329
8 yaşında dünyadan habersiz ufacık bir çocuktum o zamanlar.
galatasaray’a gönül vermiştim. o zamanlar fırtına gibiydik. avrupada
herkesi dize getiriyorduk.8 yaşında bir çocuk bir neuchatel, monaco zaferleri ile büyüyordu. koyu fenerbahçeli bir babaya rağmen galatasaray’dan başka bir takıma gönül vermem mümkün değildi.
dedim ya; çok küçüktüm herşey gözüme büyük gözüküyordu. evler, caddeler, insanlar…
futbol sahasında koşan futbolculara çok şaşırırdım. koskoca sahada nasılda öle oynayabiliyolardı. hele uzaktan nasıl öyle vurabiliyorlardı.
inanamıyordum…
sonra o çıktı.
çocukluğumun kahramanı…
incecik bacaklı adam…
cevad prekazi…
sonradan 40 metreden vurduğunu öğrendiğim bir şut çekti. bana sorarsanız 100 metre vardı.:)
dedim ya herşey çok büyük gözüküyordu 8 yaşındaki bir çocuğa.
inanamadım…
sevindim….
çıldırdım.
dün gibi hatırlarım.
o artık benim çocukluk kahramanımdı. o dünyanın en iyi futbolcusuydu.
posterleri odamın duvarlarındaydı artık.
15 mart 1989
galatasaray -monaco
yani 22 sene önce bugun.
sonra aylar geçti.
bir aralık günüben babamın dükkanına gitmek için evden çıktım.
ve onu karşımda gördüm.
yanında avrupa gol kralı olan diğer bi yıldızımla beraber elleri ceplerinde yürüyorlardı.
8 yaşındaydım.
ilk gördüğüm dükkana girdim tezgahtaki kağıt kalemi sormadan aldım.
ve onun yanına gittim.
imzasını aldım.
hayatımda ki en unutulmaz anlardan biridir.
şimdi merak ediyorum acaba o sırada yanında ki avrupa gol kralımız ondan imza istemeyince ne düşünmüştür:)))
yıllar sonra başka bir yıldız oyuncu hagi geldi(o tabiki başka bir yazı konusu)
taffareller, popescular, jardeller…
hakan şükür, bülent…
ve daha niceleri.
o günlerden bu günlere bakıyorum.
acaba şuan 8 yaşında olupta galatasaraylı herhangi bir futbolcuyu sokakta gördüğünde deli gibi heyecanlanacak bir çocuk var mı şuan?
hafta sonu derbi maçımız var.
en ufak bir heyecan duymuyorum.
ben artık bu takımda iyi futbolcu görmek istiyorum.
prekazi gibi, hagi gibi…
bıktım artık mücadeleci oyuncu görmekten.
şuanda da çok iyi bir oyuncumuz var.
kaptanımız. arda turan…
bu takımda her futbolcuyu küstürelim ama arda’yı neden küstürüyoruz.
neden kız arkadaşıyla sinemaya gittiği için tezahüratlar yapıyoruz ona.
bu adamın galatasaray’ın ruhu olduğunu anlayamıyormuyuz.
yoksa biz mi hakketmiyoruz onu.
sanırım ikincisi daha mantıklı.
dediğim gibi hafta sonu oynayacağımız derbi maçı ile ilgili hiç heyecan duymuyorum.
maç sırasında stadda olacağım, atabilrsek gollere sevineceğim.
ama hep arda iyi oynasın da yuhlamasınlar diye korkacağım.
seneye de böyle mi olacağız diye korkacağım.
fenerbahçe’ye yine mi yenilceğiz diye korkacağım.
biliyorum ki benim gibi düşünen bir yığın taraftar var.
bari bizim gibi düşünen heyecansız taraftarlar için maçtan önce dev ekranlarda 22 sene önce bugun o inanılmaz golü atan adamın görüntüsünü
göstersinlerde biz de az da olsa bir an için heyecanlanalım…
15 mart 2011
yazan: çağatay çetiner
http://twitter.com/cagataycetiner
bu yazı 15 mart 2011 tarihinde dergimizin deneme sayısında yayınlanmıştır
——————————————————————————————-
http://sudansayfalar.com/...oject/cevad-prekazi/
galatasaray’a gönül vermiştim. o zamanlar fırtına gibiydik. avrupada
herkesi dize getiriyorduk.8 yaşında bir çocuk bir neuchatel, monaco zaferleri ile büyüyordu. koyu fenerbahçeli bir babaya rağmen galatasaray’dan başka bir takıma gönül vermem mümkün değildi.
dedim ya; çok küçüktüm herşey gözüme büyük gözüküyordu. evler, caddeler, insanlar…
futbol sahasında koşan futbolculara çok şaşırırdım. koskoca sahada nasılda öle oynayabiliyolardı. hele uzaktan nasıl öyle vurabiliyorlardı.
inanamıyordum…
sonra o çıktı.
çocukluğumun kahramanı…
incecik bacaklı adam…
cevad prekazi…
sonradan 40 metreden vurduğunu öğrendiğim bir şut çekti. bana sorarsanız 100 metre vardı.:)
dedim ya herşey çok büyük gözüküyordu 8 yaşındaki bir çocuğa.
inanamadım…
sevindim….
çıldırdım.
dün gibi hatırlarım.
o artık benim çocukluk kahramanımdı. o dünyanın en iyi futbolcusuydu.
posterleri odamın duvarlarındaydı artık.
15 mart 1989
galatasaray -monaco
yani 22 sene önce bugun.
sonra aylar geçti.
bir aralık günüben babamın dükkanına gitmek için evden çıktım.
ve onu karşımda gördüm.
yanında avrupa gol kralı olan diğer bi yıldızımla beraber elleri ceplerinde yürüyorlardı.
8 yaşındaydım.
ilk gördüğüm dükkana girdim tezgahtaki kağıt kalemi sormadan aldım.
ve onun yanına gittim.
imzasını aldım.
hayatımda ki en unutulmaz anlardan biridir.
şimdi merak ediyorum acaba o sırada yanında ki avrupa gol kralımız ondan imza istemeyince ne düşünmüştür:)))
yıllar sonra başka bir yıldız oyuncu hagi geldi(o tabiki başka bir yazı konusu)
taffareller, popescular, jardeller…
hakan şükür, bülent…
ve daha niceleri.
o günlerden bu günlere bakıyorum.
acaba şuan 8 yaşında olupta galatasaraylı herhangi bir futbolcuyu sokakta gördüğünde deli gibi heyecanlanacak bir çocuk var mı şuan?
hafta sonu derbi maçımız var.
en ufak bir heyecan duymuyorum.
ben artık bu takımda iyi futbolcu görmek istiyorum.
prekazi gibi, hagi gibi…
bıktım artık mücadeleci oyuncu görmekten.
şuanda da çok iyi bir oyuncumuz var.
kaptanımız. arda turan…
bu takımda her futbolcuyu küstürelim ama arda’yı neden küstürüyoruz.
neden kız arkadaşıyla sinemaya gittiği için tezahüratlar yapıyoruz ona.
bu adamın galatasaray’ın ruhu olduğunu anlayamıyormuyuz.
yoksa biz mi hakketmiyoruz onu.
sanırım ikincisi daha mantıklı.
dediğim gibi hafta sonu oynayacağımız derbi maçı ile ilgili hiç heyecan duymuyorum.
maç sırasında stadda olacağım, atabilrsek gollere sevineceğim.
ama hep arda iyi oynasın da yuhlamasınlar diye korkacağım.
seneye de böyle mi olacağız diye korkacağım.
fenerbahçe’ye yine mi yenilceğiz diye korkacağım.
biliyorum ki benim gibi düşünen bir yığın taraftar var.
bari bizim gibi düşünen heyecansız taraftarlar için maçtan önce dev ekranlarda 22 sene önce bugun o inanılmaz golü atan adamın görüntüsünü
göstersinlerde biz de az da olsa bir an için heyecanlanalım…
15 mart 2011
yazan: çağatay çetiner
http://twitter.com/cagataycetiner
bu yazı 15 mart 2011 tarihinde dergimizin deneme sayısında yayınlanmıştır
——————————————————————————————-
http://sudansayfalar.com/...oject/cevad-prekazi/