96
dünden bu yana üst üste açıklanan emanuel eboue, abdul kader keita ve engin baytar transferleri sonrası gaz halde maçı beklemeye koyulduk haliyle. futbolu da özledik artık. galatasaray’la ilgili aklımızda kalan en son şey liverpool maçındaki güzel performanstı.
32. saniyede defansın arasına atılan topta maça 1-0 mağlup başladık. pozisyon servet ve gökhan zan tandemiyle ilgili şüphelerin tam olarak vücut bulmuş hali gibiydi. gol sonrasında uzun bir süre kendimize gelemedik. liverpool maçında gördüğümüz büyük baskı ve presi orta sahada koyamadık. 4-1-4-1 düzenine benzer bir düzende oynadığımız ilk yarıda istekli görünen kazım, forvet arkasında çokça görünen sabri dışında; sahanın en iyisi melo ve muslera’ydı. ancak maç boyunca ilerde bir türlü çoğalamadık.
öncelikle ilk yarı itibariyle muslera çıkardığı 2 pozisyonla; ceza sahasını etkin kullanmasıyla şimdiden beni etkiledi. melo kesinlikle bu seneye damgasını vuracak, bunu çok net gösterdi. selçuk ise fazlasıyla durgun göründü oynadığı süre itibariyle. haliyle tüm takım durgunlaştı, takımın en kritik oyuncusu selçuk ve kötü olduğu günler bizim için çok önemli olacak. ancak buna neden olan başta bahsettiğim; istediğimiz presi koyup, topa istediğimiz kadar sahip olamamak; olympiakos’un oyuna etkili başlaması ve erken golün getirdiği baskı olarak değerlendirebiliriz. selçuk; duran toplardan bu sezon çok gol attıracak. bu maçta da 2. yarıda gökhan zan’ın attığı, hakemin ofsayt gerekçesiyle saymadığı gol kanıt oldu. milan baros da yine etkili olamayan isimlerdendi ancak burada da topu onun bölgesine aktaramamız bunun ilk sebebi. aynı şekilde yerine giren elmander de çok fazla etkili olamadı.
ilk yarıda sağ kanat çok etkin kullanılmaya çalışıldı, ki keita ve eboue’nin takıma katıldıktan sonra bu kanadın nasıl şekilleneceği soru işareti. sabri’nin oynadığı pozisyonda formda bir hamit ya da lucho ortasahamıza çok büyük fark katabilir. bugün ki maç ile ilgili en büyük problemi ortasahada yaşadık zaten. karşımızdaki takım son oynadığımız liverpool’dan çok farklı bir takım; unutmamak lazım.
takımda an itibariyle sol kanada takviye en elzem konu. yaratıcılığı yüksek seviyede bir açık mutlaka alınmalı. bekte hala dert büyük. ilk yarıda sağ kanadı çok kullanınca muhtemelen devre arasında uyarı geldi ve 2. yarı sol kanat kullanılmaya çalışıldı ama nafile. defansın göbeği içinse çok fazla alternatifimiz var ancak hiç birinden emin olamıyoruz. sanırım en iyi ikili yine ujfalusi & servet olacak.
hazırlık maçından öte çok sert bir karşılaşma izledik. ama dayak yemediğimizi not edelim. fizik olarak iyi durumdayız. çirkefe çirkefle karşılığı bu sene çok sağlam vereceğiz. bu arada resmen takım oluyoruz bu da gözden kaçmasın. mental olarak kesinlikle büyük kıpırdanmalar var. arkadaşlığın iyi olmaya başladığı olay mahalinde kalabalıklaşmadan anlayabiliriz. maçın 2. yarısında gökhan zan’a yapılan hareket net kırmızı karttı ancak hakem atmayınca maçın sonucuna direk etki etti diyebiliriz. genel istatistiklere baktığımızda topa daha çok sahip olduğumuz görülse de (%54) istediğimiz seviyede olmadığımızı net gördük. bu maçta fatih hoca çok fazla değişiklik yaptı. bir çok deneme yaptı takım içerisinde. belli ki son şanslar veriliyor. bu şansları iyi değerlendirmesi gereken adamlar var. sanırım bu maç sonunda stancu’ya veda edebiliriz. bugün çıkan dedikodular da bu doğrultudaydı zaten.
sonuçta iyi görünmesekte eksiklerimizi çok iyi göreceğimiz bir maç olduğuna inanıyorum. iyi yoldayız. bize bu akşamlık her sevdadan geriye kalan umut oldu.
32. saniyede defansın arasına atılan topta maça 1-0 mağlup başladık. pozisyon servet ve gökhan zan tandemiyle ilgili şüphelerin tam olarak vücut bulmuş hali gibiydi. gol sonrasında uzun bir süre kendimize gelemedik. liverpool maçında gördüğümüz büyük baskı ve presi orta sahada koyamadık. 4-1-4-1 düzenine benzer bir düzende oynadığımız ilk yarıda istekli görünen kazım, forvet arkasında çokça görünen sabri dışında; sahanın en iyisi melo ve muslera’ydı. ancak maç boyunca ilerde bir türlü çoğalamadık.
öncelikle ilk yarı itibariyle muslera çıkardığı 2 pozisyonla; ceza sahasını etkin kullanmasıyla şimdiden beni etkiledi. melo kesinlikle bu seneye damgasını vuracak, bunu çok net gösterdi. selçuk ise fazlasıyla durgun göründü oynadığı süre itibariyle. haliyle tüm takım durgunlaştı, takımın en kritik oyuncusu selçuk ve kötü olduğu günler bizim için çok önemli olacak. ancak buna neden olan başta bahsettiğim; istediğimiz presi koyup, topa istediğimiz kadar sahip olamamak; olympiakos’un oyuna etkili başlaması ve erken golün getirdiği baskı olarak değerlendirebiliriz. selçuk; duran toplardan bu sezon çok gol attıracak. bu maçta da 2. yarıda gökhan zan’ın attığı, hakemin ofsayt gerekçesiyle saymadığı gol kanıt oldu. milan baros da yine etkili olamayan isimlerdendi ancak burada da topu onun bölgesine aktaramamız bunun ilk sebebi. aynı şekilde yerine giren elmander de çok fazla etkili olamadı.
ilk yarıda sağ kanat çok etkin kullanılmaya çalışıldı, ki keita ve eboue’nin takıma katıldıktan sonra bu kanadın nasıl şekilleneceği soru işareti. sabri’nin oynadığı pozisyonda formda bir hamit ya da lucho ortasahamıza çok büyük fark katabilir. bugün ki maç ile ilgili en büyük problemi ortasahada yaşadık zaten. karşımızdaki takım son oynadığımız liverpool’dan çok farklı bir takım; unutmamak lazım.
takımda an itibariyle sol kanada takviye en elzem konu. yaratıcılığı yüksek seviyede bir açık mutlaka alınmalı. bekte hala dert büyük. ilk yarıda sağ kanadı çok kullanınca muhtemelen devre arasında uyarı geldi ve 2. yarı sol kanat kullanılmaya çalışıldı ama nafile. defansın göbeği içinse çok fazla alternatifimiz var ancak hiç birinden emin olamıyoruz. sanırım en iyi ikili yine ujfalusi & servet olacak.
hazırlık maçından öte çok sert bir karşılaşma izledik. ama dayak yemediğimizi not edelim. fizik olarak iyi durumdayız. çirkefe çirkefle karşılığı bu sene çok sağlam vereceğiz. bu arada resmen takım oluyoruz bu da gözden kaçmasın. mental olarak kesinlikle büyük kıpırdanmalar var. arkadaşlığın iyi olmaya başladığı olay mahalinde kalabalıklaşmadan anlayabiliriz. maçın 2. yarısında gökhan zan’a yapılan hareket net kırmızı karttı ancak hakem atmayınca maçın sonucuna direk etki etti diyebiliriz. genel istatistiklere baktığımızda topa daha çok sahip olduğumuz görülse de (%54) istediğimiz seviyede olmadığımızı net gördük. bu maçta fatih hoca çok fazla değişiklik yaptı. bir çok deneme yaptı takım içerisinde. belli ki son şanslar veriliyor. bu şansları iyi değerlendirmesi gereken adamlar var. sanırım bu maç sonunda stancu’ya veda edebiliriz. bugün çıkan dedikodular da bu doğrultudaydı zaten.
sonuçta iyi görünmesekte eksiklerimizi çok iyi göreceğimiz bir maç olduğuna inanıyorum. iyi yoldayız. bize bu akşamlık her sevdadan geriye kalan umut oldu.