• 17
    sabah yanlış hatırlamıyorsam eğer 07:00'de uçağa bindik.
    uçakta yasak olmasına rağmen cayır cayır sigara içtik. yanımızda bir çoğumuzun viski vardı, onları da bitirdik tabi haliyle.

    bir ara pilotumuz anons yaptı: "sevgili galatasaraylılar, şu an romanya üzerinde uçmaktayız!" anında patlayan tezahüratı sanırım herkes tahmin eder. sözlükteki geri zekalı fb taraftarları tahmin edemeyeceği için söyleyim:"i love you hagi"

    10:30 civarı kopenhag hava alanına indik. uçaktan pasaport kontrole plexiglass kaplı köprüden yürüyerek giderken bir de ne görelim, sağımızda solumuzda ingiliz uçakları! vurmaya başladık duvarlara, "kapılar açılsın çatışmalar başlasın" eşliğinde!

    dakika başı uçak iniyordu. ingilizler ellerini kollarını sallaya sallaya geçiyorlar pasaporttan. bizler bir elimizde pasaport ve vize kağıdı, diğer elimizde maç bileti, önce manyetik kapıdan geçiyor, sonra elle aramaya maruz kalıyor, en ufak bir şüphe durumunda özel arama odasına götürülüyorduk.

    e tabi bu çile de sonlandı ve dışarı attık kendimizi. her yer ingiliz! ama adamlar çok sakin. bize el falan salladılar. biz de yanlarına gittik ufaktan. fotoğraflar çekildi. kimse kimseye bulaşmadı. (bu fotoğrafların tamamı taranmayı bekler halde evde sandıkta duruyor, izinlerde üşenmesem de halletsem o işi aslında!)

    ardından romen tv kanalından kameraman ve bir spiker yanımıza yaklaşıp kendini tanıttı. yine "i love you hagi!"

    klasik bir türk organizasyon rezaleti yaşandı ve bizi havaalanından alacak otobüsü yarım saat kadar bekledik. neredeyse öğle olmuştu. bizi su kanallarının olduğu yerde indirdiler, herkes dağıldı. içmeye devam ettik. tuborgun ana vatanındayız, haliyle biraya devam!

    saat 14:30 gibi arsenal taraftarlarıyla tivoli meydanında iyi kapıştık. biz olaya sonradan katıldık. çok fena püskürttük ingiliz "kardeşlerimizi!" (sebahattin reis ve bir kaç yüz adam!) oralarda yaşayan avrupalı gençlerimiz de çılgın attılar kavgada. destekleri büyük oldu.

    sonra saatler geçti, stada doğru hareketlendik. maçın başlamasına 45 dakika kala içeri girdik. yerimiz penaltıların atıldığı kale arkası, alt kat, davulların yanı. tabi asıl koltuğumuz nerede bilen yok. maç öncesi gösteriler, bira içmeye devam.

    maçı anlatmıyorum, gerek var mı?

    maçtan sonra havaalanına dönüş, salak ingilizler yanlışlıkla bizim çıkış yapacağımız tarafa girmişler. yaklaşık 20 kişi. onları "nazikçe" dışarı attık! bu arada danimarka polisi ellerinde tüm gün 30 cm lik plastik joplarla falan çok komiklerdi, asla ciddiye almadık tabi. en nihayetinde kahraman türk çevik kuvvet polisinin maçlarda nasıl davrandığı malum. 1984 / 14 yaşından beri tribünlerde olan bendeniz de tabi çokça nasiplenmişim, kim takar danimarka polisini!
    hele hele stewardlar daha da komikti.

    sonra uçağa bindik, gece yarısını geçti. sabah 05:00'e kadar kaldırmadılar uçağı. sebebi de dönüş bileti olup geri gelmeyen yaklaşık 50 kişi!

    17 mayıs 2000 günü yapılanlar için yazabileceğim kısaca bunlar, güzeldi be abi. bir ilkti, daha ne diyebilirim....
App Store'dan indirin Google Play'den alın