210
birden aklıma geldi. geçen sene en keyif aldığım maçlardan biriydi. beşiktaş'ı futbol anlamında bu kadar ezip de kazanamamıştık, koymuştu bana.
stoperde neill-emre güngör ikilisi vardı. neredeyse sıfır hata ile oynamışlardı. hatta leo franco inanılmaz kurtarışlar yapmıştı o gün.
elano'nun, galatasaray'da oynadığı açık ara en iyi maçtır. ağzım açık izlemiştim.
keita her zamanki gibi yardırıyordu.
arda, forvet oynamak zorunda kaldığı o dönemde en iyi performansını çıkarmıştı. golü de o atmıştı zaten. o kendi mevkisinde olsaydı, ilerde de baros olsaydı, tarihi fark olabilirdi bu maç.
galatasaray'ın, "takım" olarak taraftarını en çok heyecanlandırdığı maçlardan biridir. e santraforsuz bir takım olunca inönü'de beraberlikle yetinmiştik. bu da, "e madem bu kadar iyiydik niye kazanamadık" sorusunun cevabı.
stoperde neill-emre güngör ikilisi vardı. neredeyse sıfır hata ile oynamışlardı. hatta leo franco inanılmaz kurtarışlar yapmıştı o gün.
elano'nun, galatasaray'da oynadığı açık ara en iyi maçtır. ağzım açık izlemiştim.
keita her zamanki gibi yardırıyordu.
arda, forvet oynamak zorunda kaldığı o dönemde en iyi performansını çıkarmıştı. golü de o atmıştı zaten. o kendi mevkisinde olsaydı, ilerde de baros olsaydı, tarihi fark olabilirdi bu maç.
galatasaray'ın, "takım" olarak taraftarını en çok heyecanlandırdığı maçlardan biridir. e santraforsuz bir takım olunca inönü'de beraberlikle yetinmiştik. bu da, "e madem bu kadar iyiydik niye kazanamadık" sorusunun cevabı.