aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 816
    türkiye'de eşi benzeri görülmeyen tribün showları, koreografiler yapan, çocuk esirgemeden onlarca çocuğu tribünde ağırlayan bir oluşumken 15 yaşında çocuğa sırf üzerinde polar yok diye 50 yaşındaki adamın galatasaraylılığını sorgulama hakkı veren bir "şey"e dönüşmüş olması çok acı verici olan organizasyon. türkiye'nin filanca kentinde yaşayan 10 yaşında bir çocuğun kumbarasındaki parayı yollayacak kadar güvendiği bir oluşumdu zamanında. kavga dövüşle değil koreografi ile, amatör branşlardaki taraftar sayısıyla, yapılan hayır işleri vasıtası ile rekabet etmeyi türk tribünlerine getiren de ultraslan'dı. türkiye'de unutulma seviyesine gelen spor branşlarını hatırlatan, sporcu aileleri dışında kimsenin uğramaz olduğu salonları dolduran da...

    böylesine ilkleri başaran bir organizasyon iken galatasaray taraftarlarını hatta yıllar yılı emek vermiş insanları bile soğutan hatta tiksindiren bir şey oldu çıktı. karaborsacıların abi olduğu, neredeyse hiçbir hamlesi galatasaray sevgisiyle bağdaşmayan; 15-16 yaşında çocukların üzerlerindeki polara, atkıya ya da yancı oldukları abilerine güvenerek egolarını tatmin ettiği ya da o abilerin kendilerine sorgusuz sualsiz * itaat eden kitlelerine güvenerek terör estirdiği bir baş ağrısına döndü ne yazık ki.

    bağımsız kimliğini kaybetti ne yazık ki, birilerinin güdümüne girdi. stadı bariz şekilde ikiye bölecek kadar kutuplaştı kemikleşmiş galatasaray seyircisiyle. 15 yaşında çocuk dedesi yaşında adama sırf üzerinde polar ya da atkı yok diye tepeden bakmaya, "bağır lan" demeye başladı. karşılıksız yaptıklarını iddia ettikleri herşeyi kendilerine kalkan edindiler. biz her yere koşuyoruz, kuyruk beklemeden gireriz; siz yoktunuz biz vardık filanca maçta, burda biz durucaz...
    vehasıl kelam, bu noktadan dönüş çok zordur. en başlarda herkesi kucaklamak adına ortaya çıkan "her galatasaraylı ultraslandır" sloganı da kucaklayıcılıktan öte dikta haline düşmüş durumda. zaten mevcut kutuplaşmadan dolayı niyet o yöne dönse bile fazlasıyla ütopiktir artık.

    sarı kırmızıya değil yeşile* sevdalı olanlardan bahsetmiyorum bile...

    şehir dışındaki oluşumlar, bazı alt gruplarda henüz yoldan çıkmadıysa da istanbulda yer alan, tayfa olarak da anılan ve üç aşağı beş yukarı ultraslan'ın temeli olarak sayılan topluluğun galatasaray tribünlerindeki yeri -çok üzülerek söylüyorum ki- budur... şimdi koordinatörlük görevinde bulunan oğuz abi olsun; ilk dönemden kayahan berberoğlu olsun, okan kızılırmak olsun, üni olsun, hell olsun, geçen gün kendini fesheden karşı olsun... hala daha bir umut duymama sebep olan onca isme rağmen bu noktadan dönüş imkansız gibi görünmektedir. tribün performansı adına, ciddi reformlar gerekmektedir. hoş, mevcut güç dengesi ortamının değişmeyecek kadar kökleşmiş olduğu da ortadadır ya....
App Store'dan indirin Google Play'den alın