42
yanılmıyorsam, nba'de meşhur bir söz var. söyleyenini hatırlamakla beraber ''bir takım point-guard'ı kadar iyidir, daha fazlası değil.'' gibisinden bir şey idi.
işte türk futbolunda da benzer bir şey görüyorum. türk futbolu, galatasaray ne kadar iyiyse o kadar iyi. galatasaray'ın ortalıgı kasıp kavurduğu zamanları hatırlayın, milli takım, bizim kadromuza kaleye rüştü reçber, defansa da alpay özalan takviyesiyle katıldığı 2002 dünya kupasında üçüncü olmuştu. nasıl ki, 2003'ten sonra galatasaray'da aşağılara doğru bir ivmelenme oldu, son 2 senedir de çöküş ve kaos devrine girdik, milli takım da çok benzerlerini yaşamaya başladı.
burada hemen bir parantez açalım, 2008 avrupa şampiyonası ile alakalı. orada milli takımımızın yaşadığı şey, güzel bir halüsinasyondan farklı değildi. zannetmiyorum ki, bir daha hiç bir kulüp takımına ya da milli takıma böyle bir şans isabet etsin.
galatasaray'ın dibe vurmasından istifade eden bursaspor; katıldığı şampiyonlar liginde, entry'i girdiğim dakikalarda 0 puan, atılan 1 gol ve averajı eksi bilmemkaç şekilde mücadele etmekte. koskoca türkiye'nin şampiyon takımı... ne kadar üzücü değil mi? tabii hemen aksini iddia edenler çıkabilir, ''galatasaray da ilk katıldığı sene ilk golünü son maçta attı, sadece 2 puan alabildi blablabla...'' diye. hemen hatırlatalım; galatasaray'ın ilk kez mücadele ettiği şampiyonlar liginde, şimdiki gibi 32 takım değil, sadece ve sadece 8 takım vardı. dolayısı ile galatasaray, şampiyonlar ligine katılmakla bile çeyrek final başarısını göstermiş oluyordu otomatikman.
bursaspor'un şu anda rakiplerine bakıyorum da, * * * manchester dışında kalan iki rakibi de o zamanki şampiyona statüsünde yer alabilecek çapta takımlar değiller. hoş, gruplara kalabilecek kalibredeki tek takım olan manchester united'ı eleyerek katılmıştık zaten biz de :)
işte türk futbolunda da benzer bir şey görüyorum. türk futbolu, galatasaray ne kadar iyiyse o kadar iyi. galatasaray'ın ortalıgı kasıp kavurduğu zamanları hatırlayın, milli takım, bizim kadromuza kaleye rüştü reçber, defansa da alpay özalan takviyesiyle katıldığı 2002 dünya kupasında üçüncü olmuştu. nasıl ki, 2003'ten sonra galatasaray'da aşağılara doğru bir ivmelenme oldu, son 2 senedir de çöküş ve kaos devrine girdik, milli takım da çok benzerlerini yaşamaya başladı.
burada hemen bir parantez açalım, 2008 avrupa şampiyonası ile alakalı. orada milli takımımızın yaşadığı şey, güzel bir halüsinasyondan farklı değildi. zannetmiyorum ki, bir daha hiç bir kulüp takımına ya da milli takıma böyle bir şans isabet etsin.
galatasaray'ın dibe vurmasından istifade eden bursaspor; katıldığı şampiyonlar liginde, entry'i girdiğim dakikalarda 0 puan, atılan 1 gol ve averajı eksi bilmemkaç şekilde mücadele etmekte. koskoca türkiye'nin şampiyon takımı... ne kadar üzücü değil mi? tabii hemen aksini iddia edenler çıkabilir, ''galatasaray da ilk katıldığı sene ilk golünü son maçta attı, sadece 2 puan alabildi blablabla...'' diye. hemen hatırlatalım; galatasaray'ın ilk kez mücadele ettiği şampiyonlar liginde, şimdiki gibi 32 takım değil, sadece ve sadece 8 takım vardı. dolayısı ile galatasaray, şampiyonlar ligine katılmakla bile çeyrek final başarısını göstermiş oluyordu otomatikman.
bursaspor'un şu anda rakiplerine bakıyorum da, * * * manchester dışında kalan iki rakibi de o zamanki şampiyona statüsünde yer alabilecek çapta takımlar değiller. hoş, gruplara kalabilecek kalibredeki tek takım olan manchester united'ı eleyerek katılmıştık zaten biz de :)