54
(bkz: 10 kasım 2010 galatasaray denizlispor maçı)
istanbul'a yeni geldim, oldukça yabancıyım bu şehre. aslında gelmeyi pek düşünmemiştim başta ancak sami yen'deki son sene ve aslantepe'de ilk seneye şahit olma düşüncesi de gelmemi etkiledi. gs bonus'um da yeni çıkmıştı, ilk yaptığım iş store'dan parçalı forma almak olmuştu, hatta formayı denemek için giydikten sonra çıkarmak istemediğimden üstünden okutturmuştum fiyatını..
stada girişte beklediğim sıradaki turnike bozukmuş, o yüzden maçın 7. dakikasında girebildim içeri. merdivenlerden çıkıp çim sahanın görüldüğü ilk an çok özeldi benim için de. dökülüyor denilen stad hiç de kötü görünmüyordu bana, birine galatasaraylı olduğu için kanı ısınmak var ya aynen öyleydi benim için, etrafımdaki herkesle ortak dili konuşuyordum sanki. kameramı getirmiştim yanımda, gollerin olacağı içime doğduğundan attığımız 3 golü de çektim kamerayla. direkten dönen top da kayıtlarım altında.
bu arada, dedim ya istanbul'a yabancıyım, arkadaşla zirvelerde bahsedilen meşhur köfteciyi aradık, orjinal bi ismi olduğu kalmış aklımda (orjinmiş meğersem) ama ne olduğunu hatırlayamadığımdan bulamadım. ayrıca duran sandwich de meşhurmuş, yerini bilmediğimden cevahir'in üst katlarını dolaştık. bulamadık. bir dahaki sefere artık..
maçtan sonra fark ettiğim bir şey daha oldu. ilk gittiğim maç da denizlispor galatasaray maçıydı. o zamanlar kadınlar ve çocuklar ücretsiz izliyordu maçları, ben de annemin yanında izlemiştim denizlisporlu taraftarların arasında kafamda galatasaray beresiyle.. sonra yine fark ettim, denizli'de doğmuştum ben, denizlispor'un maçlarına giderdim küçükken, kazanınca seviniridim çok. bu maçta ise memleket takımı olduğu aklıma bile gelmedi. sadece dost bir takım olduğunu düşünerek izledim maçı.
beşiktaş'ın güzelim marşına edilen küfürler, oyunculardan biri gol kaçırınca edilen küfürleri yok saydım, hatta maç sonu fenerin annesinin üreme organıyla ne alıp veremediğimizi de sorgulamadım. yanımızdaki bayan güvenlik görevlisinin bakışı kaldı sadece aklımda.
hafta içi olduğundan çok kalamadım stadda, geri döndüm. çektiğim videoları gece tekrar izledim. eski açık sarı desene yi kaydetmiştim, sabri'nin üçlü çektirmesini de. kendimi çekmeyi unutmuşum bu arada, hep sami yen stadı var görüntülerde.
çok sevdim ben bu stadı. geç de olsa görmek iyi geldi bana da. bayram dönüşü kalan maçlara da gitmeyi düşünüyorum. düşünmekle de kalacağımı sanmıyorum.
istanbul'a yeni geldim, oldukça yabancıyım bu şehre. aslında gelmeyi pek düşünmemiştim başta ancak sami yen'deki son sene ve aslantepe'de ilk seneye şahit olma düşüncesi de gelmemi etkiledi. gs bonus'um da yeni çıkmıştı, ilk yaptığım iş store'dan parçalı forma almak olmuştu, hatta formayı denemek için giydikten sonra çıkarmak istemediğimden üstünden okutturmuştum fiyatını..
stada girişte beklediğim sıradaki turnike bozukmuş, o yüzden maçın 7. dakikasında girebildim içeri. merdivenlerden çıkıp çim sahanın görüldüğü ilk an çok özeldi benim için de. dökülüyor denilen stad hiç de kötü görünmüyordu bana, birine galatasaraylı olduğu için kanı ısınmak var ya aynen öyleydi benim için, etrafımdaki herkesle ortak dili konuşuyordum sanki. kameramı getirmiştim yanımda, gollerin olacağı içime doğduğundan attığımız 3 golü de çektim kamerayla. direkten dönen top da kayıtlarım altında.
bu arada, dedim ya istanbul'a yabancıyım, arkadaşla zirvelerde bahsedilen meşhur köfteciyi aradık, orjinal bi ismi olduğu kalmış aklımda (orjinmiş meğersem) ama ne olduğunu hatırlayamadığımdan bulamadım. ayrıca duran sandwich de meşhurmuş, yerini bilmediğimden cevahir'in üst katlarını dolaştık. bulamadık. bir dahaki sefere artık..
maçtan sonra fark ettiğim bir şey daha oldu. ilk gittiğim maç da denizlispor galatasaray maçıydı. o zamanlar kadınlar ve çocuklar ücretsiz izliyordu maçları, ben de annemin yanında izlemiştim denizlisporlu taraftarların arasında kafamda galatasaray beresiyle.. sonra yine fark ettim, denizli'de doğmuştum ben, denizlispor'un maçlarına giderdim küçükken, kazanınca seviniridim çok. bu maçta ise memleket takımı olduğu aklıma bile gelmedi. sadece dost bir takım olduğunu düşünerek izledim maçı.
beşiktaş'ın güzelim marşına edilen küfürler, oyunculardan biri gol kaçırınca edilen küfürleri yok saydım, hatta maç sonu fenerin annesinin üreme organıyla ne alıp veremediğimizi de sorgulamadım. yanımızdaki bayan güvenlik görevlisinin bakışı kaldı sadece aklımda.
hafta içi olduğundan çok kalamadım stadda, geri döndüm. çektiğim videoları gece tekrar izledim. eski açık sarı desene yi kaydetmiştim, sabri'nin üçlü çektirmesini de. kendimi çekmeyi unutmuşum bu arada, hep sami yen stadı var görüntülerde.
çok sevdim ben bu stadı. geç de olsa görmek iyi geldi bana da. bayram dönüşü kalan maçlara da gitmeyi düşünüyorum. düşünmekle de kalacağımı sanmıyorum.