• 730
    tribündergide rastladığım bir yazı, çok hoşuma gittiği için paylaşmak istedim. fenerbahçelilerdeki kafa yapısını harika anlatmış.

    --- tribündergiden alıntı ---
    charles mackay adlı iskoçyalı bir adam ,1841 yılında "extraordinary popular delusions and the madness of crowds" bir kitap yazmış. o zamana dek dünyada yaşanmış, kitlesel çılgınlıkları, isterik toplumları anlatan, bugün amerikada ekonomi ve işletme eğitimi alacak her öğrencinin ilk okuduğu kitap.

    eminim adolf hitlerde okumuştu..

    uzmanlık alanlarımdan biri adolf hitler ve third reich..onlarca kitap okudum, türkçe ve ingilizce..

    bugün dahi analiz edilen ve nedeni bulunmaya çalışılan fenomen, mackayın 100 sene evvel zaten işaret ettiği ama nedenini tam olarak ortaya koyamadığı şey:

    avrupanın göbeğinde, halkı diğer avrupalı halklara görece daha kültürlü, gotheyi,immanual kantı, marx ve f.engelsi çıkarmış bir millet , nasıl bir şizofrenik ruh haline girerek yüzde 50 den fazla bir oy ile , yahudileri,çingeneleri ve alt insan dediği milletleri ortadan kaldıracağını, dikta kuracağını, diktatör olacağını açık seçik ilan etmiş bir adamı demokratik bir seçim ile seçer??

    seçtikten sonra,nazi diktatörlüğüne nasıl gönülden bağlanır, vahşete göz yumar, olanları gö-re-mez, berlin kuşatılmışken , bombalar altında dağılırken hala , savaşın kaybedildiğini bile bile gözü kapalı, alman milletini mahvetmiş bir adamın peşinden gidebilir ??

    psikoloğundan sosyal bilimcisine kadar bu konu araştırılıyor ama sağlıklı bir yanıt yok..

    yani , şu şike davasında, sadece dün akşam koyduğum tapeler bile, mantık yapısı bozulmamış bir beyine sahip bir insanın, aziz yıldırmın nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu ve nasıl bir yöntem uyguladığını , ülkede futbolun nasıl yönetildiğini anlamasına yetecek şeyler içermektedir.

    bu denli kör bir inanç , gerçekleri kabul edememe, gördüğünü reddetme, okuduğunu reddetme , gerçeklikten kopuş , nasıl olabilir.

    yeryüzünde komplo teorileri ve teorisyenleri var, ama onlar bile bir komplo oluştururken, belirli bir mantıksal ve tarihsel dizi argümanları kullanır.bazı şeyleri çarptırır ama genede bir sistematiğe oturmuştur.

    aziz yıldırma ve fenerbahçeye neden komplo yapılır, amaç nedir, çıkar nedir, şunu tek bir fenerli , şu ana dek komplo çizgisi içerisinde ortaya koyamadı, koyamazda.bende çok kafa yordum ama hep çok büyük bir açık kaldı teoride.

    fettullah ele geçirecek, yahu neden , bir anlatın ..tüm yönetimi devlete göbekten bağlı bir takımın, devletin kıyakları ile yürüyen, paraya kıçının son noktasına kadar bağlı bir sistemde , devlet muhalifi nasıl olabileceğini bir anlatın..

    komploları geçtim , 401 sayfa + 70 x500 sayfa döküman var , bunların hepsine uydurma demek nasıl bir zihnin ürünüdür.

    üstelik mahkemede istenildiği anda bu kayıtları ortaya koyabilecek iken savcı, nasıl uydurduğu iddia edilebilir..

    ama bu olay beni şaşırtmıyor, bu yılların fenerbahçe camiasında yaşanan megoloman üst kültürünün eseridir.

    fenerbahçe cumhuriyetinden başlayın, bu klübün kendini ifade ettiği tüm argümanlar , rakiplerini ezme amacında türetilmiştir.

    ülkede toplasan 30 milyon futbolla ilgilenen insan varken ortaya atılan 25 milyon taraftar efsanesi, tüm takımların fenere karşı birleşme efsanesi ki son olaylar zaten bunun kuyruklu yalan olduğunu gösteriyor, eski başkanlarından birinin atatürke suikast girişiminden idam edilmesine ve tek bir delil olmamasına rağmen atatürk fenerli efsanesi,bir gün herkes fenerli olacak tarzı hastalıklı söylemler, vs...

    bütün bunlarla belirli bir kitle adeta hipnotize edildi , bunlara gerçekten inandılar, sadece bir futbol takımı olduklarını unutup, sanırsın adeta başka bir ırk başka birer kişi olduklarını sanmaya başladılar.

    bu yaratılan koskoca kumdan kale , bir darbe ile dağılmaya başladığında ise, işte bu beyinler şimdi bunu kabul edemiyor.çünkü kabul ettiği anda bugüne dek , fenerbahçe üzerinden oluşturduğu kişiliği, ruhu paramparça olacak.basit bir futbolu adeta hayatının orta noktası, kendi kişiliğinin bile üstüne koyduğun da, insanın bu travmayı kaldırması mümkün değildir.

    kaldıramazlarda.

    fener küme düşsün, bu sefer , haksızlık ve fener düşmanlarının feneri yok etme planı olduğu yıllarca konuşulacak..

    bir futbol klübünün, amacı futbol takımı kurmak ve oynatmak, fazlası değil..bu nokta algılanmaktan çok uzak artık..

    benzer yola girmiş başka klüplerde var, aslında renkleri dışında, sistem içersinde farkları olmayan, birilerinin para kazanmasını sağlayacak bir eğlence aracı olma dışında - özellikle ülkemizde, felsefi veya tarihsel bir anlam, ne kadar kıçınızı yırtarsanız yırtın, yükleyemeyeceğiniz- klüpleri adeta tanrılaştıran, ırklaştıran,devletleştiren, kendi kişiliğinin bile anlamı haline getiren taraftarlar üreten klüplerdir bunlar.

    aziz yıldırımın özünde , bu insanlar kendilerini, bugüne kadar oluşturdukları tüm inanç sistemini savunuyor, çünkü aziz giderse, kendileride dağılacak..

    bu şizofreniye , bu kitlesel hipnotizmaya katılmamış bir avuç fenerlide ne yapsın, ne diyeceğini şaşırmış durumda.

    savunulacak ve desteklenecek olanın fenerbahçe olduğunun, aziz yıldırımın yaptıklarının farkında olan bu kitlede konuşamıyor çünkü bu isteri krizine girmiş bu kitle onlarıda linç edecektir.

    valla, lig tv batmasın hesabına , tüm bu olaylar göz ardı edilirse, ülkede akil ve futbolu seven kitle , futboldan uzaklaşır..

    ha zannetmesin aziz yandaşları bu düzen böyle devam eder, bu düzende aziz kendi karşıtlarını oluşturacaktır.gsaray,beşiktaş ve ts taraftarıda değişecektir, bu iş cezasız kalırsa, yöntemin artık sorgulanmasıda kalmaz, tezin antitezi oluşturması gibi bu sefer gerçekten fenerbahçe, kendisinin benzeri anti-fenerbahçeleri yaratacaktır, zaten futbol o noktadan sonra futbol olmaktan çıkacaktır.
    --- tribündergiden alıntı ---
  • 732
    iddia 1 ) fenerbahçe son anda cas davasından çekilecek. nedeni uefa'nın şubat ayı içerisinde fenerbahçe ile ilgili disiplin soruşturması başlatacak olması. uefa'nın 3-5 sene fenerbahçe'yi avrupa kupalarından men etmesi gündemde.

    iddia 2 ) bu pazarlığın içindekiler ; uefa, fb, tff ve dupont. dupont davanın kaybedileceğini iletmiş fenerbahçe yönetimine...

    iddia 3 ) uefa etik kurulu raporunu daha basına sızmadan,aylar önce federasyon'dan ingilizce tercümeli halini alarak, aldığı kararla 2010-2011 sezonu şampiyonu olarak trabzon'u tescil etmesini tff'ye iletmiş.

    iddia 4 ) bu işlemi yürürlüğe koymayan tff trabzon'a siz de düşersiniz şeklinde şantaj yaparak trabzon'un fazla gürültü çıkarmamasını istemiş. trabzon'un temmuzdan beri fazla konuşmaması ama son dönemde tff'yi böyle yerden yere vurmasının nedeni bu bilginin kendilerine de gelmiş olması.

    iddia 5 ) şike soruşturması başlamadan önce mayıs 2011'de trabzonspor yönetimi mahmut özgener yönetimindeki tff'ye bu şike ve teşvik iddialarıyla ilgili şikayet ve ihbarda bulunmuş. bunu sümen altı etmiş o dönem tff. bunun üzerine trabzon yönetimi aynı başvuruyu uefa'ya yapmış. bu olay yakında gündeme gelebilir. mahmut özgener'in başkanlıktan apar topar ayrılıp ortadan kaybolması ???

    iddia 6 ) uefa ilgili talimatları gözönüne alarak tff'ye fenerbahçeyi 3. lige düşürmesini ve orda eksi puanla başlatmasını istemiş. federasyon kanadı uefa'yı bankasya ve orda eksi puanla başlatmak için ikna etmeye çalışıyor.

    iddia 7 ) fenerbahçe şampiyon ligi'nde oynanan dinamo zagrep - lyon maçı ile ilgili resmi siteleri aracılığıyla ortalığı yangın yerine çevirecekken son anda bundan vazgeçmiş.

    iddia 8 ) bu bilgileri spor ve bazı siyaset yazarları çok iyi biliyor ama emir büyük yerden geldiğinden sansür söz konusu.

    iddia 9 ) bu iddiaların kaynağı şu anda aktif görev yapan galatasaraylı üst düzey bir yönetim kurulu üyesi.
  • 736
    biraz önce atilla türkertwitter'da "1=şike talimati kesinlikle degismiyor. 2= m. ali aydinlar hafta icinde aykut kocaman ile ozel bir gorusme yapti. 3=f.bahce transfer yapmiyor" yazdı. ibrahim setende aykut kocaman'ın ordu'ya geç gitme sebebinin mehmet ali aydınlar ile yaptığı görüşme olduğunu söylemişti. hatırlarsanız basın moussa sow transferiyle ilgili olumlu bir gelişme olduğu için geç gitti diye yazmıştı. fenerbahçe'nin transferlerden de birer birer vazgeçmesi sonucu artık yolun sonuna gelindiği ortadadır.
  • 738
    14 şubatta dava olur da 13 şubatta kulüpler birliği durur mu? hemen bir toplantı ayarlamışlar, "bakın ha caymak yok taaam mıı" diyecek federasyon başkanlar da amaaan başım gölgede olsun da götümü eşek siksin atasözünden hareketle peki diyecekler, dik duranlar duracak tarih omurgalıları da omurgasızları da bir güzel yazacak. bu davadan sonraki adım galatasaray'ın yükselişini engelleme hamlesi olacaktır.
  • 739
    tff disiplin kurulları verilecek cezalar için yargı sürecinin sonunu bekler ve bu şekilde bir içtihat ortaya çıkarsa, spor hukukundaki 'kanaat' ilkesi işlevini yitirir ve kanıt bırakmadan şike yapılması olağan hale gelir.

    kanaat ilkesi uygulanmadan bir teşvik ya da şikeyi nasıl ispatlayacaksın ki. zira kötü niyetli kişiler artık para transferi, telefon görüşmeleri gibi delil teşkil edebilecek hususlara dikkat ederler. yöneticiler hiç bir şekilde olaya dahil olmazlar, yerlerine piyonlar kullanırlar; ola ki teşvik/şike ortaya çıkarsa, 1-3 arası hapis cezasından yırtmak için.
  • 740
    süreci şöyle özetleyim.

    olay 3 temmuz'da patlak verdikten kısa bir süre sonra mehmet ali aydınlar ''deliller çok ciddi, hızlı ama aceleci olmayan kararlar alacağız'' demişti. o ilk delillerin üstüne neler çıktı neler, neredeyse sokaktaki adam bile delilleri inceledi, konuşmalara şahit oldu.

    mehmet ali aydınlar ne olduysa vol1 , kendilerinin karar alamayacağını delillerin kendilerine ulaşmadığını söyledi. belli bir zaman geçtikten sonra etik kurulu'nun kararını beklediklerini söyledi. klasörler geldi savcılıktan, bilmem ne odasında etik kurulu toplandı ve görüşünü bildirdi. emniyetin açıklamasına paralel bilmem kaç maçta şike , teşvik ve bunlara teşebbüs yapıldığını söyledi.

    mehmet ali aydınlar ne olduysa vol2 , iddianamenin hazırlanmasını beklediklerini söyledi. iddianame hazırlanıp mahkemeye sunulduktan sonra karar verebileceklermiş. savcı tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk etti, iddianame hazırlandı, şikeciler, teşvikçiler tutuklandı ve ait oldukları yere gönderildi. ama bizimki hala bir karar veremedi.

    digitürk bahane edildi, futbol endüstrisi bahane edildi. sonra kamuoyuna ''yaa bi kereliğine affetsek olur aslında'' düşüncesi empoze edilmeye çalışıldı ama allahtan galatasarayımız var, başından beri şikeye dimdik karşı durduğu gibi durmaya devam etti.

    şimdi de uydurdular bi genel kurul kararı, onu bekliyorlar. nereye kadar çırpınıp batacaklar bakalım. şikecisi de, teşvikçisi de, bunlara teşebbüs edenler de yasanın dediği gibi cezalarını çekip alt kümelere düşürülmeli. iyice futbolun amına koymadan kararınızı verin artık.

    olur da genel kurulda ''1 kereliğine af'' diye saçma sapan bir karar alınırsa bunu millete nasıl açıklayacaklar utanmadan merakla bekliyorum. tff'nin yüzsüz olduğu kadar bir diğer yüzsüz de beşiktaştır. hiçbir şey yapmamışlar gibi nasıl davranıyorlar akıl sır ermiyor. ibrahim akın'ın neden futbol oynayamadığını bir sorsunlar kendilerine beşiktaşlılar.
  • 741
    uzaması ile psikolojimi bozan soruşturmadır. dün gece bir rüya gördüm. hala etkisindeyim.
    federasyon konuyu karara bağlamak için toplantı ayarlamış. toplantı eskiçarşı * diye bilinen tarihi bir mekanda tarihi bir handa gerçekleşecek. toplantıya bizim biraderle beraber davet alıyoruz. yola koyuluyoruz. yol herzaman gittiğim seferihisar yolu, ama birden ara bir orman yoluna sapıyoruz. biraz gittikten sonra masal diyarı gibi bir yere geliyoruz.
    her taraf mistik tarihi yapılarla dolu. esnaf çok sıcakkanlı, bizi gören içeri buyur ediyor, ikramlar sunmaya çalışıyor.
    birader bana dönüp "ben futboldan anlamam sen git" diyor.
    toplantının yapılacağı mekanı ararken bir deniz feneri görüyorum. bu bir işaret olmalı diyorum arkasına doğru ilerliyorum. arkasına vardığımda nihat özdemir düşünceli bir şekilde denize bakıyor. hayırdır başkan gemilerin mi battı diye iğrenç bir espri yapıyorum. nihat özdemir bana dönüyor, bakıyorum adam ağlıyor. insani yanım devreye giriyor ve teselli etmeye başlıyorum. "üzülme başkan, düşmek bir şereftir, asıl kalırsanız çok tepki alacaksınız bak en doğrusu sizin içinde bu" falan diyorum. adam biraz sakinliyor beraber toplantıya gidiyoruz. toplantıda yan yana oturuyoruz. tüm kulüp başkanları ve gazeteciler var. kim olduğunu bir türlü çözemediğim bir gazeteci nihat özdemir'i zayıf bulunca başlıyor yüklenmeye. adam yerin dibine geçiyor. kıpkırmızı oluyor. ben çok üzülyorum bu haline ve gazeteciye çemkiriyorum. akıllı ol falan diyorum. adam zor durumda görmüyormusun diyorum. birden salonda bir alkış tutuluyor bana. işte ebedi dost, ezeli rakip tezahüratları yapılıyor. gurur duyuyorum kendimle. sonra sonucu görmeden uyandım. resmen kabus a.q. nihat özdemir'e ne acıyacağım ya, bilinçaltımında a.q.
    beter olsun şerefsizler! ne soruşturmaymış kardeşim, kafa bırakmadınız adamda.
  • 743
    özel yetkili savcılık tarafından yürütülen ‘futbolda şike soruşturması’ dosyasından ayrılan ve galatasaray spor kulübü ile ilgili olan soruşturmada görevsizlik kararı verildi.

    --- alıntı ---
    futbolda şike soruşturmasını’ yürüten savcı mehmet berk, geçtiğimiz ay şike iddianamesini mahkemeye gönderdi. savcı berk, şüphelilerinin galatasaray spor kulübü eski başkanı adnan polat, galatasaray’lı eski yönetici bülent tulun ve polat’ın şoförü mustafa kabasakal’ın olduğu dosyayı ‘görevsizlik’ kararı ile çağlayan’daki istanbul adliyesi’ne gönderdi.

    ‘örgütsel bağlanti yok’ karari

    ‘teşvik primi verildiği’ iddiasıyla yürütülen soruşturmada savcı mehmet berk bugün kararını verdi. savcı berk, görevsizlik kararında 2006 yılındaki denizlispor-fenerbahçe maçında sarı kırmızılı takımın denizli’ye teşvik primi gönderdiği iddiasıyla ilgili üç şüpheli hakkında soruşturma yürütüldüğünü belirtti. “şüphelilerin eylemlerinde örgütsel bir bağlantının tespit edilemediğinin" belirtildiği kararda, eylemin örgütlü suç kapsamında olmadığı ve bu nedenle cmk. 250. madde ile görevli savcılığın görev alanına girmediği vurgulandı.

    bahis dosyasina da görevsizlik

    savcı berk, geçtiğimiz ay sarıyer cumhuriyet başsavcılığı tarafından görevsizlik kararıyla özel yetkili savcılığa gönderilen ‘futbolda bahis ve kara para’ dosyası ile ilgili de görevsizlik kararı verdi. ‘futbol maçlarında şike yapıp, o maçlara bahis oynandığı’ iddiasıyla bazı şüpheliler ile ilgili yürütülen soruşturma dosyasını inceleyen savcı berk, görevsizlik kararında dosyanın ‘örgütlü suç kapsamında’ olmadığını belirtti. dün verilen görevsizlik kararında, söz konusu suçlamalarla ilgili daha önce sarıyer cumhuriyet başsavcılığı tarafından bazı şüphelilerle ilgili soruşturma yürütüldüğü ve soruşturma sonucunda açılan davanın istanbul 20. ağır ceza mahkemesi’nde görüldüğü hatırlatıldı. dosyadaki suçlamanın daha önce sarıyer savcılığı tarafından açılan dava ile bağlantılı olduğunu, bu nedenle soruşturmanın sarıyer cumhuriyet başsavcılığı tarafından yürütülmesi gerektiğini belirten berk, ‘futbolda bahis ve kara para’ dosyası kapsamında açılacak herhangi bir davanın da istanbul 20. ağır ceza mahkemesi’nde görülen dava ile birlikte görülmesi gerektiğini vurguladı.
    --- alıntı ---

    http://gss.gs/90l
  • 744
    şike soruşturması patlak verdiğinde süreçle ilgili hukuki görüş bildiren bir yazı yazmıştım.
    olayın bu gün geldiği noktayı da göz önüne alırsak burdan da yayınlayalım.
    yapılması gereken neydi neler oldu, şimdi uefa kapılarında sokun ama lütfen az sokun biz ceza veremicez diye dolanılıyo,
    süreç daha iyi anlaşılsın diye.

    bu gün mehmet ali aydınlar hakkında suç duyurusunda bulunacak arkadaşlara da selam ederim.

    --- alıntı ---

    hukukçu meslektaşlar çıkıp diyor ki yargının kararı beklenmeli, ya beraat ederlerse ne olacak. eğer fenerbahçe küme düşer ve ilgililer beraat ederse büyük tazminat hakları doğar.

    şunu bilmek lazım hukuk yargılaması, ceza yargılaması ve federasyonun yürüteceği disiplin soruşturması tamamen farklı usul hükümlerine tabidir. bunun pratikteki önemi nedir? karara esas alınacak delillerin farklı olmasına neden olmasıdır.

    iddia edilen suçların mahkemede ispatlanmasına gerek yok. federasyonun vereceği kararlarla mahkemenin vereceği kararlar farklı usul kurallarına sahip. ceza yargısında delil sayılmayan bir şey federasyon nezdinde delil sayılabilir. misal kanuna aykırı elde edilmiş deliller ceza davası esnasında dosyada saklanır ancak yokmuş gibi kabul edilir. örneğin polis arama esnasında şikeyi %100 kanıtlayan yazılı bir belge buldu. ancak arama esnasında bir usulsüzlük yapıldı. bu durumda yargıtay usulsüzlük şekli bile olsa delilin hükme esas alınamayacağı konusunda çok katı. dolayısıyla ceza dosyası bakımından o delil değerini yitirir. ama federasyon ceza muhakemesi kanununa bağlı olmadığıdan kendi vereceği kararda bu delili göz önünde bulundurmak zorundadır.

    yine ceza muhakemesi kanunu'nun yargıtayca kabul edilmiş uygulama şekline göre digital veriler yani polis tarafından yapılmış telefon dinlemeleri ve usulüne uygun alınmış kamera kayıtları tek başına hüküm kurmaya yeterli değildir. sadece belirti olarak kabul edilirler. illa ki suçu ispatlayan başka delillerin varlığı şarttır. ama federasyon telefon görüşmelerini ve kamera kayıtlarını vereceği karara esas alabilir hatta almalıdır da. nitekim futbol disiplin talimatnamesi'nin 63. maddesi "müsabaka görevlilerinin raporları tarafların ve tanıkların beyanları, maddi deliller, uzman görüşleri ve ses ya da video kayıtları kabul edilebilir delillerdir." diyerek aradaki farkı ortaya koymuştur.

    bir disiplin soruşturmasındaki sonuç ile ceza davasındaki sonucun da birbirine uygun olması şart değildir. delil durumuna göre ceza yargılamasında beraat kararı çıkabilecekken,disiplin soruşturmasında yine aynı delil durumuna göre görüldüğü üzere ceza çıkabilir. ceza davasında şüpheden sanık faydalanır deniyorken ve suça dair %1 şüphe bile beraat sebebiyken federasyon uefa kriterleri doğrultusunda sıfır tolerans ve %1 şike ihtimali varsa ceza uygulamak durumundadır.

    kaldı ki gözden kaçırılan çok önemli bir nokta ceza davasında yargılanan şahıslarken bahsedilen olayda cezalandırılması söz konusu olan, fenerbahçe spor klübü'dür. yani iki uygulamanın hedefinde ki subjeler de farklıdır.

    ayrıca ceza hukuku anlamında şike olmayan bir suçun disiplin soruşturmasına göre küme düşmeyle neticelenmesi de mümkündür. bakın sporda şiddet yasası ne demiş : " belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi" yani kanunun suç saydığı eylem için spor müsabakasının sonucunun etkilenmesi amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden bir kişinin varlığı şarttır. peki spor müsabakasının sonucu bir başkasına kazanç yada sair menfaat temin etmeden etkilenemiyor mu? yada kanunda suç sayılan bir eylem gerçekleştirilmeden. çünkü futbol disiplin talimatnamesi diyor ki "müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır." yani hukuka aykırı olmayan ama spor ahlakına aykırı olan durumları da değerlendirme kapsamına sokmuş. bu durumda yargılaması yapılan bir suçtan beraat eden klüp yöneticisi sırf spor ahlakına aykırı davrandığı gerekçesiyle de klübünün küme düşmesine neden olacaktır. nitekim zaman aşımı, kanun değişiklikleri ve lehe olan kanunun uygulanması nedeni ile aziz yıldırım ve arkadaşları ceza yargılamasından beraat etse veya dava düşse bile sırf eldeki deliller değerlendirilerek spor ahlakına aykırı hareketlerle müsabakanın sonucuna etki etmeye teşebbüs etmelerinden dolayı küme düşme cezası verilebilecektir.

    yani hukuken de ceza yargısının sonucunun beklenmesinde fayda yoktur. böylece futbol disiplin yönetmeliğinin "idari tedbir, disiplin ihlalinin gerçekleştirildiği konusunda kuvvetli şüphelerin bulunduğu ve disiplin cezasının derhal uygulanmaması durumunda amaçlanan sonuçlara ulaşılamayacağının anlaşıldığı hallerde, kulüp veya kişi hakkında kesin bir ceza hükmü tesis edilene kadar, kulübü seyircisiz oynatmak, kulübün sahasını kapatmak, kişiye hak mahrumiyeti vermek veya kişiyi her türlü müsabakalara katılmaktan ya da müsabakaları yönetmekten yasaklamaktır." diyen 70. maddesinin uygulanmasına olanak yoktur. çünkü hareketler suç teşkil etmese dahi eldeki delillerle spor ahlakına aykırı şekilde etkilediği gerekçesiyle disiplin cezasının uygulanmasına yetecektir.

    kaldı ki ceza mahkemeleri niteliği itibarıyla son derece uzun sürmektedir. dolayısıyla federasyonun en az 6-7 sene sürecek bir davayı bekleme lüksü ve hakkı yoktur. hatta böyle bir karar bence yine ceza kanunu anlamında görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur. futbol disiplin talimatı federasyonu en kısa sürede karar almaya zorluyor ve bunun için gerekli yetkiyi de vermiş. en geç gizlilik kararının kalkması ve federasyonun delillere ulaşmasından sonra, en kısa sürede karar verilmesi bu düzenlemelere göre zorunludur. çünkü futbol disiplin talimatı'nın varlığının amacı hızlı ve etkin denetimdir. bu kanun ve bu kanunda düzenlenmiş cezaların, ceza muhakemesinin sonucuna bağlanması kanaati son derece saçma ve çözümsüzlükten çözüm üretmek üzerine bir stratejidir.

    ve sonuç olarak kararın ertelenmesine en büyük dayanak olan fikre ilişkin olarak şunu söyleyebilirim, aziz yıldırım ve arkadaşları ceza yargılamasından beraat etse dahi bahsettiğim gerekçelerle küme düşen fenerbahçe'nin hiç bir tazminat hakkı olmayacaktır. çünkü görünüşe göre eldeki deliller federasyonun fenerbahçe'yi derhal spor ahlakına aykırı hareketler nedeni ile küme düşürmesine yeterlidir.

    --- alıntı ---
  • 746
    şikede son durum – çadır tiyatrosu

    http://www.captano.net/...ans%C3%B6z200112.jpg

    şike soruşturmasında operasyonların başladığı 3 temmuz 2011’den beri neler olduğunu ilgili herkes biliyor . bilmeyenler google’dan araştırsın. daha önce de bu konuda yazmıştım. şimdi de son dönemde olanları yorumlamak istiyorum.

    fenerbahçe camiası, gülen cemaatinin aziz yıldırım üzerinden fenerbahçe’ye operasyon yapıldığını iddia etti ki hala aynı görüşte olanların sayısı fazla. ben de böyle bir şey yok diyemem, olabilir. ama sorarım : cemaatin en önemli finans kaynaklarından olduğu söylenen ülker’i kulübün içine ben mi soktum, kadir topbaş’ın oğlunu, tayyip erdoğan’ın yakın adamlarından cihan kamer’i ben mi yönetim kuruluna aldım, ataşehir’deki spor salonunu ülker olmasaydı fenerbahçe alabilir miydi?

    soruşturma süresince sürekli dışarı bilgi sızdı. gazeteciler bunları tvlerde açıkladı. fenerbahçe camiasının büyük kısmı buna itiraz etti, kabul etmedi. iddianameyi bekleyin dediler. bekledik.

    bu arada tff başkanı ilk gün savcıyla görüştü “durum çok vahim” dedi. sonra başladılar kıvırmaya. etik kurulun inceleme yapması lazım dediler. kurul inceleme yaptı, raporu verdi. kesin kanaat oluşturacak bilgiler vardı raporda. tff bu defa da iki şeye sığındı. biri “savunma alamıyoruz”, diğeri “soruşturmada gizlilik kararı var”. güzel. bu arada tff başkanı mehmet ali aydınlar defalarca savcıyla görüştü, belgeleri gördü.
    sonra şampiyonlar ligi kurası çekilmeden hemen önce, uefa tff’den fenerbahçe’nin kendisine güvenmiyorsa kuraya katılmamasını istedi. fenerbahçe bunu kabul etmedi. fenerbahçe yöneticileri her şeyi iyi bilmelerine rağmen, ellerinde belgeler yok ama hepsini görmüşlerken, yok gibi davrandılar, tiyatro oynamaya devam ettiler. tff mecburen devreye uefa’yı soktu, kendilerine dış yardım lazımdı. cornu denen uefa müfettişi geldi, savcıyla görüştü, belgeleri gördü, bir tek sayfa fotokopisi bile almadı. cornu döndükten sonra tff, fenerbahçe’nin şampiyonlar ligi’ne katılmasına izin vermedi, uefa’nın zoruyla.
    fener taraftarı ortalığı savaş alanına çevirdi. normaldir, böyle büyüdüler. en büyük fener başka büyük yok, bizle kimse başa çıkamaz, fenerbahçe cumhuriyeti, büyük başkan diye diye yetişen bir taraftar grubunun gerçekleri kabul etmesi kolay değil tabii. aklı selim olanları dışarıda bırakarak söylüyorum.
    fener yönetimi cas’ta uefa’ya dava açtı, reddedildi.

    en sonunda iddianame açıklandı. gördük ki, daha önce dışarı sızanlardan çok daha fazlası var. yapılması gerekenler belli. disiplin yönetmeliğinin 58. maddesine göre fenerbahçe ve birkaç takım daha küme düşürülecekti.
    ama dansözler yine sahnedeydi tabii ki, kıvırmalara devam ettiler ve ediyorlar.

    bu arada galatasaray hiçbir şeye bulaşmadığı için, gönül rahatlığıyla adaletin peşine düştü. ama şiddet yasasında yer alan hapis cezalarının kaldırılması için destek de verdi. galatasaray, “bizim işimiz işin sportif yönüyle” mesajını net verdi. ama kulakları tıkalı olanlar duyamadı. galatasaray sürekli “adalet yerini bulsun, türk futbolunun önünün kapanmasına sebep olacak kararlar almaktan kaçının” anlamında açıklamalar yaptı.
    gayet normal değil mi? suç varsa cezası olmasın mı? dünyanın türk futboluna kapanmamasını istemek ve bunun için dik durmak alkışlanacak bir tavır değil mi? her kulübün, fenerbahçe dahil böyle davranması gerekmez miydi? gerekirdi elbette ama taraftarlık işin içine girince akıl uçuyor. yukarıda dediğim gibi, “başka biri büyüklük” olduğuna inandırılanların kabul etmeleri çok zor. en iyi eğitimi almış, en çok para kazanmış, en başarılı olanlar için bile geçerli.
    aslında, galatasaray şike mevzusuna iki şekilde yaklaşım gösteriyor. öncelikle iyi bir takım kurulmuşken, seneye avrupa’dan yasaklanmak istemiyor. en önemlisini bu görüyor. sonrasında şike yapanın ceza alması, adaletin sağlanması için bastırıyor. ama bu konuda çok fazla üstelemiyor, asıl önemlisi avrupa.

    mehmet ali aydınlar olayın başından beri fenerbahçe’yi bu işten kurtarmak istiyor, net. ileride fenerbahçe başkanı olmak isteyen birinin düşeceği en zor duruma düştü. bir de zaten adam fenerbahçeli, eski yönetici, finansör. konu sadece fenerbahçe konusu da değil. fenerbahçe küme düşürülürse büyük maddi kayıp yaşayacağını düşünen ve hesaplayan digiturk de fenerbahçe’nin düşürülmemesi için baskı yaptı, yapmaya da devam ediyor. özellikle galatasaray dışındaki diğer kulüpleri üstü kapalı tehdit ederek, paralarını ödeyemeyeceğini iletiyor. şahit oldum mu, tabii ki hayır. ama bunu anlamamak için aptal olmak gerek. yoksa cavcav’ın falan yaklaşımlarını nasıl açıklayabiliriz.
    bir de demirören’in durumu var. digiturk ve fenerbahçe’nin kuyruğuna takılmış gidiyor. iki sebeple, biri para kaybetmekten korkuyor. ikincisi şike soruşturması kendilerine de patlayacak diye korkuyor.

    fenerbahçe uzun süre 58. maddenin değişmesi için çalıştı. bugün gelinen noktada 58. madde değişmesin ve uygulansın, suçumuz varsa cezamızı çekelim diyorlar. ama ekliyorlar, suçsuzuz. yakın zamanda aziz yıldırım bir açıklama yaparak bunu dile getirmişti, bugün nihat özdemir de bunu söyledi. işin ilginç tarafı kulüpler birliğinin 58. madde uygulanmayacak, puan silme cezası verilecek, ceza alanlar avrupa’ya gidemeyecek açıklamasından sonra. 26 ocak 2012’de tff olağanüstü genel kurulunda bu öneri oylanacakmış. tamamen tiyatro, hem de en ucuzundan.

    galatasaray başkanı ünal aysal net konuştu hafta içi : uefa’dan türk takımlarının tamamı için yasak gelmeyeceğine dair yazılı garanti istiyoruz.
    dün de mehmet ali aydınlar uefa ile bir toplantı yaptı. bugün yapılan açıklamalara bakıldığında uefa’nın puan silme cezasını yeterli gördüğü, küme düşme için ısrarcı olmadığı konuşuluyor. ancak altı ısrarla çizilen “uefa’nın isteklerinin yerine getirilmesi gerek, yoksa yaptırım olacağı”.
    yazılı bir belge yok ! bakın burası çok önemli. m.ali aydınlar, uefa’daki toplantının video kaydının yapıldığını söylemiş. bizim yani galatasaray’ın bu kaydı görmesi lazım. olmadı yazılı garanti istiyoruz. net !

    komplo teorilerim şu şekilde. uefa her halükarda fenerbahçe’yi avrupa’dan men edecek. artık üç yıl mı olur beş yıl mı olur bilmem. eğer tff şike soruşturmasında gerekli kararları alamazsa uefa işe el koyacak ve milli takım dahil tüm türk takımlarını avrupa’dan men edecek. tabii bu durumda milli takım için fifa da yasak getirecektir.
    fenerbahçe ile avrupa kupası maçı, milli maç yayınlamayan digiturk’ün umurunda bile değil bence. marka değeri diye kıçlarını yırtanların aslında bu markanın sadece türkiye içinde geçerli olduğunu herkesten iyi biliyor. belki 1-2 tane maç satıyor dışarı digiturk, kimseyi kandıramaz.
    eğer türk takımları avrupa’dan yasaklanırsa fenerbahçe’nin işine bile gelecek. öyle ya, fenerbahçe nasılsa ceza alacak, galatasaray da avrupa’ya gitmesin, aradaki farkı açmasın istiyorlar. türk futbolu geri gitmiş, umurlarında bile değil.
    bence, uefa sadece puan silmeyi kabul etmiş falan değil. sadece puan silinecek, uefa’da cezayı basacak. sonrasında tff geri adım atabilir mi göreceğiz. benzeri işler yunanistan’da sezon başında oldu.
    m.ali aydınlar aynen fenerin şampiyonlar liginden yasaklanmasında olduğu gibi uefa işe el koyana kadar direnecek. elle gelen düğün bayram denir ya, hah tam da bunu istiyor işte maa. dediğim gibi asıl istediği fenerbahçe’yi tamamen kurtarmak ama kurtaramazsa da kendi elinden olsun istemiyor.

    bakalım, bu tiyatronun finali nasıl sonuçlanacak.

    *
  • 748
    bu soruşturma açılmazdan çok evvel şöyle (bkz: #670981) bir entry girmişim sözlüğe.
    o entry'yi görünce ve bu soruşturmanın iddianamesindeki tapeleri hatırlayınca "vay be!" diyorum.. vay be.. ne safmışız. ne kadar da iyi kandırılmış oyalanmışız.. ne hesaplar ne kitaplar yapmışız birilerinin bi yerde match fixing yaptığından habersiz..

    bazen "amaan banane" diyorum, fbyi ister düşürsünler ister düşürmesinler. biz avrupa kupalarına gidelim de onların üstüne yapışan bu şikeci damgasıyla torunlarım bile alay edecek zaten diyorum.. ama işte şu üstteki entry gibi bana 2010-11 sezonunu hatırlatan bişey görüp de o sezon yaşananları hatırlayınca bank asya değil 3. lige düşürsünler diyorum. hatta orda da -30 puanla başlasınlar.
  • 749
    en çok galatasarayımızı yıpratan süreçtir. başkanımız avrupaya gidemezsek istifa edeceğini söylemekte; yönetim bu belirsizlikten dolayı bir türlü önümüzdeki sezon transferleriyle ilgili sağlam bir adım atamamakta ve hatta felipe melo ile ilgili bile bir girişimde bulunamadığımızdan, oyuncunun özellikle ikinci yarı performasının düşmesi olası hale gelmekte; şampiyonluktaki rakibimiz fenerbahçenin durumunun belirsizliğinden dolayı futbolcularımızın kafası karışmakta; belki de rakipsiz kalacak olmanın vereceği rahatlıkla büyük konstantrasyon eksikliği yaşamamız olası hale gelmektedir.

    bu durumda, yönetime karşı muhalifler harekete geçmiştir ve bana kalırsa galatasarayımız her şey yolunda giderken yıpratılmaya başlanmıştır. yönetim içerisinde fatih terim'den rahatsız olanlar; fatih terim'in yönetimde olmasından rahatsız olduğu yöneticiler takımımızı dışa pek yansımasa da yıpratmaktadır.

    öte yandan federasyon play-off öncesi karar vereceğini söyleyerek zaten birilerine hizmet etti. bu durum takımımızın ve yönetimimizin futbol dışı olaylara kanalize olmasına sebep olabilir.

    anlaşılması gerçekten güç bir durum. böyle işin ben içine tüküreyim, nasıl bir ülke anlamadım gitti. tüm gözler, odaklar fenerbahçe'nin üstünde olduğundan aslında bir şekilde şike işinde adı geçen beşiktaş bile bizden rahat. üstelik biz şikeye karışmamamıza rağmen herkesten çok yıpratılıyoruz.
  • 750
    bu soruşturmayla ilgili bariz bir hata yapılıyor medyada.

    vay efendim fernebahçe idam ediliyormuş, savunma hakkıymış, henüz başlamamış olan davaymış falan.

    iddianame açıklandı mı ? evet. belgeler ortaya döküldü mü ? evet.

    federasyonun, etik kurulunun, tahkimin falan artık her neyse yapması gereken tek şey, bu tapeleri ve belgeleri değerlendirip bir hükme varacak. hüküm verdiği kişi ve kurumlar da isterlerse savunma haklarını kullanıp bu kararlara itiraz edebilecek.

    adli süreç gerçek kişilerle, işlemesi gereken sportif süreç ise tüzel kişiler ve gerçek kişilerin sportif haklarıyla ilgili olacak. örneğin aziz yıldırım adli süreç sonunda silahlı suç örgütü kurmaktan 30 yıl hapis cezası yiyebilecek, ancak etik kurulu raporunda suçlu bulunursa sadece * 3-5 yıl arası spordan men edilecek.

    kısacası vay efendim biz şimdi küme düşersek de adli süreç sonunda aklanırsak diye bir şey yok. aziz yıldırım atıyorum ibrahim akın'a "lan ibo gel senle şike yapalım" dese bu adli bakımdan suç olmaz, ancak sporda şiddet yasasındaki 58. madde gereği şike teşebbüsünden kendisi spordan men edilir ve fenerbahçe küme düşürülür.

    bunu birinin veya birilerinin gerekli mercilere anlatması gerek. yoksa ayak üzeri uyutulacağız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın