmese dahi eldeki delillerle spor ahlakına aykırı şekilde etkilediği gerekçesiyle disiplin cezasının uygulanmasına yetecektir.
kaldı ki ceza mahkemeleri niteliği itibarıyla son derece uzun sürmektedir. dolayısıyla federasyonun en az 6-7 sene sürecek bir davayı bekleme lüksü ve hakkı yoktur. hatta böyle bir karar bence yine ceza kanunu anlamında görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur. futbol disiplin talimatı federasyonu en kısa sürede karar almaya zorluyor ve bunun için gerekli yetkiyi de vermiş. en geç gizlilik kararının kalkması ve federasyonun delillere ulaşmasından sonra, en kısa sürede karar verilmesi bu düzenlemelere göre zorunludur. çünkü futbol disiplin talimatı'nın varlığının amacı hızlı ve etkin denetimdir. bu kanun ve bu kanunda düzenlenmiş cezaların, ceza muhakemesinin sonucuna bağlanması kanaati son derece saçma ve çözümsüzlükten çözüm üretmek üzerine bir stratejidir.
ve sonuç olarak kararın ertelenmesine en büyük dayanak olan fikre ilişkin olarak şunu söyleyebilirim, aziz yıldırım ve arkadaşları ceza yargılamasından beraat etse dahi bahsettiğim gerekçelerle küme düşen fenerbahçe'nin hiç bir tazminat hakkı olmayacaktır. çünkü görünüşe göre eldeki deliller federasyonun fenerbahçe'yi derhal spor ahlakına aykırı hareketler nedeni ile küme düşürmesine yeterlidir.
--- alıntı ---