• 1080
    28 aralık 2011 tarihli yazısında galatasaray takımının kadrosu hakkında değerlendirmelerde bulunan yazar. yazı aynen aşağıda;

    --- alıntı ---
    fatih terim, şampiyonlar ligi şampiyonu olmak istiyor ama bu kadro ile olmaz. muslera hariç bana uefa'yı kazanan kadroya bir yedek söylesin

    şike soruşturması gölgesi altında ilginç ve tarihi bir sezon yaşanıyor.
    galatasaray devreyi lider tamamladı.
    onu fenerbahçe, beşiktaş ve eskişehir takip ediyor. her şeye rağmen ligin ilk yarısında oynanan futbolu nasıl değerlendiriyorsunuz?

    ilk yarıda futbol yoktu.
    bu ligi lider tamamlamış olmak, kimseye gurur vermez.
    bir defa fasulyeden bir lig ve maçlar gazozuna oynanıyor. ayrıca çok kötü oynanıyor.
    galatasaray ilk yarıyı lider tamamladı.
    diyelim play-off'u da lider tamamladı ve seneye şampiyonlar ligi'ne gitme hakkını kazandı. fatih terim acaba bu takımın eleme maçlarını, geçeceğine inanıyor mu?
    fatih terim, 2000 yılında uefa kupası'nı kazandı. o takımı gözünün önüne getirsin. muslera'yı bir kenara koyarsak, yedek olacak bir kişiyi bana söylesin. elmander, hakan şükür'ün yedeği olabilirdi. en çok konuşulan adam elmander... muslera'ya itirazım yok, taffarel'in yedeği olabilir. iki takım arasında böyle fark var.
    (gbkz: ben fatih terim'in kafasının içini biliyorum.
    fatih terim, galatasaray'ı türkiye şampiyonu yapmaya gelmedi.
    fatih terim, galatasaray'ı uefa şampiyonu yapmaya da gelmedi. fatih terim, daha evvelki başarıları tekrarlayarak doyacak bir kişi değil).

    bursa gibi olabilirdi
    (gbkz: fatih terim'in kafasında yeni bir hedefi var: şampiyonlar ligi şampiyonu olmak. şampiyonlar ligi şampiyonu olacak galatasaray'da bu takımda bir tek muslera oynar.)

    işte ligimizin kalitesi, düzeyi bu... yani herkesin kötü olduğu bir ligi lider bitirmek bir şey değil.
    bursa'nın halini görüyorsun, trabzon'u, fenerbahçe'yi, beşiktaş'ı görüyorsun.
    kayseri'yi, gaziantep'i görüyorsun.
    bunların hangisi geçen senelerdeki durumunda... 2 fenerbahçe'yi bunlardan ayrı tutabilir miyiz? zira ligi şike soruşturmasının getirdiği ağırlık altında götürüyor ve buna karşılık ikinci sırada ve liderden sadece 2 puan geride...
    fenerbahçe kötü oynuyor ama ötekiler daha kötü oynuyor. neticede sahaya iki kötü çıkınca birisi kazanacak.
    (gbkz: fenerbahçe'nin bir de arkasında hakemler var; kimse inkar etmesin.
    fenerbahçe'nin 35 puanından en az 15'i hakemlerden... )yoksa bursaspor'un yerinde olabilirdi f.bahçe...
    (gbkz: mehmet ali aydınlar'ın yanına oturtup, göklere çıkardığı cüneyt çakır'ın fenerbahçe-trabzonspor maçında yaptıklarını hatırlayın).

    ara transferde neler yapmalı?
    sabri sakat, eboue 9 hafta yok. galatasaray'da hangi bölgeye transfer yapılmalı?
    eksik galatasaray'da değil, eksik türkiye'de... türkiye futbol federasyonlarının, yabancılar konusunda kulüplere verdiği akla hayale gelmez tavizler yüzünden hiçbir kulüpte altyapı kalmadı.
    türkiye'de futbolcu yetişmez oldu.
    fenerbahçe'nin beğenmeyip gönderdiği olcan, transfer piyasasının kahramanı...
    niye; çünkü başka olcan yok! brezilya'dan üç otuz paraya bir süprüntüyü getirmek dururken, niye altyapıyla uğraşsınlar!.. altyapı kuracaklar da onlara masraflar edecekler de senelerce bekleyecekler de bir adam gelecek!
    baştan ikinci ligde yabancı izni yoktu.
    en azından ikinci, üçüncü ligler yerli oyuncularla oynamak zorundaydılar.
    şimdi öyle bir şey yok. kulübede altyapıdan yetişmiş iki oyuncu bulundurma zorunluluğu yüzünden trabzonspor sahaya üç kaleciyle çıkıyor.
    trabzonspor!.. 11 trabzonlu ile şampiyon olan trabzonspor!.. şimdi trabzon'dan adam çıkmıyor. niye; çünkü bedava... brezilya çöplüğü bedava...

    demirel basketbolu bitirdi
    mehmet ali aydınlar da tuz biber ekti üzerine... yabancı sınırını serbest bıraktı. seneye sahada 6 yabancı oynatma sınırı da kalkar!
    basketboldaki rezilliği görüyorsun.
    turgay demirel, basketbolu bitirdi.
    futbolda hiç değilse senede iki kere transfer izni var. basketbolda sabah kalkıp istediğin adamı alabiliyorsun.
    neden; çünkü her transferden 10 bin dolar alıyor basketbol federasyonu...
    türkiye'de buna kimsenin sesi çıkmıyor; düşünebiliyor musun!.. hani o genç spor bakanımız... 'ne oluyor? bu nasıl yönetmelik' demiyor! ben bugün fenerbahçe'de, yarın galatasaray'da, öbür gün beşiktaş'ta oynayabilirim. yeter ki federasyona 10 bin dolar vereyim.
    böyle bir rezalet olabilir mi?

    yiğitler mi kurtaracak!
    futbolda oraya gidiyor işte. basketbolumuz amerikan çöplüğü, futbolumuz brezilya çöplüğü. onun için de kimse genç takımla, altyapıyla uğraşmıyor.
    geçen defaki fatih terim, bana altyapı tesislerini gezdirmişti. orada 8 yaşından itibaren okul gibiydi florya...
    ben böyle bir şey görmedim. avrupa'da böyle bir altyapı tesisi görmedim.
    geldiğinden beri fatih terim altyapı için ne yaptı? işte onun için de olcan'a talip oluyorsun!
    galatasaray'a transferi için adı geçen iki manisalı yiğit'i gördük geçen hafta...
    bunlar gelip galatasaray'ı kurtaracaklarsa...

    (gbkz: galatasaray'ın listesinde amrabat, jaja, batuhan gibi isimler de var. bir tanesi heyecanlandırıyor mu?
    ben galatasaraylıyım. 'vay galatasaray'a bu geliyormuş!' bir tanesine kılımın kıpırdadığı yok. 'şu adam gelse de seyretsem...' diyeceğim bir tane adam yok.)
    kuyusunu kazar mi!
    beşiktaş, avrupa ligi'nden lider olarak ikinci tura çıktı. ligde de 3. sırada yer alıyor. beşiktaş'la ilgili neler söyleyeceksiniz?
    şu kötü ligde üçüncü olmak 'nasıl başarı' ben onu anlayamıyorum!
    hangi beşiktaş maçı, kimi heyecanlandırdı? 'vay ne güzel oynadı beşiktaş' diye... hiç!..
    şöyle başından beri bütün maçları seyretmeye mecbur olduğum için seyrediyorum.
    pazartesi günler 'sen gelip sorgulayacaksın' diye, salı günleri ahaber'de '90'a yapacağız' diye haftada üç gecemi piç ediyorum resmen...
    bu sözcüğü bilerek kullanıyorum, resmen piç ediyorum.
    ama sezon başından beri aklımda kalan bir tane maç yok. böyle lig olur mu?
    fasulye-masulye hiç olmazsa 'bu maç da güzeldi' dersin ya!

    daum'un yerini aldi
    beşiktaş'ta serbest kalan, tayfur havutçu futbol genel direktörlüğüne getirildi. böylece durumu sürüncemede olan carvalhal'in durumu da belli oldu. bu bir rahatlama sağlar mı?
    vallahi bilemiyorum. bekleyip görmek lazım. bulunan çözüm şimdilik doğru ama...
    mesela aykut kocaman da daum'un başında genel yönetmendi.
    daum'un kuyusunu kazıp onun yerini aldı sonradan...

    yürekleri büyük değil
    mustafa denizli'nin, iran'ın persepolis takımı ile ikinci kez anlaşmasını nasıl karşıladınız?
    mustafa'yı iran'dan gittiği günden beri istiyorlar. ben biliyorum. durmadan arıyorlardı hatta buraya geldiler. kaç defa burada buluştular. şahit oldum olanlara...
    mustafa denizli, iran'da bir efsane.
    ama ben mustafa denizli'nin futbola türkiye'de veda etmesini isterdim.
    galatasaray'da, fener'de, beşiktaş'ta falan da değil. türkiye'de büyük hocaların bir türlü cesaret edemedikleri bir şey var. yürekleri o kadar büyük değil... ille büyük takıma gitmeye uğraşıyorlar.
    hayır!.. yok olan bir takımı al, onu yarat. işte büyük hocalığını kanıtla...

    bu örneğe uyar mı bilmiyorum ama bir dönem inter'i çalıştıran hector couper, orduspor ile anlaştı.
    pek uymuyor. çünkü hector couper, avrupa'da bitti, tükendi. mustafa denizli'nin durumu öyle değil. (gbkz: mustafa denizli, türkiye'nin hâlâ en saygın isimlerinden bir tanesi... mustafa denizli'nin hayatı yanlışlara dolu... alemannia aachen'ı yarıda bıraktı. bırakmasaydı şimdi avrupa'nın en büyük hocalarından biriydi. kocaelispor'u yarıda bıraktı.) bırakmasaydı şimdi kocaeli ile beraber onun da adı anıtlaşmıştı.

    küçük takimlar basamak
    (gbkz: fatih terim, fiorentina'yı, 'milan'a alelacele gideceğim' diye italya kupası'nın öncesinde bıraktı. bırakmasa italya'ya geldiği sene fiorentina'ya kupa kazandırmış teknik adam olarak italya tarihine geçecekti.) ama gözü hep büyük takımlarda olduğu için oradan gelen cazip tekliflere dayanılmadığı için mustafa denizli'nin kocaeli'yi bıraktığı gibi ayrıldı... denizli'nin yarattığı kocaelispor o sene türkiye kupası'nda final oynadı. manisa'da da kalamadı.
    büyük hocalar için türkiye'de küçük takımlar bir basamak. 'basıp, tekrardan zıplayıp büyük takıma dönmek.' hayır; 'ben kendi adımı koyduğum bir takım yaratacağım. o takım benimle beraber yükselecek' demeleri lazım.
    mustafa hocaya "üçüncü ligden takım al" dedim. "ikiye gel, bire gel... izmirlisin, git göztepe'yi al, git altay'ı al."
    hayır! ille fenerbahçe, galatasaray; olmadı iran.
    (gbkz: havaalanında açılan "gülen adam hoş geldin" pankartı çok hoştu.
    mustafa denizli, iran'da bir efsane...)türkiye'den çok daha fazla tanınıyor, türkiye'den çok daha fazla seviliyor.
    kesin...
    --- alıntı ---

    galatasaray takımının ana hedefi galatasaray'ın şampiyonlar ligi şampiyonu olması ancak bu ana hedef için yönetimin büyük takım yönetim özelliklerini hızla ve ceseratle almalı. hata yapmamalı.

    bu hedef için zaman kaybına gerek yok. hıncal uluç'a katılmıyorum. 7 oyuncumuz ana hedefe uygundur. asist özellikleri güçlü; sağ açık, sol açık, sol bek ve ortaya akıllı bir yıldız topçu ile ilk 11 i bu hedefe hazırlamak mümkün. yedek kulübesini de rekabete aç gençlerle güçlendiririsen herşey hazır. daha önce de yazıldı. (gbkz: cehennem var, hocan var yönetimin hızlı ve cesur olma sürecini merakla ve heyecanla beklemekteyiz).

    galatasaray yönetimi tarihi bir dönemde, bu dönemde alacakları veya almayacakları kararlar ile 2012 yılına şekil verecekler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın