• 3420
    umut sandalını kıyıya çektik, istekleri en aza indirdik, sıradan bir takım taraftarı gibi olduk artık. dalga geçtiğimiz anadolu kulüpleri seviyesine indirgendik. şampiyonlar ligi hayalimiz vardı, kuru sıkı mermisine bile can verir oldu bu hayalimiz. ismi heyecanlandıran futbolcuların kendilerine değil gölgeleri altında bir sigara yakmaya razı duruma geldik. eldeki adamlarımızı kaybetmek üzereyiz bir bir, aynı o anadolu takımlarındaki göz önündeki adamlar gibi. cana'mız var vücut ölçüleri galatasaray formasına göre dizayn edilmiş babasının spermleri tarafından. şimdi iki sevgiliyi ayırmaya çalışan sineklerin tanrıları tarafından açıklanamayacak bir felsefe ile koparılmak üzereyiz. ''takım bu durumdayken galatasaray'dan ayrılamam'' diyen bir adamı sevdiği, kendini bağlı hissettiği takımdan kopardık belki de. bundan on sene önce ''para vermeseniz de olur, galatasaray'da oynayayım yeter'' diyen fleurquin'in sevdirdiği futbol ile ''bu takımı bu haldeyken bırakamam diyen'' adamın futbolunu beşik kertmesi yapmaya çalıştık, töre kurşununa kurban gittik. halbuki niyetimiz aynıydı, galatasaray'ı seviyorduk. amaca giden yollarda menfi çıkarları söz konusu edince sevdiğimiz kızın başkası ile mutlu olmasına razı geldik. şimdi kümede kal galatasaray diyorlar ya, lorik cana ile önümüzdeki beş sene daha beraberiz diyen biri çıksa, lorik cana dese ki ''varsın başarılı olmayalım, ben burada mutluyum'' dese hangimize yetmez? şimdi sevdiğimize sahip çıkamıyoruz, bir zamanlar hasan şaş'ımızla gönül nikahına imza atmıştık boş kağıda, sonra da boşol deyip gündelik bir zevke kaptırmıştık kendimizi. bir zamanlar bizi sevmeleri yetiyordu, şimdi kendimizi sevdiremiyoruz.

    her daim takımımızın bir iskeleti olurdu. başarıya giden yolun bu olduğunu görmek zor değil. şuan ligin ilk üç sırasındaki fenerbahçe, trabzonspor ve bursaspor'a bakmak yeterli görmek için. şimdi çok çabuk vazgeçer olduk kemiklerimizden. şimdi transferlerin dengesini ayarlayamayıp tartıyı bozduk, usta arıyoruz işini düzgün yapacak. babamızdan yadigar ustamız vardı, ondan çok yanlış gördük, şimdi ona da teneke bağladık. umut sandalı su almaya başladı. lost adasındakilerin kurtarma ekibi beklediği gibi beklediğimiz haftasonu galatasaray maçlarını şimdi izlememeye bile karar verebilecek olduk. şu sene bitse de rahatlasak, umut sandalını onaracak bir jack sheppard çıksa da hedefimiz doğrultusunda statları doldursak diyoruz. galatasaray'ımı azalttılar benim içimdeki, yaşama tutunduğum ağacın dallarını budamak yerine köküne balta salladılar. kahveye gidip muhabbet etme zevkimi aldılar, üç kişi izliyorum maçları artık. '' ne gelecem bu takımın maçına ya!''

    şöyle avuttum kendimi her ayrılık sonrası;

    unuttum artık seni sildim bütün aşkını
    kaderinin önünde eğme sakın başını
    yanağıma dökülen bir damla göz yaşını
    sen silmesen olur, silen bulunur elbet

    şimdi anlıyoruz işte silenlerin elleri arasındaki farkı. sen bambaşkasın be avrupa fatihi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın