• 261
    bakıyorum sözlükte açık arayıcıları türemiş, biz yazanların, akılları sıra çelişkilerini deşifre edip bizi zor durumda bırakacaklarını düşünüyorlar. öylelerinde de lafımız var bizim, buyrun;

    söylemek buz üstüne yazı yazmaktır.etkisi geçicidir. yazmak ise yazmaktır. yazarsın ve değiştirmek ancak yüreklice özeleştiri yaparak yeniden yazmakla mümkün oluyor. söylemek bilgi gerektirebilir, bilgisi olmayanlarda söyleyebilir. ancak yazmak için kesinlikle bilgi gerekir. hem de birden fazla bilgi. en başta dağarcık gerekir. bu bir bilgidir. sonra yazı dili imla falan devreye girer. daha sonra yazılacak konunun bilinmesi gerekir. aslında söylemek içinde böyle bilgiler gerektir, ancak söylediklerini yazıya da dökebilenler için çok daha fazla bilgili olması esastır.

    söylemek bazen, yazmak ise her zaman yürek işidir. çünkü ilkinde inkâr olabiliyor. söyleyenin söylediğinden daha çok dinlemesi beklenmeyebilir. fakat yazanın muhakkak yazdığından daha fazla okuması beklenir. okuduğundan daha çok yazı yazmaya kalkanlar muhakkak bir yerlerde kendini ele verir. ve muhakkak bir yanlış yaparlar. söyleyenler için bir dereden bir tepeden mantığı bile geçerlidir. geyik muhabbeti adı verilen bir eylem biçimiyle de sürdürülebilir söylenenler. fakat yazıdan beklenen bütünlüklü olmasıdır. bütünlüğü olmayan yazı ne yazana ne de bulmuşsa okuyana keçiboynuzu kadar bile tat veremez.

    söylemek yalnızca söylemektir. fakat yazmak hem söylemek hem yazmak ve hem de aynısını istediğin kadar tekrar etmek oluyor. tekrarlar her zaman hataları düzeltir. hatasız yazmak gerçek düşünceye en yakınını yazmaktır ve de tabiki söylemektir.

    bizim için en tehlikeli durumlardan biriside-ki bu özellikle bizim ülkemizde ziyadesiyle böyledir- duygu ve düşüncelerimizi bırakın yazmayı, dışa vurma konusunda yaşadığımız dehşettir. yani elbette ki bir insan olarak duyuyoruz düşünüyoruz fakat bunlar geçer kalıpların dışına çıktığı anda, biri ya da birileri bunu fark edecek diye endişe duyuyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın