• 110
    yıllar önceydi, amcam gibi olan bir yakınımız ve onun küçük oğluyla, lisenin bahçesinde futbol oynuyoruz. ama o zamana kadar bizim küçük kuzen * beni hep met ederdi, herkese. mahalledeki en iyi oyuncuydum, o zamanların messi'si yani. pek havalı biri de değildim. asla rakibi küçümsemezdim, sadece işimi yapardım futbol oynarken, şımarmadan oynardım falan. neyse bu amcam gibi dediğim abimiz beni o gün oynadığımız maçta keşfetmişti. hatta bana "seni altay'ın alt yapısına yazdıralım" demişti. "özellikle gidip konuşurum bu konuda altay teknik direktörü ile futbol oynamak istersen. sen futbol oynamak için doğmuşsun sanki." bile demişti. gerçi babam da bu konuda benim yeteneğime inananlardandı. ama gözlüklü olmamdan dolayı bu konuda üzülerekte olsa, bu teklifi reddetmiştim. "gözlük sorun olmaz, gerekirse lens takarsın ve yaşın büyüdüğünde de lazer ameliyetı olursun. bu yeteneğin boşa gitmesin." diye bana bir hayli telkinde bulunmuştu. ama ben bütün bu ısrarlara rağmen lens ile oynayamayacağımı söyleyip her defasında reddetmiştim. bugün bile o abiyi görsem bana söyler durur. şu galatasaray'da senin gibi bir adam olsa uçururdu bu takımı diye. ve futbolcu olmama kararımın hata olduğunu başıma kakar durur. 70 yaşına da gelsem * içimde bir ukte olarak kalacak aslında dışarıya karşı çaktırmasamda. acaba yanlış mı yaptım ha sözlük?
App Store'dan indirin Google Play'den alın