2311
son defa hakkında yazı yazıp kendisini naftalinliyorum. benim için artık yok hükmündedir. bundan sonra istediği kadar bu takımda oynayabilir, istediği kadar gol yedirebilir, isterse dünya'nın en büyük stoperi olabilir, atacağı gollerle galatasaray'ı avrupa şampiyonu yapabilir. benim tuttuğum takımın futbolcusu değildir artık. onun oynadığı takımın taraftarı değilim ben. kendisini saymıyorum, adını bile anmıyorum. bundan sonra oynayacağı bütün maçların notu 10 dur artık benim dükkanda.
atılarak, takımı eksik bıraktığı için değil kendisine nefretim. hakkında onlarca yazı yazmışım, görüşümü bir kez daha yazıp kafa ütülemeyeceğim. söylediklerimizin doğru çıkmasıyla duymamız gereken gurur, takımın yenilmesiyle üzüntüye dönüşüyor. kendisi tam 7 tane hocanın mezar kazıcılığını yaptı. açın üşenmeyin bakın, 7 hocanın da galatasaray'ın başında çıktığı son maçların stoperi servet'ti. ligin son maçına galatasaray servet'le çıkarsa bakın göreceksiniz o maç en iyimser ihtimalle playofflara kalma maçı olur. eğer şike soruşturmalarından bir halt çıkıp ta leşe konamazsak, iddia ediyorum son maça gökhan'la servet'le çıkarsak avrupa liginde oynayabilirsek öpüp başımıza koyalım.
1.3.89 tarihinde, monaco'ya karşı fransa'da şampiyon kulüpler kupasında çeyrek final maçına çıktık. mustafa denizli 18 yaşındaki bülent korkmaz'ı oynattı. çocuk tir tir titrerken papaz erhan korkma ben varım diye cesaret verdi. bu kadar mı korkak takım olduk biz şu geçen yıllarda. stopersiz savunmasız oynasan ne olacak? koskoca galatasaray'ın savunma futbolcusu mu olur? nereyi kimle niçin savunuyoruz? ben anlamam kardeşim futboldan elimdeki 30 adamdan en iyi 11 kişiyi çıkartır oynatırım. mahalle maçlarını hatırlayın eski fosilleri. diyelim ki 7 şer kişilik maç var. mahallenin en iyi 7 kişisi çıkar oynar. top rakipteyken her kes bek, top sendeyken herkes forvet. ee iş milyon dolarlarla hesaplanınca şekil başka mı olacak? bek oyuncusu diye illaki bir kazma mı istihdam edilecek? geçin bunları kardeşim, takımda 10 hagi varsa 10 uda aynı anda oynayacak. 10 sergen varsa 10 u da banko sahada olacak. yorulan beke geçer dinlenir. şu soruyu sormanın vaktidir? misal hiç oynamamış yekta'mı daha iyi oyuncudur, servet'mi? yekta diyenler için yine soruyorum o zaman niye servet tercih edilir? koyarsın beke yekta'yı gelene geçene vur dersin vurur. barcelona neden büyük takım? savunma futbolcusu olmadığı için büyük. büyük takımın savunma futbolcusu olmaz. büyük takımın savunacağı hiç bir şeyi de yoktur. servet'in gökhan'ın oynadığı takım büyük takım değildir.
servet'i ilk defa kırmızı görerek oyundan çıkarken gördünüz değil mi? takımın yarısı itirazdan sarı kart görürken kendisi sanki olayın tamamen dışındaymış gibi hiç umursamadı bile. son adam değilmiş, haksız atılmış. ne haksızı çocuklar, adam ayıklamış gidiyordu işte. atılarak olmayan gururunu kurtardı aklı sıra. yoksa o kalas belini döndürene kadar maymun olmuştu zaten.
lafımın çoğu da grande'ye aslında. şu galatasaray'ı, arena'da servet'e muhtaç etti ya yazıklar olsun. yüzlerce maç oynamış, yüzlerce maça komuta etmiş bir hocanın çıkardığı takıma inanası gelmiyor taraftarın. nasıl bir piyango ise melo'yu bulmuşlar, onun dışında maça gitmeyi tercih sebebi yaptıracak tek futbolcu yok. ama kimisini, en azından beni gökhan'ı, servet'i seyredeceğime biletim, yerim olsa bile maça gitmem daha iyi dedirten sürüyle futbolcu var takımda. çok mu zor? ufo usta'nın yanına koy gencecik bir çocuğu, arkasına ver 30.000 galatasaraylıyı, çek kalecinin kulağını topa degaj yapmasın, kaleyi de kimse savunmasın. gerisi maçtır, iyi oynayacağın garantidir, sonuç 3 ihtimallidir. diğer 25.000 kişi maça gelebilmek için yarışacaktır göreceksin. istersen her maç yenil ben tribünlerde olacağım.
sıçan gibi takım seyretmekten bıktık. bir gol atarsa gerisi gelmiyor, bir gol yeseler panik halindeler, bir adam atılsa her hangi bir büyük takım refleksi yok. geride kalanlar % 10 daha fazla koşsa eksik hissedilmez. lucescu 7 kişiyle kadıköy'de korkmadı, beraberliği kovaladı. sen de korkma terim. mecbur kaldığın için değil, kötü futbolcu olukları için çıkart şu kazmaları takımdan. eğer çıkartmazsan bu kazmaların nereyi kazacağını çok yakında sen de göreceksin. 8. hoca sen olma imparatore, sana yakışmaz.
atılarak, takımı eksik bıraktığı için değil kendisine nefretim. hakkında onlarca yazı yazmışım, görüşümü bir kez daha yazıp kafa ütülemeyeceğim. söylediklerimizin doğru çıkmasıyla duymamız gereken gurur, takımın yenilmesiyle üzüntüye dönüşüyor. kendisi tam 7 tane hocanın mezar kazıcılığını yaptı. açın üşenmeyin bakın, 7 hocanın da galatasaray'ın başında çıktığı son maçların stoperi servet'ti. ligin son maçına galatasaray servet'le çıkarsa bakın göreceksiniz o maç en iyimser ihtimalle playofflara kalma maçı olur. eğer şike soruşturmalarından bir halt çıkıp ta leşe konamazsak, iddia ediyorum son maça gökhan'la servet'le çıkarsak avrupa liginde oynayabilirsek öpüp başımıza koyalım.
1.3.89 tarihinde, monaco'ya karşı fransa'da şampiyon kulüpler kupasında çeyrek final maçına çıktık. mustafa denizli 18 yaşındaki bülent korkmaz'ı oynattı. çocuk tir tir titrerken papaz erhan korkma ben varım diye cesaret verdi. bu kadar mı korkak takım olduk biz şu geçen yıllarda. stopersiz savunmasız oynasan ne olacak? koskoca galatasaray'ın savunma futbolcusu mu olur? nereyi kimle niçin savunuyoruz? ben anlamam kardeşim futboldan elimdeki 30 adamdan en iyi 11 kişiyi çıkartır oynatırım. mahalle maçlarını hatırlayın eski fosilleri. diyelim ki 7 şer kişilik maç var. mahallenin en iyi 7 kişisi çıkar oynar. top rakipteyken her kes bek, top sendeyken herkes forvet. ee iş milyon dolarlarla hesaplanınca şekil başka mı olacak? bek oyuncusu diye illaki bir kazma mı istihdam edilecek? geçin bunları kardeşim, takımda 10 hagi varsa 10 uda aynı anda oynayacak. 10 sergen varsa 10 u da banko sahada olacak. yorulan beke geçer dinlenir. şu soruyu sormanın vaktidir? misal hiç oynamamış yekta'mı daha iyi oyuncudur, servet'mi? yekta diyenler için yine soruyorum o zaman niye servet tercih edilir? koyarsın beke yekta'yı gelene geçene vur dersin vurur. barcelona neden büyük takım? savunma futbolcusu olmadığı için büyük. büyük takımın savunma futbolcusu olmaz. büyük takımın savunacağı hiç bir şeyi de yoktur. servet'in gökhan'ın oynadığı takım büyük takım değildir.
servet'i ilk defa kırmızı görerek oyundan çıkarken gördünüz değil mi? takımın yarısı itirazdan sarı kart görürken kendisi sanki olayın tamamen dışındaymış gibi hiç umursamadı bile. son adam değilmiş, haksız atılmış. ne haksızı çocuklar, adam ayıklamış gidiyordu işte. atılarak olmayan gururunu kurtardı aklı sıra. yoksa o kalas belini döndürene kadar maymun olmuştu zaten.
lafımın çoğu da grande'ye aslında. şu galatasaray'ı, arena'da servet'e muhtaç etti ya yazıklar olsun. yüzlerce maç oynamış, yüzlerce maça komuta etmiş bir hocanın çıkardığı takıma inanası gelmiyor taraftarın. nasıl bir piyango ise melo'yu bulmuşlar, onun dışında maça gitmeyi tercih sebebi yaptıracak tek futbolcu yok. ama kimisini, en azından beni gökhan'ı, servet'i seyredeceğime biletim, yerim olsa bile maça gitmem daha iyi dedirten sürüyle futbolcu var takımda. çok mu zor? ufo usta'nın yanına koy gencecik bir çocuğu, arkasına ver 30.000 galatasaraylıyı, çek kalecinin kulağını topa degaj yapmasın, kaleyi de kimse savunmasın. gerisi maçtır, iyi oynayacağın garantidir, sonuç 3 ihtimallidir. diğer 25.000 kişi maça gelebilmek için yarışacaktır göreceksin. istersen her maç yenil ben tribünlerde olacağım.
sıçan gibi takım seyretmekten bıktık. bir gol atarsa gerisi gelmiyor, bir gol yeseler panik halindeler, bir adam atılsa her hangi bir büyük takım refleksi yok. geride kalanlar % 10 daha fazla koşsa eksik hissedilmez. lucescu 7 kişiyle kadıköy'de korkmadı, beraberliği kovaladı. sen de korkma terim. mecbur kaldığın için değil, kötü futbolcu olukları için çıkart şu kazmaları takımdan. eğer çıkartmazsan bu kazmaların nereyi kazacağını çok yakında sen de göreceksin. 8. hoca sen olma imparatore, sana yakışmaz.