815
ikiyüzlü bir oluşumdur.
bir yüzünde kendileri dışında kimsenin hazzetmetmediği,birçok insanın tribünden kopmasına sebep olan,bir şekilde galatasaray sevgisine leke sürülmüş,mevzubahis,tu-kaka grup...
diğer yüzünde ise bilinçli,profesyonel galatasaraylılar diyebileceğimiz,kendini ultraslan hisseden,hissetmeyen * herkesin sevgisini kazanmış insanlar var.örnek verecek olursak;
ikizler
edip gürman
samet doğan
ulaş bayam
halil ibrahim demirtaş
suat ateşdağlı
.
.
. gibi gibi...
ultraslanı sadece birinci grup insanlar olarak düşünürsek,işte o zaman elle tutulur bir tarafı kalmaz.sadece ikinci grup olarak da düşünemeyeceğimize göre sanırım tam da burada ikiyüzlü ifadesi doğrulanıyor.ultraslan paradoksu da bu noktada başlıyor işte.ardından da "hangi ultraslan?" sorusu geliyor ister istemez.
ultraslan'ın,hem eski ihtişamlı günlerine dönebilmesi,hem de galatasaray taraftarının genelinin sevgisini tekrar kazanması ve taraftarın kendini ultraslan olarak benimsemesi için bu soruya cevap vermesi lazım.
kendine doğru yolu çizdiği zaman yine,yeniden kimse statta sadece 25000 kişi olduğuna inanmayacak *,yine stadımız cehennem olacaktır.çünkü galatasaray tribünlerinin potansiyeli belki de dünyanın hiçbir takımında yoktur.gerek istanbul'da,gerek anadolu'da,gerekse de yurtdışında bu potansiyel fazlasıyla mevcuttur.daha fazla küskünlük,kırgınlık,kopmalar olmadan uzlaştırıcı,bütünleştirici bir "doğru yol" bulmak lazım.potansiyelin farkına varılması lazım.
halihazırdaki durum içinde bunlar çok zor olsa da,biraz polyannacılığa kaçsa da,tünelin ucunda ışık görünmese de oğuz altay bir fener yakma gayretinde şimdilik.zaman gösterecek,biz de göreceğiz.
bir yüzünde kendileri dışında kimsenin hazzetmetmediği,birçok insanın tribünden kopmasına sebep olan,bir şekilde galatasaray sevgisine leke sürülmüş,mevzubahis,tu-kaka grup...
diğer yüzünde ise bilinçli,profesyonel galatasaraylılar diyebileceğimiz,kendini ultraslan hisseden,hissetmeyen * herkesin sevgisini kazanmış insanlar var.örnek verecek olursak;
ikizler
edip gürman
samet doğan
ulaş bayam
halil ibrahim demirtaş
suat ateşdağlı
.
.
. gibi gibi...
ultraslanı sadece birinci grup insanlar olarak düşünürsek,işte o zaman elle tutulur bir tarafı kalmaz.sadece ikinci grup olarak da düşünemeyeceğimize göre sanırım tam da burada ikiyüzlü ifadesi doğrulanıyor.ultraslan paradoksu da bu noktada başlıyor işte.ardından da "hangi ultraslan?" sorusu geliyor ister istemez.
ultraslan'ın,hem eski ihtişamlı günlerine dönebilmesi,hem de galatasaray taraftarının genelinin sevgisini tekrar kazanması ve taraftarın kendini ultraslan olarak benimsemesi için bu soruya cevap vermesi lazım.
kendine doğru yolu çizdiği zaman yine,yeniden kimse statta sadece 25000 kişi olduğuna inanmayacak *,yine stadımız cehennem olacaktır.çünkü galatasaray tribünlerinin potansiyeli belki de dünyanın hiçbir takımında yoktur.gerek istanbul'da,gerek anadolu'da,gerekse de yurtdışında bu potansiyel fazlasıyla mevcuttur.daha fazla küskünlük,kırgınlık,kopmalar olmadan uzlaştırıcı,bütünleştirici bir "doğru yol" bulmak lazım.potansiyelin farkına varılması lazım.
halihazırdaki durum içinde bunlar çok zor olsa da,biraz polyannacılığa kaçsa da,tünelin ucunda ışık görünmese de oğuz altay bir fener yakma gayretinde şimdilik.zaman gösterecek,biz de göreceğiz.