1548
kendisiyle milan baros'u aynı kefeye koymayı bırak karşılaştırmaya, kıyaslamaya niyet etmek bile bildiğin hakarettir baros'a. meşhur ankaragücü maçında biri kılını kıpırdatmayıp, maçtan sonra rijkaard'ın düşeceği durumu hayal edip ağzı sulanırken diğeri takımdaki ruhsuzlara inat sakatlanmak pahasına oynayıp, acı içinde oyundan alındı. daha ne denir ki. başlığın sahibi için teknik direktörünü, takımını, formasını, armasını sattı da denir tabi. baros arması için, forması için, hani bağırdığımız o tezahurat var ya onun için, bizim için ter döküp sakatlanırken yaptı onları bu adam. elini vicdanına koyan her galatasaray taraftarı bu ikilinin arasındaki karakter farkını, insanlık uçurumunu görür zaten. şimdi biri kaptan diğeri idmandan kovuluyor. ilahi adalet varsa da galatasaray'da olmadığı kesin.
