253
öyle bir anda başlar. sen bile anlamazsın. mahalle maçlarının oynandığı son dönemlerde büyük amcaların ya da abilerin “gel x takımlı ol" cümlelerine babanın verdiği "oğlum üzülmek istemiyorsan galatasaraylı olacaksın" cevabına kanarsın belki de. sonra "ben galatasaraylıyım" demeye başlarsın. biraz da uzaktan severek... ta ki ilk maça kadar.. o yeşilin üzerinde sarı-kırmızıyı gördüğünde anlarsın, kalbin nasıl atıyor heyecandan. çocuk halinle bildiğin kadar bağırırsın tezahüratları, ne kadar oluyorsa işte... hagi, tacı rakip topçunun ayağına çarptırır çaktırmadan, mest olursun. kapalıya bakarsın. keşke orda olsaydım diyerek…sonra goller gelir. kral atmıştır hepsini. ilk maçta ilk galibiyet. daha ne olsun... ertesi gün ses kısık şekilde okula gidilir. onun bile bir zevki vardır. arkadaşlarına anlatırsın "olm hakan önümüzdeki kaleye attı golü. bizim tribünü gösterdi." sonra arkası gelir maçların. her hafta "hadi baba sami yen e dersin." adamcağız işçi maaşıyla oğlunun ilk sevgilisiyle kavuşmalarına yardımcı olur bir nevi, elden geldiğince. her hafta her hafta derken forma alınmış, yüz göz sarı-kırmızıya boyanmış hale gelirsin. çoğunlukla eski açıkta bulursun kendini, kimi zaman yeni açıkta. hiç değişmez ama sevgin, hatta gittikçe büyür. önünü alamazsın. kimi zaman yeni açık önünde polis copundan kaçarsın, elinden baban tutmuştur. kimi zaman şampiyonluğa giderken marcio asmıştır 90’a tam da 90’da yarım voleyi. yine babana sarılmışsındır gözlerin yaşlı. çünkü bu sevgi ondan yadigardır sana. şu sevgisiz dünyada baban sayesinde sevmişsindir birini: adı galatasaray’dır…
sonra yollar girmiştir araya. özlem vardır deli gibi. gidemezsin ya olmaz bazen… olmaz işte… sonra tekrar başlarsın. cebinde üç kuruş parayla gidersin deplasmana bazen. ama o sevgi ısıtır içini, karnını da doyurur. yeter ki göreyim sarı-kırmızıyı dersin. derslerini, arkadaşlarını, hayatını ona göre programlarsın. girmediğin sınavlar, gidemediğin arkadaş doğum günleri hep bir şeyler kaybettirir sana. kazancın ise sadece üç puan değil, daha fazlasıdır.
hep kazanmak da olmaz zaten. bir yerde işin doğasına aykırı. babanın söylediği “üzülmek istemiyorsan galatasaraylı olacaksın” lafı kimi zaman gerçekleşmez. ama öyle olsa bile kaybedince de bir şeyler eksilmez sevginden. aksine daha da katlanır. çünkü kaybederken sevmek daha zor ama daha güzeldir. vefadır. sahiplenmedir. aslında bir yerde kaybetmek de tuzu biberidir bu işin. şöyle bir düşününce anlarsın, hayatındaki en büyük mutlulukları yaşatan galatasaray’dır.
sonra yollar girmiştir araya. özlem vardır deli gibi. gidemezsin ya olmaz bazen… olmaz işte… sonra tekrar başlarsın. cebinde üç kuruş parayla gidersin deplasmana bazen. ama o sevgi ısıtır içini, karnını da doyurur. yeter ki göreyim sarı-kırmızıyı dersin. derslerini, arkadaşlarını, hayatını ona göre programlarsın. girmediğin sınavlar, gidemediğin arkadaş doğum günleri hep bir şeyler kaybettirir sana. kazancın ise sadece üç puan değil, daha fazlasıdır.
hep kazanmak da olmaz zaten. bir yerde işin doğasına aykırı. babanın söylediği “üzülmek istemiyorsan galatasaraylı olacaksın” lafı kimi zaman gerçekleşmez. ama öyle olsa bile kaybedince de bir şeyler eksilmez sevginden. aksine daha da katlanır. çünkü kaybederken sevmek daha zor ama daha güzeldir. vefadır. sahiplenmedir. aslında bir yerde kaybetmek de tuzu biberidir bu işin. şöyle bir düşününce anlarsın, hayatındaki en büyük mutlulukları yaşatan galatasaray’dır.