919
arkadaş grubumun içerisinde bir sürü takım tutan arkadaşlarım var, fenerbahçelilerde mevcut. bir insanı alıp iki muhabbetin dibine girelim diyip karşına oturtup takımını anlayamam, hatta galatasaraylı mı değil mi onu da anlayamam haliyle.ama fenerbahçeli olup-olmadığını anlarım. normal hayattada bir isyan var bu arkadaşlarımda. yemek yemeye gitsen senin yemeğin önce gelse, işin içinde bir iş var diyip kuşkulanır. yemeği biraz gecikirse ise restaurantın ona kıl olduğunu ve sırf ona uyuz olduğu için böyle davrandığını düşünür. halı saha maçı yaparsın herkese faul yapılır, ona faul yapıldığında onu sakatlamak istediklerini düşünür. gol attığında ise içinde inanılmaz bir rahatlama ve başarmışlık hissi uyanır. onla go-kart'a a gidersiniz. onu geçebilirsiniz ama onun aracına dokunup geçerseniz ona haksızlık yaptığını düşünür. işletmecinin ise ona yavaş arabayı kasti verdiğini düşünür. galatasaray bursaspora yenilir; "bursa'dan bayram şekeri" diye sms atar. gün olur devran döner, "bursadan gol haberi mi var?" dediğinde 1-2 ay konuşmaz-selam vermez, aynalı tahir olur başına. sebepsiz mağrurluk ve ezilen olma durumu vardır. içinde gizleyemediği bir liderlik isteği var ama hiç bir zaman lider oldurtmayacak bir karakteride var. iyidir, hoştur onsuz olmaz dersin, sineye çekersin. fenerbahçe - galatasaray maçlarının olduğu hafta gereksiz bir babacanlık, iyi halcilik ve polyannacılık havasına girer. adeta melektir, ama sinsiliği devreye girer lafları teker teker sokmaya çalışır. bu adam benimle sokakta, bira içtiğim barda, pes oynadığım salonda, çay içtiğim cafede kısacası bu adam benim hayatımda. bunları gördükçe bunları anladıkça galatasaraylı olmanın duruşunu ve galatasaraylı olduğumdan dolayı gurur duyuyorum.