resim
Bülent Korkmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:55
Uyruk:Türkiye
  • 106
    herkese geçmiş olsun. büyük zaiat verdik ama üzülmeyin zaferler zaiat ister zaten. kader işte, koskoca galatasaray, birinden 5 yerse olay olması gerekir. 5 psikolojik skordur futbolda. 6 yersen değişmez de 5 yersen ya da 5 atarsan mutlaka bir şeyler değişir. sıradan bir alman takımından 5 gol yiyerek elenince bize 5 atan takımın hocasının bokunda boncuk buldular. aynı anlarda bendeniz 5 yediğimize sevinmiştim. çünkü kalli moruğundan kurtulmuş, kendimize gelmiş, hortlamıştık. bu hortlama, devamında devrime dönüştü, kırık, dökük, sakat futbolcular kudurmuş, şampiyonluğu getirmişlerdi.

    ah işte! zurnanın zırt dediği yer burası. takım yabancısız, hocasız, büyük taraftarı ve büyük galatasaray'lı futbolcularıyla bitim noktasına önde girince, kılı kırk yararak düşündü adnangiller. kimi alsak acabaydı?. işin kolayına kaçtılar, bize 5 atan hocayı aldılar. veeeee galatasaray'a yapılacak en büyük ihaneti yaptılar. liverpool'un şampiyonlar ligi finali forvetini transfer ettiler. fenerbahçe'ye özenip, anlı şanlı profosyonel büyük futbolcuları getirdiler. portekiz ulusal takımının bankosu'nu getirdiler tamtam çalınca kuduran, ağlayan, aslanla kafesinde konuşabilen song'un yerine.

    birde baktık, saydık galatasaray 11 ini. normal bir adam yönetse, normalde rakip takımı 18 in dışına çıkarmayacak bir takım kuruldu. bir konuyu atladılar, çok büyük futbolcuları alırsak çok büyük netice alırız sandılar. keweel ile baros fenerbahçe'ye gitse çok daha büyük sükse yapabilirlerdi. onlara yakışırdı, bir kademe daha atlatabilirlerdi fenerbahçe'yi. formaları kapış kapış giderdi. 50.000 kişi bağırırdı ''herry, herry keweell'' diye. biz 10.000 kişi zor bağırabildik tuvaleti olmayan stadımızda. sırtında hagi yazan biriyle, alex yazan birinin farkıdır galatasaray'lılık.

    nasıl galatasaray'lı olduğumu bilmiyorum. ama yaşamım galatasaray'lılığımla biçimlendi. ve şundan eminim, dünya'da hiç bir futbol kulübü galatasaray'a benzemez. hiç bir taraftar galatasaray'lıyla kıyaslanamaz. bizler asla profosyonel olamayız, istedikleri kadar futbolu endüstri, sanayi yapsınlar bize sökmez. biz başka alemlerin, başka duyguların peşindeyiz. bizi kupalar, şampiyonluklar, farklı galibiyetler kesmez. neticede oyanan oyundur, 3 ihtimal vardır. bizim için ise ihtimal tektir. her maça galatasaray'lı gibi çıkılacak, sonuç ne olursa olsun galatasaray'lı gibi bitirilecek. bizler son haftaya küme maçına çıkmış taraftarız. olsun düşebilirlerdi de, ama o son haftaya küme düşme potasında giren futbolcuların tamamı galatasaray'lıydı. hiç biri yenildikleri bir maçtan sonra eğlenceye gitmedi, paramı niye yatırmadınız diye muhasebecinin yolunu kesmedi. taraftar yani biz, hiç bir zaman hiç bir futbolcumuzla dalaşmadık, hepsinin maç bittiğinde 5 metre koşacak dermanı olmadığından emindik.

    dün akşamki maçta kapalının tam ortasındaydım. bom boştu, bizler bir zamanlar, o boş olan yerlere(koltuklara demiyorum) tüneyebilmek için, bir metre daha fazla yer alabilmek için sabahın ilk ışıklarında cenk yapmıştık, dövüşmüştük. şimdilerde taraftarın kombine kartı var, maçtan 5 dakika önce içeri girme şansı var, ve bağırmıyor. şu son senesini geçiren ali sami yen stadının hatırına dolduramıyor tribünleri. ben bu yaşta bundan sonraki bütün maçlara gideceğim, çünkü bir daha olmayacak o mitolojik stad. bunun bile keyfini çıkaramayan taraftara sahibiz.

    dedik her zaman, yine deriz, her şeyin bir sebebi var. bizi yıktılar kardeşlerim, ellerimizden aldılar takımımızı, baba ocağından ileri bellediğimiz ali sami yen'imizi. yeni stad yapıyorlar, zengin galatasaray'lılar için. o büyük yapılaşmanın getireceği dolarları şimdiden saymaya başladılar. gelen paralarla profosyonel büyük futbolcular alacaklar. o parçalı unutulmaz formayı giydirecekler. ben dün metin oktay'ın formasını nonda'da görünce ağladım. ne anlar lan bu ruhsuz herif o parçalı formadan. ne kadar para düşkünü futbolcu varsa metin oktay'ın formasını giydirmişler. yerli yabancı istila etmiş ruhumuzu. bir an düşünün, sahada metin oktay var, kulubede skibbe taktik veriyor. oynayabilir mi? koca metin.

    karar vermemiz lazım kardeşlerim. ya galatasaray'lı olacağız, bizi biz yapan harsa, sıkı sıkıya bağlı kalacağız, beklentilerimizin hiçbiri gerçekleşmese bile büyük bir soğukkanlıkla sonuca katlanacağız, galatasaray'lı futbolcularla kavgaya karışacağız, yenilselerde yenselerde arkasında olacağız. ya da bizde sistemin içinde eriyeceğiz, şansımıza galatasaray'lı olmuşuz, en profosyonel, en para düşkünü en iyi futbolcuların götünü yalayıp bir kupa kazanıp, 5 dakikalık bir sevinçten sonra yolda görsek tanımayacağımız, beş kuruş fazla para verseler en kızdığımız takıma gitmekte bir sakınca görmeyen futbolcularımızla avunacağız.

    büyük galatasaray taraftarı; bu sütunlarda başarı vaadeden pek çok sözümü okudunuz. bahtiyarım ki çoğunuz düşüncelerimi onayladınız. bir kez daha haykırıyorum, tuttuğunuz takım bir takım değildir. bir yaşam biçimidir. internette okey oynasanız, galatasaray'lıyı tanırsınız. ben 100 kişinin içinden 10 galatasaray'lıyı teşhis edebilirim. bize hoca moca gerekmez, hatta futbolcu bile gerekmez. bize sahada saldıran, yenildiğinde ağlayan, yendiğinde bizimle birlikte sevinen futbolcular yeter. başımızda mourinho'ya ihtiyaç yok, inanın gelse bile bir bok değişmez. bize, bizim gibi adam lazım. çıkık koluyla final maçına çıkmış, muzaffer olmuş, galatasaray'dan başka hiç bir takımla idmana bile çıkmamış adam lazım. cesur yürek lazım, gerekirse galatasaray için dünya'yı yakabilecek adam lazım. gerekirse kaybolup giden, gerekirse çağrılıp gelen, her zaman her koşulda tribünlere çağrılan, en büyük maceralarda takımın başında sahaya çıkan, en büyük futbolcuların kabusu olan bir lazım. bize bülent korkmaz lazım. korkmayın sakın, bundan daha kötü asla olmayız.

    bülent korkmaz, şampiyon olabilir mi?, avrupa kupasını alabilir mi?. bilmem, almasa ne yazar, benim için önemli değil, ben galatasaray'ı kupa alsın diye sevmedim, ben galatasaray'ı galatasaray gibi sevdim. her kim beni galatasaray'ımdan soğutmuşsa onun düşmanı oldum. bundandır son senelerdeki savaşım, genç galatasaray'lı kardeşlerim. beni galatasaray'dan soğuttular, şampiyon olduğumuz sene gerets soğutmuştu, bu yavşak dondurdu.

    dünkü maçtan sonra içim ısınmaya başladı, çok geç oldu, olsun, herkes gider biz kalırız. büyük kaptan arkandayız, en azından kalplerimize yeniden sarı kırmızı kan pompalamaya yardımcı olursun. en azından biz o büyük günlerimizin hayalini yeniden yaşarız. yeni hayallere dalarız. 1996 yılda yattığımız rüyalara yatarız. kim bilir yeniden yazarız hep beraber galatasaray destanını, dinletiriz ümit burnundan sibirya bozkırları'na kadar galatasaray hikayesini, kimbilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın