98
(alinti: yıldırım yapmazdı
- federasyon, g.saray'ı yıkmaya, yok etmeye karar vermiş. 40 yıllık arkadaşlarım ama onlar artık benim için aziz özgener ve aziz arıboğan
- hem önceden kararını açıklıyor hem de 100 bin lira ceza kesiyorlar. federasyonun, g.saray'a yaptığını aziz yıldırım yapmazdı
- 'g.saray türkiye'dir' lafı çok doğru. copa cabana plajı'nda 'g.saray' deyince akıllarına ne geliyor diye soralım mı?
beşiktaş-trabzon maçıyla başlayalım isterseniz. haftanın sonucu merakla beklenilen karşılaşması 1-1 sona erdi.
hayır, federasyonla başlayalım. çünkü derbilerin, maçların bir önemi kalmadı benim için. türkiye futbol federasyonu taraf olduğunu geçen hafta ilan etti.
resmen ve alenen galatasaray'a cephe alıp, 'yok etmeye' karar verdi. federasyonun bir numaralı adamı mahmut özgener, benim 40 yıllık arkadaşım; iki numaralı adamı lütfi arıboğan da benim 40 yıllık arkadaşım; ikisi de çok sevdiğim, çok inandığım insanlar. ama artık onlara da inanmıyorum. onlar da benim için artık sayın özgener, sayın arıboğan değil, aziz özgener ve aziz arıboğan oldu. bu federasyonun yaptıklarını galatasaray'a aziz yıldırım yapmaz. ben böyle ayıp görmedim. evvela o yüz karası, utanç verici bildiriyi yayınladılar; galatasaray'a cevap olarak. "kim yazdı ve altına kim futbol federasyonu imzası attı" sorusunu sordum geçen pazartesi günü 90 dakika'da, bir kişi telefon edip 'şu yazdı, şu yaptı' diyemedi bana. öyle utanıyorlar. sonradan ben öğreniyorum ki federasyonun üyeleri falan da değil. görevli olup olmadığı belli olmayan aziz yıldırım'la ilişkisi nedir onu da bilmediğim bir gazeteci, o bildiriyi yazıyor ve türkiye futbol federasyonu imzasıyla anında jet gibi uygulamaya koyuyor. o bildiride galatasaray kulübü için "hezeyan" kelimesi kullanılıyor. türkiye futbol federasyonu'nun galatasaray'a hakaret etme hakkı yok. galatasaray'ın bildirisinde sana karşı bir şey varsa disiplin kuruluna verirsin. kişisel, kurumsal bir hakaret varsa mahkemeye verirsin. ama sen türkiye'nin en köklü kulübüne hakaret etme hakkına sahip değilsin federasyon olarak. tek hedefim var "hezeyan" diyor utanmadan. maçın gözlemcisi, 90 dakika sonunda hakem odasına girmiş selçuk dereli'yi paylamış. lincoln'e ikinci sarıdan gösterdiği kırmızı kart yüzünden. gözlemcinin bunu yaptığını bütün türkiye televizyondan öğreniyor. o gözlemcinin raporu federasyona ulaşmadan federasyon bildiri yayınlıyor; "selçuk dereli dün geceki gibi başarılı maçlar yönetmeye devam edecektir" diye. böyle bir ayıp, böyle bir utanç olur mu? sen bir futbol adamısın federasyon, yargı organı değilsin. üstelik elinde daha gözlemci, temsilci raporları yokken "selçuk dereli başarılı yönetmiştir" diye önceden karar açıklama hakkın var mı? sen karşı hakarette bulunuyorsun "hezeyan" diye. sen kararını önceden açıklıyorsun ondan sonra da utanmadan, sıkılmadan, çekinmeden galatasaray'a 100 bin lira ceza veriyorsun. 100 bin lira, bugüne kadar federasyonun verdiği en ağır para cezası. sonra da benim buna inanmamı bekliyorsunuz. sen hakarete hakaretle mukabele ettin zaten o zaman daha ne ceza veriyorsun!.. galatasaray da futbol federasyonu'nu disiplin kuruluna ve mahkemeye sevk etsin. karşı hakaret için. galatasaray bu federasyonla uğraşmanın peşini bırakmamalı... söyledikleri gibi fifa mı, uefa mı, avrupa insan hakları mahkemesi mi kime gidebilirlerse gitmeliler. bu federasyon türk futbolunu yönetmeye layık değil. bu federasyon, galatasaray düşmanlığı tescil edilmiş bir federasyondur. galatasaray'ın bildirisindeki "galatasaray türkiye'dir" lafını iyi anlasın mahmut ve lütfi kardeşlerim. iyi anlasın. bu laf kadar doğru edilmiş bir laf yok. gidelim mi arjantin'in patagonya yaylasına, 'galatasaray' diyelim bakalım ne diyecekler? ya da 'türkiye' diyelim bakalım ne diyecekler? dünyanın öbür ucundaki singapur adası'na gidelim mi? 'galatasaray' diyelim ne diyecekler, 'türkiye' diyelim ne diyecekler? copa cabana plajı'nda soralım mı? kenya'nın safarisinde eli mızraklı aslan peşinde koşan zencilere soralım mı? 'galatasaray' deyince akıllarına ne geliyor ya da 'türkiye' deyince akıllarına ne geliyor!.. galatasaray öyle türkiye olmuş sizin haberiniz yok. türkiye futbol federasyonu benim için artık inanılır olmaktan çıkmıştır. bundan sonra hıncal uluç'un bir tek hedefi var spor yazarı olarak. 'bu federasyondan bu ülkeyi kurtarmak için elinden gelen her şeyi yapmak.' kim tehdit etti? çok sevgili arkadaşlarım mahmut ve lütfi beni affetsinler. kardeşliğimiz, dostluğumuz baki ama artık o koltukta oturmayı hak etmiyorlar. bana telefon açıp cevap vermeye cesaret edemediler. 'hıncal ağabey o bildiriyi şöyle yaptık, şu yazdı. kimsenin haberi yoktu. cart diye internete kondu' diyemediler. 'altında bizim imzamız vardı' diyemediler. 'altında şu şu üyelerin imzası var' diyemedi hiçbirisi. federasyon üyelerinden bir tanesi beni arayıp 'ben bildirinin altına imza attım' demedi. benim davetim türkiye'nin en çok izlenen spor programında yapıldı. ntv'nin 90 dakikası... ama bu onların ilk saldırısı değil. benim aleyhime bildirinin nasıl yazıldığını ben sonra öğrendim. fatih terim, dikte ettiriyor federasyondaki adamına ve tehditle "hemen koymazsanız internet sitesine, istifa eder çeker giderim" diyor. bu ikincisi. bu defa kim tehdit etti aziz özgener, aziz arıboğan'ı!.. şimdi hangi maçı istersen konuşalım. kaç paralık kıymeti harbiyesi kalmışsa maçların!.. )
- federasyon, g.saray'ı yıkmaya, yok etmeye karar vermiş. 40 yıllık arkadaşlarım ama onlar artık benim için aziz özgener ve aziz arıboğan
- hem önceden kararını açıklıyor hem de 100 bin lira ceza kesiyorlar. federasyonun, g.saray'a yaptığını aziz yıldırım yapmazdı
- 'g.saray türkiye'dir' lafı çok doğru. copa cabana plajı'nda 'g.saray' deyince akıllarına ne geliyor diye soralım mı?
beşiktaş-trabzon maçıyla başlayalım isterseniz. haftanın sonucu merakla beklenilen karşılaşması 1-1 sona erdi.
hayır, federasyonla başlayalım. çünkü derbilerin, maçların bir önemi kalmadı benim için. türkiye futbol federasyonu taraf olduğunu geçen hafta ilan etti.
resmen ve alenen galatasaray'a cephe alıp, 'yok etmeye' karar verdi. federasyonun bir numaralı adamı mahmut özgener, benim 40 yıllık arkadaşım; iki numaralı adamı lütfi arıboğan da benim 40 yıllık arkadaşım; ikisi de çok sevdiğim, çok inandığım insanlar. ama artık onlara da inanmıyorum. onlar da benim için artık sayın özgener, sayın arıboğan değil, aziz özgener ve aziz arıboğan oldu. bu federasyonun yaptıklarını galatasaray'a aziz yıldırım yapmaz. ben böyle ayıp görmedim. evvela o yüz karası, utanç verici bildiriyi yayınladılar; galatasaray'a cevap olarak. "kim yazdı ve altına kim futbol federasyonu imzası attı" sorusunu sordum geçen pazartesi günü 90 dakika'da, bir kişi telefon edip 'şu yazdı, şu yaptı' diyemedi bana. öyle utanıyorlar. sonradan ben öğreniyorum ki federasyonun üyeleri falan da değil. görevli olup olmadığı belli olmayan aziz yıldırım'la ilişkisi nedir onu da bilmediğim bir gazeteci, o bildiriyi yazıyor ve türkiye futbol federasyonu imzasıyla anında jet gibi uygulamaya koyuyor. o bildiride galatasaray kulübü için "hezeyan" kelimesi kullanılıyor. türkiye futbol federasyonu'nun galatasaray'a hakaret etme hakkı yok. galatasaray'ın bildirisinde sana karşı bir şey varsa disiplin kuruluna verirsin. kişisel, kurumsal bir hakaret varsa mahkemeye verirsin. ama sen türkiye'nin en köklü kulübüne hakaret etme hakkına sahip değilsin federasyon olarak. tek hedefim var "hezeyan" diyor utanmadan. maçın gözlemcisi, 90 dakika sonunda hakem odasına girmiş selçuk dereli'yi paylamış. lincoln'e ikinci sarıdan gösterdiği kırmızı kart yüzünden. gözlemcinin bunu yaptığını bütün türkiye televizyondan öğreniyor. o gözlemcinin raporu federasyona ulaşmadan federasyon bildiri yayınlıyor; "selçuk dereli dün geceki gibi başarılı maçlar yönetmeye devam edecektir" diye. böyle bir ayıp, böyle bir utanç olur mu? sen bir futbol adamısın federasyon, yargı organı değilsin. üstelik elinde daha gözlemci, temsilci raporları yokken "selçuk dereli başarılı yönetmiştir" diye önceden karar açıklama hakkın var mı? sen karşı hakarette bulunuyorsun "hezeyan" diye. sen kararını önceden açıklıyorsun ondan sonra da utanmadan, sıkılmadan, çekinmeden galatasaray'a 100 bin lira ceza veriyorsun. 100 bin lira, bugüne kadar federasyonun verdiği en ağır para cezası. sonra da benim buna inanmamı bekliyorsunuz. sen hakarete hakaretle mukabele ettin zaten o zaman daha ne ceza veriyorsun!.. galatasaray da futbol federasyonu'nu disiplin kuruluna ve mahkemeye sevk etsin. karşı hakaret için. galatasaray bu federasyonla uğraşmanın peşini bırakmamalı... söyledikleri gibi fifa mı, uefa mı, avrupa insan hakları mahkemesi mi kime gidebilirlerse gitmeliler. bu federasyon türk futbolunu yönetmeye layık değil. bu federasyon, galatasaray düşmanlığı tescil edilmiş bir federasyondur. galatasaray'ın bildirisindeki "galatasaray türkiye'dir" lafını iyi anlasın mahmut ve lütfi kardeşlerim. iyi anlasın. bu laf kadar doğru edilmiş bir laf yok. gidelim mi arjantin'in patagonya yaylasına, 'galatasaray' diyelim bakalım ne diyecekler? ya da 'türkiye' diyelim bakalım ne diyecekler? dünyanın öbür ucundaki singapur adası'na gidelim mi? 'galatasaray' diyelim ne diyecekler, 'türkiye' diyelim ne diyecekler? copa cabana plajı'nda soralım mı? kenya'nın safarisinde eli mızraklı aslan peşinde koşan zencilere soralım mı? 'galatasaray' deyince akıllarına ne geliyor ya da 'türkiye' deyince akıllarına ne geliyor!.. galatasaray öyle türkiye olmuş sizin haberiniz yok. türkiye futbol federasyonu benim için artık inanılır olmaktan çıkmıştır. bundan sonra hıncal uluç'un bir tek hedefi var spor yazarı olarak. 'bu federasyondan bu ülkeyi kurtarmak için elinden gelen her şeyi yapmak.' kim tehdit etti? çok sevgili arkadaşlarım mahmut ve lütfi beni affetsinler. kardeşliğimiz, dostluğumuz baki ama artık o koltukta oturmayı hak etmiyorlar. bana telefon açıp cevap vermeye cesaret edemediler. 'hıncal ağabey o bildiriyi şöyle yaptık, şu yazdı. kimsenin haberi yoktu. cart diye internete kondu' diyemediler. 'altında bizim imzamız vardı' diyemediler. 'altında şu şu üyelerin imzası var' diyemedi hiçbirisi. federasyon üyelerinden bir tanesi beni arayıp 'ben bildirinin altına imza attım' demedi. benim davetim türkiye'nin en çok izlenen spor programında yapıldı. ntv'nin 90 dakikası... ama bu onların ilk saldırısı değil. benim aleyhime bildirinin nasıl yazıldığını ben sonra öğrendim. fatih terim, dikte ettiriyor federasyondaki adamına ve tehditle "hemen koymazsanız internet sitesine, istifa eder çeker giderim" diyor. bu ikincisi. bu defa kim tehdit etti aziz özgener, aziz arıboğan'ı!.. şimdi hangi maçı istersen konuşalım. kaç paralık kıymeti harbiyesi kalmışsa maçların!.. )